24 Ekim 2010 Pazar

Modern köleler...

Melih Aşık Açık Pencerem.asik@milliyet.com.tr

Modern köleler...

23 Ekim 2010

Beyoğlu, Nişantaşı, Bakırköy... Akmerkez, Metrocity, Kanyon... Alışveriş merkezlerini dolaşırken cicili bicili mağazalarda çalışan genç hanımlara günde kaç saat mesai yaptıklarını sorun... Genelde “12 - 13 saat” cevabı alacaksınız... Aldıkları para mı?
Genellikle asgari ücret düzeyi... Fazla mesai alırlar mı? Ne gezer.. İşverenin çok insaflısı çalışanına satıştan prim verir..
O da devede kulak kalır...
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ile konuşuyoruz:
- Türkiye’de haftalık çalışma süresi ne kadar Sayın Çelebi?
- 45 saat...
- Peki işveren işçisini bunun üzerinde çalıştırabilir mi?
- Günde 2, yılda 240 saat fazla mesai yaptırabilir. Onu da Çalışma Bakanlığı’ndan izin almak suretiyle... Daha fazla çalıştırması yasaya aykırıdır.
- Peki uygulama nasıl oluyor?
- Haftalık çalışma 80 - 100 saati bile buluyor.
- Çalışma Bakanlığı işyerlerini denetleyip işçilerin şikâyetlerini dinlemiyor mu?
- Eskiden denetliyorlardı, son yıllarda denetlemiyorlar.
- İktidar çalışanları korumuyor yani...
- Hayır... Böyle bir duyarlık görmedim...
- Peki çalışanlar sendikalaşsa ne olur?
- İşveren onları işten atar...
- Bu yüzden işten atılan mahkemeye gidebilir mi?
- Gidebilir.. Ama mahkeme 2 - 3 yıldan önce sonuçlanmaz...
Bu köle düzeni özellikle inşaat, tekstil, hizmet sektöründe uygulanıyor.
Süleyman Çelebi önemli bir bilgi ekliyor:
- Eğer çalışma süresi 8 saatle sınırlanabilse 2 milyon kişiye daha iş sağlanırdı...
Bir ülkede insanlar gizli değil, açık açık günde 13 saat fazla mesai ödenmeden çalıştırılıyorsa bunun adı angaryacılıktır... Böyle bir ülkede kimse ne demokrasinin ne insan haklarının varlığından söz edemez...

 

Çorum, Edirne ve Ergani’de imamlar öğretmen olmuş.
Geç bile kalmışlar. Onların bazı arkadaşları çoktan “devlet adamı” oldu.
Fahrettin Fidan

Frankfurt Mahkemesi, Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’a Deniz Feneri davasında bir numaralı sanık olarak tebligat yapmış.
Allah’tan Almanya’da hukuk var da davayı böyle ara sıra hatırlatıyorlar bize...
Haldun Ertem

 

Seferihisar’dan...
Seferihisar Belediyesi ilginç bir fuar düzenliyor. Bu yıl ilki yapılacak “Seferihisarlılar Fuarı” Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelerek ilçeye yerleşmiş derneklerin mensuplarını bir araya getirmeyi öngörüyor. Organizasyonun amacı farklılıklardan yola çıkarak benzerlikleri bulmak ve bir arada yaşamın zenginliğini keşfetmek olarak açıklandı.
Fuar süresince Karadenizliler, Yozgatlılar, Tokatlılar, Afyonlular, Ahıska Türkleri, Doğu ve Güneydoğu illeri birer gece düzenleyerek, yöresel tatlarını, sanatçılarını ve âdetlerini sergileyecek. Ayrıca kurulan stantlarda her bölge 6 gün boyunca fuar alanını ziyaret edenlere kendi özelliklerini anlatacak. Bu ilginç fuar yarın başlıyor... Herkes davetli...

 

Türbo siyaset!

CNN’de önceki akşam AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik türbanla ilgili soruları yanıtlıyor... Dikkat ediyoruz... İlk ve orta dereceli okullar ile kamuya türbanın girmeyeceğine dair söz vermekten özellikle kaçınıyor... Sınavlarda türbanın serbest bırakılmasını şöyle izah ediyor:
- Açıköğretim fakültesine devam eden 40 -  50 yaşında hanımlar var. Onlara türbanını çıkar denebilir mi?
İşte size tüm sınavlarda türbanın serbest bırakılmasının gerekçesi!
Hüseyin Kılıç açıkça demagoji yapıyor...
Bu arada türban resmen ilkokullara giriyor. Mersin, Adana, Diyarbakır, Konya’da artık türbanlı kız öğrenciler ilkokullarda okuyor...
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart soruyor:
- Bu provokatif ortama karşı hükümet ne yapıyor? Eğer iktidar sözcüleri “Biz ilk ve orta öğretimde türbana karşıyız” deseler bütün olay biter. Benim gördüğüm kadarıyla hükümet bu yöndeki umut ve beklentiyi ayakta tutmak istiyor. Siyasi konjonktüre göre zaman zaman kullanmayı düşünüyor...
Hükümetin tavrı bu da. CHP’den (Kart dışında) ilkokullardaki türbana karşı güçlü bir itiraz duyuyor musunuz? YÖK’ün türbanlıların bütün sınavlara girmesi kararına anlamlı bir tepki geliyor mu?
* * *
Öyle görünüyor ki, türban konusu önümüzdeki yıllarda ülkenin gündemini kilitleyecek... Vaktimizin çoğunu türban tartışmalarıyla geçireceğiz. Bu arada türban (ve şeriat) adım adım ülkeye yerleşecek... Bu işin sonu mu? Tanrı korusun: Pakistan...

 

Fiyapı Stadı...
İnönü Stadı’nın adının Fiyapı İnönü şeklinde değiştirilmesi konusunda Bilecik CHP Milletvekili Yaşar Tüzün, Başbakan Erdoğan’a soruyor:
-  Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tesislerine ad verme yönetmeliğine göre isim değişikliği Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün teklifi ve ilgili bakanın onayı ile gerçekleşmektedir.
-  BJK İnönü Stadı’nın isim değişikliğine hükümetçe izin verilmiş midir?
-  Kasımpaşa’daki Recep Tayyip ERDOĞAN Stadı’nın isminin başına bir sponsor firmanın adının getirilmesini nasıl karşılarsınız?

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Başkaları ile ilgilenirsen, iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin, başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen iki yılda bile tek dost kazanamazsın.   DALE CARNEGİE  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder