5 Ağustos 2015 Çarşamba

Bülent ESİNOĞLU : Yağmacılar İran’da!

Bülent ESİNOĞLU : Yağmacılar İran'da!


Batı kendi çıkarları için, İran'ı Türkiye'ye düşman yaptı.

Amerika ambargolar uygulattı. Türkiye İran ticaretini önemli ölçüde engelledi.

Diplomasi yaptı. İran Türk ilişkilerini baltaladı.

Amerika'nın, İran'a karşı hileli ve pis siyasetlerini en iyi uygulayan ülke olduk.

İran'dan acil petrol ihtiyacımızı karşılarken bile, yasal yolların dışına çıkmak durumunda kaldık.

Ne yaptılar ettiler, İran ile Türkiye'nin arasına girdiler.

İran, "Batının dize getirme ve askeri baskılarına" karşı direndi. İran halkı çok büyük sıkıntılar çekti.

İran Batıya karşı direnirken, biz hep Batının ve Amerika'nın yanında yer aldık.

İran, direnişinden başarıyla çıkınca, İran'a giden ilk diplomatlar ve iş adamları Fransız ve İngilizler oldu.

Bizim elimizde ise, sadece Şii ve Sünni anlaşmazlığı kaldı.

Elin Hristiyan'ı İran'ı dost yaptı. Biz İslam âleminin içindeki çatışmalarla baş başa kaldık.

Şimdi tüm Batı İran'a koştu. Koştu ve bağırmaya başladı. Benim otomobilim, uçağım, malım mülküm herkesinkinden daha iyidir diyor.

İran gibi koskoca bir pazarı ve girişimcilerinin olduğu bir fırsatı kaçırmamak için var gücü ile İran'a seferler yapıyorlar. Bizim diplomatımız da Erbil'e gitti.

Bu pazarda bizim elimizde kalan tek mal; Şii düşmanlığıdır.

Bu o kadar öyledir ki; Suriye'de kurulan Şii/Sünni pazarında kavga ve savaş en güzide malımız oldu.

Batı İran'dan silahını çekerken, Suriye'de kalan son hesabını bize temizletmek üzere bıraktı.

Hiç kuşkunuz olmasın. Batı İran ile her türlü ilişkiye girerken, asıl mirası olan Şii/Sünni çatışmasını bize miras olarak bırakmak için her çabayı sürdürür.

Eğer bizler, hala ortaçağdan kalma siyasetlerle yol almaya devam edersek, İran pazarından elimizde sadece, Şii/Sünni çatışması kalacaktır.

İran Batının askeri ve siyasi baskısından, toprak kaybetmeden çıktı.

Orada da etnik farlılıklar vardı. İran'da da PEJAK vardı.

Amerika ve Türkiye dostluğundan bize kala kala üç Kürt Başkenti kaldı. Erbil, Kamışlı, Diyarbakır.

Suriye sorunu sebebiyle, öyle anlaşılmaktadır ki; Batılılar İran pazarından sonuna kadar yararlanırlarken, bize Batının artıkları kalacaktır.

Suriye sorununun çözümünde, Türkiye ABD'nin yanında değil de, Suriye, İran Rusya ve barışın yanında olsaydı, asıl kazançlı çıkan Türkiye olacaktı.

5.8.2015, bulentesinoglu@gmail.com


a45UyF587661-150805151116 Oraj Poyraz <oraj_poyraz@alpinaasia.com>
2015/08/05  16:15 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

1939
. . . . . .
Bin dokuz yuz otuz dokuz:
Karanliklarin icinde
Olulerle yasiyoruz.
. . . . . .
Puslu havayi sever kurt;
Kaplamakta gokyuzunu
Kursundan agir bir bulut.
. . . . . .
Her sey uyudugu zaman
Kiracak zincirlerini
Gecede uyanik duran

Ahmet Muhip DRANAS

Senin dinin sana, benim dinim bana

(Kafirun 109/6)

Musrikleri gordugunuz yerde oldurun

(Tevbe 9/5)
Haydi bakalim simdi kivrinin durun, yok o nesh edildi, bu menhus oldu falan.
Sonucta ilah daha ilk anda bir oyle, bir boyle demis.
Daha kendi doneminde bir dedigi bir dedigini tutmamis.
Bir de zamanlar ustu olma iddiasi var.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Cok Anlamlilik Safsatasi (Fallacy of Amphiloby) :
Bir kelime veya ifadeye vurgu yaparak farkli bir anlam elde etme veya anlami kaydirma hatasi.
Ornek 1:
Koskoca buroda bir daktilo bile yok.
1-(Koskoca buroda bir yazi makinesi bile yok.)
2-(Koskoca buroda bir sekreter yok.)
Ornek 2:
Ali, Ayse yi Ahmet ile yakaladi.
1-(Ali, Ayse yi Ahmet le beraber uygunsuz bir vaziyette gordu.)
2-(Ali, Ahmet in yardimiyla Ayse yi kovalamacada yakaladi.)
3-(Ali , Ahmet le birlikte Ayse yi duserken yakaladi.)
Ornek 3:
Ayse, yalniz kaldiginda annesini cagirdi.
1-(Ayse yalnizdi, annesini cagirdi)
2-(Annesi yalnizdi, Ayse annesini cagirdi)
Ornek 4:
Trafik polisi bir milletvekilinin arabasini durdurur.
Milletvekili hemen cami acarak Sen benim kim oldugumu biliyor musun?
diye sorar.
Polis elindeki telsizi kullanarak amirine sorar:
Amirim, bir araci durdurdum, surucusu kim oldugunu bilmiyor, bana soruyor.
Ne yapayim?
Guncel Ornek 1:
Gelin yildizinin parladigi bu ani ziyan etmeyelim ve Turkiye nin yalniz futboluyla degil her seyiyle ovunelim.
(Zulfu Livaneli, 19.5.2000, Sabah)
Yazar burada fikrini birden farkli anlamlarda anlasilir belirsizlik icinde sunuyor.
1- Aslinda turkiye de hicbir sey bahsedildigi kadar kotu degil.
Futbolda oldugu gibi baska alanlarda da basarili sonuclar aliyoruz.
Artik sadece futboldan degil, diger basarili oldugumuz alanlardan da bahsedelim
2- Su anda turkiye futbol konusunda basari elde etmisken olmusken, gelin, calisip didinip diger baska alanlarda da futbolda oldugu kadar basarili olalim.
Guncel Ornek 2:
Michael Jackson, asiri derecede alkol alan biri kendisine zarar verebilir diye kaldigi otelde icki servisini yasaklatti.
(20.5.2000, Sabah)
Yazar burada fikrini iki anlama gelebilecek bir sekilde ifade ediyor.
1- Michael Jackson birisi kendisine hakim olamayip cok icer, cok icerse de kendi kendisine zarar verir diye icki servisini yasaklatiyor.
2- Michael Jackson birileri cok icer de sonra bana zarar verir diye icki servisini yasaklatiyor.
Guncel Ornek 3:
Karakol yaptiran, polis evi yaptiran, sehit polislerin ailelerine yardim eden sabikali kisilere, mafya babalarina plaket ler verildigini gordum.
Oyle ki, bana bir muhabbet tellali na plaket verme gorevi de onerildi.
Ben oneriyi kaba bir bicimde geri cevirdim:
Bu plaketi ancak bir sermaye verebilir!
Alinmadilar bile!..
Plaketi, bir isadami verdi!...
(Orhan Tahsin, 5.9.2000, Ortadogu)
Yazar, bu cumlede sermaye kelimesini, hem fahise hem de sermaye sahibi insan olarak anlasilabilir sekilde kullaniyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder