15 Haziran 2021 Salı

2021/06/15 gündeminde dikkatimi çekenler

  1. ALAATTİN ÇAKICI'YA 'PİYASADAN ÇEKİLME TALİMATI': YURT DIŞINA ÇIKTI İDDİASINA ÇAKICI CEPHESİNDEN YANIT
  2. ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİ ÖNCESİNDE CİHAT YAYCI'DAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA: "ONUR KIRICI"
  3. TALİBAN: AFGANİSTAN'DA ASKER BULUNDURAN YABANCI GÜÇLERE İŞGALCİ GİBİ TEPKİ GÖSTERİLECEK
  4. FİKRET BAŞKAYA : İLERLEME KALKINMA BÜYÜME ADINA YOK EDİLEN DOĞA ÇÜRÜYEN TOPLUM
  5. S-400 KRİZİ BİTMEDİ TÜRK ASKERİNE AFGANİSTAN GÖREVİ YAZILDI
  6. 'BİNALİ YILDIRIM'IN SERVETİ DÜNYA SIRALAMASINDA KOÇ VE SABANCI'YI GERİDE BIRAKTI!'
  7. DOLARDAKİ YÜKSELİŞ İÇİN UZMANLAR NE DİYOR?
  8. GOLDMAN SACHS ETHER İŞLEMLERİNE BAŞLAMAYI PLANLIYOR
  9. AİHM ERDOĞAN'A HAKARETTEN MAHKUM OLAN ODTÜ ÖĞRENCİSİNİ HAKLI BULDU
  10. AFGANİSTAN'DA ÇOCUK FELCİ AŞISI YAPAN EKİPLER DİNCİ ÖRGÜTLERİN HEDEFİNDE
  11. MISIR'DA 12 ÜST DÜZEY 'İHVAN' YETKİLİSİNE VERİLEN İDAM CEZASI ONANDI
  12. EMNİYET'TE BİR İNTİHAR DAHA: 15 YILLIK POLİS EMNİYET BİNASINDA TABANCASIYLA İNTİHAR ETTİ
  13. 2 MİLYAR DOLARLIK THODEx VURGUNU YAPILMADAN ÖNCE FATİH ÖZER "BAKANLIĞA ÇAĞIRILDI"

 

================================

ALAATTİN ÇAKICI'YA 'PİYASADAN ÇEKİLME TALİMATI': YURT DIŞINA ÇIKTI İDDİASINA ÇAKICI CEPHESİNDEN YANIT

15.06.2021 11:09

Türkiye AKP'li 19 yılın ardından gelinen aşamada mafya-siyaset-ticaret-medya ilişkilerini tartışıyor. Ortalığa saçılan bilgi ve iddialar her geçen gün artarken organize suç örgütleri gündemdeki yerini koruyor. Son olarak MHP Lideri Bahçeli'nin arka çıktığı Alaattin Çakıcı'nın yurt dışına çıktığı iddia edildi. Çakıcı cephesinden iddiaya yanıt geldi.

Peker'in şimdilik 9 video olarak paylaştığı ve sosyal medyada da sürdürdüğü açıklamalarının siyaset toplum emniyette yankıları sürerken bir diğer organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın ne yaptığı nerede olduğu merak konusu olmuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu yazdığı mektuplarla tehdit eden soruşturma açılan ve MHP genel başkanı Bahçeli'nin "dava arkadaşım " dediği Çakıcı ile dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı.

T24 yazarı Tolga Şardan Çakıcı'ya birileri tarafından 'sus ve piyasadan çekil' denildiğini bunun üzerine 'durum normalleşene kadar' Kıbrıs'a gittiğini yazdı.

Şardan "Büyüteç" isimli köşesindeki yazısında konuya ilişkin "Resmi kayıtlara göre; Türkiye'nin en kalabalık organize suç örgütünü yönettiği belirtilen Çakıcı ana vatandan onay çıkıncaya kadar Kıbrıs'ta ikamet etmek zorunda kalacak! Bendeki bilgiler böyle. Tabii Kıbrıs'ın Türkiye'nin yeraltı dünyası için ne tür önem taşıdığını söylememe gerek yok" diye yazdı.

Şardan'ın yazısında ilgili bölüm şöyle:

PEKER'E MEKTUP

"Cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk iş MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ardından da beraberinde Eski MHP milletvekili ve emekli asker Engin Alan'ın yanı sıra Susurluk sürecinin önemli isimlerinden Korkut Eken'le birlikte Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı Bodrum'daki Yalıkavak Marina'da ziyaret edip fotoğraf çektiren Çakıcı deyim yerindeyse bir anda buharlaşıverdi.

Oysa daha bir ay önce tıpkı bir "kanaat önderi" misali yazdığı iki sayfalık mektupla isim vermeden Peker'e yönelik şunları söylemişti:

"Yurt içi ve yurtdışında 'Türk'üm Türkmen'im devlet benim için her şeydir' diyenlere şunu hatırlatmak isterim. Birileri yanlışı içindeyse Türkiye'nin bekası söz konusu olduğu bu dönemde görevini ifa edenlere söz söylenmemesi gerekir. Kişilerin birbirleri ile özel ilişkileri bile olsa mahremde kalmalı. "

"SUS VE PİYASADAN KAYBOL" TALİMATI

Doğrusu; ortalık bu kadar karışıkken ben de merak ettim Alaattin Çakıcı'nın nerelerde olduğunu?

Ankara ve İstanbul çevrelerinde yaptığım araştırmada sorunun yanıtına ulaştım.

Emniyet kaynaklarından elde ettiğim bilgilere göre birileri Çakıcı'ya 'sus ve piyasadan çekil' demiş.

Cezaevinden çıkış süreciyle birlikte kimilerine göre "fazlasıyla piyasada görünen ve dikkat çeken siyasi polemiklerin ve tartışmaların odağında yer alan" Çakıcı için yeni bir hayat organize ediliyor sanırım.

YENİ ADRES YAVRU VATAN!

Yine edindiğim bilgiye göre; Çakıcı durum normalleşene kadar bir süre Türkiye sınırları dışında yaşayacak.

Gözlerden ırak kalması sağlanması amacıyla Çakıcı'nın bir nevi zorunlu ikamet olarak da tanımlanabilecek yeni adresi Yavru Vatan!

Büyüteç yayımlandıktan sonra Çakıcı muhtemeldir ki Ankara veya İstanbul'dan hatta Bodrum'dan da görüntü verebilir. Ama bir detay daha vereyim.

Çakıcı'nın ikamet etmesinin ötesinde işlerini yürütmesinin sağlanması amacıyla Kıbrıs'ta bir ofisi olacak. Öyle ki tefrişi de bitti ya da bitmek üzere. "

ÇAKICI CEPHESİNDEN YANIT

Şardan'ın iddiasına Çakıcı cephesinden yanıt geldi. 'Bafralı Delidemir' lakaplı bir kişi tarafından yayınlanan mesaj Çakıcı'nın basın danışmanı Ferhat Aydoğan tarafından paylaşıldı. Sertkaya mesajında "Birileri yurtdışına gitmiş birisine yavru Vatan'dan yer açıyorlar kimsenin bir yere gittiği yok gidenler zaten gitmiş" dedi.

https://www.birgun.net/haber/alaattin-cakici-ya-piyasadan-cekilme-talimati-yurt-disina-cikti-iddiasina-cakici-cephesinden-yanit-348417

================================

ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİ ÖNCESİNDE CİHAT YAYCI'DAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA: "ONUR KIRICI"

Cihat Yaycı "Biden ne diyecek veya 'şunu dese' veya 'şöyle davransa' diye beklemek bir Türk için onur kırıcıdır. ABD bir NATO üyesi gibi davranmıyor" dedi.

13.06.2021 14:57

Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı Cumhurbaşkanı Erdoğan-ABD Başkanı Biden görüşmesine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Mavi Vatan kavramını 2006'da ortaya atan ve geliştiren Emekli Amiral Cem Gürdeniz ile yazdığı kitaplar ve çizdiği haritalarla kavramın doktrine dönüşmesinde önemli rol oynayan Cihat Yaycı gerçekleşecek olan ilk ikili görüşmeye ilişkin Akit gazetesinden Mehmet Özmen'e konuştu.

Yaycı "Biden ne diyecek veya 'şunu dese' veya 'şöyle davransa' diye beklemek bir Türk için onur kırıcıdır. ABD bir NATO üyesi gibi davranmıyor. Hedef Türkiye'dir Türkiye'nin bütünlüğüdür" dedi.

"TÜMDEN TERS DÜŞMEKTEDİR"

Erdoğan-Biden görüşmesinin Türkiye açısından önemli olduğunu ve dirayetli bir tutum sergileneceğine işaret eden Cihat Yaycı şöyle konuştu:

"ABD bir NATO üyesi gibi davranmıyor. Müttefiki Türkiye için tehdit olan PKK/PYD/YPG gibi isimler altındaki teröristleri destekleyen ABD'dir. Türkiye'nin deniz alanlarında hak iddia eden NATO üyesi olmayan Rumların tezlerini destekleyen ABD'dir. ABD'nin davranışları NATO'nun kuruluş ve müttefiklik ilkeleri ile temelden ve tümden ters düşmektedir. . "

"S-400 BİR BAHANE"

NATO üyesi Türkiye'ye yaptırım ve ambargo uygulayarak Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarına sekte vurmaya çalışan tarafın Amerika'nın olduğuna dikkat çeken Cihat Yaycı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu gerçekler karşısında Türkiye'nin güvenliğini yalnızca NATO'ya dayandırması büyük bir hata olacaktır.

Şu açıktır artık; ABD için sorun S-400 değil. S-400 bir bahane. Bunun arkasında Doğu Akdeniz var; Türkiye'nin bağımsız politikalar izlemesini engelleme çabası var; Türkiye'nin uzadıkça budanan kurudukça sulanan bir ağaç statüsüne tekrar döndürülmesi var. Türkiye'nin büyümesini güçlenmesini bölgede ve hatta dünyada küresel oyunları bozabilecek şekilde etkili olmasını asla istemiyorlar. "

"BAĞDAŞMAZ"

ABD Başkanı Joe Biden'ın 48 yıllık senatörlük hayatı boyunca Türkiye'nin aleyhindeki bütün tasarılara imza atmış bir isim olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Cihat Yaycı şunları kaydetti:

"1974 sonrası uygulanan ambargo buna dahil her yıl çıkarılan sözde Ermeni Soykırımı tasarıları da buna dahil Kıbrıs'la ilgili Rum-Yunan tezlerini destekleyen bütün tasarılar buna dahil... Hepsinde Biden'ın imzası var. Biden'ın lakabı 'Bidenopoulos'tur. 'Ben fahri bir Yunanım' der. Böyle bir Amerikan yönetimiyle sonuç almak mümkün değildir. Biden diyor ki; 'Ömrüm bağımsız bir Kürt devleti kurulduğunu görmeye yetecektir'. Bunlar müttefiklikle falan bağdaşmaz. "

"HEDEF..."

Biden'ın başkanlığındaki Amerika'nın gerçek niyetine ilişkin de konuşan Cihat Yaycı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şapkadan tavşan çıkmasını beklemek beyhudedir. İstenen şudur: Türksüz bir Kıbrıs Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz Suriye ve Irak'ta bir terör devleti Türkiye'nin parçalanması Adalar Denizi'nin bir Yunan gölü haline gelmesi... Bunun arkasından da Vatikan türü bir Rum-Ortodoks kilisesi yapısı yani devletleri bir patrikhane yapısı gelecek. Bunu da açıkça söylüyorlar. Bu Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün bozulması projesidir. Mesele iktidar muhalefet meselesi değildir. Mesele Türkiye'nin bütünlüğüdür. Hedef Türkiye'dir!"

"TÜRKİYE BÜYÜK ZAAFİYETE DÜŞER"

Türkiye-ABD ilişkilerinin tarihi bir kırılma yaşadığını söyleyen Yaycı "Dediğim gibi Türkiye güvenliğini sadece NATO'ya dayandırmamalıdır. Eğer sadece NATO'ya dayandırılırsa Türkiye büyük zaafiyete düşer. Suriye'deki durum Irak'ın kuzeyindeki durum bizim için tehdittir ve buralardaki terör örgütlerini besleyen de maalesef sözde müttefiklerimizdir. Aslnda NATO üyesi gibi davranmayan Amerika Birleşik Devletleri'dir. Çünkü ABD NATO üyesi bir devletin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan örgütleri desteklemektedir. Teröristleri destekleyen ABD'dir. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü bozucu faaliyet içinde olan ABD'dir. GKRY NATO üyesi değildir. NATO üyesi olan Türkiye'nin hak ve menfaatlerini denizlerle birlikte ülkesel bütünlüğünü yok sayan NATO üyesi olmayan GKRY'nin deniz alanlarını Türkiye'den koparıp almasını destekleyen ABD'nin bu davranışı NATO'nun kuruluş ve müttefiklik ilkeleri ile temelden ve tümden ters düşmektedir. Aynı zamanda Türkiye güvenliği için silah sistemleri ve platform tedariğini de çeşitlendirmelidir. Öyle çeşitlendirmelidir ki tedarik sağlanan devletler aynı paktta ittifak yapısı içinde olmamalıdır. Yani tedarikçi devletler birleşip Türkiye'ye ambargo uygulayabilecek bir pakt içerisinde olmamalıdır" dedi.

"VEBALİ AĞIR OLUR"

ABD'ye karşı Türkiye'nin yapması gereken konu başlıklarını tek tek sıralayan Yaycı şunları kaydetti:

"Eğer Türkiye Doğu Akdeniz'de faaliyet göstermeyecekse eğer S-400'leri aktive etmeyecekse eğer Kıbrıs'ta Rum tezlerine yaklaşacaksa eğer Suriye'de PKK/PYD yapılanmasına sessiz kalacaksa Libya'daki varlığını sona erdirecekse Libya Türkiye Deniz Yetki Alanları Anlaşmasını kadük hale getirecekse ve bunların karşılığında ABD bize 'İlişkilerimiz düzeliyor' diye düşünürse ; bu bizim müstemleke oluşumuz anlamına gelir. Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den Kıbrıs'tan soyutlamak demek Türk Milleti'nin şimdiki ve gelecek nesillerinin hayat damarlarının kesilmesi demektir. Bu sözde iyi ilişkiler görünümünde yeni bir Sevr Antlaşması demek olur. Günlük hesaplarla geri kazanılamaz asırlık kayıplara neden olunmamalıdır. Vebali ağır olur.

Önümüze yakında şu istekler konulacaktır; Libya'dan çekil Libya Türkiye MEB Anlaşmasını iptal et! Çünkü bunlar Yunanistan ve GKRY'nin açıkladıkları temel hedefleri ve talepleridir. BİDENOPOLOUS yönetimi de bu talepleri önümüze koyacaktır.

Bugün Türkiye'nin söylemesi gerekenler şunlardır:

Türkiye hükümran bir devlettir.

Libya ile MEB anlaşması Türkiye'nin mili birlik ve bütünlüğünün bir parçasıdır.

S-400'ler benim savunma sistemimdir. Üstelik bunlar saldırı değil savunma sistemi. Ben bağımsız bir devletim. Savunma ihtiyaçlarımı ben belirlerim.

Doğu Akdeniz'deki öngördüğüm deniz yetki alanı benim makul meşru hakkımdır.

Kıbrıs'ta iki devletli çözümden başka çözüm yoktur.

PKK ve türevlerine en ufak taviz söz konusu değildir.

Bu konuları asla müzakere etmem.

Bunların gereğini sahada da göstermek lazımdır. Bunlar Türkiye'nin gerçek beka sorunudur. Türkiye'nin tek çıkış yolu dik durmaktır ve milli hak ve menfaatlerinden asla ama asla taviz vermemelidir. Çünkü Doğu Akdeniz Kıbrıs PKK Adalar Denizi konusu tüm gelecek nesillerimizin milli hak ve menfaatleridir. Bizim pergelimizin merkezi Ankara olmalıdır ne Washington ne de başka bir yer... "

"TÜRKİYE DİK DURMALIDIR"

Yaycı şunları söyledi:

"Yunanistan ile zorla masaya oturtulmaya ve Yunanistan taleplerini müzakere etmeye yani Yunanistan'a ne vereceğimizi konuşmaya zorlanıyor gibi bir görünüm vardır.

Yunanla masaya oturan parmaklarını saysın demiştim. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den çekilmesini istiyorlar Antalya Körfezi'ne hapsetmek istiyorlar. Türkiye dik durmalıdır. Dik durmazsa her geçen gün zemin kaybeder. Bugüne kadar yaptığımız tüm faaliyetler sondajlar araştırmalar Libya anlaşması bir iskambil kağıdı gibi devrilip gider. Libya anlaşmasıyla kazandığımız deniz alanlarında sismik araştırmalar için ruhsat ihalesi açılmıştı takip ediyoruz ihale bitti ama hala TPAO'ya ruhsatlar verilmiyor. Bunların hepsi Türkiye'nin egemenlik haklarından verilen tavizler olarak algılanıyor. Karşımızdaki cephede 'Biz Türklerden istediğimizi kopartırız Türkleri ıslah edebiliriz' imajı oluşturuyor.

Şunu görmek lazım: ABD hedef değiştirmez yöntem değiştirir. Türkiye düşmanı büyük güçlerin 15 Temmuz'da hedefleri neyse bugün de hedefleri aynıdır. ABD AB'nin bu söylem ve tehditlerine karşı derhal Doğu Akdeniz'de sismik araştırma ve sondaj gemilerimiz öngördüğümüz Münhasır Ekonomik Bölge'de faaliyete geçirilmeli ve MEB ilan edilmelidir. "

Odatv.com

https://odatv4.com/onur-kirici-13062157.html

================================

TALİBAN: AFGANİSTAN'DA ASKER BULUNDURAN YABANCI GÜÇLERE İŞGALCİ GİBİ TEPKİ GÖSTERİLECEK

euronews • Son güncelleme: 12/06/2021

Taliban 11 Eylül'de ABD güçlerinin geri çekilmesi için belirlenen son tarihten sonra "tüm yabancı birliklerin" Afganistan'dan ayrılması çağrısı yaptı.

"Hiç kimse ülkemizde askeri varlığını sürdürmeyi ummamalıdır" denilen açıklamada "Bazıları böyle bir hata yaparsa Afgan halkı ve İslam Emirliği onları işgalci olarak kabul edecek ve geçmişte işgalcilere yaptıkları gibi tepki gösterecek. Bu onların sorumluluğunda olacak. " ifadeleri kullanıldı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar geçtiğimiz hafta bazı şartların yerine getirilmesi durumunda Türkiye'nin Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğini sağlayabileceği söylemişti.

Taliban ise "Adı ne olursa olsun tüm yabancı güçlerin anavatanımızda bulunması Afgan halkı ve Taliban için kabul edilemez" uyarısında bulundu.

Açıklamada "Afgan topraklarının her karışı havaalanlarının diplomatik temsilciliklerin ve yabancı elçiliklerin güvenliği Afganların sorumluluğuna bırakılmalıdır" denildi.

Konunun 14 Haziran'da Brüksel'de yapılacak NATO Zirvesi'nde görüşülmesi bekleniyor.

Hulusi Akar'ın açıklamaları

Bakan Akar geçtiğimiz salı günü yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

"Afganistan ile ilgili ABD'lilerle görüşüyoruz. Salı günü NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nda konuştuk ABD'liler ile heyetler arasında konuşuluyor. Bizim şartlara bağlı olarak Afganistan'da kalma niyetimiz var. Şartlarımız nedir? Siyasi mali ve lojistik destek. Bunlar yapıldığı takdirde biz Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nda kalabiliriz. Şartlarımızla ilgili cevabı bekliyoruz. Bununla birlikte Afgan halkı bizim kardeşimiz. Hedef Afganistan'da sulhu sükunu sağlamak. Bizim tarihi kardeşliğimiz var. Afgan halkı istediği müddetçe Afganistan'da kalabilmek yardımcı olabilmek istiyoruz. "

Afganistan'dan çekilmeyi erteleyen ABD'ye Taliban'dan tehdit: Eylem yolu açıldı

Taliban Türkiye'nin Kabil Havaalanı'nın güvenliğini sağlama teklifini reddetti

Pentagon: Türkiye ile görüşüyoruz

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby geçtiğimiz hafta ABD'nin çekilmesinden sonra Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliği için Türkiye ile ön görüşmeler yaptıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki kararına saygı duyduklarını söyledi.

Kirby "Türk liderlerle onların havaalanına güvenlik sağlama planları hakkında devam eden görüşmelerimiz var. Açıkçası bu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vermesi gereken bir karar ve buna saygı duyuyoruz ama tabii ki bazı ön görüşmelerimiz oldu ve daha önce de genel anlamda söylediğimiz gibi havaalanındaki güvenlik hangi şekilde olursa olsun sadece ABD'nin değil aynı zamanda diğer ulusların da Kabil'de diplomatik varlıklarını sürdürebilmeleri için önemli olacak. " diye konuştu.

Afganistan'da son durum

ABD 29 Şubat 2020'de Katar'ın başkenti Doha'da Taliban ile anlaşma yapmış ve anlaşma gereğince 1 Mayıs'ta Afganistan'daki askerlerinin tamamını çekeceğini taahhüt etti.

20 Ocak 2021'de görevi devralan ABD Başkanı Joe Biden 1 Mayıs'ta tamamen çekilmenin mümkün olmadığını açıkladı daha sonra ise 11 Eylül'ün yıl dönümüne kadar ülkedeki tüm Amerikan askerlerinin çekilmesi talimatını verdi.

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanlığının verilerine göre çekilmenin yüzde 50'si tamamlanmış durumda.

Geçen ay sadece Avustralya Büyükelçiliği kapılarını kapattı ve personelini tahliye etti.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Taliban Türkiye'nin Kabil Havaalanı'nın güvenliğini sağlama teklifini reddetti

https://tr.euronews.com/2021/06/11/taliban-turkiye-nin-kabil-havaalan-n-n-guvenligini-saglama-teklifini-reddetti

Afganistan'dan çekilmeyi erteleyen ABD'ye Taliban'dan tehdit: Eylem yolu açıldı

https://tr.euronews.com/2021/05/02/afganistan-dan-cekilmeyi-erteleyen-abd-ye-taliban-dan-tehdit-eylem-yolu-ac-ld

Taliban: ABD Afganistan'dan çekilmezse 1 Mayıs'tan sonra saldırıları arttırırız

https://tr.euronews.com/2021/03/19/taliban-abd-afganistan-dan-cekilmezse-1-mayis-tan-sonra-saldirilari-arttiririz

https://tr.euronews.com/2021/06/12/taliban-afganistan-da-asker-bulunduran-yabanc-guclere-isgalci-gibi-tepki-gosterilecek?fbclid= IwAR0omNzzOUL85uFbRKoDqYiwiwWPXvzTr9C652Z5_7RlB9OXkpOcNATzCRA

================================

FİKRET BAŞKAYA : İLERLEME KALKINMA BÜYÜME ADINA YOK EDİLEN DOĞA ÇÜRÜYEN TOPLUM

June 15 2021

Kapitalizm mülksüzleştirerek sermaye biriktirmektir. İnsana ve doğaya zarar vermeden sosyal kötülükleri azdırmadan ekolojik dengeleri aşındırmadan yol alması mümkün olmayan absürt lanetli bir sistem bir üretim tarzıdır… Gerçek durum böyledir ama söylem başkadır… Maalesef insanlar ekseri yıkılanı değil yapılanı görme eğilimindedirler… Ve bu tavır olupbitenlerimeşrulaştırıyor egemenlerin işini kolaylaştırıyor… Kapitalizmin ürettiği kapitalizmi de yeniden ve yeniden üreten sıradan insanı büyüleyenileri teknolojiler toplumsal refahı iyi yaşamıdeğil kârı artırmanın hizmetindedir… İşte şimdilerde insanlığın içine sürüklendiği çöküş tablosunun gerisinde sistemin bu yıkıcı yok edicitemel eğilimleri ve dinamikleri var… Bu da kapitalizm dahilinde bir gelecek yok demektir…

1980'li yıllarda bir Fransız belgeseli izlemiştim. Bir Fransız sömürgesi olan Senegal bağımsızlığını kazanır [1960]. Paris'te mühendislik eğitimi almış biri Fransız diğeri Senegalli iki mühendis karayolu yapımında görevlendirilirler. Güzergâhta bulunan bir köy ile mezarlık yolun oradan geçmesi halinde yok olacaktır…Köylüler ayaklanırlar… Köyün muhtarı (daha doğrusu kabile şefi) "Bu bize veecdadımıza saygısızlıktır. Bu iştenvazgeçin bunu asla kabul etmeyiz " der. Fransız mühendis "Duyarlılığınızı anlıyorum ama bu yolkalkınma ilerleme demek. Refahın artması yoksulluğun ortadan kalkması demek. Yol yapıldığındaistersen bir benzin istasyonu kurar yanına da bakkal dükkanı açarsın diye karşılık verir"… Bunun üzerine kabile şefi de "Köyümüz mezarlığımız yok edilmeden kalkınmak ilerlemek imkânsızmı ki bunca ısrar ediyorsunuz?" diye sorar. Tabii onu kimse dikkate almaz ve jandarma köyübasar. Silahlı çatışma çıkmasına rağmen yol inşasına devam edilir. Tabii Senegal de o günden beri hızla ilerlemeye kalkınmaya büyümeye devam ediyor!. .

25 DAKİKA İÇİN…

Aydın-Denizli arasında duble yol(çifte yol) var. Hiçbir trafik sıkıntısı yok. Fakat yap-işlet-devret usulüne göre 150kilometrelik otoyol ihalesi yapılmış. Otoyol inşası tamamlandığında yolculuk süresi 25dakika kısalacakmış… 25 dakika için milyarlarca lira veya milyonlarca dolar/avro harcanacak…Büyük bir kaynak heba edilecek. Aslında asıl mesele 25 dakika değil; tabakhaneye bir şey taşımak söz konusu olmadığına göre… Asıl amaç sermayeye değerlenme alanı açmak…

Eğer zarar sadece bir mali kaynağın heba edilmesinden ibaret olsaydı çok büyük kaygı konusu olmayabilirdi. Bu proje onulmaz insani veekolojik yıkımlara neden olacak. İnsanlar yaşam alanlarından kovulacak evlerinden barklarından olacaklar… Mezarlıklarının üzerinden iş makinaları geçecek en az 25 bin dönüm tarım arazisi berhava olacak 5 bin dönüm bağ bahçe yok olacak 50-60 yıllık incir zeytin badem ağacı yok edilecek. Bin yıllardır bereket kaynağı olan zaten can çekişen güzelim Menderes Nehri kuruyacak bölgenin ekosistemi yok olacak. Aslında tam bir taammüden cinayet söz konusu… Artık Aydın'ın dağlarından yağ ovalarından bal akmayacak…Ve tabii bu lanetli proje bir istisna değil; güzelimülke onlarca yüzlerce benzer yıkıma maruz…

İnsanlara bir otoyola ihtiyacınız var mı diye soruluyor mu? Onca itiraz dikkate alınıyor mu? Yöre halkına böylesi utanmazca bir zulüm neden reva görülüyor? Amaç belli: Bir sermaye grubunun bütçeyi hazineyi müşterekleri yağmalamasının talan etmesinin önünü açmak…İşbitiricikapitalistlerin sermayesini büyütmek…Aslında işbitirici kapitalistler bu işihazine garantili kredilerle yapıyorlar… Krediyi ekseri ödemiyorlar. Kendilerine bir de müşteri garantisi veriliyor… Müşteri yetersizse devlet aradaki farkı ödüyor… Gelecekteki yolcu sayısı önceden saptanıyor… Kapitalist hangi yılda kaç kişi geçeceğini önceden biliyor… Her halde bu konuda özel yeteneği olduğu varsayılıyordur… Kütahya'daki Zafer havaalanıiçin verilen "uçuş garantisi"ne demek istediğime iyi bir örnek… Aslında bu kapitalistleri maaşa bağlamaktır. Kapitalizmin mantığına bile aykırıdır…

Aydın-Denizli otoyolu için 7 milyar lira gerekiyormuş. 32 bin araç geçiş güvencesi verilmiş geçiş ücreti de TL değil 5 Euro… Yan tarafta parasız çift yol varken siz bugünün kurundan 50 TL ödeyerek otoyolu kullanır mısınız? Kaç kişi gidiş-dönüş için 100 TL ödemek ister?Aslında verilen garantinin çoğunu geçenler değil geçmeyenler ödeyecekler…

Fakat kapitalist sonunda kapitalist devletin adamı. Kapitalist devlet neye var? Kapitalistleri zengin etmeye ülkenin varını yoğunu yağmalatmaya… O ihaleleri yapmakla görevli memurlar verdikleri garanti rakamlarının uçuk olduğunu bilmiyorlar mı? Bile bile utanmazca abartılı dosyalara neden imza atıyorlar? Aslında suç işliyorlar… Şimdilik rahatlar. Bal tutan parmağını yalamaya devam ediyor. Bu ihaleleri yapanların sadece toplum vicdanında değil mahkemelerde de mutlaka hesap vermeleri gerekir… Hırsızlığa ortak olmanın bedeli mutlaka ödetilmelidir… Topluma tuzak kurmanın toplumun geleceğini karartmanın bir bedeli olmayacak mı?

Son on yıllarda sermayenin mega projelere bunca yüklenmesi sebepsiz değil… Bunun iki nedeni var: Birincisi artık sermaye geleneksel faaliyet (üretim) alanlarında yeteri kadar değerlenemiyor değerlenme güçlüğü çekiyor. Çözümü doğayı yağmalamakta canlıyı metalaştırmakta görüyor; ikincisi bir proje ne kadar büyükse kâr yağma ve talan da o kadar büyüktür… Fakat asıl sorun sadece finans meselesini angaje etmiyor. Mega proje demek mega ekolojik yıkımda demektir… Ekolojik dengelerin bozulması toplumun geleceğinin karartılması demektir…

Kapitalizmi sorun etmeden kapitalizmi aşma perspektifine sahip olmadan gereğini yapmadan artık hiçbir sorunun çözülemez olduğunun bilinme zamanı gelip çattı… Eski kafayla eski siyaset anlayışıyla toplumun yüz yüze geldiği devasa yaşamsal sorunları çözmek düzlüğe çıkmak mümkün değil… Bunun için de ilerleme kalkınma büyüme gibi kavramların kimin için ne anlama geldiğinin bilinmesi muasır medeniyeti yakalama perspektifinin bir karşılığı olmadığının anlaşılmasıgerekiyor… İnsanlara ilerde işlerin yoluna gireceği gelecekteki güzel günler için bugünün kötülüklerine katlanmak gerektiği söyleniyor… Yeni hedef 2053 olmazsa 2071… Anlaşılan yüzyıllık bekleme yeterli olmamış… Yakalamak mümkün değil ama başka şey yapmak mümkün… (1)

______________

Yakalamanın neden mümkün olmadığına dair bkz: Fikret Başkaya Eko-Sosyalist Paradigma- Komünist Topluma Giden Yol Yordam Kitap

https://acikgazete.com/ilerleme-kalkinma-ve-buyume-adina-yok-edilen-doga-curuyen-toplum/

================================

S-400 KRİZİ BİTMEDİ TÜRK ASKERİNE AFGANİSTAN GÖREVİ YAZILDI

June 15 2021

NATO zirvesiyle Ankara-Washington hattında Afganistan mutabakatı sağlandı. S-400 krizine çözüm arayışını sürdürme kararı alan tarafların ikili ilişkileri tamirini de "zamana yaydıkları" belirtiliyor.

Türkiye'nin Batı ile ilişkilerine yeni bir yön vermesi beklenen NATO zirvesi Ankara'nın Afganistan'daki Kabil Havalimanı'nın işletmesini ve güvenliğini sağlamaya dönük mayıs başında ittifaka ilettiği teklifine yeşil ışık yakılmasıyla sonuçlandı.

79 maddelik zirve bildirisini açıklayan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ittifak üyelerinin Amerikan güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinden sonra Kabil Havalimanı'nın kim tarafından korunacağı konusunda bir karar veremediklerini belirtti. Ancak Stoltenberg'in sözlerinin devamında NATO'nun geçiş döneminde Hamid Karzai Havalimanı'na fon sağlama sözüne bağlı olduğunu ve Türkiye'nin de burada kilit rol oynayacağını vurgulamasının ardından dikkatler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmeye çevrildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın Biden'la yaptığı 50 dakikalık görüşme sonrasında ise Ankara'nın NATO ittifakının başını çeken Amerika ile Afganistan konusunda mutabakata vardığı ortaya çıktı. Erdoğan görüşme sonrası "Afganistan'dan çıkmamız istenmiyorsa özellikle belirli bir desteğin verilmesi isteniyorsa Amerika'nın vereceği destek önem arz ediyor. Afganistan'da Pakistan'ı da Macaristan'ı da yanımıza alabiliriz. Şu an itibariyle bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

Peki bu ne anlama geliyor? Ankara'nın Kabil Havalimanı'nın işletmesini sağlama ve güvenliğini koruma konusunda Washington yönetimiyle anlaştığına dikkat çeken uzmanlar Türk askerine Afganisan'da yeni bir misyon yükleneceğine vurgu yapıyor.

Türkiye'nin NATO daimi temsilciliği görevinde de bulunmuş olan emekli büyükelçi Fatih Ceylan DW Türkçe'ye "NATO zirvesi bildirgesinden ve Erdoğan'ın açıklamalarından anlıyoruz ki; NATO kuvvetleri Afganistan'dan çıkacak. Kabil Havalimanı'nın bakım ve işletilmesi konusunu NATO çatısı altında düşünmek mümkün değil. Türkiye'ye fon sağlanacak lojistik destek verilecek. Türk askerinin orada yapacağı görevi NATO'yla ilintili bir görev olarak düşünmemek lazım. Türkiye'nin Afganistan'la imzalayacağı ikili bir anlaşma çerçevesinde askerin oradaki varlığına meşru bir zemin yaratılabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Afganistan'da NATO bünyesindeki kararlı destek misyonuna bağlı tüm askerlerin çekileceğinin altını çizen Ceylan Türkiye'nin bu misyondaki askerlerinin çekileceğini yeni bir görev gücü olarak oluşturulacak askerin bölgeye ulaşacağını öngörüyor.

NATO'nun Afganistan'daki en yüksek sivil temsilciliğini de yapmış olan eski dışişleri bakanlarından Hikmet Çetin de Türkiye için "çok zorlu" bir görevin başlayacağına işaret ediyor. Kendisinin Afganistan'dan 2006'da ayrıldığını hatırlatan Çetin "Afganistan'da güvenlik şimdi çok kötü durumda. Taliban ülkenin büyük kısmına hakim. Türkiye İstanbul konferansına katılmayı reddeden Taliban'la nasıl diyalog kuracağını iyi ölçüp biçmeli. Bütün yabancı güçlerin ülkeden çıkmasını isteyen Taliban ile şimdi iş yapmaya kalkışmak büyük riskleri de beraberinde getirecek ama Ankara çok planlı programlı hareket ederse bu riskleri azaltabilir" diyor.

Türkiye'nin eski Washington büyükelçilerinden Namık Tan da bu konuda DW Türkçe'ye "Amaç belli ki Türkiye'yi NATO'da tutmak. Afganistan görevi için bir bütçe ve silah takviyesi olacak. Ama ikili ilişkiler açısından bunun halka yansıyacak bir tarafı yok" yorumunda bulunuyor.

BİTMEYEN S-400 SIKINTISI

Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de ABD Başkanı Biden Biden'ın başkanlık dönemindeki ilk yüz yüze görüşmelerinin ardından bu buluşma için "çok verimli çok yapıcı" nitelemesini kullandı. Görüşme öncesinde herkesin gözü kulağı Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze sistemleri almasından ötürü yaşanan krize bir çözüm bulunup bulunamayacağındaydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere açıklama yaparken bu konuda ancak kendisine bir soru yöneltilince konuşmayı tercih etti. Erdoğan "Daha önceki görüşümüz neyse onu ifade ettim. Süreç burada bitmiyor. Savunma ve dışişleri bakanlarımız kendi aralarında görüşsünler dedik o görüşmelerden sonra bizler de adımlarımızı atalım böyle bir karara vardık" ifadelerini kullandı. Biden ise "Ekiplerimiz çalışacak" vurgusunda bulundu.

Emekli Büyükelçi Namık Tan Amerika ve NATO için Türkiye'nin "sert gücünün önemine" dikkat çekerken "Türkiye'yi yanlarında tutmak için Afganistan katkısını öne çıkardıklarını görüyoruz. Ankara ile ABD ilişkisinin derinliğine girilmiyor geçici bir anlaşma yapılıyor. Amaç Türkiye'yi NATO'nun yanında tutmak. S-400'lerin ne olacağı belli değil ama Amerika bu noktada daha da fazla bir şey yapamıyor. YPG konusunda da Türkiye'ye tatmin edici bir yanıt verilmemiş. Beklentilerimiz açısından bir mesafe alamadığımızı görüyorum" söyleminde bulunuyor.

Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan ise tarafların S-400 krizine çözümü "zamana yaymayı" tercih ettiğine vurgu yapıyor. Türkiye'nin görüşme öncesinde "pozitif gündem" vurgusu yaptığını Amerika'nın ise sorunları dile getirip sonra da "birlikte çalışmak"tan dem vurduğunu dile getiren Ceylan "Türkiye'ye Afganistan'da bir rol biçiliyor. S-400'ler konusunda çözüm için yeni bir süreç başlıyor. NATO zirvesi Türkiye'nin Batı'yla ilişkilerinin tamir edilmesi açısından bir vesile oldu. İlişkilerdeki normalleşmeye dönük arayışın bir devamı yaşandı. Bir mucize olmadı ama Türkiye'nin başlatmak istediği pozitif gündem için adım atıldı" yorumu yapıyor.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen ise "S-400 meselesi ciddi tıkanıklığa doğru gidiyor. Ben Erdoğan'ın açıklamalarından bir umut işareti alamadım" yorumunda bulundu. Amerika'nın S-400'ler konusunda tutumunun "Aktive edilmesin çalıştırılmasın" noktasından "Elinizden hemen çıkartın" noktasına ulaştığını hatırlatan Ülgen tarafların bir formül üzerinde anlaşamamasının ikili iş birliği önünde "ciddi engel" olacağını öngörüyor.

"HAMDOLSUN" NE DEMEK?

Zirve öncesi Biden'ın mutlaka insan hakları ve demokrasi konusunda Türkiye'ye net mesajlar vereceği yorumları yapılıyordu. Başkan'ın 20 Ocak'ta göreve gelmesinin ardından Washington yönetiminden Ankara'ya "Temel hak ve özgürlüklerde kısıtlayıcı adımlar atılıyor. AİHM kararlarına karşın Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala'nın cezaevinde tutulması yanlış" eleştirisi gelmişti. Ancak Erdoğan'ın da Biden'ın da görüşme sonrası bu konuda doğrudan açıklama yapmaması dikkat çekti.

Erdoğan gazetecilerin sorusu üzerine Biden ile görüşmesinde Biden'ın 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemesinin görüşmede konuşulmadığını "Hamdolsun hiç gündeme gelmedi" sözleriyle açıkladı.

"Onun sözlerini asıl Türkiye'nin gündem yapması ve itirazını dile getirmesi gerekmez miydi?" diyerek tepkisini dile getiren Ülgen sözlerini "Çok ciddi ve sıkıntılı bir durum var ortada. Türkiye'nin soykırım tepkisinin ortaya konulmamış olması bugüne kadar soykırım iddiaları karşısında yürütülen tüm diplomatik ve sivil girişimlerin bir kenara atılmasıdır. Umalım ki Türkiye bir şekilde itirazını Amerikan heyetine iletmiş olsun. Yoksa soykırım iddiaları konusunda başka ülkeleri de cesaretlendirmiş oluruz" ifadeleri ile tamamladı. Görsel dışında – Hilal Köylü / Ankara Deutsche Welle Türkçe

https://acikgazete.com/s-400-krizi-bitmedi-turk-askerine-afganistan-gorevi-yazildi/

================================

'BİNALİ YILDIRIM'IN SERVETİ DÜNYA SIRALAMASINDA KOÇ VE SABANCI'YI GERİDE BIRAKTI!'

June 15 2021

AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım'ın 150 milyon euroluk 'gizli servetinin' olduğu iddia ediliyordu. CHP'li Hüsnü Bozkurt servetin 26 milyar dolara çıktığını iddia etti.

Hollanda basınında AKP'li Binali Yıldırım 150 milyon dolar değerinde bir şirketinin olduğunu duyurulmuştu. CHP Milletvekili Hüsnü Bozkurt kendisine ait sosyal medya hesabından şirketin değerini 26 milyar dolara çıktığını iddia etti.

Hüsnü Bozkurt yaptığı açıklamada " Hollanda basını Binali Yıldırım'ın sadece oradaki servetinin 26 Milyar Dolar (221 milyar TL) olduğunu yazdı. Eski Başbakan Koç'ları Sabancı'ları çoktan geçmiş dünya sıralamasında yani. Ne Yıldırım'dan bir açıklama var ne Saray'dan ne AKP'den! Yer yerinden de oynamadı memlekette. " ifadelerini kullandı.

https://acikgazete.com/binali-yildirimin-serveti-dunya-siralamasinda-koc-ve-sabanciyi-geride-birakti/

================================

DOLARDAKİ YÜKSELİŞ İÇİN UZMANLAR NE DİYOR?

Dün gerçekleştirilen Biden-Erdoğan zirvesinin ardından taraflardan gelen açıklamalar piyasaları tatmin etmedi. Oluşan belirsizlik ortamı Türk Lirası varlıklar üzerinde baskıyı artırırken dün akşam saatlerinde 8 47'ye yükselen dolar/TL bugün de 8 58'e kadar tırmandı. Kurdaki yükselişte ABD tahvil faizindeki yukarı yönlü hareketler de etkili oluyor.

dunya@dunya.com

GÜNCELLEME

15 Haziran 2021 14:10

Hüseyin KOYUNCUOĞLU

Piyasaların haftalardır merakla beklediği kritik Erdoğan-Biden zirvesi dün gerçekleştirildi. Buluşmaya kadar piyasaların fiyatlayabileceği olumlu yada olumsuz mesaj çıkmazken döviz kurlaru belirsizlik ortamı oluşması nedeniyle yukarı yönlü hareketlendi.

Buluşma öncesinde 8 40 seviyelerinde seyreden dolar/TL 8 47'nin üzerine çıktı ve gece boyu bu düzeyde hareket etti. Sabah saatlerine kadar bu seviyelerdeki seyrini koruyan dolar/TL piyasalarda işlemlerin artmasıyla birlikte yüzde 1 5 civarı yükselişle 8 58'e kadar tırmandı. Euro/TL ise dolar/TL ile aynı grafikleri çizdi ve 10 20'den 10 27-10 28 bandına yükseldi ve 10 41'i gördü.

Şimdi gözler Fed ve TCMB'de

Brüksel'deki Erdoğan-Biden Zirvesi'nin ardından kurlar yarın akşam açıklanacak olan Fed ve perşembe günkü TCMB faiz kararlarında olacak.

Dolar/TL'nin yükseliş nedeni: S-400 sorunu çözülmedi ve sorunlar ötelendi

Haziran başında 8.88 geçen hafta başında 8.70'e yakın seviyelerde olan dolar/TL bu hafta en düşük 8.2865'e kadar gerilemişti. Bu düşüşte belirleyici dünkü görüşmeye dair olumlu beklentilerdi. Ancak kur ABD Türkiye görüşmesinden kısa vadede S-400 başta olmak üzere iki ülke arasındaki sorunlara bugün itibaıryla belirgin bir çözüm getirmeyeceğinin anlaşılmasıyla sınırlı yükselişe geçti.

Reuters'a açıklama yapan bir bankanın döviz masası işlemcisi "Dolar/TL 8.3'ün altına düştüğündeki beklenti S-400 sorununa NATO zirvesinde çözüm bulunacağı beklentisine dayanıyordu. Açıkçası piyasanın tamamında bu beklenti hakim değildi. Bizim beklentimiz diyalog kanallarının açık tutulacağı ve sorunların öteleneceği çözüme çalışılacağı yönündeydi. Ki şu an gerçekleşme bu yönde. Bu nedenle 8.28'li seviyeler yerine 8.5'e yakın seviyelerde işlem görüyoruz" dedi.

"Fed'in varlık alımlarını azaltma ihtimali de fiyatlanıyor"

Dünya Yazarı Erhan Aslanoğlu da piyasaların Biden-Erdoğan görüşmesinde S-400 ya da F-35 gibi bazı temel konularda daha somut ilerleme ve sonuç beklediğine değindi. Aslanoğlu "Bu konularda sürecin devam etmesi uzun süredir olan belirsizliğin de devam etmesi anlamına geliyor. Döviz kurlarında yaşanan yukarı yönlü hareketin bir nedeni bu belirsizlik fiyatlaması görünüyor. Diğer neden ise Fed'in toplantısından tahvil alımını azaltma yönünde çıkabilecek bir sinyal ihtimali diyebiliriz. ABD 10 yıllık faizlerindeki yönün tekrar yukarı dönmesi bu ihtimalin fiyatlanmasına işaret ediyor" dedi.

"Dolar/TL'deki yükseliş ABD tahvil faizleriyle de ilişkili"

MARBAŞ Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Soner Kuru döviz kurunun geçtiğimiz hafta 8 50'nin altına gelmesi ve görüşmenin arsından bugün 8 50'nin üzerine yükselmesi Biden-Erdoğan görüşmesindeden daha çok ABD 10 yıllık tahvil fiyatlamalarıyla ilgili olduğunun altını çiziyor. Geçtiğimiz hafta sonu 1 43'lere kadar düşen tahvil faizleri bu sabah 1 48'lere yükseldi. Kuru'nun değerlendirmeleri şöyle

"Görüşme öncesi iki taraftan gelen olumlu mesajlara rağmen görüşmede uzun süredir devam eden sorunların masada kaldığını gördük. Bu kapsamda piyasaları yukarı itecek bir gelişme olmadığı gibi iki tarafında kullandığı özenli dil ileri yönelik olumlu beklentileri bir miktar sıcak tutmaya yetiyor gibi görünüyor.

Özetle ABD Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlamadı ancak Biden'in seçilmesi öncesinde ABD tarafında gelişen sert söylemlerin Başkan seçilmesinin ardından yerini daha ılımlı bir dile bıraktığını görüyoruz. Nato zirvesinin ardından oluşan ortamın kısa vadede yabancı yatırımcı kararlarında etkili olacağını düşünmüyoruz. "

"İlk direnç noktası 8 60'ta"

İnfo Yatırım tarafından hazırlanan teknik analizde yukarı yönlü hareketlerde 8 60'ın ilk direnç seviye olarak belirtildi. Raporda şu ifadeler yer aldı" Bu haftaya Dolar / TL'nin geçtiğimiz haftanın devamı niteliğinde ve Merkez Bankalarının sıkılaştırma konusunda acele etmeyeceğine yönelik beklentileriyle geri çekilmesinin devamı ile başladık. Türkiye ile Çin arasındaki swap anlaşmasının 6 milyar dolara kadar yükselmesinin açıklanması ile kur 8 30'lar kadar geri çekildi.

"Ancak dün gerçekleşen NATO Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden'ın açıklamaları ABD'nin Rusya'ya karşılık vereceğini ifade etmesi ve Çin'in NATO'ya verdiği sert cevaplar sonrasında Dolar /TL 8 55'i test etti. Dolar/TL'den teknik olarak yukarı yönlü hareketlenmelerde

8 60 - 8 65 direnç seviyeleri olarak ön olanda olurken geri çekilmelerde ise 8 45 - 8 40 seviyeleri yakından takip edilecek. "

https://www.dunya.com/finans/haberler/erdogan-biden-sonrasi-dolar-haberi-624716

================================

GOLDMAN SACHS ETHER İŞLEMLERİNE BAŞLAMAYI PLANLIYOR

Goldman Sachs Bitcoin'den sonra Ethereum opsiyon ve vadeli işlemleri sunmayı planlıyor.

dunya@dunya.com

GÜNCELLEME

15 Haziran 2021 08:09

ABD'li uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs'ın dijital varlıklar böllümü başkanı Mathew McDermottt müşterilerine Bitcoin'in ardından önümüzdeki aylarda Ethereum'da opsiyon ve vadeli işlemleri sunmayı planladıklarını söyledi.

Goldman Sanchs'ın işlem masası bu yıl müşterilerinin Bitcoin ile ilişkili vadelilerde işlem yapmalarına imkan sunmuştu. McDermott yaptığı açıklamada Bitcoin'i takip eden borsa yatırım fonları yolu ile alım-satımı kolaylaştırmayı planladıklarını da belirtti.

Goldman Sachs hali hazırda kripto start-uplarına da yatırım yapıyor.

https://www.dunya.com/finans/kripto-para/taylanddan-bazi-kriptolara-islem-yasagi-haberi-624613

================================

AİHM ERDOĞAN'A HAKARETTEN MAHKUM OLAN ODTÜ ÖĞRENCİSİNİ HAKLI BULDU

15 Haziran 2021 13:29

AİHM 2012'de ODTÜ'de öğrenciyken dönemin Başbakanı Erdoğan ile ilgili açıklamaları yüzünden mahkum olan Ömür Çağdaş Ersoy'la ilgili olarak Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) 2012 yılında öğrenciyken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili açıklamaları yüzünden mahkum olan Ömür Çağdaş Ersoy'un yaptığı başvuruyla ilgili Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

Euronews'in haberine göre; 1990 doğumlu Ömür Çağdaş Ersoy'un 2019 yılında yaptığı başvuruyu bugün karara bağlayan AİHM "Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesini ihlal ettiğine" hükmetti.

Türkiye karar gereği mahkeme masrafları da içinde olmak üzere Ömür Çağdaş Ersoy'a 4 bin avro tazminat ödeyecek.

NE OLMUŞTU?

Erdoğan'ın ODTÜ'yü ziyaretini protesto etmeleri sonucu polis ile yaşanan arbedenin ardından gözaltına alınan öğrencileri desteklemek için mahkeme binası önünde yapılan gösteriye katılan Ersoy dönemin Başbakan'ı aleyhine topluluk adına yaptığı açıklamalarla ilgili olarak "görevdeki kamu görevlisine hakaret" suçundan 2016 yılında para cezası ödemeye mahkum olmuştu.

Ersoy'un okuduğu bildiride "Arkadaşlar bugün arkadaşlarımızın düzmece bir operasyonla alınışı zafere sonuçlanmıştır ama bu geçici bir zaferdir. Bu kavga Tayyip Erdoğan'ın zapt edilecek bir kale olarak bellediği ODTÜ'de tokat yemesi ve bunun karşılığında intikam hırsıyla kudurmuş bir köpek gibi öğrencilere saldırmasına karşı atılmış ikinci bir tokattır. " ifadelerini kullanması Türkiye'deki mahkemedeki yine mahkumiyetinde gerekçe gösterilmişti.

AİHM gerekçeli kararında normal bireylere oranla siyasetçiler için kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş tutulabileceği yolundaki daha önceki kararlarına atıfta bulundu ve Ersoy'a verilen mahkumiyetin insan hakları ihlali teşkil ettiğine hükmetti. (HABER MERKEZİ)

https://www.evrensel.net/haber/435506/aihm-erdogana-hakaretten-mahkum-olan-odtu-ogrencisini-hakli-buldu?utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

================================

AFGANİSTAN'DA ÇOCUK FELCİ AŞISI YAPAN EKİPLER DİNCİ ÖRGÜTLERİN HEDEFİNDE

3 aydan kısa bir sürede düzenlenen bu ikinci saldırıda çocuk felci aşısı yapmakla görevli sağlık çalışanlarından 4 kişi hayatını kaybetti.

15-06-2021 14:43

Taliban ve bazı dini liderlerin aşıları Batılıların komplosu olarak gördüğü Afganistan'da yine aşı çalışmaları hedef alındı. Afganistan'ın doğusundaki Nangarhar vilayetinde çocuk felci aşısı yapan ekibe yönelik saldırılarda 4 kişi hayatını kaybetti 4 kişi de yaralandı. Olay bölgede yaklaşık son 3 aydır aşı ekiplerine düzenlenen ikinci saldırı oldu.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Osman Taheri saldırıların 2 saat aralığında 3 farklı bölgede düzenlendiğini aktardı.

AFP ajansına konuşan bir sağlık yetkilisi bölgedeki aşılama çalışmalarına ara verildiğini söyledi.

Yaklaşık 3 ay önce Celalabad'da çocuk felci yapmak için bulunan 3 kadın görevli öldürülmüştü.

Taliban ve bazı dini liderler aşıların Batılıların Müslüman çocukları hedef alan komplolarından biri olduğu görüşünde.

https://gazetemanifesto.com/2021/afganistanda-cocuk-felci-asisi-yapan-ekipler-dinci-orgutlerin-hedefinde-445407/

================================

MISIR'DA 12 ÜST DÜZEY 'İHVAN' YETKİLİSİNE VERİLEN İDAM CEZASI ONANDI

Mısır'da hapisteki Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ile Müslüman Kardeşler (İhvan) liderlerinden Safvet Hicazi'nin de aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında verilen idam cezası onandı.

15-06-2021 13:21

Mısır'da 12 üst düzey 'İhvan' yetkilisine verilen idam cezası onandı

Mısır'ın en yetkili sivil mahkemesi 12 üst düzey Müslüman Kardeşler üyesine verilen idam cezasının uygulanmasına karar verdi.

Karara mahkumların itiraz etme hakkı bulunmuyor. 12 İhvan üyesi Devlet Başkanı Abdülfettah es- Sisi'nin onay vermesi durumunda idam edilecek.

Haklarında idam kararı olan 12 üye arasında Mısır'daki İhvan'ın müftüsü Abdülrahman el-Bar eski milletvekili Muhammed el-Beltagi ve eski bir bakan olan Osama Yasin de bulunuyor.

2013'te Muhammed Mursi'nin bir askeri darbe ile devrilmesinin ardından birçok İhvan üyesi idam cezasına çarptırılmış ancak birçoğu için tekrar yargılanma kararı verilmişti.

Af Örgütü'ne göre Mısır'da bu sene 51 kişi idam edildi.

https://gazetemanifesto.com/2021/misirda-12-ust-duzey-ihvan-yetkilisine-verilen-idam-cezasi-onandi-445392/

================================

EMNİYET'TE BİR İNTİHAR DAHA: 15 YILLIK POLİS EMNİYET BİNASINDA TABANCASIYLA İNTİHAR ETTİ

Son dönemlerde birçok polisin intihar ettiği haberler medyaya yansırken dün bı olaylara bir yenisi daha eklendi. Antalya'da 15 yıllık polis memuru Hakan A. emniyet binasının 4'üncü katında başına dayadığı tabancasını ateşleyerek yaşamına son verdi.

15-06-2021 12:19

Olay dün saat 17.30 sıralarında Antalya'da Serik İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 4'üncü katında yer alan Lojistik Büro Amirliği'nde meydana geldi.

15 yıllık polis memuru 42 yaşındaki Hakan A. bilinmeyen nedenle tabancasıyla başına tek el ateş etti. Silah sesini duyan mesai arkadaşları hemen Hakan A. 'nın yanına gitti.

Kanlar içinde yerde yatan Hakan A. için hemen sağlık ekiplerine haber verildi. İhbar üzerine bölgeye gelen sağlık ekipleri ağır yaralı Hakan A. 'yı ambulansla Serik Devlet Hastanesi'ne götürdü. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından Hakan A. polis eskortu eşliğinde Antalya'daki özel sağlık kuruluşuna sevk edildi.

Ameliyata alınan Hakan A. tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Hakan A. 'nın cansız bedeni adli tıp kurumu morguna kaldırıldı. Hakan A. 'nın evli ve 2 çocuk babası olduğu öğrenilirken yapılacak otopsinin ardından cenazesinin Burdur'un Bucak ilçesinde defnedileceği öğrenildi.

https://gazetemanifesto.com/2021/sinif-tavrindan-15-16-haziran-aciklamasi-15-16-haziran-yeter-soz-iscinin-diyenlerin-eseridir-445411/

================================

2 MİLYAR DOLARLIK THODEx VURGUNU YAPILMADAN ÖNCE FATİH ÖZER "BAKANLIĞA ÇAĞIRILDI"

Dolandırıcılık tehdit şantaj gibi konularda Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemini yaşadığımız bugünlerde 2 milyar dolarlık Thodex vurgunu ile ilgili çarpıcı bir iddia atıldı.

15-06-2021 08:56

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in "kara para aklama" soruşturması kapsamında aranan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın yurtdışına kaçmadan önce İçişleri Bakanlığı'na çağrıldığı iddialarına benzer bir iddia da kripto para borsası Thodex'in kurucusu firari Faruk Fatih Özer için geldi.

İlgili haberKripto para dünyasında büyük skandal: 2 milyar dolarla kaçtı

"shiftdelete.net" internet sitesinin kurucusu Hakkı Alkan Özer'in kaçmadan bir hafta önce 'bakanlığa' çağrılarak toplantı yapıldığını ileri sürdü. Thodex'in reklamlarında yer alan Hakkı Alkan Özer'in yurtdışına kaçmasına ilişkin bir "YouTube" kanalında açıklamalar yaptı. Alkan bir yıl önce bir ajans tarafından kendisine Thodex için reklam teklifi geldiğini aktararak Thodex vurgunundan ve Özer'in kaçmasından önce bir bakanlıktan kendisine bir "sinyal" geldiğini söyledi. Alkan "Sinyal üzerine bakanlıktan Thodex'in kurucusu hakkında iletişim bilgisi talebinde bulundular bana. Tanışıklığım zaten yok. Bilgileri buldum teslim ettim. Ondan sonra toplantıya çağırdılar. O hafta ne olduysa kaçtı gitti" dedi.

Türkiye'de faaliyet gösteren kripto para borsası Thodex'in sahibi Özer 20 Nisan 2021'de yurtdışına kaçtı. Thodex sistemini kapatan Özer'in yaklaşık 400 bin kişiyi mağdur ettiği ve 2 milyar dolarla kaçtığı iddia ediliyor.

https://gazetemanifesto.com/2021/2-milyar-dolarlik-thodex-vurgunu-yapilmadan-once-fatih-ozer-bakanliga-cagirildi-445323/

================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Milli egemenlik oyle bir nurdur ki onun karsisinda zincirler erir tac ve tahtlar batar mahvolur.
Milletlerin esirligi uzerine kurulmus muesseseler her tarafta yikilmaya mahkumdurlar.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

115. EGER ALLAH SOYLEMIS OLSAYDI, CESITLI MEZHEPLERIN, TUMU BIRBIRININ ARDINDAN LANET OKUYAN, TUMU BIRBIRINI HAKLI OLARAK HURAFE VE KUFURLE SUCLAYAN MENSUPLARINA AYRI AYRI YOLLAR SOYLEMIS OLMASI TUHAF OLURDU

Allah, yasadigimiz yeryuzunun kavimlerine ayri ayri seyler soylemistir. Hintliler Allah'in Cinli'ye soylediginin bir kelimesini anlamaz. Muhammediler Allah'in Iseviye soylediklerine efsaneler gozuyle bakar.

Yahudi, Muhammediyi ve Iseviyi, babalarina Allah'in verdigi kutsal yasanin kafir saldirganlari gozuyle gorur. Hiristiyan, dininin daha yeni bildirilmesiyle boburlenerek, Hintli'yi, Cinli'yi, Muhammediyi ve hatta kutsal kitaplarini kendisinden aldigi Yahudiyi lanetler ve "kafir" der. Kim hakli ya da haksizdir? Herkes "ben hakliyim!" diye bagiriyor. Her biri ayni kanitlari soyluyor. Her biri bize mucizelerinden, kerametlerinden, peygamberlerinden, sehitlerinden soz ediyor. Akli basinda bir adam, bunlarin tumunun sacmaliklarini sayiklama halinde oldugunu soyler. Agzi ve dili olmayan bir ruh oldugu dogruysa, Allah hicbir zaman boyle bir sey soylememistir; evrenin Allah'i, olumlu kullarinin (agiz, dil gibi) organlarini odunc almak ve kullanmaksizin, yarattiklarinin ogrenmelerini istedigi seyleri kendilerine ilham edebilirdi. Her yerde insanlarin Allah hakkinda ne dusuneceklerini bilmediklerine bakarsak; Allah'in bu konuda insanlari aydinlatmak istememis oldugu apaciktir.

Bu dunyada kurulmus din ve mezheplerin mensuplari birbirini hurafe, kufur ve tanritanimazlikla suclar. Hiristiyanlar; paganizm, Cin, islam hurafelerinden tiksinir. Romen katolikler, protestan Hiristiyanlari kafir sayar. Protestan Hiristiyanlar, roma hurafesi aleyhinde bagirir cagirirlar. Tumu haklidir!

Kafir olmak, ibadet edilen Allah'a karsi kufur icinde bulunmaktir. Hurafeci olmak, bos inancli olmak, Allah hakkinda yanlis fikirlerde bulunmaktir. Cesitli dinciler birbirini hurafeyle suclamakla, birbirinin kotu yapilarini ayiplayan kamburlara benzerler.
- - - - - - - - - - - - -
Insan, uretmeden tuketen tek yaratiktir.
Sut vermez, yumurta yumurtlamaz, sabani cekecek gucu yoktur, tavsan yakalayacak kadar hizli kosamaz.
Gene de, tum hayvanlarin efendisidir.
Hayvanlari calistirir, karsiliginda onlara olmeyecekleri kadar yiyecek verir, geri kalanini kendine ayirir.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Hakikat zorludur.

Baloncugun aksine, bir vurusta yok olmaz; dahasi, futbol topuna vurur gibi butun gun ona vursaniz da aksam coktugunde hl yuvarlak ve tek parca olacaktir.
HOLMES,OLIVER WENDELL (1809-1894) ABD'li yazar ve fizikci.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 88 Kasten yaralamanin ihmali davranisla islenmesi 3

1) Kasten yaralamanin ihmali davranisla islenmesi halinde verilecek ceza ucte ikisine kadar indirilebilir.
Bu hukmun uygulanmasinda kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesine iliskin kosullar goz onunde bulundurulur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder