Ben zaten yıllardır açıklayıp duruyorum.
AB/D ile yüzleşmek zorundayız diyorum.
AB/D bizimle çarpışma rotasında.
Bizim kaçacak yerimiz yok diyorum.
Peki ya biz on yıllarda ne yapıyoruz?
Ordumuzu hırpalıyoruz.
Silahlanma projelerimiz tavsadı, geride kaldı, oyalanıyoruz.
Milli şu, milli bu projelerimizin büyük bölümü ödeneksiz kaldı.
Büyük bölümü prototip halde kaldı, seri üretime geçilmedi, geciktik.
Özellikle Altay projesi haddinden fazla gecikti.
SOM projesi çok gecikti.
Milli uçak projesi ülkemizi bekleyen savaşa kesinlikle yetişmeyecek.
Milli helikopter teslimatları ağır ilerliyor.
Milli gemiler büyük savaşa yetişmeyecek.
Milli tüfek teslimatları sayıca yetersizdir.
Acele etmek gerek.
Zaman azalıyor.
Dikkat edin, RTE'nın Saddamlaştırılması projesi hızla ilerliyor.
Türkiye'nin Iraklaştırlıması, marjinalize edilmesi, çeşitli ambargoların konması yavaş yavaş başladı bile.
Çok değil, en geç bir iki sene sonra bazı yoklukları hissetmeye başlayacaksınız.
Belki de bu sene sonunda ekonomik sıkıntıları da hissedeceksiniz.
Esasen vurgulamak isterim, Türkiye'nin ekonomik darboğaza girmesi için birilerinin manuplasyon yapmasına da gerek yoktur.
Yıllardır söylüyorum, Türkiye ekonomisini finanse edebilmek için borçlanma ihtiyacı olan kendi ayakları üzerinde duramayan, borç batağına batmış, ekonomik şantaja açık bir ülkedir zaten.
Bizim mega silah projelerine ihticımız yok.
Özellikle uçak gemisine hiç ihtiyacımız yok.
Bizim hızlı, akıllı, ateş gücü yüksek mühimmat ihtiyacımız var.
Bizim uçak gemisi katili hipersonik, güdümlü füzelere ihtiyacımız var.
Bizim karasularımızın hemen ötesinde dolanıp duran düşman donanmaları için bolca akıllı gemi savar silahlara ihtiyacımız var.
Bizim hava sahamızı korumak için yüksek, orta, alçak orta irtifa hava savunma sistemlerine ihtiyacımız var.
Biz henüz kara, hava, deniz alanlarımızı koruyamazken, başak ülkelerin sahillerine donanma göndermek anlamı taşıyan uçak gemisi zırvalıklarına para harcayamayız.
Bütün MSB bütçemiz 15-16 milyar dolardır.
Türünün en iyisi bir uçak gemisi 13, en uyduruğu 3,5 milyar dolardır.
Elinizde olan budur.
Ülkemizi elimizde olan bu kaynakla savunacağız.
Ülkemizin kaynaklarını Diyanet İşleri gibi saçma salak kurumlara harcama lüksümüz yoktur.
Eğer paramız varsa, bu parayı böylesi zırva işlere harcamak yerine ülke savunmasına kaydırmak gerekir.
Ülkemizi imamların duaları değil, akıllı mühimmatlar koruyacak ve kurtaracaktır:
Aynı zamanda camileri doldurup duran o asalak imamları da ülke savunmasına, ülke ekonomisine, ülke kalkınmasına katmanın bir yolunu bulmak gerekir.
Bu herifler tamamıyla akla zarar işlerle uğraşıp duruyorlar.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
RUSLAR AÇIKLADI: BATI, TÜRKİYE'YE KARŞI SAVAŞA HAZIRLANIYOR
Pravda.ru'da yayınlanan Ylli Përmeti imzalı bir yazı, Türkiye için son zamanlarda hız kazanan felaket senaryolarına bir yenisini ekliyor ve Batılı ülkeler tarafından Türkiye'ye karşı ekonomik ve askeri bir vekalet savaşını başlatılabileceği uyarısında bulunuyor.
04 Ağustos 2017 Cuma 10:06
Ünlü Rus haber kanalı Pravda.ru'da yayınlanan Ylli Përmeti imzalı bir yazı, Türkiye için son zamanlarda hız kazanan felaket senaryolarına bir yenisini ekliyor ve Avrupa-Atlantik blokundan uzaklaşan Erdoğan'ın Avrasya blokuna yaklaşmaya devam etmesinin Batılı ülkeler tarafından Türkiye'ye karşı ekonomik ve askeri bir vekalet savaşını başlatma sebebi olabileceği uyarısında bulunuyor.
Yazının ilk paragrafında 15 Temmuz kalkışması esnasında Rusya'nın bu girişimi engellemek konusunda Türkiye'ye karşılıksız yardım sunduğu anımsatılıyor. Erdoğan'ın Batı ile çatışmasının temel kaynağının bilhassa ABD'nin Kürtlere verdiği destek üzerinden geliştiğini ve bu sürecin Almanya'nın İncirlik'ten ayrılma kararına ve Ruslar'dan S400 füze sisteminin satın alınmasına kadar uzandığı belirtilirken, 3 Milyar doları bulan bu satın alma işlemini engellemek için ABD'nin adeta Türkiye'ye yalvardığı da söyleniyor. Buna rağmen, Türkiye S400'leri almaktan vazgeçmediği gibi, anlaşmanın bir parçası olan "teknoloji transferi" nedeniyle silahların Türkiye'de üretileceği de belirtilmiş.
Türkiye'nin 65 yıl süren NATO üyeliği esnasında Rusya ile böyle bir askeri teknoloji anlaşması yapmasının ilk defa karşılaşıldığı anımsatılırken, bu anlaşmanın NATO sistemi için bir dezavantaj olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu anlaşmayı engellemek adına, ABD'li yetkililerin harekete geçtikleri belirtilirken, S400'ler yerine ABD'li üreticilerden F35A savaş uçakları alınmasını sağlamaya çalıştıkları bilgisi de paylaşılmış. Ancak Türkiye bu teklifi gözardı ederek S400'leri almaktan vazgeçmezken, bu girişimin Erdoğan'ın bir ayağı NATO'dayken diğer ayağını Rusya'ya koyduğuna dikkat çekiliyor. Erdoğan'ın Almanya ile olan çatışmasının da bu ülkenin silah anlaşmalarını askıya almasına neden olduğu da yazıda anımsatılmış.
15 Temmuz'dan günümüze kadar olan Erdoğan ve Batı sürtüşmesinin özetlendiği giriş bölümünden sonra, yazıda gelecek süreçle ilgili bazı olasılıklardan bahsedilmeye başlanıyor.
KÜRT MESELESİ YAYILABİLİR
Tüm bu olaylar yaşanırken, 2015'de Erdoğan'ın Suriyeli milislerle anlaştığı ve onları Arap kentlerini Kürtlerin elinden almak için Halep'e gönderdiği anımsatılıyor. 25 Eylül 2017'de gerçekleşecek olan 'bağımsızlık referandumu'nun sonuçlarına göre, Türkiye'deki Kürtlerin de benzer bir referandum isteyebilecekleri, ancak bu talebi kabul etmeyecek olması nedeniyle Kürt gerilla savaşının Türkiye'de hız kazanacağı öngörüsü de öne sürülüyor. Böyle bir durumda Erdoğan'ın Batı'dan daha fazla uzaklaşarak NATO'yu bırakmak ve Avrasya ülkelerine entegre olmak istemesi durumunda uluslararası elit (G7) ve özellikle NATO için bu durumun kabullenilemez olacağı da iddia ediliyor.
a45UyF587661-170804153330 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/08/04 19:34 2 65 alelma@yahoogroups.com
Bir cingirakli yilanin sizi sokmak uzere oldugunu gordugunuzde, onu ezmeden once sizi sokmasini beklemeyin.
Franklin Roosevelt:
Resulullah sav buyurdular ki:
Kim resim yaparsa, Allah onu Kiyamet gunu, yaptigi resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder.
Hicbir zaman da ruh ufleyici degildir.
Kutubu Sitte 2168
Elbette benim dinsel inanclarim konusunda okuduklariniz yalandi, oyle bir yalan ki, sistematik olarak tekrarlaniyor.
Ben kisisel bir Tanri ya inanmiyorum ve bunu hicbir zaman inkar etmedim ve acik bir sekilde ifade ettim.
Eger bende dinsel olarak adlandirilabilecek bir sey varsa, o sadece, bilimsel cabamizin ortaya cikarabildigi kadariyla dunyanin yapisina duydugum sinirsiz hayranliktir.
It was, off course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated.
I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly.
in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.43.
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
| BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder