AYÇA SÖYLEMEZ : Gayrinizami harp
2021.05.25 09:00
Yasadışı eylemleri için mafya ve kaçakçılarla iş tutan kontrgerillanın şimdi bir örümcek ağı gibi etrafımızı nasıl çepeçevre sardığını izliyoruz. Mevzu Ağar ya da başka bir devlet görevlisi mafya tetikçi vs. değil. Mevzu bu düzenin elimizi kolumuzu bağlayan ağlarının neden örüldüğü.
"Ya hep böyle yapıyorlar vatanseverlik vatanseverlik milleti coşturuyorlar. "
Sedat Peker devletin tetikçilere cinayetleri hangi motivasyonla işlettiğini böyle açıkladı. 70 yıldır "komünizmle mücadele" 40 yıldır PKK ile mücadele diye diye uyuşturucu ve silah ticaretinin başına oturanların bir kısmını videolarında anlattı. Kontrgerillanın klikleriyle iş yapan gazetecisinden kaçakçısına kim varsa sattılar öldürdüler hapse attılar. Ancak her zaman dolar için değil halkı için ölenler de vardı kurşunlarının ucunda.
Zaten Süleyman Soylu TRT'de büyük itirafını yaptı "Organize suç örgütleri gayrinizami harbin en önemli aparatlarından bir tanesidir" dedi. Gayrinizami harp dediği 1952'de Genelkurmay'a bağlı kurulan Seferberlik Tetkik Kurulu'yla başlayan bizim bildiğimiz adıyla kontrgerillanın faaliyetleri.
NEYDİ BU FAALİYETLER?
Esas olarak komünizmle mücadele. Darbeler pogromlar siyasi cinayetler yoluyla gerçekleştirdikleri "mücadelede" yüzlerce komünistin cinayeti faili meçhul kaldı. Mehmet Ağar'a açılan ikinci davanın müsebbibi tetikçi Ayhan Çarkın FETÖ'nün yanındaki birçok "muhalifle" yürüttüğü "temiz eller" operasyonu zamanında bu cinayetlerden bazılarını itiraf etmişti. Çarkın 1995'te kaybedilen Milli İstihbarat Teşkilatı'yla çalışan Tarık Ümit ile 1992'de gözaltında kaybedilen sosyalist üniversite öğrencisi Ayhan Efeoğlu'nun mezarının yerini göstermek üzere 2011 yılında Silivri'ye götürülmüş burada kazı yapılmıştı. Hiçbir şey bulunamadı.
Eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın bu itiraflarının birinde "maktullerden Yusuf Ekinci'nin dört araçla durdurulup alındığını Gölbaşı'na götürüldükten sonra Ayhan Akça'nın Uzi marka silahı kendisine vererek 'Hadi sen de milli ol' diyerek silahı kendisine uzattığını kendisinin ise silahı fırlatıp attığını Ekinci'yi başkasının öldürdüğünü" anlatmıştı. Çarkın Behçet Cantürk'ün de "devletin bekası için öldürüldüğünün söylendiğini" aktarmıştı.
BEHÇET CANTÜRK KİMDİ?
Devletin önce kontrgerillanın aldığı pay karşılığında uyuşturucu kaçırmasına izin verdiği sonra da Sapanca'da başına sıkılan tek kurşunla öldürdüğü uyuşturucu baronu. Devletin bekası adına iş yaptığını söyleyen Mehmet Ağar'la ne alakası vardı peki? Soner Yalçın'ın "Behçet Cantürk'ün Anıları" kitabından: "Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar Süleymancı Kemal Kaçar'ın koordinatörlük yaptığı şirketin sahipleri İbrahim Aslan ve Mahmut Şahin'le yakın temas halinde olup bu şahıslara gizli kalması icap eden soruşturma ve tahkikatlarla ilgili bilgi vermektedir. İbrahim Aslan'a ait Aslan Nakliyat TIR taşımacılığı yapmaktadır. 150 TIR'a sahip bulunmaktadır. Mahmut Şahin'e ait Şahlan Nakliyat deniz ticaretiyle iştigal etmektedir… Mehmet Ağar Fındık Kralı diye bilinen Lokman Kundakçı'yı bir yeraltı grubuna dövdürmek ve sonra himayesine almak suretiyle Lokman'la yakınlık kurmuş… Yeraltı dünyasını Ankara'daki üst düzey bürokratlara da Mehmet Ağar empoze etmekte ve … gibi ünlü isimleri üst düzey bürokratlarla ve hatta bakanlarla tanıştırarak bağlantılarını sağlamlaştırmakta faaliyetlerini legalize etmektedir…"
Kitapta böyle yüzlerce bağlantı ve yasadışı faaliyet anlatılıyor. Behçet Cantürk de bu ilişkiler ağının bir parçasıydı.
Devlet için bin operasyon yaptığını söyleyen Şükrü Balcı'nın yetiştirmesi olan kökleri ve faaliyetleri 12 Eylül'e kadar uzanan Mehmet Ağar İbrahim Şahin ve Korkut Eken'in de aralarında olduğu kızağa çekilmiş eski muktedirlere Ayhan Çarkın'ın bu itiraflarının ardından dava açıldı. Dava Ankara'da 90'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetleri kapsıyordu.
DAVALAR KAPATILDI
Ancak beklendiği üzere Mehmet Ağar ve ekibi Cantürk'ün yanı sıra Abdülmecit Baskın Namık Erdoğan Savaş Buldan Yusuf Ekinci Ömer Lutfi Topal Tarık Ümit ve Faik Candan cinayetlerinin yargılandığı davada beraat etti. Dosyadaki balistik incelemesinde cinayetlerin bazılarının Uzi marka silahla işlendiği ispatlanmasına rağmen mahkeme delil olmadığı gerekçesiyle davayı kapattı.
Uzi marka silahların ne alakası var? Şöyle: İsrail'den getirildiği ve özel harekât dairesine hibe edildiği öne sürülen ve aralarında susturucular ile tüfeklerin de olduğu silahların içinde yüzlerce Uzi marka otomatik tabanca vardı. Bu tabancalar karşımıza ilk olarak Susurluk kazasındaki Mercedes'in bagajında çıktı. Ardından Kutlu Adalı cinayetinde de yukarıda saydığım isimlerin cinayetlerinde de hep aynı silahın izi vardı. Fikri Sağlar geçen hafta yaptığı açıklamada "Kutlu Adalı Kuzey Kıbrıs'ın Uğur Mumcu'su olarak kabul edilir. Adanın Susurluk'unu ortaya çıkarmıştı. Öldürenler Uzi silahı kullanmıştı. Oysa adada Uzi silahının olmadığını biliyorum" dedi.
Silahların bazıları Emniyet kayıtlarına 1994'te girdi tamamı hiçbir zaman bulunamadı. Ağar'ın 40 yıllık adamı İbrahim Şahin kayıp silahlar davasında görevi ihmalden suçlu bulundu. Yargılama sürecinde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı "hafızasını kaybettiği" söylendi bir yıl hapis cezasıyla dava kapatıldı.
Aynı marka silahlar Ankara'daki davada yeniden sahnedeydi. 13 Aralık 2019'daki karar duruşmasında Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonundaydım savcı mütalaasında "Sanıkların aleyhinde maddi gerçekliği ortaya koyacak objektif veya subjektif delile rastlanmadı. 25 yıl geçtiğinden yeni delile ulaşmak da imkansızdır" iddiasında bulundu. Avukat Mehmet Emin Aktar ise tek delilin Çarkın'ın ifadelerinin olmadığını söyledi "Biri Ankara'da biri İstanbul'da işlenen iki ayrı cinayette aynı Uzi silahın kullanıldığı belli balistik incelemeler var deliller var…" dedi mahkeme bu itirazı dikkate almadı.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Ağar ve tüm sanıkların beraat ettiği bu kararı 5 Nisan'da bozdu. Bozma kararında "olaylarda ele geçen kovan ve mermi çekirdeklerinin menşei kullanımlarına ilişkin aidiyetleri bunların ve diğer maddi olguların birbirleri ile ilişkisinin araştırılmadığı" ifade edildi.
Yani balistik raporuna da yansıyan Uzi marka silahlardan çıkan mermilerin kimleri öldürdüğü bilinmesine rağmen silahı hangi ellerin tuttuğu araştırılmamıştı. 25 yıldır… Şimdiden sonra araştırılır mı bilinmez ancak ortada tuğla falan kalmadığı duvarın yıkılıp tekrar tekrar örüldüğü aşikâr.
Güney Amerika'da da darbelerle yok ettikleri sosyalist örgütlerin üzerinden silindirle geçmek için CIA ile uyuşturucu kartelleri işbirliği içinde çalışıyordu. Bunun Ortadoğu hikâyesini biz yaşadık yasadışı eylemleri için mafya ve kaçakçılarla iş tutan kontrgerillanın şimdi bir örümcek ağı gibi etrafımızı nasıl sardığını izliyoruz.
Susurluk raporunun yazarı Kutlu Savaş uzun yıllar sonra ilk kez konuştu "Susurluk'u özgün olduğu kadar bir gruba ve kişiye indirgemeye çalışmak hataydı. Basın bunu yaptı. Şimdi de aynı şey yapılıyor. Kişilere takılırsanız orada kalırsınız. Çerçeveye bakmanız lazım" dedi. Haklı. Mevzu Ağar ya da başka bir devlet görevlisi mafya kontrgerilla mensubu tetikçi vs. değil. Mevzu bu düzenin elimizi kolumuzu bağlayan ağlarının neden örüldüğü…
Not: Mehmet Ağar'ın yargılandığı davada mağdur ailelerin avukatlarından biri de Selçuk Kozağaçlı'ydı. Çetenin "mücadele ettiği" komünistlerden. Şimdi o tutuklu diğerleri tezgâha kaldığı yerden devam ediyor. Bu aralar sık sık göreve çağrılan savcıların kimlerle meşgul olduğu açık.
https://www.birgun.net/haber/gayrinizami-harp-345882?fbclid= IwAR3FtfmvIDAn0JWA0sBtmomnXXi5g5DLfq890-uhM1DgzXpcq0Y1Oq8qvS8
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Dunyada hersey icin medeniyet icin hayat icin basari icin en hakiki mursit bilimdir fendir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
84. TANRININ YARATMA GUCU YA DA TANRININ LUTFU DENILEN SEYE MINNETTAR OLMAMIZ GEREKTIGI DOGRU DEGILDIR
Bizi sayisiz nimet, iyilik ve bagisa bogan Tanrinin lutfuna sonsuz sukran borclu oldugumuz her an tekrarlanir. Ozellikle yasamak mutlulugu ovulur. Ama heyhat! Hayatindan hosnut olan kac kisi vardir? Eger hayat bize bazi tatlar veriyorsa, bu tatlar bircok aciyla karismis degil midir? Yakici tek bir aci, en sessiz, en mutlu bir hayati birdenbire zehirlemeye yetmez mi? Ellerinde olsaydi, talihinin gorusunu almaksizin icine attigi sikintili hayat meslegine tekrar girmeye, tekrar yasamaya istekli olacak cok kimse var midir?
Diyorsunuz ki, hayat yalniz basina cok buyuk bir nimettir. Ancak bu hayat, cogu kez acilarla, korkularla, cogu kez zalim olan ve cok az hak ettigimiz hastaliklarla surekli olarak tedirgin edilmiyor mu? Boylece bircok taraftan tehdit edilen bu hayat her an elimizden alinamaz mi? Bir sure yasadiktan sonra sevgili esinden, sevgili bir evlattan, avutucu bir dosttan ayrilmamis olan; veya bunlardan ayrilik ve acilarin dusunce gucunu istila etmedigi kim vardir?
Zehir gibi aci felaket bardagini basina dikmek zorunda kalmamis cok az kimse vardir. Cok az kimse vardir ki, hayatin son bulmasini cogu kez istemesin. Sozun kisasi, dunyaya gelmek ya da gelmemek, gorus ve istegimize bagli olmamistir. Bir sure kendisiyle eglendikten sonra, kesip yemek uzere tutsak ederek kumesine koydugundan dolayi, kusun, avcisina cok duygusal sukran ve gonul borcu mu beslemesi gerekir?
- - - - - - - - - - - - -
Bilincleninceye dek baskaldiramayacaklar, baskaldirmazlarsa da hicbir zaman bilinclenemeyecekler.
( Bu kisim kitapta Proleterler icin soylenmistir.)
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Butun dinler, insanlara, nefsin ya da kalbin faziletleri icin obur dunyada sonsuza kadar odullendirilecekleri sozunu verir, aklin ve anlayisin faziletleri icin degil.
SCHOPENHAUER,ARTHUR (1788-1860) Alman filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 282 Suctan kaynaklanan malvarligi degerlerini aklama 1
1) Degisik 26 6 2009 – 5918 5 md. Alt siniri alti ay veya daha fazla hapis cezasini gerektiren bir suctan kaynaklanan malvarligi degerlerini yurt disina cikaran veya bunlarin gayrimesru kaynagini gizlemek veya mesru bir yolla elde edildigi konusunda kanaat uyandirmak maksadiyla cesitli islemlere tabi tutan kisi uc yildan yedi yila kadar hapis ve yirmibin gune kadar adli para cezasi ile cezalandirilir.
2) Ek 26 6 2009 – 5918 5 md. Birinci fikradaki sucun islenmesine istirak etmeksizin bu sucun konusunu olusturan malvarligi degerini bu ozelligini bilerek satin alan kabul eden bulunduran veya kullanan kisi iki yildan bes yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir. 1 3 Bu sucun kamu gorevlisi tarafindan veya belli bir meslek sahibi kisi tarafindan bu meslegin icrasi sirasinda islenmesi halinde verilecek hapis cezasi yari oraninda artirilir.
4) Bu sucun suc islemek icin teskil edilmis bir orgutun faaliyeti cercevesinde islenmesi halinde verilecek ceza bir kat artirilir.
5) Bu sucun islenmesi dolayisiyla tuzel kisiler hakkinda bunlara ozgu guvenlik tedbirlerine hukmolunur.
6) Bu suc nedeniyle kovusturma baslamadan once suc konusu malvarligi degerlerinin ele gecirilmesini saglayan veya bulundugu yeri yetkili makamlara haber vererek ele gecirilmesini kolaylastiran kisi hakkinda bu maddede tanimlanan suc nedeniyle cezaya hukmolunmaz.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder