3 Şubat 2015
TBMM Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa'nın 98 ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.
Atilla Kart CHP Konya Milletvekili
AKP İktidarlarında; gerek tutuklu ve gerek hükümlü sayısındaki olağanüstü artış sebebiyle, cezaevlerinde her anlamda sorunlar yaşanmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi; cezaevi sorunlarını, tutuklu ve hükümlüler arasında hiçbir ayrım yapmadan sürekli olarak takip etmekte, raporlaştırmakta, bu raporları kamuoyu ile paylaşmakta ve Hükümeti çözüm konusunda uyarmaktadır. Bu kapsamda Şakran-Aliağa Kampüs Cezaevinin; ciddi sorunların yaşandığı, yoğun hak ihlâllerinin yapıldığı bir cezaevi olarak öne çıktığı görülmektedir. Cezaevi Yönetiminin, her yıl değiştiği, yönetimde bir istikrarın sağlanmadığı, tecrit hükümleri ve uygulamasında ihlâller yapıldığı; F Tipi Cezaevi olmadığı halde 1-1.5 yılı aşan tecrit uygulamalarının yapıldığı ; hükümlü tutuklu ayrımında keyfi ve ayırımcı işlemlerin yapıldığı; hükümlülerin ötekileştirildiği, hiçbir sosyal etkinliğe iştirak ettirilmedikleri; Cezaevi Savcılığının denetim ve inisyatif anlamında sorumluluk almaktan kaçındığı, hak ihlallerinin intiharlara yol açacak boyutlara ulaştığı Yeter Ayvazoğlu'yla başlayan, olayların üstünün örtüldüğü ; keyfi uygulama içinde olan Cezaevi Yönetimlerinin denetimlerinin yapılmadığı yönünde; Tarafımıza somut bilgi ve şikayetler ulaşmıştır.
Keza; Ankara'da Sincan Yüksek Güvenlikli Cezaevinde, hükümlü ve tutukluların 10 kitaptan fazlasını bulundurmalarına izin verilmediği, Özkan Kart'ın konuyu bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesine taşımasıyla anlaşılmıştır.
Hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak gösterilen Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararı kabul edilemez niteliktedir. Kitap okuma hakkının, fikir ve düşünce özgürlüğünün bir takım şekli yönetmelik hükümleriyle kısıtlanmasına yol açmanın; haklı, makûl ve insani yönden hiçbir açıklaması olamaz. Temel hak ve özgürlüklerin özünü ortadan kaldıran; ölçülülük ilkesiyle bağdaşmayan; kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarını kısıtlayan bu ve benzeri ihlallerin; Anayasa Mahkemesi tarafından "hak ihlâli" olarak nitelendirilmemesi; Anayasa Mahkemesinin halen "bürokratik kalıp ve yaklaşımlardan" kurtulamadığını göstermektedir.
Güvenlik önlemine dair hiçbir gerekçe; yukarıda sözü edilen temel hakların kısıtlanmasının haklı, makul ve insani gerekçesi niteliğinde kabul edilemez. Kamu düzeni gerekçesiyle, kitap okuma özgürlüğü arasında hiçbir şekilde ölçülülük söz konusu olamaz.
Kitap okuma ve benzeri nitelikteki etkinliklerin teşvik edilmesi gerekirken, aksine anlayış ve yaklaşım içine girilmesinin; aynı zamanda demokratik ve insani bakış açısındaki zaafiyet ve yetersizliği gösterdiğini yeri gelmişken ifade ediyoruz.
Açıklaması yapılan bilgi ve değerlendirmeler kapsamında soruyoruz ;
1- Başta Şakran Cezaevi olmak üzere ; özellikle tecrit ve hücre uygulamalarındaki ihlâllerin kaldırılması ve bu yöndeki şikayetlerin araştırılması, Cezaevleri Yönetimlerinin denetlenmesi; fiili-gerçek anlamda neden yapılmamaktadır? Bu yöndeki sistem yapılandırması, neden gerçekleştirilmemektedir?
Neden, şekli ve yüzeysel denetimlerle yetinilmektedir?
2- Temel hak ve özgürlüklerin özünü ortadan kaldıran; Kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını yok eden; ölçülülük ilkesiyle bağdaşmayan; yasal ve anayasal dayanağı bulunmayan kitap okuma kısıtlaması uygulamasına son verilmesi konusunda; işlem ve talimat tesis edecek misiniz?
Yoksa, gayri insani nitelikte olan bu uygulamayı sürdürecek ve görmezden mi geleceksiniz?
a45UyF587661-150204104605-06
Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
Bundan on iki sene evvel isittim ki, en dehsetli ve muannid bir zindik, Kur an a karsi su-i kastini, tercumesiyle yapmaya baslamis.
Ve demis ki: Kur an tercume edilsin, ta ne mal oldugu bilinsin
Yani, luzumsuz tekrarati herkes gorsun ve tercumesi onun yerinde okunsun diye dehsetli bir plan cevirmis.
Fakat Risale-i Nur un cerh edilmez huccetleri kati ispat etmis ki, Kur an in hakiki tercumesi kàbil degil.
Ve lisan-i nahvi olan lisan-i Arabi yerinde Kur an in meziyetlerini ve nuktelerini baska lisan muhafaza edemez.
Ve herbir harfi on adetten bine kadar sevap veren kelimat-i Kur aniyenin mu cizane ve cemiyetli tabirlerinin yerinde beserin adi ve cuz i tercumeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz, diye Risale-i Nur her tarafta intisariyla o dehsetli plani akim birakti.
****
Fakat, o zindiktan ders alan munafiklar, yine seytan hesabina Kur an gunesini uflemekle sondurmeye, ahmak cocuklar gibi, ahmakàne ve divanecesine calismalari sebebiyle, bana gàyet $iki ve $ikici ve $ikintili bir halette bu Onuncu Mesele yazdirildi tahmin ediyorum.
Baskalar ile gorusemedigim icin hakikat-i hali bilmiyorum
Said-i Kurdi
Risale-i Nur Kulliyati Sozler 11.Sua sayfa 425
Risale-i Nur Kulliyati > Sualar 11 Sua Onuncu mesele > Sayfa: 227
http://www.risaleinu...Sozler&Page=425
http://www.risaleinu...ayiMusa&Page=64
http://www.risaleinu...Sualar&Page=227
Yasam korkusu ya da olum korkusu ya da kor inanc temeli uzerinde bir Tanri kavramini kabul edemem.
Size kisisel bir Tanri olmadigini kanitlayamam, ama onun hakkinda konusuyor olsaydim bir yalanci olurdum.
I cannot accept any concept of God based on the fear of life or the fear of death or blind faith.
I cannot prove to you that there is no personal God, but if I were to speak of him I would be a liar
Albert Einstein; from Ronald W.Clark, Einstein: The Life and Times, New York: World Publishing Company, 1971, p.622.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder