22 Temmuz 2016 Cuma

Siirt'te Kurmay Başkan vekili intihar etti

Ben lüzumsuz lafları ayıkladım, lüzumlu olanları matem renklerine boyadım.

"darbe teşebbüsü ve sonrasında yaşananları hazmedemeyerek ruhsal bir çöküntü içine girmiş, yaşananları gururuna yedirememiş, ve yaşadığı buhran neticesinde hayatına son vermiştir. "


Evet, Türk subayının halen içinde bulunduğu ruh hali böyledir.
Ağır bir yenilgi, hezimet, rezalet yaşamış insanların içine düştükleri derin bir utanç hali.
Psikotik düzeyde bir depresyon.

Siz bakmayın darbecilerin hain planlarına engel olamama lakırdılarına.
Zannetmeyin ki, bu sadece darbeciler ya da darbe taraftarı olanlara has bir depresyon.
Hayır silahlı kuvvetlerin tamamını etkisi altına almış ağır bir manevi çözülme, ağır bir depresyondur.

Halen darbe sırasında etraflarında olup bitenleri kararsızlıkla, tereddütle, ya da çaresizlikle izleyen, ya da karşı olduğu halde etkisi olmayan, ya da olayların odağından çok uzaklarda olduğu için etkisi olmayan binlerce subay, bunların aile ve çocukları bir nefret halkasıyla kuşatılmıştır.

Sizler evlerinde, televizyon başında olayları izlerken çok kolay karar veren, taraf seçen insanlar, kocaman bir ordunun bütün komuta heyetini vicdanınızda mahkum ettiniz.
Artık subaylar üniformaları üstlerinde olduğu halde işlerine gidip gelemiyor.
Artık askeri birliklere, subay lojmanlarına, askeri tesislere, giren ve çıkan, giden ve gelen insanlar etraftakiler tarafından taciz ediliyorlar, hakaretlere maruz kalıyorlar, takip ediliyorlar, darp ediliyorlar.
Her gün ülkenin her yerinde aklı başında olması gereken insanlar ülkenin bütün jiletçilerini, tinerci ve psikopatlarını, ruhsatlı ve ruhsatsız silah taşıyanlarını, öfke kontrol sorunu taşıyanlarını, partizan fanatiklerini askeri birliklerin, tesislerin, lojmanların, orduevlerinin kapılarının önlerine yığıyor.

İnsanlar ellerinde dürbünlerle tesisleri tıpkı yabancı bir ülkenin askeri tesisini izler gibi gözetliyorlar.
İçeride bir yerden bir yere giden bir askeri araç gördüklerinde hemen sosyal medyadan çağrılar yapılıyor.
Falanca garnizonda askeri hareketlilik var.
Artık askerin elindeki görev silahları, suç silahları haline dönüşmüş durumda.
Tankçı tankını bakım yerine çekmeye kalkıştığında bu askeri bir hareketliliktir.
Artık birlik içinde ekmek fırınından, er pavyonuna yemek, ekmek taşıyan askeri araçlar bir askeri hareketliliktir.
Artık birliğin çevre emniyeti için nöbetçi kulelerinde ve devriye gezen askerlerin değişimleri askeri bir hareketliliktir.
Birlikten çarşıya erzak almak için bir aracın çıkması bir darbe girişimidir.

Türk askerinin durumu herhangi bir işgal askerinden farklı değildir.

İşin tuhafı polis ve belediye de olup bitenle uyumludur.
Ne zaman sosyal medyadan çağrılar yapılsa, hemen belediye iş makinaları da o tesisin kapısında.
Hemen çöp kamyonları nizamiye önüne diziliyor, kontak kapatıp terk ediliyor.
Polis mevzi kuruyor, ardına siper alıyor.

Ben alternatifli birkaç çözüm öneriyorum.

En radikal olanı, madem ki bütün TSK şüpheli bütün subay ve astsubayları terhis edelim.
TSK'yı içişlerine bağlı bir genel müdürlük yapalım.
Elde kalan askerlerin en kıdemlilerini kıdemlerine göre komutan yapalım.
Hatta polis teşkilatıyla, ordu teşkilatını bir araya katalım, her ikisinde birden elde kalan kimler varsa bir havuza atalım.
Nasıl fikir?

TSK'yı bütünüyle yok edelim.
Beğendiğimiz bir süper gücün mandasını kabul edelim.
Gelsinler, askeri tesislerimizi işgal etsinler, bizim topraklarımızı onlar emniyete alsınlar.
Bu konuda iki alternatif var.
Ya Amerika'yı, ya da İngilizleri seçeceğiz.
Benim önerim, İngiliz mandası.
Rusların manda  tecrübeleri yok.
Onlara bu konuda güvenemiyorum maalesef.

Bir başka çözüm, madem ki, askerlere bu kadar güvenmiyor, ama polislere güveniyorsunuz.
Polislerden en güvendiklerinizi, askerlere siyasi komiser olarak görevlendirin.
Otursunlar komutanın odasının yanına, siyaseten komutanı denetlesinler.
O araç nereye gitti, neden gitti, o tank neden orada durdu, sorup dursunlar, merak edenler de onu ulaşıp, ona sorsun.
Böylece havadaki helikopter yangın mı söndürecek, yoksa darbece mi bundan emin olursunuz.
Her denizaltıya, her gemiye, her sancak sahibi birliği, her müstakil birliğe siyasi komiser ataması yaparsınız.
Biz bunu bir yerden hatırlıyoruz.
SS subayları vardı hani, Nazilerin, onun aynısı, rütbesiz olanı, sivil kıyafet giymiş olanı.

Diyorum ya, çok büyük benzerlikler var diye, bunu da yapalım tam olsun.
AKP'nin askeri ve sivil bütün devlet teşekküllerinde siyasi komiserleri olsun.
Tıpkı Nazilerin SS subayları gibi.
Hani EŞŞEĞİN aklına karpuz kabuğu düşürmek gibi olacak ama, aynen böyle.
Ama bu ülkenin de şöyle ya da böyle ayakta kalması lazım.

Bir başka seçenek ve bana göre daha ılımlı ve uygulanabilir olanı, cemaat işlerine bulaşmış olan kocabaşları koparmak, küçük başları marjinalize edip gözetim altında çalıştırmaya devam etmek olabilir.
Kritik tesislerde değil ama, destekleyici tesislerde bu uygulanabilir.
Devletin, ve ordunun cemaatten arındırılması böylece zamana yayılmış olur.
Belki de bu şekilde devletin ciddi bir zaafiyete düşmesi de önlenmiş olur.
Bunun için çok ciddi bir iç istihbarat sistemi ile cemaatçi olduğundan şüphe edilenler izlenmeli elbette.

Toptancı çözümler ağır ve öldürücü cerrahi girişmelerdir.
Bunlar sakatlayıcıdır.
Geçişli, uygulama için yol haritası sunan çözümler düşünmek gerekir.
Ve bu işleri devletin yeni bir mürteci kadrosuyla donatılması için vesile sayılması bir sonraki dalga için daha ağır sonuçlar doğuracaktır.
Ayrıca halen konuşulan ve uygulanmaya konulmuş tenkisat cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir darbeci rejimin, en kötü olanın bile teşebbüs etmediği derecede ağır, hukuksuz, insan haklarını çiğner, keyfi şekilde olmaktadır.
Konuşulanların olayların şiddeti, öfkesi, histerik etkisi altında olduğunu ümit etmek istiyorum.
Konuşulanların pek az bir bölümünün dahi yapılması ileride yapanlar için ağır hukuki sorumluluk doğurur.
Biz darbecileri tenkis ettik, demokrasiyi tesis ettik savunması bu kişi ve kadroları kurtaramayacaktır.
Yine tenkisatlarda uygulanan yöntemlerin hukuk dışına saptığı nisbette hukuk mağdurları yaratması, bunların gelecekte hak arama yollarına girmesi kaçınılmazdır.
Zaman içerisinde bu gün çok güçlü esen rüzgarların durması, hatta tam tersine esmesi ihtimali vardır.
Aklı selim, makul, mantıklı, yasal, insaflı olandan ayrılmamak en güzelidir.
Bunu da şimdiden şiddetle uyarmak isterim.


Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


Siirt'te Kurmay Başkan vekili intihar etti

Siirt Valiliği, 3. Komando Tugay Komutanlığında görevli Kurmay Başkan Vekili Yarbay Levent Önder'in sabah erken saatlerde beylik tabancasıyla intihar ettiğini bildirdi.

Cuma, 22 Temmuz 2016 11:57

Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan Siirt 3. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Albay Erkilitlioğlu'nun yerine vekaleten atanan Yarbay Levent Önder beylik tabancası ile intihar etti.

Valilikten yapılan açıklamada, Yarbay Önder'in bir süredir Kurmay Başkanlığı görevine vekalet ettiği hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

"3. Komando Tugay Komutanlığında görevli Kurmay Başkan Vekili Yarbay Levent Önder, sabah erken saatlerde beylik tabancası ile intihar etti.

Yarbay Önder, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve sonrasında yaşananları hazmedemeyerek ruhsal bir çöküntü içine girmiş, darbeci teröristlerin hain planlarına engel olamaması sebebiyle yaşananları gururuna yedirememiş, kendisi gönüllü olarak savcılığa tanık sıfatıyla ifade vermiş ve yaşadığı buhran neticesinde hayatına son vermiştir. Vatansever evladımızın kederli ailesine, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine ve yüce Türk milletine baş sağlığı diliyoruz."

FETÖ'nün darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında Siirt 3. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Albay Alican Erkilitlioğlu tutuklanmış, yerine vekaleten Yarbay Levent Önder atanmıştı.

http://haber.sol.org.tr/toplum/siirtte-kurmay-baskan-vekili-intihar-etti-163078

 
a45UyF587661-160722120250 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/07/22  13:20 2  65  adaletvekalkinma@yahoogroups.com


 


Annesinden dayak yedigi halde, yine ?anne diye aglayan bir cocuktur ask.

Cemal SUREYYA

MEKTUBAT Risalesi, 19.Mektup .
Mucizat-i Ahmediye sayfa 135

Altinci cocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselam namaz kilarken, hircin bir cocuk namazini kat edip gectiginden, Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselam : ( Elleahummeakta eserahu) ( Allahim, onun yerden izini kes ) demis.
Ondan sonra cocuk daha yurumemis, oyle kalmis, hircinliginin cezasini bulmus.

Tanri ya inaniyor musun? sorusuna Einstein in cevabi:
Varolanlarin duzenli uyumunda kendini gosteren Spinoza nin Tanrisi na inaniyorum, insanlarin kaderiyle ve eylemleriyle ilgilenen bir Tanri ya degil.

I believe in Spinoza s God who reveals himself in the orderly harmony of what exists, not in a God who concerns himself with fates and actions of human beings

Autobiographical Notes (1949, p.103)
(Bu goruslerinden dolayi Einstein in Panteist oldugu sonucu cikarilabilirse de, bir sonraki gorusunde de agnostiklige yakin oldugunu belirttigini gorecegiz)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder