KÜRTÇENİN               TÜRKÇEYLE SAVAŞI
             Kürdistan               Halkları Konfederasyonu (KCK)-Dil ve Eğitim Komitesi               1.Konferansı  yapıldı.
             Millet             olmak vasfının kendi dilini kullanmak ve geliştirmekten             geçtiği anlaşılmıştır.
             Kürtçe             dilinin yaşamın her alanında kullanılması kararı alınıyor.
             Murat             Karayılan "Kürtlerle görüşenler gerekirse kendilerine             tercüman tutarlar" diyor.
             Kürtçe             anadilde eğitim tartışmaları sürerken KCK'nın tam da           eylemsizlik sürecinde aldığı bu karar;
             Dikkat             çekiyor!
             *
             Karar adım             adım hayata geçirilmektedir.
             Şemdinli ve             Yüksekova Demokratik Özerk Kürdistan'ın başlatılmasına pilot             bölge seçiliyor.
             Buraya gelen bir yabancının           daha ilk andan itibaren Demokratik Kürdistan'ı farketmesi           isteniyor.
             Her tarafta Türkçe           Kürtçeye değişiyor!
             Uygulama oradan bir              domino dalgası gibi etrafına yayılıyor...
             *
             Küçük yaşta             kültüründen ve dilinden kopan çocukların psikolojisinde           parçalanma olduğu,
             O nedenle             0-6 yaş  Kürt çocuklarının,
             Bir eritme             yuvası gibi kullanılan Türk  kreşlerine gönderilmemesi             isteniyor!
             *
             Kürtçe üzerinde millet             olmak şuuruyla her türlü propaganda yapılıyor.
             Mesela "İki Dil Bir             Bavul" filminde Emre Öğretmen ŞanlıUrfa'da bir köyde,
             Türkçe bilmeyen             çocuklara eğitim vermektedir.
             Karşılıklı bilinmedik             bir dille yapılan eğitimin zorluğu,
             Öğretmenin başarmak             ideali karşısında çaresizliği anlatılıyor.
             Sonuçta iki dil             arasında sıkışan hayat bir bavuldadır.
                         Bavul sınıfı, köyü,kasabayı,ülkeyi ve hayatı temsil ediyor.
             Verilen mesajla en             temiz insanî duygular kolayca  sömürülüyor.
             Ne ki PKK terör             örgütünün şehit ettiği eğitim gönüllüsü yüzlerce öğretmen             unutulmuyor!   
             *         
                         Bölgede yaşam dilinin Kürtçeye çevrilmesi için herkes Kürtçe             konuşuyor.
                         Köy,mahalle,semt ve şehirlerin tamamında günlük ve ticari             ilişkiler  Kürtçeleşiyor.
             Dil,Eğitim             ve Kürtçe Edebiyat Akademilerinin açılması, bu kaynaklardan             öğretmenler yetiştirilmesi,
             Kürtçe             lehçeleri eşitleyici eğitim dili oluşturulması çalışmalarına             yol veriliyor...
             *
             KCK kararını uygulayan            Kürdistanlılar(!)  daha fazla dillerine ve kültürlerine sahip           çıkmak için,
             Devlet           kurumlarıyla temaslarında da  ana dilleriyle konuşma           kararındadırlar.
             Diyarbakır 6.Ağır Ceza           Mahkemesinde süren KCK-TM davasında,
             Sanıklar kendi anadiliyle           savunma yapmanın yasal ve meşru bir hak olduğundan hareketle,
             Savunmalarını  ısrarla           Kürtçe diliyle yapmak  istiyorlar...
             *
             Öte yanda bölücü Kürt           hareketinin TBMM de temsilcisi BDP;
             Meclis'e on ayrı kanun           teklifinde bulunuyor!
             Düşünce,vicdan ve din, ifade           özgürlüğünün tehdit altında olduğundan bahisle,
             Demokratik bir           topluma yaraşır,
             Aslında               Demokratik Özerklik yolunda engel olan,
             BM Ekonomik ve Sosyal             Sözleşme ile Çocuk Hakları Sözleşmesi,         
             Avrupa Yerel Yönetimler         Özerklik Şartı'na; Türkiye'nin koyduğu çekinceleri akamete         uğratan,
             On ayrı kanun teklifi !
             *
             Normalleşme süreci         olarak anılan şu zamanda,
             Bülücü Kürt Hareket;         devleti sıkıştırmakta ve adeta tehdit etmektedir!         
             Düşüncelerin özgürce           açıklanmasının önünü açmak,
             Demokratik Özerk  toplumu yaratmak           hedefinde olmak iddiasıyla;
             Siyasallaşmış yargının           antidemokratik görüntüsünden hareketle Türkiye'yi,
             Tabandan ve TBMM'den           sağladığı verilerle  Batı demokrasi kurumlarında teşhire           hazırlanıyor... 
             *
             Çünkü         William Shakspeare, Tolstoy,Goethe,Balzac gibi  ve takiple daha         yüzlerce aydın,edebiyatçı,sanatçı
             Tarih         boyunca kendi dillerine yaptıkları büyük katkılarla,
             Ülkelerinin ulusal bilincini         geliştiriyor.
             İşte         o bilinç  günümüz dünyasında egemenliği belirliyor.
             *      
             Çünkü Türkiye ancak cumhuriyetle           birlikte Türkçe devrimiyle,
             Yüzyıllar boyunca din dili           Arapça,yazın           dili Farsçanın egemenliğinden kurtulmuştur.
             Lütfen, şu güzel Türkçenin bu           harîka akışına bakınız!
             Mustafa Kemal'in,  
             "Millî his ile dil             arasında bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin             olması,millî hissin gelişmesinde başlıca müessirdir."
                         Hedefinde, dilde özleşme, çağdaş             bilim kavramlarını karşılamak ve geliştirmek yolunda,
               Atatürk Türk Dil Kurumuyla ancak hemzaman  ve hemhal olunmuş,-iken;
             *
             Çünkü          genç Türkiye daha kendi dilinde eksikken,
             Bir         zamanlar en baskın kurum TSK'da, Ordu Dil Okullarında başlayıp,
             Dersliklerde          çeşitli rütbelerde subayların karşılıklı,
             Mesela         "the-dhı" ya da "o-oo" ya da "turk-tırk" ya da "turkey- tır'ki" gibi         sesler için ağızlarını şekilden şekle sokarak telaffuz pratikleri         yapmasıyla gelişen,               
             Ve 12 Eylül Darbecilerinin            karşı devrim hareketi bilinçsizliğiyle,
             Atatürk Türk Dil Kurumu           ortadan kaldırılıyor!
       
             Bugün TSK okullarında           müfredat ağırlıklı olarak yabancı dil eğitimine           dayanıyor        
             *
             Çünkü o günden sonra Mustafa           Kemal'in, 
             "Millet dil,kültür ve           mefkûre ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir           heyettir."
             İfadesinde ulusal bilinç ile           dil arasındaki bağ ile oluşan ulus olmak bilinci giderek           yozlaşıyor.
             Bir avuç         Yakup Kadri,Halide Edip, Reşat Nuri'nin ardılları gelmekte         zorlanıyor.
             O bağ koparılmıştır.
             Onunla kalmıyor; dilin           kaynağından doğan ulusçuluk ve halkçılık ilkeleri           de terkediliyor!
             *
             Çünkü kusur -elbette,12           Eylül 1980 Darbesinin beşiği,
             TSK ve vesayetinde sivil           siyasetçilerin bir gün olsun pişmanlık itirafında           bulunmamasındadır. 
             Öylesine büyük kusurdur ki           beyinleri dumura uğramış zavallı bedbahtlar,
             Mesela bölücü Kürt           Hareketinin Kürt diliyle Kürt ulus bilinci oluşturmak           tehditine karşı,
             Hayret! İnançsızlıkları           yüzünden kendi dilleri Türkçe'nin  büyük devriminden  ödün           vermekten kaçınmıyorlar!
       
             * 
             Çünkü Gazeteci Hakkı Devrim           Kürtçü bir gazeteye konuşuyor.
             "Koyunun         olmadığı yerde keçi" örneğinde bir dil uzmanıdır!
             İlk         satırında,"Biz hala tek dil ile meseleleri çözemiyoruz.İki dil         olduğunda ne olacağını tahmin bile edemiyorum."diyor.
             İyi ama         ikinci satırda "Türkler geliyor,buraya yerleşiyor.Burada Kürtler         var,Araplar var.Hiç Türk yok!
                     Kürtlere,Ermenilere hükmediyorsun.Ama o devirler geçti artık.O         günleri unutmak lazım artık!"diyor.
                     Delicesine yaşadığı çelişkiden anlaşılıyor ki  ulusal bilincin         kaybolması,
             İnsanı         knock-out'a         uğramış bir boksörün kalıcı bilinsizliğiyle bitiriyor...  
             *     
             Mustafa Kemal "Türk milleti           geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde           ahlâkının,an'anelerinin,hatıralarının,
             Kısacası bugün kendi           milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu           görüyor.
             Türk Dili Türk Milletinin           kalbidir,zihnidir." diyor. 
             *        
             Elbette dincinin  bu tezde            bir hay'rı  yok,
             Sahte         aydınların da, bu siyasetinde! 
             Yahu, asker de seyrediyor; Kürtçe'nin Türkçe'yle savaşını...
             Hımm...         anladım! O henüz asimetrik  psikolojik savaştan başını         alamadı,diyorsunuz....
     
         
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Güzellik doğruluk,doğruluk güzelliktir. Keats oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder