Fransızların Galatasarayı'nı, Amerikalıların ondan fazla Koleji'ni, son yıllarda Almanların da Alman Üniversitesi ve liselerini görüyoruz.
Tarihte Board okullarının misyonerlik hedefinde en çok kullandığı araç meslek edindirme kursları, dil kursları, lise ve üstü eğitim kurumları olmuştu.
Batılılar en azından halka açlığa tokluğa faydası olan bir şeyler sunarak ulaşmaya çalışmıştı.
Doğal olarak her millet kendi kültürel varlığının en belirgin, en iddialı olduklarını düşündükleri unsurlarıyla kendini ortaya koymakta.
Fransızlar için estetik, gusto, sanat. Almanlar için endüstri, üretim. Amerikalılar için Amerikan tarzı tüketim ekonomisi ve bunun gibi.
Ve hepsinde de eğitim ortak payanda.
Anlaşılan Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya halkları Sünni İslamı kendi kültürel varlıklarının en belirgin yönü olarak görmekte.
Ve başka halklarla temas etmekte camilerin en önemli temas noktaları olmasını beklemekte.
Başka halkları sünni İslam ile ayartmayı hayal ediyoruz.
Sünni İslamın politik ideolojisi içinde tek bir Sünni Devletini hayal ediyoruz.
Ve diğer milletlerinde bu hayal içinde yer tutmasını hayal ediyoruz.
Bu şekilde dünyada ilahi barış, mutluluk, huzur ve refah ortamı sağlanacak.
Sünni camilerde yuvalanmış kültür merkezleri, konvensiyon merkezleri bulundukları ülke halkına sünni ilahiyat vizyonu verecek.
Bu insanlar arasından bazıları Türkiye'ye gidip gelecek, milletler arasında köprü olacak.
Hayalimiz budur.
Peki ya kibarca Sünni İlahiyat vizyonu dediğimiz şey nedir?
Politik İslamdır, totaliter, dayatmacı, zorba İslamdır.
Başka şey değil.
Allah rızası için bütün insanların ama güzellikle, ama kandırarak, ama zorla bir şekilde Müslüman edilmesi misyonudur.
Haaa, İslamın barışçı bir şekli zaten yoktur.
Onu da belirteyim.
Kafirlere yapılacak işlerle ilgili onlarca amir ayet, yüzlerce hadis mevcuttur.
Kimse kendini ve etrafını kandırmaya çalışmasın.
İslamın doğasında cihat vardır.
Yine kimse laf cambazlığı yapmasın, cihat nefsin terbiyesi falan değildir.
Açıkça, ikna ederek, kandırarak, ayartarak, tehdit ederek, ürküterek, caydırarak, zor kullanarak ve en son kertede öldürerek bütün dünyanın Müslüman edilmesi görevidir.
İslamın bu haliyle dünyanın kalanıyla barış içinde, hatta kendi içinde barış içinde kalması imkansızdır.
Ve netekim(!) dünyanın genel panaroması bize bunu açık seçik ifade(!) etmektedir.
Malesef halkın eğilimleri de bu yöndedir.
Son yüzyıl boyunca yaşadığımız toplumsal dönüşüm bize bunu kanıtlamaktadır.
Hele hele, son on yılda yaşadığımız dört genel seçim, bir cumhur-başkanı(!?), bir referandumda elde ettiğimiz sonuç bu kanımızı pekiştirmektedir.
Halk daha çok akıl, bilgi, eğitim, öğretim, ahlak, üretim, çaba, alın teri, çalışma, kalkınma istememektedir.
Halk daha çok din, iman, namaz, dua, sevap, Allah rızası, odun, kömür, prinç, bulgur, imam, cami, Kur'an kursu, yakacak yardımı, fakirlik yardımı, zekaat istemektedir.
Halk kan ve ter dökmeden, yorulmadan, çalışmadan o meşhur İslamın altın çağının yeniden ihya edilmesini, Osmanlının diriltilmesini, zenginlik, refah, kolay yaşam, dünyevi zevklere ulaşmak istemektedir.
Bu sorular çok sorulmuş ve hep aynı cevaplar alınmıştır.
Halkın dilekleri ne derece yerine gelir, evrenin gerçekliği içinde bu talepler nasıl yer tutar hep beraber göreceğiz.
Tarih şahittir, politik İslam denenmemiş, bilinmeyen bir şey değildir.
En az bin, bazı halklarda binbeş yüzyıldır, yüzden fazla ulusda denenmiş, test edilmiştir.
Başarısız olduğu bu kadar çok kanıtlanmış başka bir politik ideoloji de yoktur.
Ve Allah rızasını elde ederek kalkınma teşebbüslerinin de akibeti de bellidir.
Görünen çok açık ki, Allah rızasını elde etmeye çalışanların yar ve yardımcısı olmamıştır.
Hayırlı olsun, inşallah, hamdolsun!...
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
Kırım'ın En Büyük Camisini Türkiye Yapacak
Kırım Başmüftüsü Ablayev, "Kırım'da, Türkiye'nin desteğiyle aynı anda beş bin Müslüman'ın ibadet edebileceği bir cami yapılacak" dedi.
Kırım Özerk Cumhuriyeti Başmüftüsü Emir Ali Ablayev, tamamını Türkiye'nin finanse edeceği ülkenin en büyük camisinin başkent Simferopol'de inşa edileceğini söyledi.
Ablayev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım Rusya'ya bağlanmadan 10 yıl önce hayata geçirmeye çalıştıkları cami projesine Rusya yönetiminin onay verdiğini anlattı.
Kırımlı Tatarların "Akmescit", Rusların ise "Simferopol" dediği Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin başkentinde Türkiye'nin desteğiyle aynı anda içinde beş bin Müslüman'ın ibadet edebileceği bir cami inşa edileceği belirten Ablayev, cami inşaatına kısa bir süre içerisinde başlanacağını söyledi.
Başmüftü Ablayev, "Kırım'ın en büyük camisi olacak bu projenin hayata geçirilmesi için her türlü desteği veren Türkiye'nin Diyanet İşleri Başkanlığı oldu. Caminin tüm finansmanını Türkiye karşılayacak" dedi.
Gerekli izinlerin alınması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in hem Ukrayna hem de Rus yönetimi nezdinde önemli girişimleri olduğunu aktaran Ablayev, şu bilgileri verdi:
"Caminin kurulacağı arazinin büyüklüğü 30 bin metrekaredir. İçinde ibadet edilecek mekan, 2 bin 500 metrekare üzerine kurulacak. Cami avlusu ve şadırvanı dahil edildiğinde 5 bin metrekarelik kapalı alanı kapsayacak. Kapalı alanı ve avlusuyla hesaplandığında aynı anda 5 bin Müslüman ibadet edebilecek."
Caminin adı "Cuma Camisi" olacak
Kırım'da tüm dini grupların temsilcilerinin katıldığı bir yapılanma olduğunu, Müslümanların da 15 yıldır bu kurumdaki faaliyetlere katılıp fikirlerini dile getirdiğini ifade eden Müftü Ablayev, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada değişik dinlerin mensupları bir arada yaşıyor. Birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaşıyoruz. Kırım 1,5 yıl önce Rusya'ya bağlandı. Bir gecenin içinde bayrak değişti ama millet aynı. Oluşturulan komitelerin geliştirdiği düşüncelerin sayesinde buradaki farklı dinlerdeki insanların birbirine hoşgörüyle bakmaları sağlanmıştır. Burada tüm yöneticiler, Simferopol'de büyük bir caminin inşa edilmesine her din mensubu olumlu bakıyor. Özellikle yeni yönetim, finansman konusunda bir sıkıntı çıkması halinde caminin inşa edilmesini üstleneceklerini söyleyip olumlu mesajlar veriyor. Ancak biz, finansman konusunda sıkıntı yaşanacağını düşünmüyoruz. Türkiye, tüm finansmanı ödeyeceği gibi caminin bir an önce de tamamlanarak ibadete açılmasını istiyor."
Ablayev, inşa edilecek ibadethanenin adının "Cuma Camisi" olacağını bildirdi.
Caminin 24 ayda tamamlanması hedefleniyor
Cami inşaatını üstenen firmanın sahibi Ercan Bekar ise işi 24 ay içinde bitirerek teslim edeceklerini dile getirdi.
İnşaatın camiden ibaret olmadığını, yapının bir medrese gibi düşünülerek planlandığını vurgulayan Bekar, "İmam evi, kütüphanesi, otoparkları, alışveriş merkezleriyle bir kompleks ortaya çıkacak. Şu aşamada biz, Kırım ve Rusya Cumhurbaşkanlığı'nın talimatıyla burada işe başlamış olduk. İnşaatın projelendirilmesi ve tüm finansmanını Türkiye üstlendi. Proje, Türk mimarisini temsil ediyor. Birkaç gün içinde temelini atacağız. İnşaatın tamamlanıp teslim edilmesi için bize verilen süre 3 yıldır. Ancak biz, 24 ay içinde bitirip teslim etmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
İş adamı Bekar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cami projesiyle yakından ilgilendiğini aktararak, "Projenin seçiminden, mimari tarzının detaylarına kadar her şey Cumhurbaşkanımızın onayından geçti. Bu cami, Türkiye tarafından seçilmiş ve onaylanmış bir proje olarak karşımızda duruyor" dedi.
AA
a45UyF587661-151002103916 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/10/02 11:00 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Intikam alma gucu malumdur turkun,
Ofkeye cevrilecek sabirindan urkun !
Kur an dan verdigi ayetler, Kur an in anlasilmasi icin degil, kendi fikir ve kitaplarini dogrulamak icindir.
Bunu, ayetlerdeki sozcuklerin Ebced(Arapca harflerin sayisal) degerini bulup, -kendisi buna cifirce sayma der- bu degerin, Said-i Nursi veya Risale-i Nur sozcukleriyle uyusup uyusmadigini ispatlamak icin ornekler getirmesinden anliyoruz.
Aciklamaya veya anlatmaya calistigi ayet sayisi oldukca azdir.
Cogu, eserini suslemek ve kendi planlari icin kullanilmistir.
Ayrica eserlerinde fikir adina ortaya attigi dinsizlik veya imansizlik batagini kurutmak icin beyin zorlamalariyla orneklemeler ve bunlari guclendirmek icin ayetler getirir.
($ikke-i Tasdik-i Gaybi 59,54) (Sualar-6 186) (Kastamonu Lahikasi 206) (Sualar 692)
Elbette benim dinsel inanclarim konusunda okuduklariniz yalandi, oyle bir yalan ki, sistematik olarak tekrarlaniyor.
Ben kisisel bir Tanri ya inanmiyorum ve bunu hicbir zaman inkar etmedim ve acik bir sekilde ifade ettim.
Eger bende dinsel olarak adlandirilabilecek bir sey varsa, o sadece, bilimsel cabamizin ortaya cikarabildigi kadariyla dunyanin yapisina duydugum sinirsiz hayranliktir.
It was, off course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated.
I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly.
in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.43.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder