3 Ocak 2015 Cumartesi

Ermeni Konusunda 2015 Anavatan Savunması için Görüş ve Eylem Takvimi Önerisi:

ÖNERİLER UYGUNDUR,
Ermeni Soykırımı İddiaları konusunda sessizce izlemek suçun kabulü anlamı taşımaktadır.
Artık susmak mümkün değildir.

Bu güne gerek kendi kendimize, gerekse dışarıdan pompalanan bir büyük millet olmanın gereği olarak gelişmeleri sabır, sessizlik ve olgunlukla izlemek gerektiği düşüncesi yanlış olmuştur.
Böylesi bir düşüncenin empoze edilmesi bizleri tavizler vermeye, sessizlik içinde suçu kabullenmeye, ilk adım atmakla yükümlü olmaya yönlendirmiştir.

Evet, Türk milleti tarih bilinci olan büyük bir milletdir. En azından ben böyle düşünüyorum. Ve son zamanlarda bu konuda ciddi şüphelerim de var.
Ancak, bu bizi kendimizi savunmaktan alıkoymamalı.


Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


---------- Yönlendirilmiş ileti ----------

Gönderen: sefa m. yurukel.
Tarih: 2 Ocak 2015 16:19.
Konu: Fwd: Çağrı: Tüm Dünya Türkleri, Dernek, Kuruluş ve mensuplarına.Sefa M. Yürükel, Ermeni Konusunda 2015 Anavatan Savunması için Görüş ve Eylem Takvimi Önerisi

Çağrı: Tüm Dünya Türkleri, Dernek, Kuruluş ve mensuplarına.  Sefa M. Yürükel (Lahey-Aralık 2014)

Ermeni Konusunda 2015 Anavatan Savunması için Görüş ve Eylem Takvimi Önerisi:

Bilindiği gibi 1. Dünya Savaşı sırasında gelişen ve 1915 yılında kendi vatanına ve milletine karşı düşman saflarında veya düşmanla işbirliği yaparak her türlü ihanet içerisinde olan Batı ve Çarlık Rusyası destekli Ermeni Hıncak ve Taşnak örgütlenmesi ve eylemlerine karşı, bir tür zorunlu savaş önlemi olarak, isyancı ermeniler ve destekçileride dahil: İç, Doğu, Güney ve bazı Batı, Karadeniz ve Anadolu illerindekilerde dahil olmak üzere, zorunlu geçici ikamet amacıyla, Musuldan - Lübnana kadar olan Osmanlı toprakları içerisinde kurulan yerleşkelere, gerekli zaruri önlemlerde elden geldiğince alınarak tehcir edilmişlerdir. Bu durum, içteki düşman ve düşman işbirlikçisi faliyetlere karşı önlem olduğu gibi, aynı zamanda kendi vatanına karşı yaygın ihanet içersinde olan ermeni etnik gurubuna mensup ahalininde zarar görmesini engellemiş ve hayatını kurtarmıştır. Aynı zamanda bu durum, Anadoluda, İmparatorluğun çeşitli bölgelerinden zorunlu olarak gelen, savaş ve soykırımdan kaçan Türk ve diğer müslüman halklar içinde güvenilir bir bölge yaratma olanağını sağlamıştır. Zaten M.K. Atatürkte bu güvenilir bölgeye sığınmış, Havza, Amasya, Erzurum ve Sivasta toplanti ve kongreler yapmış, Kuvayı Milliye teşkilatları bu bölgelerde eğitilmiş, Ankarada Meclisi kurarak Kurtuluş Savaşını bu güvenilir bölgeden başlatmış ve zafere ulaştırmıştır. Haklı ve uluslararası hukukada uygun olan bu Tehcir kararı Türk Milletinin kurtuluşunu sağladığı gibi içte barışıda sağlamıştır.

Tehcir kararı ile Ermeni etnik grubuna mensup olan ahalininde, Emperyalist destekli icraatlarına bir son verilmiş ve onlarında Irak, Suriye ve Lübnan ekseninde zorunlu ve geçici ikamet e tabi tutularak, meydana gelebilecek intikam ve diğer istenmiyen saldırılardanda kurtarılmasını sağlamıştır. Alınan tehcir kararı ve uygulaması, dünya savaş tarihinin en insanı uygulamasıdır. İhanet içersinde olan kim olursa olsun savaş kuralları içersinde ölümle cezalandırılırken, Türkler kendi savaş geleneklerini uyguluyarak, bir milleti ölüme mahkum etmemiş onları savaş koşulları değişene kadar, ceza ve tedbir olarak geçici - zorunlu ikamete mahkum etmiştir. Daha sonrada, koşullar değişince, geri dönüş kararı çıkartarak, tekrar Ermeni kökenli grubun mensuplarına ayrıldıkları yerlere geri dönme ve taşınmaz mallarını geri alma hakkı tanınmıştır. Bu anlamda alınan tehcir kararı, zorunlu ve geçici bir yer değiştirmedir. Soykırım asla değildir. Zaten Nürmberg Mahkemesinede gelen ve Türkleri Soykırım yapmakla suçlayan bu Ermeni önerisi kabul görmemiş, Maltadaki bu konuda yapılan yargılamalardada 150 Osmanlı lideri suçsuz bulunmuş ve en son Doğu Perinçekle ilgili Ermeni Soykırımı Emperyalist bir Yalandır konusunu işleyen ve bu konuda Fransa ve İsviçrenin karşı tavrını aldığı davada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de aldığı kararında aynı vurguyu yapmıştır. Yani hiç bir hukuki merci aldiğı kararda bu soykırım diyememiştir. Türkler aleyhine alınan Parlemento veya buna benzer kararlarda, esas olarak, uluslararası hukuka ve konuyla ilgili Birleşmiş Milletler 1948 Sözleşmesine aykırıdır. Bu konuda var olan belgeler ve bilgiler Türk Milletinin lehinedir. Bu konuda hiç bir tereddüt yoktur. Bu konuda alınan Hukuksuz kararlar Emperyalist amaçlıdır. Bu kararlara karşı bu yüzden hukuk ekseninde mücadele edildiği gibi, siyasi olarakta mücadele edilmelidir. Çünkü kararlar siyasidir. Uluslararası hukuku ve Türkiyeyi alınan siyasi kararlar kesinlikle bağlamaz.

1915 Olayları konusunda kısaca bu çerçeveyi çizdikten sonra, Batı destekli Ermeni örgütlerinin ve Ermenistanın hukuk tanımayan iddaları ve faliyetleri 1915 den sonrada kesilmemiş ve aldıkları emperyalist destekle katmerli bir şekilde, çıkardıkları kitaplar, diğer çeşitli yayınlar, terörist faliyetlerle devam etmiştir (sahte bir soykırım endüstirisi yaratmışlardır) . Tehcir kararını alan Türk devlet büyükleri ve yıllar sonrada Türk diplomatları ermeni Taşnak ve Hıncaklarının uzantısı olan ASALA vs. gibi terörist örgütlerin saldırılarında şehit edilmişlerdir. Bunun dışında, Sovyetler birliğinin dağılması sırasında Ermenistan, Azerbaycan Cumhuriyetinin Karabağ bölgesini işgal etmiş ve orada bulunan Azerbaycan Türklerine karşı Soykırım, İnsanlık Suçu ve Savaş suçu işlemiştir.

Emperyalistlerce desteklenen ermeni örgütlenmeleri, kendi tabirleri ile Tanıtma, Tazminat ve Toprak talepleride dahil olmak üzere bir dizi taleplerinden vazgeçmeyerek hem Azerbaycan, hem Gürcistan ve Türkiyedende toprak istemektedirler. Bunun mümkün olmadığını onları destekleyen güçlerde bilmektedir. Fakat geçmişten bugüne gelen Emperyalist Doğu projeleri gereği ve BOP eksenindeki yeni emperyalist emellerinden dolayıda, Kürt konusu gibi bu konuyuda kaşımaktadırlar. 1915 Ermeni tehcirini soykırım yapılmış gibi göstermek için tehcirin 100. yılı bahanesi ile Emperyalist devletlerle ve işbirlikçilerle birlikte büyük eylemlere hazırlanmaktadırlar.

Biz Türkler olarakta, 1915 de alınan haklı tehcir kararını sadece savunmak için değil, aynı zamanda 1. Dünya savaşı ve daha sonraki sıralardaki Ermeni örgütlerinin Emperyalistlerin planlarına uygun olarak, Anadolu da ve Karabağ daki işledikleri soykırım ve insanlık suçlarını ortaya çıkarmak ve bu suçları dünyaya duyurmak, kamuoylarını etkilemek, yönlendirmek ve ermenilerin yaptığı terörist faliyetlerde kaybettiğimiz lider ve diplomatlarımıza sahip çıkmak için bilgiye ve belgeye dayanan eylemsel taarruz stratejisi ve politikası izlemeliyiz.

2015 yılını Anavatanı savunmak için Tehciri savunma ve emperyalizm destekli ermeni örgütlerinin 1915 ve 1918, de Anadoluda ve Kafkasyada, 1992 dede Karabağ daki Türk ve Müslüman halklara karşı soykırım yaptığını anlatmak ve bununla beraber Ermeni terör örgütleri tarafından şehit edilen Türk lider ve diplomatlarını anmak ve onlara sahip çıktığımızı göstermek ve dünya kamuoyunu bu amaçlarla etkilemek, yönlendirmek ve etkinlikleri bir takvime bağlamak için benim bu konudaki önerilerim kısaca şunlardır:

  1. 2015 Türkler için, 1914-15, 1918 ve 1992 yılında Emeryalist destekli Ermenilerin, Anadolu, Bakü ve Karabağ da yaptıkları Türk ve Müslüman soykırımlarını anlatmak için taarruz stratejisi geliştirmek olmalıdır.
  2. Taarruz stratejisi ve eylemliliği, Rus, Osmanlı, Fransız, Ingiliz, ABD, Alman belgelerine ve diğer bilgi ve belgelere dayalı olarak Anavatan savunması ekseninde yapılmalıdır.
  3. 28. Ocakta Strazburgda İnsan Hakları Mahkemesinde; Fransa, İsviçre, Ermenistan ve Ermeni örgütlerinin müdahil olarak yer alacağı ve bizim için lehimize ve büyük kazanç sayılan Doğu Perinçekin Ermeni Soykırımı Emperyalist bir yalandır konusunda İnsan Hakları Mahkemesinin daha önce aldığı önemli kararın temyizi ile beraber, yapılacak olan duruşmada, bizim merkezi olarak koordine edilip, bütün dünyadan uçak ve otobüslerle giderek Mahkeme önünde olmamız gerekiyor. Davamızın arkasında olduğumuzu perçinliyerek, bu anlamda Doğu Perinçek in savunmasında (esasında bir karşı taarruzdu) bizim lehimize ve milli olan tutumunu desteklememiz ve sahip çıktığımızın gösterilmesi gerekiyor. Ve acilen Sn. Doğu Perinçek in davada savunma yapabilmesi içinde yurtdışı çıkış yasağının hemen kaldırılması için T.C. Hükümetine çağrı yapılması ve bu konuda mücadele edilmesi gerekiyor.
  4. 28. Ocakta Strazburga gelemiyenler ise (Özellikle İskandinavya, Rusya, Türkiye , Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler , ABD, Kanada ve Avusturalya vd. yerlerdekiler) bulundukları ülkelerdeki: Fransa, Ermenistan ve İsviçre Büyükelçilikleri ve diplomatik misyonlarının önünde protesto gösterisi düzenlemeli ve kapılarına siyah çelenk bırakmalıdır.
  5. Konuya ilişkin olarak 1914-1915 ve 1918-1920 yılları arasında yapılan Anadoludaki Türk ve diğer müslüman ahaliye yapılan soykırımlar ve 1918 de Bakü de ve 1992 yılında Karabağ da ( v.d. bölgelerde özellikle Türkmeneli, Ege adaları, Kıbrıs, Yunanistan ve Balkanlar vb. gibi bölgelerde dahil olmak üzere )Türklere yapılan soykırımlarla ilgili ortak anma yapmak için bir gün belirlenmeli ve bu günü tarihte ve günümüzdeTürklere yapılan Soykırımlara ilişkin olarak TÜRKLERE SOYKIRIM günü ilan edilmelidir. Benim önerim Talat Paşanın Berlinde Şehit edildiği 15. Mart günü buna uygundur.
  6. Ermeni örgütleri ve Emperyalistlerin siyasi ve fiili destekleriyle yapılan soykırımlarla ve insanlik suclarıyla ilgili sorumluların tespit edilmesi ve tazminat anlamındada ve hukukende cezalandırılması için dosyalar hazırlanmalı ve gerekli mercilere bu konuda baş vurulmalıdır. Çünkü bir çok mağdur ve yakını bu konuda bilgisiz ve devletin ilgisizliğinden dolayı bu konuya eğilmemiştir. Bu yüzdende bu yakıcı konu sanki kapanmıştır. Biz bu konunun kapanmadığını belgeler ile ortaya koyarak gerekli hukuk mücadelesini yapmalıyız ve dünya kamu oyunuda, yayınlar, konferans, toplantı, gösteriler ve sergilerle etkiliyerek yanımıza çekmeliyiz.
  7. Ermeni terör örgütleri tarafından şehit edilen Azerbaycan ve Türkiye diplomat ve devlet adamları vuruldukları yerlerde ve günde toplu katılımlarla anılmalı ve şehit edildikleri yerlere birer prinçten, tunçtan yada mermerden anıt yada şilt dikilmelidir. Mezarları ve vuruldukları yerler ziyaret edilmelidir. Ibadethanelerde şehitlerin gıyaplarında mevlit okunmalıdır.
  8. Şehit edilen diplomatlarla ilgili dava dosyalarının açılması sağlanmalı ve müdahil olunmalıdır.
  9. Taarruz stratejisi gereği, 25-26 Şubatta Karabağ Türk soykırımı ile ilgili Ermenistan Büyükelçilikleri ve diğer misyonları önünde protesto gösterileri düzenlemeli, Büyükelçiliklere ve Konsolosluklara siyah çelenk bırakılmalıdır. Bu münasabetle Azerbaycan Büyükelçliklerine ve diplomatik misyonluklarınada kitlesel taziye ziyaretleri yapılmalıdır.
  10. Eylem yılı dolayısı ile vuruldukları gün dışındada 1. Mart 2015 tarihinde tüm şehit edilen Türk Devlet Büyüklerinin ve diplomatlarının vurulduğu yerlere çelenkler ve karanfiller bırakmalı ve bu konuda kitlesellik sağlanmalıdır.
  11. 15. Martta Talat Paşanın ve Dr. Bahattin Şakir ve Azmi Beylerin Berlinde Vuruldukları yerlerden başlayan ve Avrupa çapında Berlin Merkezinde kitlesel bir Miting yapılmalıdır. Berlin Türk Şehitliğindeki mezarları kitlesel olarak ziyaret edilmeli. Tehcir savunulmalı ve Anavatanın haklı davasına sahip çıktığımız yaygın Medya aracıyla dünyaya ilan edilmelidir.
  12. 24. ve 25. Nisan günleri, Ermeni örgütlerinin eylem yapacağı Türk Büyükelçilikleri ve diplomatik misyonları önünde kitlesel değişimli nöbet tutulmalı ve Dünyaya biz buradayız ve Anavatanı savunuyoruz denilmelidir.
  13. Tüm eylemliliklerde kitleselliğe önem verilmeli, aynı zamanda medyada (sosyal, yerel ve uluslararası medyada) kendi fikir ve eylemimizin yer bulması için çalışacak ve görev alacak, bulundukları ülkeye göre iyi dil bilen 2015 yılı için bir ekip kurulmalıdır.
  14. Taarruz strajesi ve politikamızla ilgili olarak çeşitli dillerde sosyal medya ağları açmalı ve etkili olarak kullanılmalıdır.
  15. Eylemlilikler Türk Devletlerindeki, Rusya, Avrupa, Asya, Amerika , Afrika ve Avusturalyadaki Türkler tarafından ortak olarak koordine edilmelidir.
  16. Diğer milletlerden sivil toplum örgütleri, bölgelerdeki belediye meclisleri ve milli meclisler ziyaret edilemeli ve bizim fikrimiz hem yazılı hemde sözlü olarak ilgililere beyan edilmelidir.
  17. Medya ile ilişki kurup eylemlerimizin etkinliğinin artırılması sağlanmalı ve özellikle Türk olmayan medyada yer alınması sağlanmalıdır.
  18. Yabancı medyada mümkün olduğunca konuya hakim kişilerin mülakat vermesi için çalışılmalıdır.
  19. Eylemlerde bulunduğumuz ülkelerde hukuk, siyaset, medya, toplantı, miting, örgütlenme ve eylemler için yetkin gruplar oluşturulmalıdır.
  20. 1915 olayları ve 1992 Karabağ soykırımları, Ermeni tehciri ile igili Türklere ve ayrıcada diğer milletlere yönelik hızlandırılmış belge ve bilgiler ışığında eğitimden geçen gruplar teşekkül edilmelidir. Yani 20 şer kişilik gruplara eğitim verilmeli ve her bölgede bilgiye dayanan kalıcı bir potansiyel yaratılmalıdır. Bu konuda kitlemiz bu eğitimden geçenler sayesinde hızla bilinçledirimelidir.
  21. Bu çalışmalarda, milli olmak tek şart olmalıdır. Mitinglerde ve etkinliklerde Türk, Azerbaycan vb. benzer bayrakların dışında bayrak olmamalı ve sloganlarda ve pankartlarda önceden belirlenerek bu konularda ağız birliği yapılmalıdır. Tabiki afişlerde düzenliyenlerin ve destekçi kuruluşların adları yer almalıdır. Ama sadece afiş ve bildirilerde bu yer almalıdır. Mitinglerde değil. Ayrıca konu milli olduğu için, her hangi bir siyasi yada sosyal bir grup, bu konuda, diğerinin önünde tutulmamalı ve buna kesinlikle müsade edilmemelidir. Konuşmacılar dikkatle seçilmeli ve herkese hitap eden olmalıdır. Buralarda güvenebileceğimizve sınanmış, Türk olmayan konuşmacılara özellikle yer verilmelidir.
  22. Kitleselliğe önem verilmeli ve kendisini milli sayan hiç bir kuruluş ve şahıs dışlanmamalıdır. Bu konuda, bizim dışımızdaki milletlerden dostlarında katılım sağlanmalıdır.
  23. Yapılacak faliyetlerle ilgili olarak, kişilerden ve kurumlardan, ticaret mensuplarından bağış toplanmalıdır. Bu konuda bir banka hesabı açılmalıdır.
  24. En son önerim ise, Avrupada bu konuda 2015 yılı için hem bulunduğumuz bölgelerle hemde diğer ülkelerde ortak anlık hareketleride sağlamak ve iyi etki yaratabilmek için merkezi bir sekreterya oluşturulmaldir. Bunun Almanyada olması Türkler için hem merkezi olması dolayısı ile hemde yoğun türk nüfusu olması nedeniyle büyük bir avantaj sağlıyacaktır.
  25. Tüm bu önerileri Avrupa, Rusya, ABD ve Kanada, Avusturalya daki ve diğer Türk devletlerindeki Türklerde kendi bulundukları bölgelerde gerçekleştirilmesi konusu çok acil bir konu olarak ele alınarak örgütlenmelidir.
  26. 2015 için Aylara yayılan bir plan üzerinde çalışılmalıdır.

Görüş ve fikirlerinizi aşşağıdaki eposta adresime yazabilir ve telefonla iletişim kurabilirsiniz.

Türk Milletinin Değerli fertleri ve örgütlenmeleri, bu konuda acil kararlar alıp, eylem hazırlıklarına başlamalı ve Dünyanın çesitli yerlerinde yer alan tüm Türk aidiyetliler, Ocak 2015 den itibaren karşı taarruz hareketini başlatmalıdır.

Bu önerimi mümkün olduğu kadar Türk Dünyası iletişim ağlarında yaygınlaşmasını önemle rica ederim.
Saygılar,selamlar, iyi çalışmalar, başarılar…...

Sefa M. Yürükel.
Lahey Türklere Soykırımları Araştırmalar Vakfı Başkanı
Soykırım ve Terrorizm Araştırmacısı
Sosyal Antropolog ve Etnograf.
sefamyurukel65@gmail.com.
tel. 0031 634371012

ŞEHİT DEVLET ADAMLARI

Sadrazam, Mehmet Talat Paşa (15. Mart 1921,Berlin), Sadrazam, Sait Halim Paşa (6. Aralik 1921, Roma), Ahmed Cemal Paşa (21. Temmuz 1922, Tiflis), Trabzon Valisi, Mehmed Cemal Azmi Bey, (17. Nisan 1922, Berlin), Teskilati Mahsusa (MIT) Şefi , Dr. Bahaettin Şakir (17. Nisan 1922, Berlin), Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey (10. Nisan 1919, Istanbul)….

ŞEHİT DİPLOMATLAR

  1. 27.01.1973 Santa Barbara / Başkonsolos Mehmet, BAYDAR Konsolos Bahadır DEMİR
  2. 22.10.1975 Viyana / Wien / Büyükelçi Danış TUNALIĞIL
  3. 24.10.1975 Paris / Büyükelçi İsmail EREZ, Şoför / Driver Talip YENER
  4. 16.02.1976 Beyrut / Başkatip Oktar CİRİT
  5. 09.06.1977 Vatican City / Büyükelçi Taha ÇARIM
  6. 02.06.1978 Madrid / Büyükelçi / Elçi Necla KUNERALP, Em.Büyükelçi / Retired Ambaşsador Beşir BALCIOĞLU
  7. 12.10.1979 Lahey / Büyükelçi Oğlu / Ambaşsador's Son Ahmet BENLER
  8. 22.12.1979 Paris / Turizm Müşaviri / Tourism Coünsellor Yılmaz ÇOLPAN
  9. 31.07.1980 Atina / Athens İdari Ataşe Galip ÖZMEN, Athens / İdari Ataşe Kızı Neslihan ÖZMEN
  10. 17.12.1980 Sydney / Başkonsolos Sarık ARIYAK Güvenlik Ataşesi Engin SEVER
  11. 04.03.1981 Paris / Çalışma Ataşesi Reşat MORALİ, Din Görevlisi Tecelli ARI
  12. 09.06.1981 Cenevre/ Sözleşmeli Sek. M. Savaş YERGUZ
  13. 24.09.1981 Paris/ Güvenlik Ataşesi Cemal ÖZEN
  14. 28.01.1982 Los Angeles / Başkonsolos Kemal ARIKAN
  15. 08.04.1982 Ottava / Ottawa / Ticaret Müşaviri / Coünsellor for Commercial Affairs Kanı GÜNGÖR
  16. 04.05.1982 Boston / Fahri Başkonsolos / Honorary Consul General Orhan GÜNDÜZ
  17. 07.06.1982 Lizbon / Lisbon / İdari Ataşe/ Administratıve Officer Erkut AKBAY
  18. 27.08.1982 Ottawa / Askeri Ataşe Albay / Military Attache Colonel Atilla ALTIKAT
  19. 09.09.1982 Burgaz / İdari Ataşe / Administratıve Attache Bora SÜELKAN
  20. 07.06.1982 Lisbon / İdari Ataşe / Administratıve Officer Erkut AKBAY, İdari Ataşe Eşi /Administratıve Officer's Wife eşi Nadide AKBAY aynı saldırıda yaralanmış ancak yaraları sonucu 08.01.1983 tarihinde ölmüştür.
  21. 09.03.1983 Belgrad / Büyükelçi / Ambaşsador Galip BALKAR
  22. 14.07.1983 Brükseİ / Brussels / İdari Ataşe / Administratıve Attache Dursun AKSOY
  23. 27.07.1983 Lisbon / Müsteşar Elçi / Wife of the Coünsellor Cahide MİHÇİOĞLU
  24. 28.04.1984 Tahran / Sözles.Sek. Elçi / Wife of Secre. Işık YÖNDER
  25. 20.06.1984 Viyana / Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN
  26. 19.11.1984 Viyana / Uluslararası Memur Evner ERGÜN
  27. 07.10.1991 Atina / Basın Ataşesi Çetin GÖRGÜ
  28. 11.12.1993 Bağdat / İdari Ataşe Çağlar YÜCEL
  29. 04.07.1994 Atina / Müsteşar Haluk SİPAHİOĞLU


a45UyF587661-150103111632-06
^^^^^ - vvvvv

 

Hizli yukselenlere imreniliyor.

Hz.Ali

Kuran dan baska hidayet kaynagi arayan sapitmistir.

Tirmizi 2906

Ruhunda sukunete kavusmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmali ve iman etmelidirler.
Ama hakikatin pesindeki insanlar ic huzurundan feragat etmeli ve yasamlarini bu sorgulamaya adamak;
kendisi ve hayatla yuzyuze gelmekten korkmamak zorundadir.

Friedrich Nietzs



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder