25 Temmuz 2017 Salı

Hamaset, iman lakırdılarıyla dolup taşan internet mecraları....



HAMASET, İMAN LAKIRDILARIYLA DOLUP TAŞAN İNTERNET MECRALARI....


Tank motoru fanila ile durdurulur mu?

Levye ile uçak düşürülür mü?

Arazide ot yakarak uçakların havalanması engellenebilir mi?

Önüne kamyon konmuş tank kımıldayamaz mı?

İman gücü lakırdıları, hamaset konuşmaları.

*

Bugün konuşulması gerekenler teknik konular olmalıydı.

Elimizde neler var, neler olmalı?

Düşmanlarımızın elinde neler var?

Bunları konuşmalıydık?

Kimin elinde iman ölçer var?

Kimin elinde vatansevgisi ölçer var.?

*

Osmanlı'nın hezimetlerini okuyun.

Büyük Balkan Hezimetini, Filistin-Kanal Harbi, Yemen Harekatı, Medine Savunma Savaşları, Plevne Savunması, tarihi Rus Savaşları.

Meşhur Ayastefenos Antlaşmasıyla sonuçlanan olaylar dizisini bir okuyun.

Bu savaşlar neden ve nasıl kaybedilmişti?

Siyasi, stratejik, taktik, lojistik hatalar nelerdi?

Bunları bilip öğrenmek ve bu hataların şimdi tekrar edilmesini önlemek gerekirdi.

Görüyorum ki aynı hatalar tekrar ediyor.

Aynı siyasi cepheleşmeler.

Hala daha ordu içerisinde, devlet içerisinde ikilikler,

Orduda aynı şekilde siyasi tenkisatlar.

*

Aynı şekilde sefer hazırlıklarında yapılan savsaklamalar.

Her zaman seferberlik hazırlıkları hükumetlerin sorumluluğundadır.

Her zaman orduları donatmak hükumetlerin sorumluluğundadır.

Hala daha bu işleri ordunun yapmasını bekliyorsunuz.



Ordularımızın elinde yeterli silah ve donanım yoksa bunun sorumlusu bu güne kadarki bütün siyasi iktidarlardır.

*

Farkında mısınız bilmiyorum?

Halen Karadeniz bütün dünyanın donanmalarının dolup taştığı bir deniz oldu.

Biz NATO donanmalarına mesafe koyduğumuzdan batılı donanmalar Ukrayna ve Romanya limanlarında yatıyor.

Sürekli olarak tatbikatlar yapıyorlar.

Bizim donanmamız ise büyük oranda Sinop açıklarında Ruslara karşı mevzi almış durumda denizde öylece pozisyon almış durumda.

Bu durum aylardır böyle.

Arzu edenler gider Samsun Yakakent sahilinden bakar zincir şeklinde dizilmiş Türk donanmasının tertip olmuş halini izleyebilir.

Siz dünyanın ne halde olduğunu, ne kadar zor bir dönemden geçtiğimizin farkında mısınız?

*

3ncü dünya savaşının gerçekten de arifesindeyiz.

Youtube'de Rus ve Amerikan gemilerinin Karadenizde yaşanmış tehlikeli yakınlaşmalarının videoları yayınlanıyor.

Her gün Boğazlarımızdan geçen Çin, İtalyan, Fransız, Rus ya da başka milletlerden gemilerin girip çıkmalarını izleyip duruyoruz

Montrö sözleşmesi çoktan delindi darma duman oldu.

Hiçbir millet 21 günlük bekleme süresini dinlemiyor artık.

*

Öte yandan Kıbrıs açıkları binbir çeşit milletin donanmasının park alanı oldu.

Artık kımıldayacak yer kalmadı.

Telsiz trafiğini izlemek bile bir dert.

Ve Türk halkı lay lay lom havasında.

Gerçekten de cehalet çok konforlu.

*

Oysa Osmanlı'nın kaybedilmiş bütün savaşları bize hep aynı dersleri veriyor.

Yetersiz seferberlik hazırlıkları.

Toplumsal kargaşa, ikilik, cepheleşeme.

Orduya yönelik her iki cepheden gelen ağır tenkisat ve kadrolaşma çabaları.

Toplumun bilim, teknoloji, eğitim konusunda diğer çağdaşı toplumlardan geride kalması.

Ve hemen her zaman, yeteri kadar alın teri dökmeden, çaba harcamadan, ilahların yardımına ve iman gücüne gereğinden fazla duyulan güven.

*

Keşke Rusların Yeşilköye yaptıkları o utanç anıtını yıkmasalardı da, tembelliğin, çareyi yalnızca ilahlardan beklemenin sonuçlarını bu günün insanlarına hatırlatsaydı o anıt.

Gruplarda konuşulanlara bakıyorum, hala daha iman gücü lakırdıları var.

Tamam kabul savaş bir inanç meselesidir, ister tanrıya inanın ister inanmayın, millete, devlete sadakat, bağlılık hissi gerektirir.

Ama, bundan ibaret değildir.

Taş devrinde bile insanlar savaşa giderken oklarını, yaylarını, kama ve mızraklarını savaş için hazırlardı.

Savaş için hazırlanırsın kardeşim.

Yoktur öyle ellerini göğe açıp zafer dilenerek muzaffer olmuş komutan.

Silahlarını hazırlarsın, birliğini hazırlarsın, bedeninin hazırlarsın, ruhunu hazırlarsın.

Bütün bu hazırlıklarını savaştan önce yaparsın.

*

Kanal harbinde İngilizlerin önce kanal boyunca sonra Sina Çölü içlerine uzanan sürekli demir yolu inşaatları vardır.

Bu demiryolu üzerinde zırhlı ve ağır topçusu olan trenler gezmiştir.

Bu demiryolunun uzandığı hat boyunca sınırsız miktarda su, gıda, mühimmat, lojistik taşınmıştır.

Osmanlı orduları sürekli olarak bu demir yolunu tahrip etmek üzere geceleri intikal, gündüzleri saklama yoluyla baskınlar yapmış ve geri çekilmiştir.

Bazı başarılar olduysa da, İngilizler bu demiryolu hattı üzerinden kayıplarını hemen telafi etmiştir.

Bu nedenle Türk orduları sürekli olarak erimiş ve sonunda tükenmiştir.

İnglilizler savaşma azmini, akıl ve çabayla birleştirmiştir.

Türkler ise bu konuda yetersiz kalmıştır.

Savaşın kaybedildiği Megiddo savaşında İngilizlerin elinde daha sonra II. Dünya SAvaşında görülen HalfTrack dedikleri arkası paletli önü tekerleli hafif zırhlı piyate araçları vardır.

Piyadeye hava desteği veren uçakları vardır.

Bunlar tarihte ilktir.

Yine Megiddo Savaşında İngilizler savaşı sahile yakın cephede derinleştirmişler ve sahilde bulunan ağır toplar taşıyan gemilerin ağır ateş desteğinden de istifadeğ etmişlerdir.

Bu savaş aslında cephenin her yerinde eşit miktarda kuvvet bulundurarak savunmada bulunan bir kuvvete karşı ilk saldırı insiyatifini elinde bulunduran tarafın kuvvetini istediği yere yığarak cepheyi yarabileceğğini göstermiştir.

Strateji, taktik, lojistik, anlamında savaşın neden kaybedildiği çok açıktır.

*

Benzeri hikayeyi Sarıkamış harekatında da görmek mümkündür.

Savaşın stratejisi iyidir.

Ancak, imkansız bir lojistikle yola çıkılmıştır.

Osmanlının bölgeye uzanan demiryolu hattı Sivas'a kadardır.

Bunlar Osmanlı hükumetlerinin başarısızlığıdır.

Oysa Rusların demiryolu hattı Sarıkamışa kadar uzanmıştır.

Aynı zamanda Osmanlı 1nci Dünya Savaşının hiçbir anında deniz yoluyla ikmal, lojistik imkanı bulamamıştır

Bu nedenle Osmanlı gerçektet toplam asker sayısı bütün düşmanlarından fazla olduğu halde ordularını cepheler arasında taşıyamamış, sıklet merkezini aktaramamış, savaş yığınağını cepheden cepheye aktaramamıştır.

Bu nedenle bütün Osmanlı orduları bütün cephelerde yavaş yavaş eriyip tükenmiştir.

*

Bütün bunlar yetersiz savaş hazırlıkları nedeniyle olmuştur.

Oysa limanların, demiryollarının, savaş yığınağının hazırlanması, orduların donatılması, ve savaşlara hazırlanması sivil hükumetlerin asli görevidir.

*

Şimdi de durum aynıdır.

Sivil hükumetler bu görevlerini savsaklamaktadır.

Subaylar ve generallerin görevi fabrika işletmek, kurmak, liman kurmak, demir yolu yapmak, silah tasarlamak, imal etmek değildir.

Bütün bunlar sivil hükumetlerin görevidir.

Sivil hükumetler ordularıyla kavga edemez.

Osmanlı ordularıyla kavga etmiştir.

Vaka-i Hayriye aslında hiç de hayırlı olmamıştır.

Yeniçeri ocağının yok edilmesi Osmanlının yok edilmesiyle sonuçlanmıştır.

Vurgulamak için söylüyorum, o hep söylenen VAKA-İ HAYRİYE olayı var ya, işte o asla hayırlı olmamıştır.

Osmanlı kendi ordusunu imha etmiş, yerine de yenisini koyamamıştır.

*

Dünyanın her yerinde durum böyledir.

Devlet denilen kurumu ayakta tutan ordudur.

Ordu yoksa devlet yoktur.

Mahkemelerde hakimler sağlam, güçlü orduların sayesinde adalet dağıtabilir.

Devlet denilen kudret ancak orduların varlığı sayesinde kudretli olabilir.

Ya da bir kukla olarak varlık gösterir.

*

Tercih sizin, arzu ederseniz, bolca hamaset ve iman gücü tartışmaları arasında birbiriniz tüketip durun.

Osmanlı da böyle yapmıştı.

Onu örnek alın.

 
a45UyF587661-170725161841 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/25  17:30 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

MEKTUP..
.
Dost dost diye deli dervis gezdigim,
Bir agladigim, bir guleyazdigim,
Adini daga tasa kazidigim
. . . . . .
Benim bir tanem dost, gozumun nuru!
Tutmaz elim, topal ayagim ugru,
Amansiz kara bahtimdan oturu
. . . . . .
Kan ter dolandigim yollar golgesi,
Kara ekmegimin akca mayasi,
Susayinca cagildak sular sesi,
. . . . . .
Ay aydinligim, gun isigim, canim,
Bayramim, bollugum, yemisim, yenim
Goz yasimi gozden gizli silenim!
. . . . . .
Pek garipce kaldim koyumde issiz,
Otsuz ocaksiz, akilsiz, ayvazsiz.
Iki elin kanda olsa durma tez
. . . . . .
Dag basini duman almadan beri,
Eyup sabrim, eyi duslerim yoru,
Yet bu yana! Avareyim, yet, yuru!

Ahmet Muhip DRANAS

Yeryuzunde olanlarin cogunluguna uyacak olursan seni Allah in yolundan saptirirlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup sacmaliyorlar.
6- En am Suresi 116

Onlarin cogunlugu zandan baskasina uymaz. Dogrusu zan gercek adina hicbir sey ifade etmez. Suphesiz Allah onlarin yaptiklarini bilendir.
10- Yunus Suresi 36

Ey iman edenler! Zandan cok sakinin cunku zannin bir kismi gunahtir.
49- Hucurat Suresi 12

Mekke Emiri Huseyin, 11 Mart 1917 de Bagdat i ele geciren General Mod a, Bagdat i Turanilerden(Turklerden) kurtardigi icin Allah a sukrettigini, Ingilizlerin basarilarina duaci oldugunu bildirecektir.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder