24 Ekim 2010 Pazar

İsimler ve Cisimler


İsimler ve Cisimler 


22 Ekim 2010
Sn. Yalçın Küçük´ün "yahudi maske isimleri üzerine araştırması" ilk anda zekâyı şoka sokuyor. İlk aylardan sonrasında ise konunun şaşmaz bir sistematik halinde olduğu üzerine ağırlık vermek kaçınılmazlaşıyor. Yani, Anadolu´da Kahpe Yonanı (!) kovdurmada maşa olarak kullanılmış çoban atalarımız yün çoraplarını çekip (bulabiliyorlarsa tabi) köylerindeki toprak evlerinin sundurmasına yan geldikleri anlarda birileri (!) bu "isim sistematiği"ni uygulamaya koymuşlardı bile.

Konunun, Anadolu halkının şaşmaz sefalet ve cehaleti karşısında at koşturan bu yönü yanında bir de bu işin daha öncelerinin deşifresi meselesi var. Yani, 1500´lerden 1850´ye nasıl gelindi? Bugün "Yeni Osmanlıcılık" moda ve furyası, o dönemin ortaya serilmesine değil, tam aksine, "kamuflajına" dönük bir gayrettir. Fakat bu tertibin gölgesinde doç.luktan prof.luğa hoplama derdindeki birtakım hormonlu milliyetçi/ulusalcı takımı ise bu oyunu çözemeyecek kadar geri zekâlı görünüyorlar. Tıpkı, TV´de boy gösteren ve bunu seyreden bir seyircinin de -haklı olarak- "hüdaverdi kılıklı tarihçi müsveddesi" dediği tip gibileri...

Halbuki konunun tek bir merkezi var (Öz´ü demeye dahi dilim varmıyor. Tıpkı "Öz/Türkçe" veya "Öz/Gürleşme" sinsiliklerinde olduğu gibi): 

- Osmanlı hakikatte neydi? Anadolu Coğrafyası "Kudüssüz bir İsrail" nasıl olabildi?

- Adına Türkler denen şey bu kadar mı sa...tı?

1500´den 1850´lere nasıl gelindi? 

Bu organizma başlangıçta saf mı idi ki, sonradan virüs bulaşıp onu bu hale getirdi?

Yoksa Anadolu, Yahudiliğin ta eski köklerinden beri aynı bataklığın çiftliği durumunda mı idi? Ki, Türkler denen ve şu anda "ne idüğü belirsiz" demekten başka bir sıfat bulamadığım bu çorba/çarık sürüsü de kapağı da ateşi de çoktan hazır tencereye yuvarlanıp envantere dahil (mi) oldu?

"Hakiki Tarih"in inşasına devam edilmesi gerekiyor. Sn. Küçük, bu tezgâhın kalelerinden bir olan CHP ve onun solunun zavallı etkilerinden kurtulup, ömrünün geri kalanını, bu diyarın zekâsının şiddetle ihtiyacını duyduğu bu çözümlemeye adamalıdır. Şayet bu kısmı da ortaya serebilirse, bu yerel coğrafyada "devrim" için "asıl uyanış" o takdirde gerçekleşebilecektir. Aksi takdirde Anadolu, "yahudinin güvenilir çiftlik haşiyendası", bu nüfus imalatı populasyon da buranın ezelî saf, sefil, cahil ve bir o kadar da geri zekâlı maraba populasyonu olarak kalmaya devam edecektir... 

..........................

Konunun son dönemde tezahür eden "İsimler" yöüne devam edilecek olur ise,

Bunun Anadolu´da cehalet ve sefaletin içine ustaca hapsedilmiş ve üzerine de kahraman jandarmanın salıverilmiş olduğu şu ne diyeceğimi bilemediğim ahali karşısında ne derece şaşmaz bir sistematik halinde olduğu ortada. Bu olsa olsa ve tek bir şekilde ifade edilebilir: Yahudi Oligarşisi...

Şu halde, onca yıl hatmettiğimiz "Viyana Yahudi Oligarşisi" bunun yanında yunmuş yıkanmış kalmaktadır. 1911 Viyana Yahudi Oligarşisi karşısında "Yüksek Alman Antropo Harekatı" gerçekleşebilmişti. Halbuki buranın ahalisi, baskı, uyuşturma ve enformasyon tekeli dahil, bu engizisyonu teşhis etmeyi dahi başaramadı. Bu ne kadar da utanç verici bir durum. 

Olan şey, vitrinde yahudilerin kendi dalaşlarından ibaretti. Buna bugün hiç utanmadan genç cumhuriyetin siyaset/demokrasi tarihi diyorlar...

Halbuki ortada ne siyaset, ne de demokrasi vardı. Çünkü yahudi engizisyonu altında bunlar olamaz...

Konuyu "Sabetyizm" vs laflarla süslemenin alemi yok. Olay, çorap/çarık/cepken komunizminin yahudinin çiftliğindeki bir marabalık düzeni olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Bugün bir "devrim"den bahsedilecekse, bu, öyle Marx´ın, Lenin´in, ya da Mao´nun filan değil, "Yahudinin Anadolu çiftliğinde" esaret altındaki insan´ın devrimi olacaktır. Ortada bunu idrak edebilecek bir "sağ" bulunmamakta. Bunu idrak edebilecek bir sol olduğunu da sanmıyorum. Çünkü, hiçbir organizma omurgasından olmaya razı olmayacaktır. Bu aşamada kendine bir "dönme liberalizmi"nin komşuluğunda ve hatta efendiliğinde" "milliyetçi" diyebilen uyduruk sağlara acıyorum. Fakat omurgadan olma endişesi altındaki sola da acıyorum. 

İster sağ, ister soldan olup, "hakikatlerin ortaya çıkması" ve insanın bu korkunç esaretten kurtarılması adına, yahudi omurgalarından kurtulmaya razı olan kim olur ise onun elini öpmeye ve onunla "sosyalizm" değil fakat "insanî bir kollektivizm" teşkil etmeye hazırım...
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Matematik en bariz olanı en az bariz olan yolla kanıtlama işidir.  George Polya  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder