28 Aralık 2011 Çarşamba

YALAN, DOLAN, DİN, İMAN...Fitneci çetenin esiri esin Tolga UÇAR'ın 7 Ekim 2011 tarihli savunmasını okuyunuz ve paylaşınız

Yaklaşık 1 yıldır Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevinde tutuklu olarak bulunmaktayım.
Bu süreçte bir defa üst katta savcılıkta ifade verdim, bir defa yan salonda nöbetçi mahkemede ifade verdim ve bu duruşma dâhil 3 duruşma periyodunda toplam 7 gün boyunca bu salonda bulundum, talep konuşması ve ön savunmamı yaptım.

Talep konuşmamda ve savunmamda ortadaki komployu, iftiraları, şüpheleri, hataları ve hukuksuzlukları şüpheye yer kalmayacak şekilde gözler önüne serdim.
Tarafıma isnat edilen suçlamaların tamamen bir komplo olduğunu ve üçüncü kişilerce düzenlendiğini birçok kez belirttim.

Bu davada tarafıma suç isnadına neden olarak gösterilen delillerin hukuka aykırı olduğu gerçeği ile karşı karşıya olduğumu belirtip mahkemenizden hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını ve delillerin HUKUKA UYGUNLUK DENETİMİNİN ivedilikle yapılmasını talep ettim.
Buna rağmen bu hukuka aykırı delillerle yargılanmaktayım.

Benden el konulan bilgisayarımda, CD'lerimde ve diğer dijital ortamlarımda suç isnadına neden olan hiçbir dijital veri veya izleri tespit edilmedi.
Ne evimde ne de işyerimde suç unsuru olabilecek hiçbir şey bulunmadı.
İddianamede birkaç dijitali son kaydettiğim iddia edilen "E.TOLGAUÇAR" kullanıcı adlı bir bilgisayar bulunmadığı da ortaya çıktı.
Tüm bunları dosyada mevcut dijital inceleme, tespit, arama-el koyma tutanaklarıyla gözler önüne serdim.
Kaldı ki bahse konu dijital ortamlarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığından, bilgisayarım ve tüm dijital ortamlarımın iade edildiğini de öğrenmiş bulunmaktayım.

Ancak tarafıma hukuksuz, bir komplo ürünü ve kurgulanmış sahte dijital dokümanlarla suçlamalarda bulunulmaktadır.
Hepsini bir kez daha reddediyorum.

Örgüt içi yazışma olduğu iddia edilen birkaç Word ve Excel dokümanının içeriklerindeki çelişkileri gözler önüne serdim.
Bu çelişkilerden birkaçını hatırlatmak istiyorum.

- Bilgisayarımın olmadığı gemiyle, tatbikatta bulunduğum zaman diliminde bir dijital belgeyi açıp da kaydetmiş olduğum iddiası.
Belgeleriyle çürüttüm.
Yani bilgisayar kullanmadan bir dijital belgeyi açıp ta kaydetmiş olamayacağımı belgeleriyle ispat ettim.

- "Vika" kod adlı birinden bahsediliyor bir belgede.
Bu kişinin adı "Leyla TANRIVERDİYEVA" mı yoksa "Ketivan AİYRİ" mi olduğu bile birçok yerde farklıdır.
İddianame ve delil klasörlerinde farklı farklı geçtiğini belgeleriyle açıkladım.
Bu belgenin şüpheli ve sahte olmasından öte bu kişinin isminin bile şüpheli olduğunu ortaya koydum.

- Savcılıkta yapılan sorgumda benim yazdığım iddia edilen bir notun, ayrıca bir başka şüpheliye kendisi yazmış olduğu şekilde sorulduğunu ve hatta iddianameye de bu şekilde girerek kendisine bu konuda suç isnat edildiğini ortaya koyarak çelişkilerle dolu soruşturma ve delileri gösterdim.

- Kısaca bu dijital dokümanları kim kurguladıysa yaptığı hataları ortaya çıkarttım.

- Bu belgelerin dijital inceleme tutanaklarındaki tutarsızlıklara da değindim.
Örneğin; aynı kişi tarafından oluşturulup gönderildiği iddia edilen "prensipler.doc" isimli dosyanın, bir kısım sanıklarda oluşturma tarih-saati bilgisi birbirinden farklıdır.
Bir Word dokümanı oluşturuluyor, birçok kişiye gönderiliyor ve bu kişilerdeki kopyalarının oluşturma saatleri birbirinden farklı.
Üst bilgilerinde oynama yapılmadığı takdirde bunu teknik olarak anlayabilmek ise yine mümkün değildir.
Bu sözde örgüt içi yazışmalarının sahteliğini ortaya koyan bunlar gibi birçok hususu tespit edip mahkemenize açıkladım.

Bunlar dışında; savcılıkta 27 Ekim 2010 tarihindeki sorgularda sorulan HTS kayıtlarının mahkeme kararının 11 Kasım 2010 tarihinde yani savcılıkta sorulmasından 15 gün sonra alındığını avukatım ortaya koydu.
Hem soruşturmada hem de kovuşturmada kullanılan HTS kayıtlarının kanuna aykırı bir şekilde alındığı ve kullanıldığı ortadadır.

Bana isnat edilen ve GİZLİ olduğu iddia edilen 1 adet TCK 334 ve bir adet de TCK 327 kapsamında olduğu iddia edilen dijital doküman mevcuttur.
Bunlar benim ev veya işyerimden ele geçmediği gibi benim tarafımdan temin edildiği iddiası da yalan ve iftiradır.
Bunları savunmamda uzun uzun anlattım.
Hatta bunların gizlilik değerlendirmelerinin hatalı yapılmış olduğunu ve aslında bu dokümanların hiçbir gizliliğinin olmadığını, bu dokümanları her ne kadar ben temin etmiş olmasam da isnat edilen suçun vasfının azalacak yönde değişecek olmasından dolayı detaylı olarak anlattım.

Hatta TCK 327 kapsamında olduğu iddia edilen dokümanın benim tarafımdan son olarak kaydedildiği iddiasını da resmi belgelerle çürüttüm.
Görev yerim olan gemide bir bilgisayarım veya kullanımımda olan bir bilgisayar var mıydı?
Yoktu.
Bunu hem işyerimde aramayı yapan Cumhuriyet Savcısı tespit etti hem de Donanma Komutanlığı resmi yazıyla bildirdi.
Peki, bu bir adet TCK 327 kapsamında olduğu iddia edilen dokümanın benim tarafımdan "E.TOLGAUCAR" ismi ile son olarak kaydettiğim iddia edilen tarih nedir?
23 Mayıs 2009, ben o tarihte neredeyim?
Görev yaptığım gemide Ege'de Deniz Kurdu tatbikatındayım.
Gemide bilgisayarım yoktu, ayrıca "E.TOLGAUÇAR" kullanıcı adlı bir bilgisayar da yoktu ve olmadığından bulunmadı da.
Bunlarla ilgili belgeleri de mahkemenize vermiştim, dava dosyasında mevcut.
Bilgisayar kullanmadan bir dijital belgeyi nasıl açıp da kaydetmişim ben anlayamadım?
Anlasam patentini alacağım bu sistemin.
Bilgisayar olmadan dijital dosyaları açabilmek ve kaydedebilmek…

TCK 327 kapsamında olduğu iddia edilen bu dokümanın neden gizli olmadığını da savunmamda anlattığımı söylemiştim.
İddia edilen bu brifingin içeriği görevim gereği benim bilmem ve bulundurmam açısından hiçbir engel teşkil etmez.
Bu brifingi de hatırlıyorum.
Gizli olduğu iddia edilen bu brifingi Savcılık ve Mahkemeden birçok kez talep etmiş olmamıza rağmen gizli belge olduğu gerekçesiyle tarafıma ne verildi ne de gösterildi.
Ama ben oturdum içeriğindeki değerleri hatırlayamasam da rakamlar farklı olarak bir demo olarak bir benzerini hazırladım.
Şimdi size göstermek istiyorum.

Şimdi size sormak istiyorum; bu mu gizli?
Nedenlerini daha önce anlattığım için sadece kısa bir hatırlatma yapacağım.
Burada gördüğünüz rakamlardan ibaret arızaların büyük kısmı zaten detaylarıyla yerli ve yabancı sivil firmalara onarımları yapmaları veya parçalarını temin etmek maksadıyla Deniz Kuvvetlerince bildiriliyor.
Nasıl mı bildiriyor, bir kısmına faks çekiyor.
Onlar da arızayla ilgili gelişmeleri Dz.K.K.lığına yine faksla bildiriyorlar.
İşte o fakslardan bir örnek.
Deniz Kuvvetleri arızaları sivil bir firmaya hem de yabancı bir firmaya bildirmiş, firma da arızanın detaylarıyla ilgili cevap vermiş.
Şaka gibi değil mi?
Deniz Kuvvetleri arızaları yabancı ve yerli sivil firmalara bildiriyor ama Genelkurmay Başkanlığı bunlara gizli diyor.
Hem de TCK 327 kapsamında… Biz de bunlarla yargılanıyoruz...

Burada delillerin hukuka aykırı olduğu gerçeği bir kenara bırakılsa dahi; her ne kadar Genelkurmay Başkanlığından görüş alınmış olsa da, içeriğinde mevcut hatalar yüzünden bu değerlendirmelerin Mahkemenizce kesinlikle dikkate alınmaması gereklidir.
Ancak burada tam tersi uygulanmaktadır; bu değerlendirmeler esas alınarak ifade verdik, tutuklandık, iddianame düzenlenerek hakkımızda suç isnatlarında bulunuldu ve tutukluluğun devamı kararları alınıyor.
Şimdi bu saçma ve maksadını aşan değerlendirmelere birkaç örnek vereceğim…

Bu örneklerde, Genelkurmay Başkanlığı Değerlendirme Çizelgelerinden alıntılar yapacağım ve bunlarla ilgili olarak avukatım tarafından 1-2 hafta önce internetten indirilen birkaç web sayfasını da göstereceğim size.

Değerlendirme çizelgesinde görüyoruz ki bir gemi komutanının biyografisine gizli olduğu değerlendirmesi yapılmış, peki şimdi internetten birkaç sayfa göstermek istiyorum.
Bakın lütfen Genelkurmay Başkanlığı internet sayfası ve Genelkurmay Başkanının biyografisi yayınlanıyor.
Yine Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları da internet sitelerinde kendi Kuvvet Komutanlarının biyografilerini yayımlamışlar.
Acaba Gemi Komutanlığı, Kuvvet komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığından daha önemli ve gizli bir görev mi diye düşünüyorum.
O zaman hemen aklıma diğer bir değerlendirme geliyor.
Bakıyoruz, yan geminin komutanının biyografisi ise gizli değil.
Ayrıca gemilerde çalışanlar bilir ki gemi komutanlarının biyografileri neredeyse her isteyene hatta istemeyenlere bile dağıtılır.
Törenlerde sivil ve asker tüm davetlilere, hatta yabancılara… Ama gizli olarak kabul ediliyor.

Harf ve Rakam Sancakları nedir?
Sivil ve askeri tüm deniz araçlarının görsel haberleşme amacıyla kullandıkları sancaklardır.
Uluslararası sivil anlamları ve askeri anlamları vardır.
Ama askeri anlamları da uluslararasıdır, diğer ülkelerin donanmaları da kullanır.
Anlamlarını bilmezlerse uluslararası tatbikatlarda rezil olurlar.
Yani milli bir anlamı yoktur.
Hatta tişörtlere, kupalara basılır, kemerleri, gözlük ipleri vardır...
Saymakla bitmez.
Bakıyoruz bu değerlendirme çizelgelerinde bunlara ne denmiş.
Eyvah bunlar da gizli.
Peki bir de internete bakalım… Sivil internet sitelerinde harf ve rakam sancakları ve anlamları var.
Bunları gizli kabul edenler bu internet sitelerini görmemişler herhalde.
Ama bir dakika… Deniz Kuvvetleri Komutanlığı internet sitesinde de var… Hatta İngilizce karşılıkları bile var.
Oraya da bakmamışlar anlaşılan.

Geçelim diğer bir internet sayfasına.
Bakıyoruz… Herhalde herkese tanıdık gelmiştir, bilmeyen olduğunu zannetmiyorum, evet Google Earth.
Bakıyoruz bir uydu fotoğrafı, nereye ait?
Aden Körfezi.
Aman hemen kapatalım.
Açıklanması yasaklanan ve niteliği itibariyle gizli bilgi bu da.
3 yıla kadar hapis istenir.

Bitmedi, biter mi?
Daha var.
Ama hepsini burada anlatmak günler alır o yüzden sadece bir örnek daha verip geçeceğim.

Bakıyoruz, bu neymiş.
McAfee.com adlı bir internet sitesinin ürün satış sayfası.
Bakıyoruz ki McAfee antivirüs programının birçok çeşidi mevcut.
Antivirüs programını 39,95 TL'na satıyorlar internetten.
Çevrimiçi koruma, ağ tehditleri özellikleri de eklenince fiyatı 71,96 TL'na kadar çıkıyor.
Tıkla, parayı öde, hemen senin olsun.
Bunu görünce eyvah dedim.
Devletin gizli belgesini internetten 39,95 TL'ndan başlayan fiyatlarla satıyorlar.
İnanmadım ve hemen diğer internet sitelerine baktırdım.
BİMEKS, VATAN Bilgisayar… Orada da satıyorlar gizli belgeyi, hem de kampanya bile yapmışlar.
İndirimler var, hatta taksit bile yapmışlar.
Worlcard'ı olanlara %20 indirim ve 12 taksit.
Dedim ki herhalde insanları internetten dolandırıyorlar, çok duyduk bu hikayeleri, sonuçta gizli belge nasıl satılır internette?
Avukatımdan rica ettim, o da bir bilgisayar mağazasına gidip McAfee antivirüs programı satın aldı.
Evet verdi parasını satın aldı.
Faturası da var.
Zafer Bey'den rica ediyorum "Açıklanması yasaklanan ve niteliği itibariyle gizli" olarak değerlendirilen ve 3 yıla kadar hapsi istenen bu antivirüs programını ve faturasının bir suretini avukatımdan alıp mahkemenize göstersin lütfen.

Bu durumda ne yapmak gerekir diye düşündüm.
İnternet devletin gizli denen belgeleriyle dolu, hatta mağazalarda satılıyor, kemerlere, kupalara bile baskı yapılmış.
Baksanıza devletin kendi kurumları, kendi internet sitelerinde bile gizli belgeleri yayımlıyorlar.

İşte bütün bunlar size mümkün geliyor mu bilmem ama bana gelmiyor.
Zaten saydığım tüm bu belgelerin de gizli olmadığını anlamak için özel bir eğitim almaya da gerek yok.
Herkes bunların gizli olmadığını kolayca anlıyor.
Ama tutuklanmamıza, tutukluluğumuzun devamına gerekçe olarak gösterilen ve düzeltilmesi taleplerimiz kabul edilmeyen bu değerlendirme çizelgelerinde bunlar gibi çok miktarda gizli olarak değerlendirilmiş dijitaller mevcut.
Atatürkçülük, ilk yardım, yangınla mücadele, gemilerde kullanılan halatlar yani bildiğiniz şehir hatları vapurlarında bile kullanılan halatlara da gizli denilmiş.
Hatta ABD Sahil Güvenliğine ait bir sunuya bile gizli denilmiş.
Hangi devletin milli çıkarlarının korunduğu da karıştırılmış galiba.
Yani şimdi burada Allah korusun birisi kalp krizi geçirse ilk yardım yapılamayacak, gizli diye.
Yangın çıksa, söndürmeyip sadece terk edilecek burası.
Neden?
Gizli çünkü.

Burada bahsettiğim/örneklerini verdiklerim bu dosyaların hiçbiri bana isnat edilmemiş bunu belirtmek istiyorum.
Ancak mecburen bunlara değinmek zorunda kaldım.
Çünkü bunlara gizli diyen çizelgeyle bana isnat edilen bir TCK 327, bir de TCK 334 olarak gizli diyen çizelge aynı çizelge.
Değerlendiren kişiler aynı.
Neden her duruşmada bu değerlendirmeleri düzeltin, düzeltilmesini sağlayın dediğimi daha açık izah etmek mümkün değil herhalde.
İşte bu değerlendirme çizelgesindeki değerlendirmelerle bir yıldır tutukluyum.
Değerlendirmelerin düzeltilmesini sağlamak hiçbir aşamada reddedilerek ertelenecek bir şey değildir, olamaz.

Artık söylenecek daha fazla bir şey kalmadığına inanıyorum.
Üçüncü kişilerce birkaç eve flash bellek, CD'ler içinde yerleştirilmiş, birinin içine ismim yazılmış, bunlara maksadını aşan gizlilik değerlendirmelerinde bulunulmuş, bu değerlendirmelerin acilen düzeltilmesi taleplerimiz hiçe sayılmış, bu çizelgeyle parmaklıkların arkasına atılmış ve hala da orada tutulmaktayım.
Bu komploya, kurguya alet olmayın ve adaletin yerini bulmasını sağlayın.

Esin Tolga UÇAR

15 aydır Hasdal Esiri

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10150454907063381&set=a.327205298380.147737.327167363380&type=1&ref=nf

 

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Iurare in verba magistri Efendinin sozune bakarak yargilamak  Latin Atasozu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder