Kitabın adı budur.
Yazarı Dr. Rıza Nur.
İlettiğim alıntılar bu kitaptandır.
Yine adamın kendi yazdığı kitabın en sonunda yer alan ifadesi şudur:
'Şüphesiz ki ben nevrastenik(şizofren) idim'
Kitap yasaklanmış falan değildir.
Arzu eder parayı bastırır alır.
Ve kıyaslar.
Aşağıda ilettiğim alıntılar bu kitapta varmıymış, yokmuymuş kendi gözleriyle görür.
Doğrusu aşağıda yer alan alıntılarda yer alan cümleler akıl sağlığı yerinde olan bir kişinin ağzında çıkmış olamaz.
Bu ifadelerde paranoid hazeyanları, cinsel takıntı ve saplantıları, mitomani, megalomani bazen de mikromani işareti olan cümleleri bol bol görmek mümkündür.
Adam yaşadığı yıllarda gerçekten de zaman zaman akıl hastanesinde yatmıştır.
Sürekli olarak psikiatrlarla ilişkide kalmıştır.
Bazen tedavisine uyum göstermiş, bazen de düzenini bozmuştur.
Sürekli olarak kullanması gereken ilaçları aksattığında şizofrenik alevlenmeler, ataklar görülmüştür.
Şizofrenler zeka gerisi değildir.
Onlardaki arıza sürekli olarak ya da zaman zaman fikir ve düşüncelerinin gerçekle bağını yitirmesi, bununla birlikte değişik şekillerde algı, duygu durum arızaları yaşamasıdır.
Şizofrenler regüle oldukları sürece aktif meslek yaşamlarını sürdürebilir, aile kurabilir, çocuk büyütebilir, kariyer yapabilir.
Bu güne kadar çalıştığım hastanelerde çeşitli uzmanlık branşlarında çalışmayı sürdüren şizofrenler tanıdım.
Sağlıklı, düzen içinde oldukları uzun yıllar boyunca başarıyla mesleklerini icra ettiklerini de gördüm.
Şunu söylemek mümkündür yüzlerce hekimin çalıştığı her devlet hastanesinde rahatça birkaç şizofren hekim çalışmaktadır.
Çoğu zaman yakınlarında olan kişiler dışında hastalar ve diğerleri bu kişilerin farkına varmaz.
Elbette bunların bazılarında alevlenmeli dönemlere de şahitlik ettim.
Kötüdür, zordur.
Ailesi, sevenleri, arkadaşları, dostları için çok zordur bu dönemler.
Bunların psişik durumları düzen altında olduğu sürece entellektüel yetenekleri insanları etkileyebilir.
Hastalıklarının doğası nedeniyle kazanılmış bazı avantajlar nedeniyle, bu guruptan insanlar arasından büyük şairler, yazarlar, düşünürler de çıkmıştır.
Uzmanlara göre hemen her toplumda %4-8 etrafında değişen oranlarda görülür.
Yine uzmanlara göre insanların %15-20 kadarı sağlıklıdır ama şizoid kişilik yapısı içindedir.
Yine uzmanlara göre insanların büyük bölümü yaşamları boyunca büyük travmalar yaşadıkları dönemlerde şizoid hecmeler yaşayabilir, yaşamıştır, ya da yaşayacaktır.
Şizofreni kesin olarak sınırları yoktur.
Toplumda süreklilik gösteren bir yelpaze içinde sağlıklı şizoid kişilik yapısından, en ağır formlara kadar ve şizofreniyi tanımlayan unsurların değişik kombinasyonlarıyla görülür.
Dr. Rıza Nur bir çok kez akıl hastanesine yatırılmıştır.
Bu dönemlerin bazıları yurt dışında olmuştur.
Bunların hiç birisi siyasetle ilgili değildir.
Esasen ülkemizde tarihin hiçbir döneminde Akıl Hastaneleri siyasi düşüncelerle suistimal edilmemiştir.
Tarihin meşhur siyasi mağdurları arasında siyasi iktidar tarafından akıl hastanesinde enterne edilen, sakatlanan kişi bilinmez.
Bizim topraklarımızda Sovyetlerde görüldüğü şekliyle siyasilerin akıl hastanelerinde enterne edilmesine ilişkin en ufak bir şüphe, dedikodu dahi olmamıştır.
Yine bizim akıl hastanelerimizde NAZİ Almanyasındakine benzer şekilde kişiliğe yönelik cerrahi girişimler hiçbir zaman olmamıştır.
Bu güne kadar hiçbir hastanın sahibi böyle iddialar içinde olmamıştır.
En azından ben duymadım, bilmiyorum.
Bilen varsa söylesin.
Evet, akıl hastanelerinin siyasi gerekçelerle suistimali hemen bütün Avrupa ülkelerinde, Amerika, Slav memleketlerinde çok görülmüştür.
Amerika söz konusu olduğunda ben size McCarney döneminin ünlü solcu aktiristi Francis'le ilgili olan kitap ve onu anlatan filmi izlemenizi öneririm.
Benzeri şekilde NAZİ'lerle ilgili belgeseller zaten bol bol bu türden malzeme içermektedir.
Günümüzde en ünlü şizofrenlerden birisi de Adnan Hoca'dır.
Çok tipiktir, belirtileri ve her şeyiyle çok tipiktir.
Esasen geniş kitleleri etkilemesi, uğraştığı konuların, yani komplo teorilerinin onun paranoid hazeyanlarına yatkın olması nedeniyle olmuştur.
Yine mürtecilerin meşhur ermişlerinden Hasan Mezarcı da bariz bir şizofrendir.
Mürteciler bu zavallının sanrılarını ermek, sırlara vakıf olmak zannetmiş, uzun süre büyük saygı görmüştür.
Sonunda sanrılar Allahı görmeye, konuşmaya, peygamberlik iddiasına dayanınca etrafındakiler uyanmıştır.
Benzer şekilde Fitnebaz Hoca'da kendi ağzıyla ölmüşleri, peygamberleri gördüğünü, onlara sorular sorduğunu, cevaplar aldığını ifade etmiştir.
Bir çok cümlesinde Allahtan ilham aldığını ima etmiştir.
Merak eden, şüphe eden Google abiye sorsun, Youtube abladan vaaz videolarını izlesin.
Şunu da belirteyim.
Din olgusu başlıbaşına şizoid bir olaydır.
Çünkü dinde hiçbir arguman, ifade ve cümlenin gerçekliğinin sınanmaz, sınanması da istenme, beklenmez.
Hatta dinlerde şüphe etmeksizin, araştırmak, sorgulamaksınız, mutlak iman en çok aranılan, istenilen, olduğunda da gurur duyulan bir özelliktir.
İstisnasız bütün dinler gerçek üstü varlıklara dayalıdır.
Bütün dinlerde seçilmiş insanları gerçek üstü varlıklarla kurduğu iletişim efsaneleri vardır.
Bütün dinlerde seçilmiş insanların gerçekte hazeyan olan bütün konuşmaları sorgulanmaz, şüphe duyulmaz şekilde güvenilir sayılır.
Şizofrenlerde ilahi, göksel temalı hazeyanların çok sık görülmesi, sık sık ilahlık, peygamberlik iddialarında bulunmaları çok yaygındır.
Bütün dünya akıl hastanelerinde yüzlerce, binlerce, belki de milyonlarca Allah, ilah, peygamberler beden bulmuştur.
Bütün bu insanların şizofren sayılıp, bunlardan bazılarının seçilmiş kişi, ilahlarla konuşabilen peygamber sayılması tuhaf bir durumdur.
Herkes rüya görür, her insanın hayalleri vardır, her insanın zaman zaman hülyaları da olur, hatta insanların büyük bölümü yaşamlarının bir döneminde mesela çok ağır hastalık hallerinde, anesteziden çıkarken, ölmek üzereyken sanrılar görür.
Ama şizofrenler rüyalar, hayaller, hülyalar, sanrılar ve herşey gerçekle iç içe, karma karışıktır.
Peygamberler, ermişler, veliler, eski zamanın şamanları, kamları da zaten böyledir.
Bir de paylaşılmış hazeyanlar vardır.
Tarih boyunca yaşanmış bazı büyük tarihi şahsiyetler ve etraflarında hale oluşturan halk ve kadrolarda bu sık sık görülmüştür.
Şizforen, ya da şizoid kişilik yapısı olan bir liderin sağlıklı kitleleri etkilemesidir bu olay.
Büyük bazı tarihsel çalkantılar bu türden geniş kitleler tarafından paylaşılmış şizoid hecmelerdir.
Misal NAZİ'lerin yükselişi tam da böyle bir olaydır.
Ülkemizde görülen dindarlaşma, ümmetleşme, dini yaşamın ana ekseni haline sokan toplumsal dönüşüm de böyledir.
Gerçek üstü her türden olay bir gün mutlaka gerçeğin sert kayalarına çarpar ve kırılıp dökülür.
Nasıl NAZİ'lerin peşine takılan büyük kitleler hem kendilerine hem de etraflarına büyük zararlar verdikten sonra dağılıp gittiyse, diğer gerçeküstü ideolojiler de böyle sonuç verecektir.
Bu sadece zaman meselesidir.
İnsanlık tanrılığını iddia eden büyük hükümdarlar görmüştür.
Cüretine ve cesaretine bağlı olarak kimi hükümdarlar yalnızca kutsal olduklarını, ilahlar tarafından vazifeli olduklarını, Allahın yer yüzündeki gölgesi, eli, öfkesi, kılıncı olduğunu söylemiştir. Çin imparatorları bir dönem, Mecusi krallar, Firavunlar her zaman doğrudan tanrı sayılmış ve öyle bilinmiştir. Osmanlı hükümdarları güçlerinin doruklarındayken kendilerine Allahla bağlantılı özellikler vehmetmiştir.
Güç, hem de aşırı güç akıl sağlığını bozabilir, zaman zaman bozmuştur.
Misal Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE) son zamanlarda megalomanik, atavik, dereistik, göksel hazeyanlar sergilemeye ve giderek sanrıların şiddeti artmaya başlamıştır.
Aynı şekilde Türk halkında da, günümüz politik ortamı, medyası, magazininde işaretlerini gördüğümüz şizoid belirtiler günden güne şiddetlenmektedir.
Sürekli travma geçiren Araplarda görülen ve bir türlü içinden çıkma imkanı bulamadıkları bir posttravmatik depresyon, kişilik bozuklukları görülmektedir.
Türklerde dinselleşme görünümündeki şizoid dönüşüm giderek artmaktadır.
Kürt toplumunda arzu ettiklerini ne olursa olsun, ulaşmak için nasıl ve ne kadar olursa olsun şiddet kullanarak, alma şeklinde kendini gösteren psikopatik progresyon ve psikotik kişilik bozuklukları şiddetlenmektedir.
Bütün bunlar bir araya geldiğinde Ortadoğunun, Anadoluyu çevreleyen halkların ve toplulukların salim kalması mümkün değildir.
Bütün mahallenin delisi bir arada geçinemeyecek, büyük arızalar yaşanacaktır.
Dr. Rıza Nur denilince benim aklıma birden gelenler işte bunlardır.
Konuyla bağlantılı bir başka makalenin bağı aşağıdır.
http://blog.milliyet.com.tr/dindarligin-psikiyatrik-tetkiki/Blog/?BlogNo=409335
Dindarlığın psikiyatrik tetkiki
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Gönderen: <gtiecer@aol.com>
Tarih: 7 Şubat 2015 03:05
Konu:Cumhuriyet tarihi yalanlarının Kaynağı: RIZA NUR.
Alıcı:
Rıza Nur hayatının büyük bölümünde yetersiz ve düzensiz tedavi nedeniyle sık sık alevlenmeler yaşayan bariz bir şizofren.
Cımbızla seçilen ifadelerine değil, ifadelerinin tamamına bakarsanız paranoid hazeyanı göreceksiniz.(ORAJ POYRAZ)
Burada yapilan da odur.
Riza Nur hasta bir psikopat olsaydi Ataturk O'nu sihhat vekili yapmazdi.
Eski Sovyet Rusya'da, rejimi elestirenler de 'hasta, sozofrenik, psikopat' gibi yalan iftiralar edilerek eli kanli rejim mudafa edilirdi.
Mustafa kemal attan sarhos oldugu icin dusup kaburga kemigi kirildiginda ilk muayeneyi Dr. Riza Nur yapmisti. Anilarinda belgeleriyle anlatiyor. "Sarhostu, ve cepheden kaciyordu; cunku, Yunan ordusunun Sakarya'da galip gelmek uzere oldugunu saniyordu" diyor. Maresal Fevzi Cakmak olmasaydi 'geri cekilin' emrini geri almazdi diyor. Yani, Mustafa kemal'in bir kahraman olmadigini ima ediyor. (Bu dusme yuzunden kendisini de, buyuk itirazlara ragmen, gazi ilan ettirdi.
Ataturk kadin duskunuydu....evet bu katiyetle dogru. Sadece Riza Nur degil, Sabiha sultan, ZSa Zsa gabor, H.G. Armstrong, ve etrafindaki yakinlari da bunu soyluyor.
Escinseldi...bu konu sahsini ilgilendirir sadece; kimsenin insanlari bu sekilde degerlendirmesini ben sahsen istemem. Lakin, bunda da sadece Riza Nur escinsel oldugunu soylemiyor. Baskalari da var. Bir tanesi bayagi detayli anlatiyor. Irfan Orgo (emekli bir Turk subayi), "Ataturk' biyografisinde, zuhrevi bir hastaligin sihhatini mahfettiginden bahsediyor.
Alkolikti....Evet dogrudur. Olum sebebi alkolizmden kaynaklanan ciger curumesidir. Lise seviyesi askeri okuldan itibaren alkolik oldugunu soylemeyen yabanci biografi yazari yok. Her gece cellatlariyla birlikte sabahlara kadar icmesini tartisma konusu yaptigi icin kendisinden kat kat ustun egitimli ve gorgulu Latife hanim''i 'bossun-bossun diyerek bosadi. (Kadinin yeri baskaydi ya...!)
Mustafa Kemal'in soyu....Kimseyi ilgilendirmez. Her kafadan bir ses cikiyor. Kemalist kaynaklar M. Kemal'in Turkmen boyundan geldigini soylerken, Arnavut, Makedon, Yahudi oldugunu soyleyen de var.
Kim kendi soyunun safi Turk, Kurt, Ermeni vb oldugunu iddia edebilir ki? Bize NE?
Konu irkcilar icin onemlidir, irkci siyaset guden M. Kemal ve Kemalistler icin onemlidir. Turk irki, sari sacli-mavi gozludur diye okullarda ogreten ve bunu dogru sananlar icin onemlidir. Lakin, antropologlar boyle seylere guluyor artik. Cunku, irk diye bir sey gunumuzde kalmadi diyorlar.
M. Kemal'in kahramanligi...'Bulgar savasinda 50 bin sehit vermemize neden oldu,' 'Filistin cephesinde, cepheden cekilerek, iki ordumuzun imha edilmesine sebep oldu' diyenleri dinlemezsek, Sakar'ya savasinda kacmak uzere attan dustugu hikayesini de saymazsak; Canakkale'de, yarbay/albayken basarili oldugunu kabul edersek...evet Mustafa kemal kahraman bir subaydi diyebiliriz. lakin, saymadiklarimizin hepsi korkakligini gosteriyor; uc korkakliga karsi bir kahramanlik yani. Korkaksa, kahraman degildir.
Ayrica, asil konu belki de guvenilir bir resmi tarihin olmamasi.
Hatta, yasaklanmis olmasi.
Simdi ogrendigimiz gercekleri, yabancilarin kitaplarindan, arsivlerinden, Turkiye'de serbest satilmasina musade edilen hatiratlardan, ve tesadufen gizlenememis arsivlerden, birkac cesur yazardan, vs ogrenmeye basladik.
Ne Mustafa kemal, ne de rejimini elestirmeden, sadece iyi gostererek yazilmis bir tarih nasil guvenilir olur ki?
Elestirenlerin akibeti, hapis, islerini kaybetmek, kitaplarinin yakilmasi, asilmalari, iskence ise kim dogrulari yazmaya cesaret edebilirdi ki?
Gunes
From: Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
Sent: Fri, Feb 6, 2015 1:53 am
Subject: Cumhuriyet tarihi yalanlarının Kaynağı: RIZA NUR.
Rıza Nur hayatının büyük bölümünde yetersiz ve düzensiz tedavi nedeniyle sık sık alevlenmeler yaşayan bariz bir şizofren.
Cımbızla seçilen ifadelerine değil, ifadelerinin tamamına bakarsanız paranoid hazeyanı göreceksiniz.
Mürtecilerin AtaTürk'ü karalamak için şahit saydıkları Rıza Nur kimmiş, akıl sağlığı nasılmış, ifadelerini ciddiye almak imkanı var mıymış?
Bir bakın, mürteciler nelere bel bağlamış.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Cumhuriyet tarihi yalanlarının Kaynağı: RIZA NUR.
ATATÜRK KADIN DÜŞKÜNÜYDÜ VE EŞCİNSELDİ YALANI: KAYNAK RIZA NUR
ATATÜRK ALKOLİKTİ YALANI: KAYNAK RIZA NUR
ATATÜRK'ÜN SOYU VE AİLESİYLE İLGİLİ YALANLAR: KAYNAK RIZA NUR
ATATÜRK CUMHURİYETTEN SONRA KAHRAMAN İLAN EDİLMİŞTİR YALANI: KAYNAK RIZA NUR
BIR GUZEL
. . . . . .
Bir guzel bilirim, bir daha bilmem
Onda gor cilve nedir, eda nedir
Oyle satar kendini dirhem dirhem
Ondan bu gonul deli divanedir
Nerden cattim boylesi bir guzele
Netsem, neylesem o kiz gecmez ele
Kaptirdim kendimi bir kere sele
Bana sor dalga nedir, kaya nedir
Gunduz isimde beni saskin eder
Gece dusumde beni cilgin eder
Ayriligi basimdan askin eder
Bir sevda ki yanmaktan baska nedir?
Cahit Sitki TARANCI
Iste onlardir Rablerinden bir kilavuzlanma uzere olanlar; iste onlardir gercek kurtulusu bulanlar.
Insanlardan oylesi vardir ki, Allah yolundan bilgisizce saptirmak icin hadis/laf eglencesi satin alir ve onu alay konusu edinir.
Iste boylelerine rezil edici bir azap vardir.
Lokman Suresi 5- 6
Biliyor musunuz, mutfak masasinin etrafinda 30 sene once batan bir sistemin onlari nasil becerdigini.
George Carlin
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
1XahqN5kSgIxZlh5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder