27 Ekim 2010 Çarşamba

Yağcılık zor iştir!

Rifat SERDAROĞLU - İzmir - 27 Ekim 2010 Çarşamba


Yağcılık zor iştir!


Medyanın içinde bulunduğu zor durumu bu işlere biraz olsun karışmış biri olarak anlıyorum. Medyanın önemli bir kısmı tamamıyla AKP’nin emrine girmiş durumda.
Köşe yazarlarından gazete sahibine, muhabirlerden Genel Yayın Yönetmenine kadar hepsi Başbakan Erdoğan gibi düşünmek zorundalar. Başbakan Erdoğan; “Ben su üstünde yürüyerek Van Gölünü geçerim” derse, yandaş basın, “aman bizimki kafayı yedi” demez, “Başbakan Erdoğan, Van Canavarının peşine düştü” diye manşet atarlar. Bu grubun gerçek anlamda gazetecilik yapması mümkün değil. AKP iktidardan gidip “mamaları” kesilince bağırmaya başlayacaklar ama hiçbir kulağın onları duyacağını sanmıyorum.

Esas üzüldüğüm; Düşünce olarak, dünya görüşü olarak, yaşam tarzı olarak, çağdaşlık anlayışı olarak AKP’den çok farklı düşünen köşe yazarlarının iktidara yağ çekmek isterken komik ve acınacak duruma düşmeleridir. Bunlardan şu ara çok miktarda bulmak mümkün fakat ikisi öne çıktıkları için bu iki kişinin son zamanlardaki davranışlarını beraberce analiz etmek isterim.

Birincisi; --Yiğit Bulut--

Adalet Partisi 16.Dönem Edirne Milletvekili Mustafa Bulut’un oğlu ve Edirne Milletvekili gerçek yiğit bir vatansever olan rahmetli Evren Bulut’un yeğeni, eski Bakanlardan Namık Kemal Zeybek’in eski damadı olan Yiğit Bulut’tur.
Namık Kemal Zeybek’in Aydın Doğan ile bacanak olması sebebiyle medyada belli bir yere geldi. Önce kendisine bu kariyeri verenlere kazık attı sonra eşinden boşandı, kapağı Turgay Ciner’in yanına attı. Burada tutunabilmek için geçmişte savunduğu ve dillendirdiği fikirlerinden vazgeçerek, AKP’nin bir numaralı savunucusu oldu. Hele Başbakan Erdoğan’la yaptığı bir program var ki, evlere şenlik. Gazetecilik Yüksek Okullarında “yapılmaması gerekenler” bölümünde okutulmaya yakışan bir yapıt!..

Yiğit Bulut’un bundan sonra yapabileceği en akıllıca iş, önce bir cemaate katılması ardından AKP’den milletvekili olması ve Jet Fadıl’ı da danışman olarak alması olacaktır.

İkincisi; --Ertuğrul Özkök--

Bu günkü starımız Ertuğrul Özkök. 26 Ekim’de köşesindeki başlık “Emine Hanım Siz Çözebilirsiniz” idi.

Başlığa bakınca merakım arttı, Emine Hanım neyi çözecekti acaba?
Yazıyı okuyunca, Duayen Gazeteci Ertuğrul Özkök’ ün, son 30 yılın bir türlü çözülemeyen, artık kangren olmaya yüz tutmuş “Türban Sorununu” Emine Hanım’ın çözebileceğine inandığını okudum!

Yanlış mı anladım diye bir kez daha okudum, evet Ertuğrul Özkök bu sorunu Emine Hanımın çözeceğini, üstelik “bir cümle ile” çözebileceğini söylüyor!..
Özkök şunu diyor;
“Oysa Emine Hanım çıkıp, Evet o yaşlarda çocuklar zorlanmamalı. Kararı 18 yaşına gelince kendi vermeli, derse, türban mutabakatı için en büyük engel aşılmış olur”…

Yağcılık zor iştir demiştim, ölçüyü kaçırırsanız komik duruma düşersiniz.
Tansu Çiller Genel Başkan, Refah Partisi ile koalisyon yapmak istiyor ve bunun için Genel İdare Kurulunu ikna etmeye çalışıyor. Biz kesinlikle böyle bir koalisyona karşı olduğumuzu ve Tansu Hanımın Refah Partisi hakkındaki söylediklerini hatırlatıyoruz, ülke gerçeklerini söyleyerek direniyoruz ve çok sert tartışmalar oluyor.
Defalarca Bakanlık yapmış, dışarıdan bakıldığında adam sanacağınız üç isimli bir siyaset adamı söz aldı ve bize dönerek şunları söyledi; “Siz ne diyorsunuz, geçmişte o şunu demiş, bu şunu demiş geçin bunları. Ben Sayın Genel Başkanın geçmişte bütün söylediklerinin, şu anda söylediklerinin ve gelecekte söyleyeceği her şeyin altına imzamı atıyorum” dedi!.. Donduk kaldık. O güne kadar böyle bir yağcılık örneği görmemiştik..
Ertuğrul Özkök, yukarıdaki yazısı ile, bizim eski bakanı da geçti.

Bu ülkede Başbakan eşi diye bir makam mı var? Semra Özal ve Özer Çiller’in densizliklerinden hala ders alınmadı mı?
Demokratik bir ülkede seçilmemiş bir kişinin, hangi sıfat ve hangi yetkiyle sorun çözme hakkı olabilir?
Tayyip Bey  Sultan oldu da, bizler vatandaşlıktan düşürülüp tekrardan Osmanlı zamanındaki gibi tebaa mı olduk?
Konu hakkındaki Anayasa Mahkemesi-Yargıtay-Danıştay ve AHİM Kararları Emine Hanımın bir cümlesiyle buhar mı olacak?
Başbakan Erdoğan’da tüm Yargı kararlarını ve sonuçlarını yok sayarak istediğini söylüyor. Özkök, hukuk anlayışının Başbakan’ın hukuk anlayışıyla örtüştüğünün farkında mı acaba?

Ertuğrul Bey sizin aklınız başınızda mı?
Böyle davranarak Başbakan Erdoğan ve Emine Hanıma yağ çektiğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Onların etrafında o kadar çok miktarda yağcı var ki, sizin çabanız inanın boşuna olur. Örneğin siz ona “Sultanım” diye hitap edebilir misiniz? Siz baştan kaybetmişsiniz farkında değilsiniz, üç çocuğunuz bile yok sizin!..
Bu kadar senelik kariyerinizi berbat etmeye ne hakkınız var?
Ne oldu bizim İzmir’in Kahramanlar semtinin delikanlısına, çok yazık…
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Arkadaşlarına borç verirken ihtiyatlı davran, ikisini de kaybedebilirsin!  Anonim Nasihat  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder