Ancak, bilmek gerek. Bizim aşık attığımız milletler çelikten mamul her türden savaş nesnesini çeliğin keşfinden bu yana yapmaktadır. Zırhlı gemi, tren, yivli top, tüfek, her türden sanayii aracı ve çelikten yapılan herşey bu milletlerin keşfidir.
Malesef atalarımız Osmanlılar ise demir çağından çelik çağına geçememiştir. Bu nedenle son üç yüzyıl boyunca çelikten mamul her türden araç, gereç, silah satın alınmak yoluyla sağlanmıştır. Çeliğin eritilmesi, dökülmesi, tıpkı bir ahşap parça gibi yontulması, kesilmesi, delinmesi, ezilmesi, dövülmesi, kıvrılıp, bükülmesi, kaynak edilip bir araya getirilmesi ancak cumhuriyetin döneminde mümkün olmuştur. Olanlar kesinlikle yeterli değildir.
Yine bizim aşık attığımız milletler hiç kesinti olmaksızın, tarihin bütün çağlarında ordularını kendi ekonomik, kültürel, teknolojik kapasiteleriyle donatmıştır. Burada belirli bir silah sisteminin imalatını anlatmıyorum. Uçan, yüzen, deniz altından giden, palet ya da tekerlek üzerinde giden, hatta uzayda giden her boyutta, her çeşitte yüzlerce, belki de binlerce milli tasarımdan bahsediyorum. Düşmanlarımız, ya da göya müttefiklerimiz bütün bu üretimlerini kendi milli ekonomik güçlerini, kendi milli kültürel varlıklarını hareketlendirerek yapabilmiştir.
MİTÜP (Milli Tank Üretim Projesi)MİTÜP Altay Savunma Sanayii Müsteşarlığı bünyesinde açılan ihale sonucu Otokar firması tarafından 5 adet prototip tank üretimi kararlaştırılmış olup, Güney Kore K2 Black Panther tankı prototipi üstünde geliştirilecek MKE topu, Aselsan atış kontrol sistemini ve Roketsan zırhını geliştirecektir. Tankta MTU'nun 1500 BG'lik motoru öngörülmektedir 2013 senesinde orduya ilk teslimat yapılacak ve akabinde seri üretim faaliyetlerine başlanacaktır. |
Japonların tarihine bakarsanız rahatça görebileceksiniz. Japonlar tarihin her döneminde kendi ordularını kendileri donatmış, beslemiştir. Japonlar tarihlerinin her döneminde devletlerinin varlığını tamamen kendi milli kaynaklarıyla korumuş ve sürdürmüştür. Bu aynı zamanda bütün Avrupa ülkeleri, hatta Slavlar için de geçerlidir. Osmanlı'ya baktığımızda en azından son üçyüz yıl boyunca Osmanlı varlığını sürdürmek için tamamıyla düşmanlarının, isyancılarını kendi aralarındaki uyuşmazlıklarına bağlamıştı.
Altay tankı imalatı macerasının aklıma getirdiği bir başka şey de şudur. Elimizdeki tek milli tank projesi aslında Güney Kore'ye ait bir tasarımın adaptasyonundan ibarettir. Demek ki, ülkemizin sahip olduğu kültürel, ekonomik, endüstriyel güç sıfırdan orijinal bir tasarım yapmaya yeterli olmamıştır.
İkincisi Altay tankı halen bir prototip halindedir. Silahlı kuvvetlere teslim edilmiş ve aktif kullanımda Altay tankı yoktur.
TSK envanterindeki en modern tanklar çeşitli düzeyde donatılmış 650-700 Leopard, 180-200 civarında M60T tankından ibarettir. Geri kalan tankların büyük bölümü soğuk savaş yıllarında hibe edilmiş, ya da askeri kredilerle satın alınmış yorgun, ama modernize edildiğinden güvenilir sayılan M47 ve M48 tanklarından ibarettir. Toplam sayı 3200-3500 civarındadır. Bu rakam çok değildir, azdır. Biz çevreleyen ülkeler ve özellikle de Rusya, Ukrayna, İran hatta bana göre hasım olan ABD göz önüne alınırsa kesinlikle çok azdır. Bu rakamı anakarasında savaşma ihtimali olmayan Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmak büyük hata olur. Dahası bu rakam modernize edilerek etkin bir saldırı gücü haline geldiği metal yorgunu eski tanklarla şişirilmiş bir rakamdır. İzlediğimiz son Irak savaşı teknolojinin güç çarpanı olarak etkisinin ne kadar büyük olduğunu göstermiştir.
Aslında askeri güç çok boyutludur, çok fazla faktörün ortak bileşkesi halindedir. Tank imalatı, tasarımı, ve orduların bu tanklarla donatılması bütün bu işlerin tek ayağıdır. Görüldüğü gibi bizi çevreleyen tehditler göz önüne alındığında hemen her kalemde tank üretiminde olduğu gibi karşımızda duran tehditlere, bizi çevreleyen düşman ordulara göre çok ama çok fazla geride olduğumuz çok açıktır. Arzu edenler sayılarla, ama abartısız sayılarla gereken kıyaslamaları Google abiye bakarak yapabilirler.
Süper güç Türkiye, bölgesel güç Türkiye, yumruğunu masaya vuran Türkiye babalanmalarına girmeden önce çok iyi bilmek gerek. Savunma Sanayii Müsteşarlığının yürüttüğü projeler çok önemlidir, ancak kesinlikle yeterli değildir. Ve en önemlisi basında ismi geçen onlarca büyük projeden ancak pek azı sonuç vermiştir. Hayli debdebeli, etrafında tantana yapılan bir sürü proje henüz tasarım halindedir, elimizde az sayıda prototip vardır. Türk ekonomisi henüz onbinlere varan sayıda zırhlı araç, tank üretememiştir. Yine benzer şekilde akıllı mühimmat, seyir füzesi, akıllı mayın ve torpil gibi savaş araçları da binlerin katlarıyla üretilip TSK envanterine sokulamamıştır. Deniz Kuvvetlerimiz envanterinde hala daha ana saldırı silahları içinde Milli Gemi projesinin ürünleri yeteri miktarda yoktur. Hala daha TSK'nın ana piyade tüfeği olan G-3 yerine daha üstün bir piyade tüfeği yeterli sayılarda teslim edilmemiştir.
Çok lafın özü, bizim şu an bütün babalanmalarımızın ardı boştur. Şu haldeyken, birkaç cepheli ve iç ayaklanma senaryosu olan büyük savaşlara girmemiz intihar olacaktır. Netekim atalarımız Osmanlılar bunu yaptılar ve acı şekilde derslerini aldılar. Tarih bize ibret vermeli. Tıpkı Osmanlı gibi, yetersiz sefer hazırlıklarıyla büyük savaşlara girmek, Osmanlının Balkan Savaşına, I. Dünya Savaşına girmesine benzer bir sonuç yaratacaktır.
Bir ekleme daha yapmak isterim. Ordularımızın şimdiki donatımları, sayıları, savaş hazırlıkları ancak tek cepheli, çok hızlı sonuçlu, seçilmiş düşmanlara karşı, düşmanımızın diplomatik olarak izole edilmiş olduğu hallerde başarıya ulaşabilir. Bunun dışında küresel güçlerin tepişmesinin tam orta yerinde, çanak çömlek patladığı anda, mevcut TSK varlığının caydırıcı olması kesinlikle mümkün değildir. Rusların, Amerikalıların, batılı müttefik güçlerin askeri müdahalelerini caydırmakta en ufak bir etkisinin dahi olması mümkün değildir.
Aman, aman diyeyim ben size. Vatan, millet sokakta bulunmuş, hovardaca harcanabilecek kaynaklar değildir. Bir yenilgi olduğunda emin olun böğüre böğüre ağlama ihtimali vardır. Türk milleti I. Dünya Savaşı'ndan bu yana yenilgi görmemiştir, genç nesiller yenilginin tadını bilmezler. Onlara bütün milletlerin bir bir kopup gitmeleri, Balkan Savaşı, Kanal ve Filistin Cephesi savaşları, Yemen, Hicaz savaşları, Kafkas yenilgileri ayrıntılarıyla anlatılmalı. O kadar çok yenilgi var ki, cümleleri uzatmamak için daha fazlasını söylemiyorum. Bütün bu savaşlarda yaşanan yenilgilerin ardından milletin yaşadıkları da gençlerin kafasına çivi gibi çakılmalı. Bu çok önemlidir.
Özellikle de bu günlerde ülkemizin bir iç kalkışma, takip eden yabancı askeri müdahaleler, çok cepheli savaşlar arifesinde olduğu şu günlerde, bu uyarıyı bir kez daha yapmak istedim. Devlet adamlarının en fazla basiret sahibi olmalarını gerektiren günler yaşamaktayız. Ve şimdi basiret ülkemiz topraklarında en az bulunan şeydir.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Altay Tankı
Altay, Türkiye'nin geliştirmekte olduğu 3+ nesil ana muharebe tankıdır. Şu anda detaylı tasarım aşamasındadır. Milli Tank Üretim Projesi (MİTÜP) çerçevesinde 30 Mart
2007'de yapılan Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı sonucunda Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından proje ana yüklenicisi olarak Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. belirlenmiştir. İsmini Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu'nu komuta eden Fahrettin Altay'dan almıştır. Fahrettin Altay'a ise soyismi Altay Spor Kulübü'nden esinlenerek Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir.
Genel Bilgiler
Altay projesinin teknik destek sağlayıcısı Güney Kore'nin Rotem firmasıdır. "Altay" olarak adlandırılan tankın tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikalama aşamalarının tamamlanması için 500 milyon dolar mali kaynak ayrılmıştır. Üçüncü nesil ana muharebe tankı olarak tasarlanmakta olan aracın prototip testleri ve kalifikasyon çalışmalarının 2012 yılında tamamlanması, seri imalatın ise 2016 yılının sonunda devreye alınması öngörülmektedir. Tasarım aşamasında Güney Kore üretimi XK-2 ana muharebe tankı projesinden elde edilmiş tecrübelerden de yararlanılması hedeflenmektedir. Proje sonunda açılacak yeni bir ihale ile seri üretimi kazanan kurum ya da kuruluş belirlenecektir. İlk etapta üretilmesi planlanan 250 adet tank, TSK'nın ihtiyaçları doğrultusunda artırılabilecektir.
Tasarımı
Tankta 120 mm yivsiz top olacağı tahmin edilmektedir. Kimyasal, biyolojik ve radyoaktif saldırılara karşı korumalı olacaktır. Planlanan maksimum hız saatte 90 kilometre, bir 1,800 hp(1,300 kW) motor(ilk iki parti 1,500 beygir motorlara sahip olacak) sayesinde ayarlamalar yapılarak suyun 4,1 metre altında çalışması mümkün olacaktır.
a45UyF587661-150204105656-06
Basarilarini gizlemek, en buyuk basaridir.
La rochefoucauld
Bir kul kendisi icin (cennette) hazirlanmis olan makama ameliyle erisemeyecekse, Allah onun bedenine veya malina veya coluk cocuguna bir bela verir de bu belaya sabri sebebiyle o makama eristirilir
(Ahmed b.Hanbel, V/272)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
Bana vicdansiz bir medya verin, size bilincsiz bir halk sunayim.
Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder