Genelkurmay'da fuhuş operasyonu ne demek?
Yeniçağ - 27 Ekim 2010
Dehşet içindeyim! Günlerdir televizyonlar ve gazetelerde aynı haber var.
Manşetler aynı şeyi duyuruyor.
TSK ve onun kalbi Genelkurmay'da fuhuş operasyonları yapılıyormuş!
Sanki bin yıllık bir cihan ordusunun karargahından değil de adını buraya yazmayı zül addettiğim bir mekandan söz ediyorlar!
Yok bu asimetrik bir harekat falan değil, çok ötesi bir şey!
Bu açık bir aşağılama ve hatta imha operasyonudur ki emin olunuz böyle bir şeyi cihan savaşı sürecinde düşmanımız olan İngiliz Propaganda Bakanlığı bile yapmamıştı!
TSK'nın kalbi olan Elektronik Sistemler Komutanlığı'nda fahişe aramak nasıl bir şeydir kamuoyuna anlatılmalıdır.
Diyecekler ki soruşturma fuhuş ile başladı sonra casus avına dönüştü!
İyi de o zaman bu fuhuş nitelemesi niçin?
Olay gerçekten casus avına dönüştürüldü ise bu iş neden aleni yapılıyor, benim bildiğim casuslar gizli avlanır!
Nereden bakılırsa bakılsın tam bir vahamet var ortada!
Ve heyhat bu rezil tabloya, Anayasa'ya göre Başkomutan olan Cumhurbaşkanı suskun, yani seyrediyor!
Keza Başbakan suskun!
Milli Savuna Bakanı suskun!
Ama en önemlisi Genelkurmay Başkanı suskun!
Sakın Koşaner Paşa susmasın da ne yapsın demeyin!
Eğer böyle bir rezilliğe de bir şey diyemiyor ya da yapamıyorsa o zaman o makamda oturmasının ne anlamı var?
Genelkurmay'ın en hassas merkezinde fuhuş operasyonuymuş!
Bu bir zillettir beyler.
Hiçbir şey yapamıyorsanız istifa edip bu durumu protesto ediniz!
Koca Genelkurmay'da bir Hanefi Avcı yok mudur?
Yaşananların perde gerisini bütün çıplaklığı ile haykıracak bir Mustafa Kemal askeri yok mudur?
Hem kendini koruyamayan TSK, sorarım size bu haliyle milleti koruyabilir mi?
Koşaner Paşa 3 yıl önce Esenboğa Havalimanı'nda olan bir olay hakkında açıklamalar yaptıracağına bugün olanları açıklasın!
Sakın yanlış anlaşılmasın, feveranımız yanlışların ya da suçluların üzerine gidilmesine değil, TSK gibi bir kurum karargahının fuhuş merkezi gibi sunulmasınadır!
Suskunluk bir şeyi netleştirmiştir.
TSK artık sindirilmenin ötesi bir konumdadır!
Bülent Arınç haklıdır, iyi ki bu komutanlarla savaşa girmiyoruz!
NOT: ABD'de bulunan ve yazılarımızı oradan takip eden Bülent Eczacıbaşı'nın mesajı özetle şöyle: Siyaseti yakından izliyorum ama hiç bir siyasi oluşumla direkt ya da endirekt bir ilgim yok!
TAHAMMÜL YOK...
TRT İbrahim Şahin'in Kaleşnikofu mu?
Böylesi görülmüş, duyulmuş değil. Bir gazeteci, Tufan Türenç, TRT ile ilgili eleştirel bir yazı yazıyor. Vay sen misin bunu yapan. TRT Müdürü İbrahim Şahin, o yazıya açıklama göndereceğine ya da dava açacağına, TRT'nin haber kanalında abartısız onlarca dakika süren karalayıcı yayınlar yaptırıyor ve Tufan Türenç'i hedefe oturtuyor. Üstelik bunları birkaç haber bülteninde tekrarlattırıyor. Dahası bu haberi büyük paralarla program yaptırdığı yandaş gazetecilerin demeçleriyle de süslettiriyor. Evet TRT, sanki devlet kurumu değil de İbrahim'in kaleşnikofu.. Ey Bülent Arınç, sen ki gerçekten namuslu ve haysiyetli adamsın, nedir bu rezillik! Devletin televizyonu İbrahim adlı kişinin silahı mı yapıldı? Milletin parası ile yayın yapan bu kurum İbrahim'in çiftliği mi?.. Söylemedi deme İbrahim, gün gelir bütün bunların hesabını yargı önünde bir bir verirsin, söylemedi deme!
İNSAF...
Yeni HSYK'yı anlatan en iyi fotoğraf!
Ne güzel sözdür şu, 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' ifadesi!... AKP, sözü ile değil ama işi ile itiraf etti ve yeni HSYK üyelerinin kimliğini ve misyonunu deşifre etti... Nasıl mı?... HSYK'ya seçilen üyelerin her birine sıfır kilometre birer araç tahsis ederek ve maaşlarına alel acele 2 küsur bin (milyar) lira zam yaparak.. Evet yanlış okumuyorsunuz, AKP'nin ilk işi HSYK'nın Adalet Bakanlığı listesi ile seçilen üyelerini böyle selamlamak oldu.. Vallahi insaf, yahu bu ülkede daha önce de böyle bir kurum vardı ve onun üyeleri de araçsızdı. Onlara araç tahsisi akla dahi getirilmezken, yeni gelenlere bu ihtimam neden? Hem durduk yerde bu maaş artışı niçin?.. Görüyorsunuz artık her şey aleni, gizlemeye bile gerek görmüyorlar... Neymiş efendim, yargı bağımsız olacakmış!.. Sevsinler bağımsızlığınızı!
YA KIBRIS...
Ege Yunan'a peşkeş mi çekildi?
Haber Yunan gazetelerinin manşetlerinde yer aldı ve Tayyip Erdoğan da yalanlamadığına göre demek ki doğru! Evet Türkiye, onlarca yıldır savaş sebebi saydığı Yunan karasularının 12 mile çıkarılmasını kabul etmiş!.. Nasıl olur demeyin, AKP ile oluyor işte! AKP malum komşularla sıfır sorunlu politika izliyor ya, Ege Denizi'ni vererek Yunan'la da sorun aşılmış oldu! Mübalağa etmiyorum 12 mili tanımak Ege Denizi'nin yüzde 90'ını Yunan'a peşkeş çekmekle aynı şeydir! Sıfır sorun politikası bağlamında göreceksiniz Kıbrıs'ın tapusu da yakında Rumlara verilecek. Oh ne güzel, sorun mu var, ver kurtul! Hem ne yapacaksın Ege'yi, Kıbrıs'ı, Akdeniz'i!.. Dramatik olan bu önemli haberin Melih Aşık'ın dışında hiç bir gazetecinin ilgisini çekmemesidir!
26 Ekim 2010 03:44 tarihinde Kemal Simsek <kemalsimsek1963@gmail.com> yazdı:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen 'şantaj ve askerî casusluk' soruşturması genişliyor. Dün Savcı Fikret Seçen'in talimatıyla 9 ilde 100'e yakın adrese yapılan baskınlarda 29 subay ile 7 sivil gözaltına alındı. 'Özel hayatın gizliliği, meslektaşlarına fuhuş amaçlı kadın temini, devlet güvenliği ile ilgili belge bulundurmak ve casusluk' suçlamalarıyla aralarında 8 üst düzey askerin de bulunduğu 49 kişinin evi arandı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla görevlendirilen 5 savcı, başkent Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve TÜBİTAK'ta arama yaptı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Ahmet Lütfi V. ile TÜBİTAK'ta daire başkanı olan Yücel Ç. gözaltına alınırken, Poyrazköy davası sanığı Tuğamiral Şafak Y., Tuğamiral Fahri Can Y. ve 5 kurmay albayın zorla ifadeye getirilmesine karar verildi. Gözaltına alınanlar arasında, evinde çok sayıda gizli belge ele geçirildiği belirtilen emekli Albay İbrahim Sezer de bulunuyor. Gözaltındaki şahısların 'gizlilik derecesi yüksek' çok önemli savunma projelerini durdurduğu öne sürülüyor. Asker ve bürokratlara şantaj soruşturmasında çok sayıda asker ve askerî öğrencinin merkez komutanlığında talimatla ifadeleri alınmıştı. 23 kişinin tutuklandığı soruşturmada devletin güvenliğine ilişkin gizli belgelerin ortaya çıkmasıyla operasyon boyut değiştirmişti. TÜBİTAK ve Genelkurmay Başkanlığı, bazı şüphelilerin evinde ele geçirilen belgelerin 'devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeler' olduğuna dair rapor göndermişti. Ağustos 2010'da başlayan ve önce 'fuhuş çetesi' olarak gündeme gelen soruşturma farklı bir yön kazandı. Özel Yetkili Savcı Fikret Seçen, fuhuş iddialarına ilişkin dosyayı Karamürsel Savcılığı'na göndermişti. Bunun ardından olayın şantaj ve casusluk boyutuna ağırlık verildi. Savcı Seçen'in talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan kararla İstanbul, Ankara, İzmir, Yalova, Kocaeli, Bursa, Muğla, Antalya ve Balıkesir'de aralarında askerî birliklerin de bulunduğu 49 şüpheliye yönelik yaklaşık 100 adreste arama yapıldı. Operasyonda 29'u muvazzaf subay olmak üzere 36 kişi gözaltına alındı. Zanlılardan muvazzaf subayların İstanbul Merkez Komutanlığı'na, sivillerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirileceği öğrenildi. Siviller arasında Savunma Sanayi Müsteşarlığında Daire Başkanı Ahmet Lütfü V. ile 4 TÜBİTAK mühendisinin de yer aldığı öğrenildi. Evinde çok sayıda gizli belge ele geçirildiği belirtilen emekli Albay İ.S. de gözaltına alınanlar arasında. Emekli Albay İ.S'nin 30 Ağustos'ta Deniz Harp Okulu'na atandığı halde görevine başlamayarak fuhuş çetesi operasyonunda evi arandıktan hemen sonra dilekçe vererek emekliye ayrıldığı öğrenildi. Zanlıların TÜBİTAK ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda hazırlanan 'gizlilik derecesi yüksek' çok önemli savunma projelerini durdurduğu öne sürülüyor. Ankara'daki aramalar Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın da bulunduğu 24 ayrı noktada gerçekleştirildi. Askerlere ait lojman ve işyerinin de bulunduğu 13 noktada savcılar, Ankara Merkez Komutanlığı yetkilileriyle arama yaptı. Sivillerle ilgili arama ve gözaltı kararını ise polis uyguladı. Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri 11 adreste arama gerçekleştirdi. OPERASYON TÜBİTAK'A DA SIÇRADI Deniz Kuvvetleri'nde fuhuş iddiasıyla başlayan operasyon TÜBİTAK ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na da sıçradı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı ile TÜBİTAK'ta Daire Başkanı Y.Ç. ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Ahmet Lütfü V. hakkında da arama ve yakalama kararı uygulandı. İki kişinin ofis ve evlerinde aramalar gerçekleştirildi. Asker ve bürokratlara şantaj amaçlı soruşturmada çok sayıda asker ve askerî öğrencinin Merkez Komutanlığı'nda talimatla ifadeleri alınmıştı. Şu ana kadar 23 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Koramiral Deniz Cora, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz ile Tuğamiral Sinan Ertuğrul'un 'mağdur' sıfatıyla ifadesi alınmıştı. Fuhuş çetesi olarak başlatılan soruşturmada devletin güvenliğine ilişkin gizli belgelerin ortaya çıkmasının ardından soruşturma boyut değiştirmişti. 'Fuhuş' iddialarına ilişkin bölümü dosyadan ayrılarak görevsizlik verilmişti. Soruşturma kapsamında TÜBİTAK ve Genelkurmay Başkanlığı bazı şüphelilerin evinde ele geçirilen belgelerin 'Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeler' olduğuna dair rapor göndermişti. | |
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Bir insanda güzel bir huy varsa o huya benzer başka huylarını da bekleyin. Hz.Ali oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder