EGE CANSEN : İSLAM VE KILIÇ
16 Mayıs 2021
Cumhuriyet bir ülke yönetimi biçimidir. Ülkenin başında şeklen de olsa bir kral kraliçe veya sultan yani hanedan yok demektir. Ancak resmi adının içinde cumhuriyet sözcüğü geçen her devletin yönetimi aynı özellikleri taşımaz. Mesela adı "halk cumhuriyeti" (bir zamanlar Bulgaristan) veya "demokratik cumhuriyet" (birleşmeden önceki Doğu Almanya) olan ülkeler komünist (sosyalist) partisi tarafından yönetilirdi.
Üretim araçları mülkiyeti yoktu. Şah devrildikten sonra İran'da kurulan rejimin adı da "İslam cumhuriyeti"dir. Afganistan ve Pakistan da birer "İslam cumhuriyeti"dir. Bu ülkeler "şeriata" göre yönetilir. 1923 yılında Türkiye'de ilan edilen cumhuriyetin o günkü anlamı "Ülkenin başında bir sultan olmayacak" demekti.
Ama anayasasında "Dini İslamdır" yazıyordu. Yani bir bakıma "İslam cumhuriyeti" idi. Daha sonra bu ibare anayasadan çıkarılmış yerine "laik" sözcüğü konmuştur. Türkiye Cumhuriyeti 1933 yılında Atatürk'ün ünlü nutkunu TBMM'de okumasıyla kemale ermiştir.
AYASOFYA'NIN MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
Cumhuriyet önce bir ihtilâl daha sonra bir inkılâp sürecinden geçilerek şekillenmiştir. Üç sütun üzerine kuruludur. Bunlar: "laiklik" "bölünmez bütünlük" ve "tam bağımsızlık"tır. Bunların her biri bir dönüşüm hedefini simgeler. Yani hepsi birer "tez"dir.
Laiklik dinciliğin bölünmez bütünlük çok ulusluluğun tam bağımsızlık büyük devletlerin himayesini istemenin "antitezi"dir. Doğal olarak eski tezlerin taraftarlarının çok şiddetli tepkisine (reaksiyonuna) maruz kalmıştır.
Zaman zaman ayaklanmalara dönüşen bu reaksiyonlar cebren bastırılmış onlar da yer altına girmiştir. Çok partili demokrasi doğal olarak bunların "yer üstüne" çıkmasına imkan sağlamıştır.
1934 yılında 481 yıldır cami olarak kullanılan Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi Türkiye'nin "Batılılarla laiklik ortak paydasında buluşma uzlaşma ve bütünleşme önerisidir. "
AYASOFYA'NIN CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
AKP'nin "Avrupa Birliği'ne tam üye olmak bizim stratejik hedefimizdir" derken Ayasofya'yı camiye dönüştürmesi dış politikada sorun yaratacak yaman bir çelişkidir. Kısmen cami ama genelde müze olarak hizmet veren Ayasofya'nın 86 yıl sonra camiye dönüştürülmesinin iç politikaya yönelik mesajı ise "Laiklik tasfiye edilecek"tir. Diyanet İşleri Başkanı'nın elinde kılıçla minbere çıkıp hutbe okuması da bunu tamamlayan sembolik değeri yüksek bir davranıştır.
Cuma hutbesini elinde kılıçla okumak fethedilen bir Hıristiyan ülkesinde mevcut bir kliseden dönüşmüş bir camide uygulanan ve "yerli halka" gözdağı vermek için kullanılan bir Türk-İslam geleneğidir. Sultanahmet Süleymaniye veya Çamlıca camilerinde hocalar kılıçla minbere çıkmaz. Çünkü o camiler kılıçla alınmamış fatihler tarafından inşa edilmiştir.
Demek ki Ayasofya'nın müzeden camiye dönüştürülmesi bazıları tarafından yeni bir fetih olarak değerlendirilmektedir. Tüm dünyada "İslam'dan korkma" (İslamofobi) yaygınlaşırken "barış dinidir" denilen İslam'da hutbe okuyacak hocanın elinde "savaş" sembolü kılıçla minbere çıkması talihsizliktir.
Bu eski geleneği ihya etmenin amacı sakın "Burası müze olarak kalsın" diyen laiklere gözdağı vermek olmasın?
Bakalım kılıç ne zaman sol elden sağ ele geçecek?
Son söz: Nasıl biliniyorsan öylesindir.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ege-cansen/islam-ve-kilic-6433481/
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Err:502
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
187. ESKI VE YENI DINLER, SOYUT KURUNTULARINI VE GULUNC AYINLERINI HEP BIRBIRLERINDEN ALMISTIR
Eski rahiplerin dinleri yok oldu, ya da daha dogrusu bu dinler bicim degistirmekten baska bir sey yapmadi. Her ne kadar yeni ilahiyatcilarimiz onlara sahtekar gozuyle bakiyorlarsa da, genel toplami artik bizim icin var olmayan sistemlerinden bircok daginik kisimlari topladilar. Teolojinin baska bir tarzda yeniden giydirmekten baska bir sey yapmadigi dogmalari cagdas dinlerimizde hala aynen bulmakla kalmiyoruz; hurafeler bulasmis dini islerinin, Thergie'lerinin*, buyulerinin, efsunlarinin dikkat ceken artiklarini da bu dinlerde goruyoruz. Misir'dan alinmis tuhaf fikirlerle dolu oldugunu gordugumuz ibrani dininin peygamberlerinden, rahiplerinden, yasa yapicilarindan kalan turbeleri saygiyla ziyaret etmeleri hala Hiristiyanlara emredilir. Bu sekilde, hilekarlar ya da puta tapan hayalciler tarafindan duslenen garabetler hala
Hiristiyanlarin "kutsal" gorusleridir.
Tarihe biraz goz atilirsa, insanlarin butun dinleri arasinda goze carpici benzerlikler gorulur. Yeryuzunun her yerinde dini fikirlerin, kavimleri, donem donem kederlendirdigi ve sevindirdigi gorulur. Her yerde igrenc ibadet yerlerinin, ibadet islerinin zihinleri mesgul ettigi ve meditasyon konulari oldugu gorulur. Cesitli hurafelerin soyut hayaletlerini ve ayin bicimlerini birbirlerinden aldiklari gorulur.
Dinler, genellikle bunlari birlestirmek, eklemek ve o anki amaclarina uymayanlari kaldirmak hakkini koruyarak, seleflerinin malzemelerini kullanmislardir. Misir dini, putatapma (sanemperestlik) ayinini bu dinden uzaklastirmis olan Musa'nin dinine temel hizmetini gormustur. Musa hizipci bir Misirlidan baska bir sey olmamistir.
Hiristiyanlik, birlestirilmis " Yudaizm"den (Musevilikten) baska bir sey degildir. Muslumanlik ise, Hiristiyanliktan, Yahudilikten ve Arabistan'in eski dininden ibarettir.
*Gokyuzu ruhlari ile iliskiler uzerine kurulu bir tur buyu.
- - - - - - - - - - - - -
Olumluyu olumsuza yeglerim.
Oynadigimiz oyunda kazanmak soz konusu degil.
Ama bazi yenilgiler otekilerden daha iyidir.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Incil'in yarisindan fazlasini dolduran mustehcen oykuleri, sehvetli sefahatlari, zalim ve aci veren idamlari, acimasiz kindarliklari her okudugumuzda bunlari Tanri'nin sozleri degil, bir seytanin sozleri olarak gormemiz cok daha tutarli olacaktir.
Insanligi curutmeye ve vahsilestirmeyehizmet eden bir gunahkrlik tarihidir bu.
Kendi adima, bundan butun kalbimle nefret ediyorum, cunku zalim olan her seyden nefret ederim.
PAINE,THOMAS (1737-1809) Ingiltere dogumlu ABD'li siyaset felsefecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 258 Goreve iliskin sirrin aciklanmasi
1) Gorevi nedeniyle kendisine verilen veya ayni nedenle bilgi edindigi ve gizli kalmasi gereken belgeleri kararlari ve emirleri ve diger tebligati aciklayan veya yayinlayan veya ne suretle olursa olsun baskalarinin bilgi edinmesini kolaylastiran kamu gorevlisine bir yildan dort yila kadar hapis cezasi verilir.
2) Kamu gorevlisi sifati sona erdikten sonra birinci fikrada yazili fiilleri isleyen kimseye de ayni ceza verilir.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder