Hükümetler Anayasa suçlarını nasıl işler? İşte tam böyle yaparak. Yani Anayasaya aykırılığı aşikar olan yasaları yasalaştırır. Bu durumda suça meclisde ortak olur. Başka. Hükümet aynı aykırıkları yayınladığı genelgeler, ve yönetmelikler, yoluyla yapar. Bu aykırılıklar sistematik bir hal aldığındaysa LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI olur. İşte şimdi tam da bu noktadayız. |
Yaşasın ‘laik’ devlet: Mollalar memur oluyor!
Mustafa Mutlu
Tarihi olaydır; mutlaka okumuşsunuzdur:
Mustafa Kemal, kurulacak devletin şeklini belirlemek için her kesiminden temsilcilerle görüşürken; sıra, mollalara, şeyhlere ve din büyüğü geçinen kişilere gelir.
Bunlara haber gönderip, kendileriyle bu konuyu görüşeceğini, ancak toplantıya katılacak herkesin Bakara suresini 288‘inci ayetine kadar okumalarını rica eder.
Toplantı günü kürsüye çıkar ve sorar:
“Arkadaşlar, buraya gelmeden önce hepinizden Bakara suresini 288’e kadar okumanızı rica etmiştim. Kimler okudu Bakara’yı 288’e kadar?”
Salondaki bütün eller havaya kalkar.
Bunun üzerine Mustafa Kemal sözlerine devam eder:
“Beyler… İşte, kuracağımız devletin neden din temeline dayanamayacağının açıklaması budur: Hepinizin 288’e kadar okuduğunuzu ifade ettiğiniz Bakara suresi… Sadece 286 ayettir.”
***
Dün Hürriyet Gazetesi manşetine taşımış:
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Doğu ve Güneydoğu illerinde toplumda sözü geçen, saygınlığı olan “mele” (molla) denilen kişilerin, sınavda başarılı olmaları kaydıyla, sözleşmeli imam hatip olarak Diyanet İşleri kadrosuna alınacağını belirtmiş…
“Bu kişileri analiz ettik. Toplumda sözü dinlenen, saygınlığı olan, sözleri insanları durduran veya harekete geçiren insanlar. Bu kişilerin hizmetinden müftülük denetiminde yararlanmak istiyoruz” demiş…
***
Diyanet İşleri Başkanlığı, dün Bakan Bey‘in bu sözlerine açıklık getirdi.
Kendini yetiştirmiş kişilerin, zaten belirlenen kriterler çerçevesinde yapılan sınavlar sonucunda yıllardır Diyanet‘te istihdam edildiğini…
Uygulamanın, ihtiyaç duyulan bütün bölgeler için geçerli olacağını…
Bunu ‘mele’ alımı gibi sunmanın doğru olmadığını, din hizmetine ihtiyaç duyulan yerlerde bu ihtiyacı karşılamak üzere yetişmiş eleman istihdamına matuf bir uygulama olduğunu açıkladı.
***
Diyanet ne derse desin; bu operasyon Bakan Bey‘in de dediği gibi bir “molla” operasyonu…
Böylece… Mollalık, bizde de tıpkı İran‘daki gibi “resmi” bir kurum haline geliyor!
Kendilerini “hoca” olarak tanıtan ve halka Türkiye Cumhuriyeti kanunları yerine şeriat kurallarına göre yaşamaları çağrısında bulunan bu mollalar, tüm bu faaliyetlerini artık “resmi sıfatla” yapabilecekler!
Yani “laik” bir ülkede, laiklik karşıtı faaliyetlerini “devlet memuru” olarak sürdürebilecekler…
***
Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; sorum size…
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin:
Bizzat Başbakan Yardımcısı tarafından açıklanan bu proje bile, “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmaktan sabıkalı bir partinin, aynı suçu işlemek konusundaki ısrar ve kararlılığını göstermeye yetmez mi?
***
Diyanet İşleri Başkanlığı‘ndan tek ricam var:
Tablo ortada; atı almış, Üsküdar’ı geçmişsiniz de…
Acaba yapacağınız sınavda bu mollalara, Atatürk‘ün sorduğu o basit soruyu sorar mısınız?
“Bakara suresi kaç ayet?”
Bakalım kaçı bilecek?
*****
1.80!
Kültür Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin katkılarıyla çekilen 13 milyon dolar bütçeli “Fetih
İlk “ses”i de getirdi zaten!
Filmde rol alan binlerce yardımcı oyuncunun parası ödenmemiş…
Çünkü yapımcının mazeretine göre figüranların boyu
O yapımcıya sormak isterim:
Fatih, İstanbul‘u hepsinin boyu
Ve bu haksızlığı Fatih döneminde yapmış olsaydınız; bugün kellenizi arasanız bulabilir miydiniz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Sorum; şike yasasına şiddetli tepki gösteren ve “En fazla tehdidi şikeyle ilgili çıkışımdan sonra aldım” diyen AKP Milletvekili Şamil Tayyar‘a:
Yüz yüze görüşmelerde mi, elektronik postayla mı yoksa telefonla mı tehdit edildiniz? Bu tehditler hakkında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulundunuz mu? Bulunmadıysanız; nedenini açıklayabilir misiniz?
*****
Adalet Bakanı Ergin aczini itiraf etmiş!
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP‘nin tutuklu vekiller için verdiği teklifi eleştirmiş… Teklifin yasalaşması durumunda, aralarında çocuk tacizcilerinin de bulunduğu 2 bin 427 tutuklunun serbest kalacağını iddia etmiş…
Bakan Bey haklı!
Ama bu sözleriyle, adalet mekanizmasının içinde bulunduğu durumu da itiraf ediyor!
Evet; tutukluluk süresi kısaltılırsa, bundan başka sanıklar da yararlanır. Fakat bu, mevcut yasadaki tutukluluk süresinin “cezalandırmaya dönüştüğü” gerçeğini ortadan kaldırmaz!
Bakan Bey‘in sözleri, yargının yavaş işlemesi nedeniyle, belki de suçsuzlukları ortaya çıkacak birçok kişinin de “ceza ve acı çekmek” zorunda olduğunu gösteriyor.
Ve Bakan Bey bu ayıbı, kendi aczine bahane olarak sunuyor.
Bulamadığınız o çözümü size ben söyleyeyim Sayın Bakan:
Hiçbir hukuk devletinde yargılama ve tutukluluk, 10-15 yıl sürmez. Yapacağınız şey, yargı sürecini hızlandırmak; bunun için yeni mahkemeler kurmak ve Yargıtay üzerindeki dosya yükünü azaltıcı önlemler almaktır. Sonuçta hem yargılama, hem de tutukluluk süresini en ciddi suçlarda bile en fazla üç yıla çekmektir!
Bunu yapamıyorsanız…
Yapacağınız şey bellidir!
Mustafa Mutlu
Vatan
http://www.ilk-kursun.com/haber/89634
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tebessum en kolay iyiliktir. Nail Papatya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder