22 Aralık 2011 Perşembe

POLITIK - Abi çok kızmış, kinlenmiş, ama haklı da...

ALMA MAZLÛMUN ÂHINI...

Mustafa ASLAN - 21 Aralık 2011

Unutmayacağım, unutturmayacağım!

Yemînim var, andım var!

"Ve tevekkel a'lallah - Vekîl olarak Allah yeter"(Ahzâp-3) Âyeti'ne sığınıp tevekkülle, her darlanışımda bedduâlarla geçirdiğim 205 günden bahsedeceğim!

30 Mayıs 2011 Pazartesi sabahının üzerinden tamı tamına 6 ay, 22 gün geçti!
Seçim öncesi MHP Genel başkanı,
"Adamın biri"nin Diyarbakır Mitingini sabote edecekmiştik ya!

30 Mayıs 2011 sabahı, saat 06.00'da evimi, 50'ye yakın polis bastı, altını üstüne getirdi, aradı ve 30 yıl önce rahmetli olmuş Kardeşim'in ajandası da dahil; on yıllık notlarımı, müsveddelerimi, şiirlerimi, telefon rehberlerimi, torunlarımın oyun CD'lerini, telefonlarımı toparlayıp torbalara doldurdular, mühürlediler!

Her birinin üzerine kendi yazımla benim olduğuna dair yazdırdı, imzalattılar!
Her ânı kamerayla kaydettiler ve beni apar-topar uçakla İzmir'den istanbul'a götürdüler!

Her biri boy-posta maşallahlık, "Düşmana göster, geri çek" heybetinde, Allah için birbirinden efendi polislere sorduğumda, "İstanbul'dan Özel Yetkili Savcı tâlimâtıyla" geldiklerini ve ne aradıklarını bilmediklerini, o yüzden kimin, ne dikkatini çekerse onu topladıklarını söylediler!

Çalışma odamda kütüphanem tek tek elden geçirilirken beni en çok korkutan, Özel Kuvvetler'den delikanlılarımızın Ankara'da hediye ettikleri, kalem kutusunu andıran özel kabı açıldığında, "ÜLKEM- BAYRAĞIM- ONURUM" yazılı özel çakıyı gördüler, almadılar!

İzmir Emniyeti'ndeki beklemeden sonra uçakla apar-topar İstanbul'daydım!

İzmir'de de yapılan Adli Tıp tabelalı, iki kolumda iki polisle götürülüp içeri itildiğim ve bilgisayar başında rapor yazmakla meşgul birisinin, hiç yüzüme bakmadan; "Soyun!" talimatı ve benim; "Soyunmam!" itirazlarım üzerine göz ucuyla bakar numarasıyla, muayene etmeden verilen "sağlıklı raporu" ve İstanbul'da bilmediğim bir yerde hücreye kapatılışım!...

İkisi hariç on beşini hayatımda ilk defa ve yemek ve ihtiyaç saatlerinde karşılaşarak gördüğüm "Örgüt Elemanı" arkadaşlarım, suç ortakları(!)mla tanışmalarım!...

Gözaltı süremin -ne demekse- bitmesiyle 4 gün sonra Özel yetkili Savcı'ya çıkarılışım ve ne sorulup, ne cevap alındığını gerçekten anlamadığım bir sorgudan sonra, 15 milyonluk curcuna bir şehre, dev bir metropole, sokağa salıverilişimin üzerinden 205 gün geçti!

Beni, evimin altını üstüne getirip dağıttıktan sonra aldırıp, apar-topar uçakla İstanbul'a götürttüren, 4 gün sonra parasız pulsuz sokağa attıran ve 205 gündür el koydukları eşyalarımı almam için telefonla beni İstanbul'a çağırttıranları, gidemediğim için güya adresime gönderenleri; gönderdikleri ne benim, ne de hiç kimsenin işine yaramayan eşyaların kargo ücretini bana ödettiren ve hala telefonumu iade ettirmeyen, sorduğumda "Özel Yetkili Savcı"nın tâlimâtının gerektiğini söylettiren zâlimleri, Zâlimbaşı Adâlet Bakanı'nı, Zâlimbaşı Adâlet Bakanının da başı zâlim BOP Eş Başkanı Başbakan Erdoğan'ı Allahım'a şikâyet ediyorum!

Huzûrumu, kendisi ve partisinin istikrârı için bozmaktan çekinmeyen, çoluğumu-çocuğumu korkutarak beni ve çevremi sindireceğini zanneden başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün ekibini, şürekasını Allahım'a şikâyet ediyorum!

Zâten kıt-kanaat geçiniyorken bana hiç hak etmediğim halde 2.
500 liradan fazla borç ettiren, halâ telefonumu iâde ettirmeyen, 205 gündür bütün dostlarımla telefon irtibatımı kestiren Recep Tayyip Erdoğan ve şürekasını Allahım'a şikâyet ediyorum!

Ettiklerini çekecek biliyorum!

Kınadıklarını aynen yaşamadan ölmeyecek biliyorum!

Ecevit'e hastalığında söylediği sözlerini unutarak şimdi O'na yaptırılan asansörle makamına çıktığında, Hasta Eceviti kınamalarını unutmuşsa hatırlatıyorum!

Hastalığına üzüldüğümü Allah biliyor ama "Beter olsun!
Bugünlerini arasın!"
diye yakardığımı da söylüyorum!

Mazlûmların âhının tutacağını biliyorum!
Tuttuğunu görüyorum!
Milyonlarca bedduâ eden mazlûmu duyuyorum!
O bedduâlı ağızlardan biri de benim!

"Alma mazlûmun âhını, çıkar âheste âheste" Unutmayacağım!
Unutturmayacağım vesselâm...

Selâm, sevgi, dua...

Kaynak: http://www.mustafaaslan36.com

 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   GALATA KOPRUSU  Dikilir kopru uzerine, Keyifle seyrederim hepinizi. Kiminiz kurek ceker, suya suya ; Kiminiz midye cikarir dubalardan; Kiminiz dumen tutar mavnalarda; Kiminiz cimacidir halat basinda; Kiminiz kustur, ucar, sairane; Kiminiz baliktir, piril piril; Kiminiz vapur, kiminiz samandira; Kiminiz bulut, havalarda; Kiminiz catanadir, kirdigi gibi bacayi, Sip diye gecer koprunun altindan; Kiminiz duduktur, oter; Kiminiz dumandir, tuter; Ama hepiniz, hepiniz... Hepiniz gecim derdinde. Bir ben miyim keyif ehli icinizde? Bakmayin, gun olur, ben de Bir siir soylerim belki sizlere dair; Elime uc bes kurus gecer; Karnim doyar benim de.  Orhan Veli KANIK   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder