17 Eylül 2018 Pazartesi

218-09-17 gündeminden bir bukete....



RAHMİ TURAN: "ZIR CAHİLLER!"

Prof. Dr. Celal Şengör kamuoyunda "Deprem profesörü" olarak tanınır. Dünya çapında bir bilim adamımızdır. Onun serzeniş dolu yazısını sizlerle paylaşmak istedim:

★★★

"Türkiye halkı kravat takar lüks otomobillerde dolaşır bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları yaşanmaz hale getirir ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir!

Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini ne dinini bilir ne geleneklerini tanır ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.

Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde Osmanlı Devleti'nde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflasyonu başlattığını bilmez. (çünkü Avrupalı dünyayı keşfederken muhteşem (!) padişahları (Kanuni Süleyman) hareminde gönül eğlendirmekte dünyayı öğrenelim diyen Piri Reis'in kafasını vurdurmaktadır. )

★★★

Avrupa'da ilk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman devrinde aldığımız gibi (Birinci Viyana Bozgunu – 1529) Hint Okyanusu'na her çıkışımızda mini mini Portekiz'den sopayı yiyip Kızıldeniz'e veya Basra Körfezi'ne tıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir.

Gene onun zamanında dünya keşfedilirken Hint Okyanusu'na kadırga denen sandallarla açılan ve 1554'te Hindistan'da karaya vuran büyük (!) bir amiralimiz yürüyerek 3 senede Hindistan'dan Edirne'ye gelmişti.

Büyük (!) sultanımız Süleyman'ın Fransa Kralı Birinci François'i hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte… O François'in kurduğu 'College de France' bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumun insanlığa beş paralık bir faydası oldu?

Tek becerdiği kalıcı şey aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa'yı Hürrem Sultanuğruna katlettirip devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak oldu.

★★★

Artık yeter! Bu ve benzeri rezillikleri yalanlarla bezeyip yücelten buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk'ü aşağılayan âlim pozlu ukalâ tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi.

Yükselen ahlâksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz?

Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip duruyoruz.

Artık yeter! Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım!" Prof. Dr. Celâl Şengör.

TEBESSÜM

ÇAPKIN MÜDÜR!

İlçenin birinde çapkınlığıyla ünlü bir müdür varmış. Dedikodular ayyuka çıkınca kaymakam bu müdürün tayinini çıkarmış.

Veda ziyaretlerine çıkan müdür kaymakama gelmiş.

Merak eden kaymakam sormuş:

"Ya müdür bey senin için çok çapkın diyorlar nasıl yapıyorsun bu işi?"

Adam anlatmış:

"Kaymakam bey hiç de zor değil gözüme kestirdiğim bir kadına usulca yaklaşıp sağ elimi bir kalçasına koyuyorum. Baktım ki ses yok sol elimi de öbür kalçasına atıp devam ediyorum. "

Kaymakam akşam eve gidince karısını mutfakta bulaşık yıkarken görmüş "Dur bakalım bizim müdürden öğrendiğimi uygulayayım" demiş ve sağ elini karısının bir kalçasına sol elini de öbür kalçasına atmış… Arkası dönük olan karısı:

"Ay müdür bey" demiş "Sizin tayininiz çıkmamış mıydı?"

GÜNÜN SÖZÜ

Genetik bilim şudur: Yalancının soyu yalancı hırsızın soyu hırsız katilin soyu katil üretir!





NECATİ DOĞRU: KATAR EMİRİ UÇAĞI SATTI THY'Yİ ALACAK!

Şüphe etmek sağlıktır.

Yeter ki dayanağı olsun.

Sağlam dayanağım var.

Önce şüphemi yazayım: Şu süslü arabesk VIP uçağı 400 milyon dolara Cumhurbaşkanı binsin diye devlete satan Katar Emiri var ya işte bu Ortadoğu işadamı girişimci THY'yi alacak.

Dayanağım ise: Türkiye Varlık Fonu'nun eski yönetimi değişti. Eski yönetimin içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan onaylı isimler vardı ama içlerinde 2 ağır profesör de bulunuyordu. Bunlardan biri Prof. Dr. Kerem Alkin ve diğeri Prof. Dr. Oral Erdoğan'dı.

★★★

Prof. Dr. Kerem Alkin:

Zengin bir kariyeri var.

İktisat Fakültesi bitirmiş İngilizce ve Fransızcayı ana dili gibi konuşuyor. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Para-Banka Bilim Dalı Başkanlığı'nı yaptı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde hocalık Nişantaşı Üniversitesi'nde rektörlük Bilimler Enstitüsü'nde uluslararası ticaret bankacılık finans bölümü başkanlığı para-finans-varlık- servet-sermaye biriktirme haberleri veren Bloomberg TV'nin Genel Yayın Müdürlüğü'nü de yürüttü. İktidar gazetesi Sabah'ın ekonomi sayfasında yandaş yazar oldu okura her gün bilgi satıyor.

★★★

Prof. Dr. Oral Erdoğan.

O da yüksek kariyer sahibi.

Piri Reis Üniversitesi Rektörü oldu. Aynı zamanda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanlığı da yaptı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda da görev aldı. ASELSAN'da ve TÜRKSAT'ta bağımsız yönetim kurulu üyesi çok sayıda kurum ve şirketin de danışmanı yapıldı. Finansal yönetim uluslararası finans finansal modelleme risk yönetimi türev piyasalar deniz işletmeciliği konularının önde gelen ismi sayılıyor. TRT HABER'de "DERİN ANALİZ"ler yaptı.

Bu iki derya hoca!

Varlık Fonu'ndan ciddi yüksek maaşlar aldılar kişisel varlıklarını çoğalttılar. Altlarına lüks makam otoları verildi. Sonra da bir gecede koltuklarından atıldılar.

Tek cümle etmiyorlar.

Suspus oldular.

★★★

Şimdi ben şüphemi şu üç soruyla dile getiriyorum:

Ey Derya Hocalar!

Siz Varlık Fonu'nu yönetirken hiçbir iş yapmadığınız için mi atıldınız yoksa size söylenip de yapamayacağınız teklifler mi oldu?"

Ey derya Hocalar!

Türkiye Varlık Fonu Yönetimi'ne niçin getirilmiştiniz? Neler yapacaktınız? Size teklif edileni ileride hesap sorulur diye yapmadığınız için mi Cumhurbaşkanı dünya kadar işi arasında Varlık Fonu'nun başkanlığını da üstlenmek zorunda kaldı?

Ey derya hocalar!

Varlık Fonu'na ayni sermaye olsun ve karşılık gösterilerek dış borç bulunsun diye konulan devlet şirketleri içinde THY'de var. Katar Emiri süslü arabesk uçağı Türkiye Devleti'ne sattı THY'yi alacağı için mi sizi Varlık Fonu'ndan şutladılar?

★★★

Ey derya deniz hocalar!

Dilsiz şeytan kalmayın.

Konuşun.

Halkın şüphesini giderin.





TOKMAK: YETKİ ÇOK SORUMLULUK YOK!

İçine daldığımız krizden kim sorumlu?

"Dış güçler" lâfını bir yana bırakıp gerçekçi olarak soralım:

Cumhurbaşkanı kim? Erdoğan.

Seçim kampanyasında vatandaşa bin bir tatlı vaatte bulunan kim? Erdoğan.

Lâğvedilen Başbakanlığı şimdi fiilen kim yapıyor? Erdoğan.

Başkomutan kim? Erdoğan.

Varlık Yönetimi'nin Başkanı kim? Erdoğan.

Milletvekillerini belirleyen kim? Erdoğan.

Bakanları seçen kim? Erdoğan.

Müsteşarları danışmanları her türlü üst düzey bürokratı atayan kim? Erdoğan.

Baş ekonomist kim? Erdoğan.

Dış politikamızı yürüten en baş diplomat kim? Erdoğan.

Peki bu kadar büyük yetkileri olan Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu ne?

Hiçbir sorumluluğu yok!

Anayasanın 105'inci maddesi "Cumhurbaşkanı'nın resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvurulamaz"diyor.

Hiçbir makam Cumhurbaşkanı'ndan hesap soramaz hakkında en ufak bir dava açılamaz. Görev ve yetkisi pek çok sorumluluğu ise hiç yok! Bu yüzden "Krizin sorumlusu kim?" diye sormayın lütfen!



--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder