Bekir Coşkun - Teleferik...
Melih Gökçek toplu taşımacılık bakımından Ankara’ya teleferik kuruyor...
Seçim öncesi zaten “Ankara’nın uzay merkezi olacağını” söylemişlerdi...
Teleferik ne de olsa havada bir şey...
*
Önce metro yapımı başladı dört istikamete...
“Metroya gider” tabelalarını astılar...
Ama daha delikleri olmadığı için bir yere gidilmedi, yarım kaldı, kapattılar...
Bunun üzerine muhtemelen “biz de havadan götürelim” dediler...
Açıklamaya göre bu da her şeyleri gibi “Ortadoğu’nun en büyük” teleferik hattı olacak...
Mesela “Ortadoğu’nun en büyük fıskiyesi”ni yaptılar Gölbaşı’na...
Fıskiye fazla fışkırtınca su bitti...
Peşinden “Ortadoğu’nun en büyük süs havuzu” yapıldı, ama parkı kaldırdılar, havuz da parkın içindeydi zaten...
*
Teleferiğe geçildi...
Teleferik dediğiniz otobüsün tekerlekleri üstte olanı...
Kızılay Güven Park’tan başlıyor.
TBMM’nin, Genelkurmay’ın, Bakanlıklar’ın üzerinden, Dikmen Vadisi’nden geçip, Or-An Şehri’nde ineceksiniz...
Tek sorun; Şehir Plancıları Odası, bunun saçma sapan, kent planına asla uymayan, çirkin ve kaynak israfı olduğu görüşünde...
E adında var zaten; telef...
*
Bu yüzden zaten; Ankara görgüsüz Arap şehirlerine benzedi...
Cumhuriyetin ilk yıllarının anıları yavaş yavaş silindi...
Ne her ailenin albümündeki o Gençlik Parkı kaldı, ne çalına çalına biten Orman Çiftliği...
Kuğulu Park minyatürleşti...
Atatürk’ün mekânı Söğütözü otopark oldu...
Şehrin eski bulvarları, demir üst geçitlerle petrokimya tesislerine benziyor...
Dört bir yandan fışkıran kişiliksiz aynalı binalar...
İçine girince sürücülerin çişinin geldiği, banyo fayansı döşenmiş altgeçitler...
Araba yığını yollar, sokaklar, kaldırımlar...
Teleferik, daha çok “doğal engelleri” aşmakta kullanılan bir yöntem...
İlk kez “zekâ engelini” aşmakta kullanılacak...
*
Sen havadan git en iyisi...
Yüzüne tükürmesin şehir...
GÜNCEL
Cüneyt Arcayürek - Suçlamayla Uygulama Arasındaki Aykırılık!
Medyanın amiral gemisinin, Doğan filosundan kopan gazetenin, irili ufaklı diğerlerinin birinci sayfalarındaki manşetlere, konuya içeride en az üç tam sayfa yer ayırdıklarına bakınca, demek ki dedim.
Türkiye’nin en büyük sorunu, Ergenekon, Balyoz davaları değil, futbolda şike sorunu ve şike yaptıkları iddia edilen kişilere özel savcının takdir buyurduğu bir yüzyılı aşan cezalarmış!
Şike konusu öylesine büyük yer tutuyor ki medyada, Başbakan’ın sağlığı, ülkenin olası geleceğiyle yakından ilgili iktidar partisi içindeki çalkantılar, toplumsal sıkıntılar, Avrupa’yı kasıp kavuran ekonomik krizin kapımızı çaldığına işaret eden haberler, bağımsızlığı rivayete dönüşen yargı erkinden yakınmalar medyamıza, herhalde kamuoyuna şu sıra vız geliyor!
Yat kalk, varsa yoksa şike!
***
Şike yasası günlerce gazetelerin spor sayfalarında, TV’lerde elekten geçirildi.
Cezaları aşağıya çeken yasanın FB Başkanı Aziz Yıldırım’ı bir an önce cezaevinden çıkarmayı amaçladığı spor dünyamızın ünlü yorumcuları tarafından yazıldı, söylendi.
Bu yönlü saptamalar yapılır, yasanın kişiye özel af yasası olduğu iddiaları kemikleşirken meğer şike soruşturmasını yürüten özel savcı, söylenen ve yazılanlara kıs kıs gülüyormuş!
Yasa örneğin Aziz Başkan’ın şikeden cezasını alt düzeye indirip tahliyesini sağlayacak mı diyorlar?
Savcı derhal tahliye olasılığını, kişisel af olanağını ortadan kaldıran bir başka suçlamaya iddianamede yer verdi.
Şikenin yanı sıra FB Başkanı’nı, çete kurmak ve yönetmekle suçlayarak cezaevinde ikamete devam etmesini sağladı.
Savcılığın şeytana taş çıkaran formülü şu gerçeği ortaya çıkardı:
Savcının toplam 156 yıl mahkûm edilmesini istediği Aziz Yıldırım’ın cezası şike yasasına göre 81 yıl iniyor ve… 75 yılcık yatması öngörülüyor!
İddianamede açıklayıncaya kadar savcının formülünü aklına getiren de öneren de olmadı...
Örneğin savcı formülü; futbol deyince aman efendim tek otorite mi otorite...
Hakemliği zamanında kulüplerden kendisine şikeye alet olmasını öneren bulunmadığıyla övünen...
maazallah dokunana çal çene saldırılarıyla korku salan, FB Başkanı ile hısım değil, hasımlığı dillere destan Erman Toroğlu’nun bile aklına gelmedi!
***
Ne ki insanın aklı suçlamalarla yürürlükteki uygulamalar arasındaki tezatlara takılıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu tek otorite.
Bir karar verdi mi temyizi yok.
Kanıtlanmamış savcılık iddialarına dayanarak kişiler hakkında karar veren bağımsız, özel yetkili bir mahkeme adeta.
İddianamede, TFF İkinci Başkanı Göksel Gümüşdağ, şike örgütüne yardımcı olmakla suçlanıyor, 21 yıl hapsi isteniliyor.
TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, iddianame açıklanınca, hemen istifasını istemediği Gümüşdağ’ın kurul toplantılarına katılmama kararını öven ve kendisine olan güvenlerini açıklayan bir demeç verdi.
İlk bakışta olumlu bir davranış amma…
…ve lakin; iddianame açıklanıncaya dek TFF’nin bünyesinde ve TFF’nin kulüplerle yaptığı toplantılarda bulunan, üstelik düne kadar şike olayları ve şüphelileriyle ilgili kararlara imza atan ikinci başkan Gümüşdağ’ın katıldığı bütün TFF kararlarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmez mi?
Zira şike sanığı, şikeyle suçlananları suçlayan konumda.
Acayip bir durum!
***
FB’nin, TFF ile UEFA’nın ortak görüşleriyle Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarına katılması engelledi.
Şampiyonaya katılan iki güzide kulübümüzün, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in teşvik girişim suçlamasıyla 18 yıl, Beşiktaş Asbaşkanı Serdar Adalı’nın 18 yıl, Teknik Direktör Tayfur Havutçu’nun 12 yıl hapsi isteniyor iddianamede ve fakat iki takımımız Avrupa’da top koşturuyor.
Şike yasası ve iddianame ile ortaya çıkan sonuçlara bakan insanların aklına, bu ne perhiz ne lahana turşusu diye bir soru takılmaz mı?
BAZI HABERLER :
“İran, Türkiye'yi vurmakla tehdit etti!”
başlıklı habere göre; İranlı üst düzey bir Devrim Muhafızı komutanının "Olası saldırıda ilk önce Türkiye'deki NATO füze kalkanını vururuz" şeklindeki tehdidi, bu kez de Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komisyonu Başkanı Hüseyini İbrahimi tarafından dile getirildiği belirtiliyor.
İbrahimi "Olası saldırıda kalkanı kesinlikle vururuz" diyor.
İranlılar da malûmu ilan ediyorlar.
Bu konuda biraz temel bilgisi olanlar, kalkan konusu gündeme ilk geldiğinde İsrail – İran arasında füzelerin kullanılacağı bir çatışmada Türkiye’ deki füze kalkanının ilk hedef olacağını ifade etmişlerdi.
Haberin detayı için link;
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=299626&kw=%DDran%2C+T%FCrkiye'yi+vurmakla+tehdit+etti!
“Fransa'dan Suriye hakkında kritik çağrı”
başlıklı haberde ise, Fransa’ nın, Suriye güvenlik güçlerinin Humus kentinde büyük bir operasyon düzenlemeye hazırlandığı uyarısında bulunarak uluslararası topluluğu, "Suriye halkını kurtarmaya" çağırdığı yer alıyor.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=299520
“Zaman gazetesinden Erdoğan'a ağır yazı”
başlıklı haberde ise, Zaman gazetesinde A.Turan Alkan’ın, Başbakan Erdoğan'ın futboldaki şike yasasıyla ilgili tavrını sorguladığı ve ağır bir yazı kaleme aldığı, Alkan yazının sonunu, "Aksi takdirde, 'Bir başbakan vardı' deyip üzüleceğiz" sözleriyle bitirdiği belirtiliyor.
Bazı çevrelere göre, Aziz Yıldırım’ ın büyük suçu herhalde Saraçoğlu stadına koskoca bir ATATÜRK portresi astırması herhalde.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=299640
Diğer bir haberde
“ Kürtlere 'üç çocuk' cezası verilecekti”
başlığı altında, 12 Aralık 1996'daki MGK' de hükümete sunulan 'Kürt Raporu'nda" 2025'te Kürtlerin sayısı Türkleri aşacak' tespiti ve üçten fazla çocuk yapana ceza önerisi vardı deniyor ve DYP Diyarbakır milletvekili Bakan Salim Ensarioğlu'nun muhalefetiyle raporun iade edildiği bildiriliyor.
Demek ki öyle söylendiği gibi bir askeri vesayet her alanda söz konusu değilmiş.
Ve demek ki, “ en az üç çocuk” tavsiyesi de haklıymış !
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=299594
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Hasan dagi arpaliktir, eger saban yururse, Her derede bir degirmen, eger suyu gelirse, Her koyluden birer tavuk, eger koylu verirse, Guzel gidis bu gidis, eger sonu gelirse. Anonim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder