Aslında başka diktatörleri anlatmış abi.
Türkiye burası.
Ama ima etmiş.
Şimdi bu anlatılanlara bakarak ülkemizin diktatörü için dersler çıkaralım.
Hep beraber.
L2fSIJNoA0xfSNxA
KAMURAN KIZLAK : DİKTATÖRÜN SON DEMLERİ
05.06.2021 04:00
Part-time Marcos uzmanı olarak bugüne kadar bu konuda birisi Marcos'un muhterem zevcesi İmelda hanımefendiyi konu eden üç yazı yazdım. Artık unutulmaya yüz tutmuş bir faşist diktatör bir halk düşmanı hakkında yazmamın nedeni onu Trumpgillerin öncüsü olarak görüyor olmam. Başka bir ifadeyle günümüzün Trumpgilleri Marcos'un devamcıları sayılır. Bugün Trumpgillerin yönettiği ülkelerde neler yaşanıyorsa Marcos'un yönettiği Filipinler'de de aşağı yukarı aynı şeyler yaşanıyordu. Hukuksuzluk demokrasi ve insan hakları düşmanlığı ülke kaynaklarının yağmalanması yolsuzluk nepotizm suç örgütüne dönüşmüş-mafyalaşmış bir rejim muhalefete ve basına baskı-saldırı zorbalık tek adamlık (bütün gücü elinde toplama) konusunda günümüz Trumpgilleri onun birebir kopyası gibiler.
REJİMİN TANIMI
1986'da Foreign Policy dergisinde yayınlanan Carl H. Lande and Richard Hooley imzalı bir yazı Marcos rejimini gayet güzel özetliyor: "Ferdinand Marcos Filipin toplumunu böldü. Rakip siyasi gruplar arasında barışçıl yolla sık sık iktidar değişimine alışmış bir ülkede Marcos ve yandaşları kendilerini (rakipsiz) bir kalıcı iktidar haline getirebilmek için yolsuzluğa battılar şiddet uyguladılar ve sahtekârlık yaptılar. Marcos ayrıca bir kurumsal çürüme mirası da bıraktı. Sık sık yapılan anayasa değişiklikleri Cumhurbaşkanlığı-egemen bir yönetim sistemi üretti. Yasal formları kullanarak hukukun ruhunu çarpıtmakta usta bir avukat olan Marcos'un yönetiminde sistem kendine hizmet eden bir otokrasiye dönüştü. Köklü ve saygın kurumlar karikatürize edildi. Bir zamanlar dürüst seçimlerin tarafsız koruyucusu olan Seçim Komisyonu rejimin bir yolsuzluk aracı haline geldi. "
SİYASİ CİNAYETLER
Marcos her faşist (diktatör) gibi nefret yüklü yaşam enerjisini nefretten alan biriydi. Ona muhalefet etmek çatışmak meydan okumak hatta eleştirmek bile onun nefretine hedef olmak demekti. O kadar ki 20 yaşındayken bir politikacıyı sırf babasına muhalefet ediyor (siyasi muhalifi) diye silahla vurarak öldürmüştü. Kendi eliyle işlediği cinayeti Başkan olduğu yıllarda polisin ve kendine bağlı çetelerin muhalifleri katlettiği cinayetler izledi. Faillerin hiçbiri bulunamadı. Cinayetleri işleyen polisi ve çeteleri korumak için her şeyi yaptı; öldürülenleri suçladı. Devrilmesinden üç yıl önce muhalefet lideri (ve ABD'nin Marcos'a karşı tercihi) Benigno Aquino'yu da öldürttü. Cinayet suçlamasıyla göstermelik olarak yargılanan suç çetesi Marcos'un rejimin yargısına verdiği talimatla beraat etti. Bu cinayet emperyalizm için raf ömrü zaten dolmuş olan Marcos'un ipini çeken olay oldu.
Marcos'un kaybettiği fakat seçim hileleri ve baskı-terörle çaldığı seçimlerden sonra Batı'dan kabul görmek için yaptığı bütün girişimler boş çıkmıştı. O günlerde Reagan'ın özel temsilcisi diplomat Philip Habib Marcos'la yaptığı görüşmeyi ABD başkanına aktardığında Reagan'ın "Bu ahmak benden bile Amerikancı" deyip bir kahkaha attığı rivayet edilir. Marcos her faşist diktatör gibi tabii ki katıksız bir Amerikancıydı. Fakat bu ölçüsü kaçmış Amerikancılık gösterisi halkın desteğini kaybetmiş tutunacak dalı kalmamış ve suça boğulduğu için iktidarını kaybetmekten çok korkan bir diktatörün çaresizliğinden kaynaklanıyordu. Peki ABD Vietnam savaşında Amerikan ordusunun yanında savaşması için on bin kişilik bir birlik gönderecek kadar Amerikancı birini neden feda etti? Üstelik feda eden Reagan gibi Marcos'a desteğini (son birkaç ay hariç) esirgememiş biriydi.
DİKTATÖRLERİN ÖMRÜ
Marcos rejimi bir mafiyöz yönetimdi ve çok fazla suça bulaşmıştı. Hukuk Marcos'un mahkemelere verdiği emirlerinden ibaretti baskılar nedeniyle ülke nefes alamaz hale gelmişti yolsuzluk her yerdeydi ve ülkenin varlıkları Marcos eliyle yandaşları tarafından yağmalanıyordu ekonomi bitmişti-iflas etmişti işsizlik ve yoksulluk çığ gibi artmıştı. Halk işsizlikten açlıktan kırılırken o Filipinler halkına "nükleer enerji santrali kurulacağız" (hem de 7 büyüklüğünde deprem üreten bir fayın 80km yakınına) müjdesi vermekle meşguldü. Özet olarak bir hukuksuzluk ve suç rejimi olan Marcos yönetimi bütün meşruiyetini kaybetmişti ve dolayısıyla ABD açısından raf ömrü dolmuştu. Birleşik muhalefet meşru ve saygındı Amerikan karşıtı değildi ve liderliğini öldürülen muhalefet lideri B. Aquino'nun eşi Corazon Aquino yapıyordu. Dolayısıyla ABD artık bir suç örgütü olan çürümüş-kokuşmuş Marcos yönetimi yerine muhalefeti tercih etti. Diktatör çöpe atılmıştı…
SEÇİMDEN HEMEN ÖNCE
Filipinler başkanlık sisteminde içişleri bakanlığı kurumu yoktur. Bunun yerine hem savunma bakanlığı hem de içişleri bakanlığını uhdesinde barındıran "Ulusal Savunma Sekreterliği" var. Bu görevi Juan P. Enrile yürütüyordu. Yani hileli 1986 seçimlerinden sonra G. Kurmay Başkan yardımcısı Gen. Fidel Ramos'la birlikte Marcos'a isyan bayrağı açan kişi. Enrile kendisiyle yapılan bir röportajda "1986 seçimlerinden önce Marcos'a seçimde aday olmamasını tavsiye ettiğini" söylemiş. Fakat "Marcos Suç Örgütü (Rejimi)"nün iki numarası (ve Marcos'un kuzeni) olan Gn. Kurmay Başkanı Gen. Fabian Ver'e göre Enrile'nin "tavsiyesi" bundan ibaret değil. F. Ver gazeteci Gary Haves'e verdiği röportajda "Enrile Marcos'a adaylıktan çekilmesini ve yerine kendisini aday göstermesini istedi" demiş. Yani Marcos'a karşı bir tür rejim-iktidar içi darbe girişimi demek pek yanlış olmaz… Bu arada Reagan yönetiminin Marcos'a "Başkanlığı yardımcına bırak ve adaylıktan çekil" mesajı ilettiğini de eklemeliyim.
DİKTATÖRÜN SON SEÇİMİ
Marcos ABD'nin yukarıdaki mesajına rağmen adaylıktan çekilmedi. O günlerde ABD'nin Filipinler Büyükelçisi olan Stephen W. Bosworth BBC'ye verdiği röportajda "Marcos seçimi kazanacağını düşünüyordu. Halkla bağı kopmuştu. Ayrıca seçimi meşru bir şekilde kazanamazsa bir şekilde çalabileceğine inanıyordu. Anlayamadığı iki şey vardı: Birincisi insan hakları ihlalleri nedeniyle gücünün ne kadar zayıfladığı ve (2) iyice kötüleşen ekonomi ve ağırlaşan yoksulluk –Filipin halkının canı yanıyordu. Ayrıca tüm dünyanın ve medyanın gözü önünde bir seçim yapması gerektiğini keşfetti. Seçimi 'zorlamak' isteyince hata yaptı ve yakalandı" diyor (Bugünler için de çok şey ifade eden "Diktatör Ferdinand Marcos'un son günleri" başlıklı bu önemli röportajın çevirisi kamuraninnotdefteri.blogspot.com adresinden okunabilir hatta mutlaka okunmalıdır).
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Hurriyet olmayan bir memlekette olum ve cokus vardir.
Her ilerleyisin ve kurtulusun anasi hurriyettir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
114. HICBIR SEY MUCIZELERIN DOGRULUGUNU KANITLAMAZ
Butun tanrisal vahiylerin aciklanmasinda ve yonetiminde, bir Allah'in bilgisinden, iyiliginden, adaletinden eser bulunmadigindan sikayet edecek olsam, Alah'la bizim aramiza giren buyuk sahsiyetlerin kurnazliklari, hirslari, cikarciliklari hakkinda kuskulanacak olsam; beni temin ederler ki, kendi adina bildirimde bulunmak goreviyle yolladigi sahislari, Allah, acik mucizelerle dogrulamistir. Ancak, Allah'in kendisini gostermesi ve bizzat aciklamada bulunmasi daha kolay degil miydi? Ote yandan, bu mucizeleri incelemeye koyulsam, gorurum ki, mucize denilen seyler dogruya benzerlikten yoksun ve kendilerinin en yuksek yuce zat tarafindan gonderildiklerini baskalarina inandirmakta cok cikari olan, bazi kuskulu kimseler tarafindan aktarilmis hikayelerdir.
Inanilmaz mucizelere bizi inandirmak icin hangi taniklar gosteriliyor? Bunlara bizi inandirmak icin binlerce yildir var olmayanlarin (soz konusu mucizeler hakkinda taniklik edebilseler de) kendi hayalguclerinin saskini olmalarinda ve becerikli sahtekarlarca gozleri onunde yapilan hokkabazliklara aldanmis olduklarindan kusku duyulabilirdi. Ancak diyeceksiniz ki, bu mucizeler, bir gelenek sonucu surekli olarak bize kadar gelmis olan kitaplarda yazilidir. Bu kitaplari kim yazmistir? Bunlari aktaran ve dogrulayan insanlar kimlerdir? Ya dinleri kuranlar, ya da din kurucularin ummetleridir. Demek oluyor ki, dini islerde, ilgililerin tanikliginin istinaf ve temyizi, buna itiraz edilmesi mumkun degildir.
- - - - - - - - - - - - -
Iyi yazamiyorsan, iyi dusunemezsin iyi dusunemiyorsan baskalari senin yerine dusunur.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Gun isigina, temiz havaya, arkadasliga, sakin bir uykuya ve guzel dusuncelere inaniyorum.
VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 260 Kamu gorevinin terki veya yapilmamasi
1) Hukuka aykiri olarak ve toplu bicimde gorevlerini terk eden gorevlerine gelmeyen gorevlerini gecici de olsa kismen veya tamamen yapmayan veya yavaslatan kamu gorevlilerinin her biri hakkinda uc aydan bir yila kadar hapis cezasi verilir. Kamu gorevlisi sayisinin ucten fazla olmamasi halinde cezaya hukmolunmaz.
2) Kamu gorevlilerinin mesleki ve sosyal haklari ile ilgili olarak hizmeti aksatmayacak bicimde gecici ve kisa sureli is birakmalari veya yavaslatmalari halinde verilecek cezada indirim yapilabilecegi gibi ceza da verilmeyebilir.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder