19 Eylül 2018 Çarşamba

S. KORHAN KORMAN : "GELECEK" DENİLEN KRİZ GÜMBÜR GÜMBÜR GELDİ!

S. KORHAN KORMAN : "GELECEK" DENİLEN KRİZ GÜMBÜR GÜMBÜR GELDİ!

İtiraf edelim; aslında hepimiz malum kesimin bunu yaşamasını istedik. Biz zaten ezilen dövülen hapsedilen kesimdik. 24 Haziran gecesi kafamızın üzerinden geçen kurşunların "koyduk muuuu" ların acısı çıksın istedik.

Şimdi gerçekten serseme döndüler ama çok kişinin beklediği gibi padişaha geri dönüşü olmadı. O sarayında havalı havalı tropikal 'yerli ve milli' içeceklerin tadına bakıyor.

Aslında dönmeyeceği belliydi. Tayyip konusu sosyolojik bir tez. Hayata dair bütün ezikliklerinin öfkelerinin ve itilmişliklerinin ilacı olarak görüyorlar.

İlk defa cahilliklerinden utanmaları gerekmediği gibi bunu göğüslerini gere gere söylüyorlar. Geçen twitter' da profesörün birinin evrim hakkındaki görüşünün altına "okuduğunuz için böyle yahudi piçisiniz" yazmıştı biri. Tabi yazım dili bu kadar net değildi.

Cahil olmaktan şiddetten başka dil bilmemekten kendince adam yerine konulduğunu sanmaktan inanılmaz mutlu adamlar.

Fakat bu öyle bir histeri ki; milyonların tuhaf bir rövanş isteğinin yaşayamadığı hayatların ve kıskançlığının dolayısıyla da öfkenin ete kemiğe bürünmüş hali.

O sarayda kendisi yaşıyor sanıyor karısının çantası kendisine alınmış gibi seviniyor kendisi kızına en boktan düğün salonunu tutamazken onun kızı için İstanbul kapatıldığında gurur duyuyor.

Sevgili Deniz Yurdakul birkaç gündür paylaşıyor. O kadar afallamış durumdalar ki; Bim' de yapılan zamları bimere cimere şikayet ediyorlar. Reisleri yumruğunu masaya vuracak zamlar gidecek sanıyorlar. Bim' in sahibi Latif Topbaş reislerinin sağ kolu. Hadi onu geçtim tek adam izin vermeden bu zamları milletin kafasına göre yaptığına inanıyorlar.

Ekonomi adalet hukuk eğitim basın özgürlüğü falan bunları zerre umursamıyorlar. Tutundukları tek bir umutları var reisleri. O yüzden habire "yedirmeyiz" diye bağırıyorlar. O koltuktan indiği anda kendilerinin de böyle rahat olamayacağını birilerinin "hop napıyorsun lan sen?" diyebileceğini biliyorlar.

Senelerce içlerinde tuttukları kompleksleri birer birer su yüzüne çıkıyor. Bu kompleks Atatürk nefretlerini de açıklıyor. Atatürk' e bağlı olanların hayatlarını hep onlardan iyi yaşadığını düşündükleri için geçmişte onların yanında ezildikleri için şimdi garip bir intikam hissi duyuyorlar ama aynı reisleri gibi tıkanıp kalıyorlar. Kendilerine çakma destanlar alternatif tarihler yaratmaya çalışıyorlar. Koskoca meydan muharebelerinin bir ülkenin kurtuluş savaşının karşısına 15 Temmuz gibi ne olduğu belli olmayan garabetleri İzmir Marşı'nın yerine komik komik türküleri baştan aşağı asalet kokan fotoğrafların karşısına photoshoplu görgüsüz duruşları koymaya çalışıyorlar.

Olmadığını onlar da biliyor ve daha çok kuduruyorlar çünkü;

Sanat bilmiyorlar. Zaten yapamıyorlar.

Doğa bilmiyorlar. O yüzden nefret edip betonla sevişiyorlar.

Askerlik bilmiyorlar. Lafa gelince tankın önüne yatıp realitede 21 günlük bedelliyi yapmamak için sağa sola yalvarıyorlar.

Mizah bilmiyorlar çünkü zeka istiyor.

Fakat en kötüsü;

Aşkı sevgiyi sevmeyi bilmiyorlar. Hiç sevilmemişler hiç kimse sarılmamış hiç kafalarını okşayan olmamış. O yüzden bu kadar kötüler. O yüzden minicik çocuklara halleniyorlar o yüzden hayvanların bacaklarını kesiyorlar o yüzden sağa sola ateş edip can alabiliyorlar. Artık saf kötülüğün vücut bulmuş hali onlar ve ne yazık ki geri dönüşü yok.

Artık çok dikkatli yaşamamız lazım çünkü git gide daha çok açlığa sürükleniyorlar ve aç adam her şeyi yapar ve ne yazık ki "neden açım?" diye sorgulayacak bir beyinleri yok.

Etten zehirlense "et baronu"

İlaç bulamasa "sağlık kontu"

Çocuğu katledilse "terör odakları"

Tren kazasında ölse "ray arşidükleri"

Hep dış güçler hep bir başkası hep hayali düşmanlar.

Hayali oldukları için de ilk hedefleri gene bizler olacağız. O yüzden artık çok dikkatli yaşamak zorundayız. .

S. Korhan Korman

--   a45UyF587661

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder