23 Ekim 2010 Cumartesi

Garantili türban!

Garantili türban!

22 Ekim 2010

AKP yöneticileri türban sorunuyla ilgili olarak CHP grup yöneticilerini ziyaret ediyor. CHP’liler soruyor:
- Türbanı ilkokula kadar indirecek misiniz?
AKP’li Nurettin Caniklı yanıt veriyor:
- Bundan 10 yıl sonrasının garantisini kim verebilir?
Ne 10 yılı... Aradan 10 saat bile geçmeden ajanslar haberi geçiyor:
“Türban ilkokula girdi...”
Mersin’de M.G. adlı 13 yaşındaki öğrenci tutanak tutularak derse alınmış...
Aynı saatlerde YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan sınavlarda türbanın kalktığını açıkladı.
Pandoranın kutusu açıldı, etraf toz duman.
Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ türban üniversitede kalmalı diye sayıklıyor...
Şunu açıklığa kavuşturalım... İnançlara sonuna kadar saygılıyız.
Ancak türban meselesi hanımların başlarının örtülmesinden ibaret mesele değildir...
Türban serbestisi dinsel kuralların toplumda diğer kuralların önüne geçmesi için başlatılan siyasi kampanyanın ilk aşamasıdır.
Laikliğin sonunun müjdecisidir!
Yürüyüş türbanla başlar, şeriat kanunlarının yürürlüğe girmesi ve İslam devletiyle son bulur...
Peki ondan sonra ülke rahat eder mi?
Bakınız etrafınıza.. Pakistan, Afganistan, Malezya, Endonezya, Suudi Arabistan, İran rahat eden ülkeler mi?
Bu ülkelerin başı ya diğer ülkelerle beladadır ya da iç savaş her gün yüzlerce masumun kanını akıtmaktadır...
Bir ülke şeriatla yönetilmeye başlayınca dinin istismarı da başlar. Kutsal din, her türlü hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, soygun, haksızlık ve baskının örtüsü yapılır. Bu mudur istenen?

Nerede yaşıyor?
Kim mi? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu! Ankara Temsilcimiz Fikret Bila’ya türbanla ilgili sıraladığı 7 şartı okurken bir yandan acı acı gülümsüyor... Diğer yandan kendi kendimize, “Kemal Bey acaba nerede ve hangi zamanda yaşıyor” diye soruyoruz.
Birinci şartı; türban üniversite dışına taşmamalıymış! Kendisine tavsiyemiz ilk karşılaştığı kişiye, “türbanda son durum nedir?” sorusunu sorması. Alacağı yanıt, “ilköğretime bile girdi” olacaktır.
İkinci şartı; türban kamuya girmemeliymiş. Demek Meclis’teki makam odasından Genel Kurul salonuna giderken etrafına şöyle bir bakmıyor. Baksa bir ya da birkaç türbanlı memuru aynı anda görecek çünkü...
Ve 7. şart; kanuni durum açıklığa kavuşturulmalıymış.
YÖK Başkanı değil kanun Anayasa’yı bile takmıyor, kendi başına türbanı serbest bırakıyor... Siz de onu ‘Türban sorununu çözdü’ diye destekliyorsunuz... Şimdi kanunla kapakları açılmış (bizzat açtığınız) barajın azgın sularını zapt edeceksiniz öyle mi? Çok yaşayın...

Site...
Arsa sahibi Feyzi Efe, kooperatife şart koşmuş:
Girişinde ‘Atatürkçü, laik, demokrat insanların oturduğu sitedir’ yazısı bulunacak...
Antalya’daki bu site referandum öncesi medyada konu oldu, kimi gırgıra aldı, kimi topa tuttu.
Ve yazı (ne tür baskılar geldiyse) iki gün önce kaldırıldı, sadece “Feyzi Efe Sitesi” ibaresi kaldı...
“Atatürkçü, laik, demokrat” artık suç içeren kavramlar...

İtibar
Basın özgürlüğü bir ülkenin itibarıdır.”
Kim dedi bunu? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Peki, uluslararası “Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütü ne diyor bu konuda? Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 178 ülke arasında 138. sıradadır.
Ya, Freedom House? Onun “2010 Yılı Dünya Basın Özgürlüğü” listesine göre yerimiz 196 ülke arasında 106. sırada.
Yani... Ülkenin itibarı yerlerde sürünüyor.
Acaba sorumlusu kimlerdir?

NOT: Mine Kırıkkanat’tan sonra Bekir Coşkun’un da Cumhuriyet’te yazmaya başlayacağını duyduk. Mutlu olduk. Özgürlükler dileriz...

Adalet
Adalet Bakanlığı’nın yaptığı liste HSYK seçimlerinde 4500 ila 6500 arası oy aldı...
Adalet Bakanlığı’nın liste yapıp seçimden önce yargıç ve savcılara “Bunlara oy vereceksiniz” diye iletmesi yargı bağımsızlığını yok etmeye yönelik bir girişimdi.
Bu listenin kazanması girişimin tamamlanması, yargı bağımsızlığının yok edilmesi anlamına geliyor...
Üzerinde durulması gereken bir konu daha var...
O da şu; bu listeye oy veren 4500 - 6500 arası yargıç ve savcının yargı bağımsızlığına saygısı yoktur... Bu sayı kendi bağımsızlığını kendi eliyle bakanlığa teslim etmiştir.. Hukukçu Noyan Özkan bu durumu yargıç ve savcıların özellikle 12 Eylül’den sonra memur haline getirilmelerine bağlıyor. Ve ekliyor:
- Ya Yüksek Seçim Kurulu’na ne demeli? YSK Adalet Bakanlığı bürokratlarının listelere girmesini önleyebilir, böylece şaibenin bir ölçüde önüne geçebilirdi. YSK da tarafsız davranmadı...

Diyanet İşleri Başkanı “Din adamları kanaat önderi olmalı ” demiş.
Bizde cemaat önderi aynı zamanda kanaat önderi değil mi?
Gülhan Elmas

Erdoğan şikâyetçi: “AB kapısında 50 yıl bekletilen ikinci bir ülke yok.”
Tıpkı AB kapısında 100 küsur yıldır kılık kıyafeti tartışan başka bir ülke olmadığı gibi...
Haldun Ertem

ATO’ya göre Ankara’da çoban sıkıntısı varmış.
Eee, bu kadar “sürü”ye çoban mı yetişir!
Fahrettin Fidan

StarTV’nin esprili spikeri Ertem Şener önceki gece Manchester UnitedBursaspor maçını anlatırken izleyiciyi yine kırdı geçirdi. Manchester’in golcü forveti Machedo’ya taktığı sıfat çok iyiydi:
“Fırsat düşkünü”...

 

http://www.milliyet.com.tr/garantili-turban-/melih-asik/guncel/yazardetay/23.10.2010/1304681/default.htm?ref=haberici


- ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ -  ~  - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~  - ~ - ~  - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~

VE BAŞ FİTNECİNİN DİĞER HERZELERİ

Hedef  Türkiye
BOB'un Yeni Kur'anı
Fettullah Efendinin Gizli Yahudi Mezhepleriyle İttifakı
Papalığın Gizli Kardinali Fitnetullah Efendi
Fitnetullah Efendi CIA Bağlantısı
Fitnetullahlara Göre Hristiyanların Şehitliği de geçerliymiş
Fitnetullahçılık ve Diğer Şeriatçılar
Hedef Türkiye -2
Gerekirse Avukat Hatta Hakim Kiralayacaksınız!
Kur'an Hükümleri Çok Sert
Dinlerarası Diyalogdan Dinler Arası Düğüne
Fitnetullah Efendinin Heybeli Ada Maceraları
Hristiyanların Şehadeti de Geçerliymiş-2
Muhammed Allahın Resulüdür İbaresi Gereksiz miş!..
Nurettin Veren'in Anlatımıyla İçeriden Fitnecilik
Gözümüzü Açmalıyız, Gidişat Kötü..
VEEE NİHAT GENÇ'LE AYKIRI SORULAR

oO-------------------------------------------------------------------Oo

http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder