================================
ATATÜRK'E LANET OKUYAN İMAMA DİYANET-SEN BAŞKANI SAHİP ÇIKTI!
Ayasofya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı icazet töreninde Atatürk'e lanet okuyan imam Mustafa Demirkan'a Diyanet-Sen'den destek geldi.
04 Haziran 2021 16:50 Güncellendi: 04 Haziran 2021 16:57
İmam Mustafa Demirkan Ayasofya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı icazet töreninde Atatürk'e "zalim" ve "kafir" sözleriyle saldırmıştı. Büyük tepki çeken sözlere karşın hükümetten ve Diyanet'ten bir aım gelmemişti. Adım gelmediği gibi Diyanet-Sen'den Demirkan'a destek geldi.
Diyanet-Sen Çorum Şube Başkanı İsmail Şanal Atatürk'e hakaret eden imam Mustafa Demirkan'ın 'ayet ve mealini aktardığı'nı öne sürerek "Bu ayet ancak Kuran'dan habersiz olanları rahatsız eder. Müslüman rehberi olan Kuran'ı Kerim ayetinden nasıl rahatsız olur?" dedi.
"İmanları gereği Kur'an'ı Kerim'e küfürle mücadeleye devam edeceklerini" belirten Şanal sosyal medyadan konuyla ilgili yaptığı açıklamada Demirkan'a yönelik haksız ve hadsiz yakıştırmaların kabul edilemez olduğunu öne sürdü.
Şanal "Saygıdeğer hocamız ülkemizin 'kıraat ilmi' alanında söz sahiplerinden birisidir. Bahse konu Ayet-i Celile meali; Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Dünyada rezillik var âhirette de onlar için büyük azap vardır" ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Ayasofya'da düzenlenen programda imam Mustafa Demirkan'ın Atatürk'e yönelik sözleri tepkiye neden oldu. Demirkan konuşmasında "Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… Ya Rabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma…" ifadelerini kullanmıştı.
https://www.veryansintv.com/ataturke-lanet-okuyan-imama-diyanet-sen-baskanindan-destek
================================NECATİ DOĞRU : "ALT KADROLARIN UMUTLARI ÖLDÜ GEMİYİ TERK EDİYORLAR 19 YILLIK GEMİ BATTI DİYE YAZDI. "
5 Haziran 2021 10:39 / Siyaset
Sözcü yazarı Necati Doğru bugünkü yazısında AKP'nin alt kadrolarında birbiri ardına yaşanan istifalara dikkati çekti. Doğru "Bunlar alt kadrolar. Umutları öldü. Gemiyi terk ediyorlar. 19 yıllık gemi battı" dedi.
Doğru bugünkü yazısında Ankara'da Mamak Belediyesi'nde AKP'li kadın Meclis üyesi Esra Yılmaz'ın "…ben sizi belediyedeki akraba çetelerinizle maşalarınızla teşkilattan üstün iş adamlarınızla baş başa bırakıyorum… Bir kadın ve anne olarak hakkımı helal etmiyorum…" diyerek istifa ettiğini; istifa eden bir diğer isim 17 yıl il başkanlığı başta olmak üzere yönetici olarak çalışan Sedat Yalçın'ın "Partinin eski halinin kalmadığını görüyorum.
Donanımlı isimler dışarı atıldı. Her alanda liyakatten kaçış var. Belli kesim Tayyip Bey'i sevdiği için oy veriyor ama Bursa Merkez'de parti sıfır" sözlerini; Rize'nin Pazar İlçesi AKP'li Belediye Meclis Üyesi Mehmet Engin'in de "Belediye binası tabelasından T. C. yazısı silindi. Yeniden T. C. yazılı tabela asılsın diye iki kez önerge verdim asmadılar" diyerek görevinden ayrıldığını hatırlattı.
Doğru yazısının sonunda şunları kaydetti:
Beraber yürümüşlerdi.
Lidere bağlıydılar.
Susmuşlar.
Kusurları görmemişler.
Kabahatleri örtmüşler.
Sıkı biat etmişlerdi.
Umut bitti.
Bağlılık da bitti.
"En son umut ölür" diyen bir atasözü var. Dün gazetelerin birinci sayfaları "umutlarını öldürdükleri için gemiden ayrıldıklarını ilan edenlerin" haberleriyle doluydu: Esra Yılmaz Ankara'da Mamak Belediyesi'nde AKP'li kadın Meclis üyesi 9 yıllık başkan vekiliydi.
Yolsuzluğu gördü.
Partisini uyardı.
Dinlemediler.
"Mızrak çuvala sığmıyor. Yolsuzluk var" dedi istifa etti. Şunları söyledi: "…ben sizi belediyedeki akraba çetelerinizle maşalarınızla teşkilattan üstün iş adamlarınızla baş başa bırakıyorum… Bir kadın ve anne olarak hakkımı helal etmiyorum…"
★★★
Partili genç kadının söyledikleri sadece bir kentin ilçesindeki "hırsızlık ve çürümeyi" dile getirmek değil 19 yıllık iktidarın "öldürücü günahını" sergileyip gemideki herkesi uyanmaya çağırmaktı. Geminin günah yükü 7 koldan büyümüştü:
1. Siyasetten geçinme.
2. Kendini zengin etme.
3. Torpil ve kayırma.
4. Yeme ve yedirme.
5. Kibre saplanış.
6. Ülküsünü yitirme.
7. Onurunu kaybetme.
Kızgın fırınlardan geçirilme acısı veren olaylar yaşanıyordu: 19 yıldır beraber yürüdükleri Sedat Peker Ankara'da bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para gönderiyormuş. Bunu Peker değil İçişleri Bakanı TV'de 20 milyon insanın izlediği oturumda açıkladı.
Kim bu siyasetçi?
Bakan söylemiyor.
Örtmeye niyetliler.
PEKER'den yemlenen "bu siyasetçi kimse…" savcılığa verip yakalatıp yargı yoluyla hesap sorma sorumluluğu duyması gereken Bakan'ın kendisi olmalıydı. Aylık 10 bin doların karşılığında PEKER'e hangi devlet imtiyazlarının sunulduğunu kalem kalem topluma duyurması gereken de Bakan Meclis Başkanı ve Parti Başkanı üçü birlikte olmalıydı.
Göze alamadılar.
Açıklayamadılar.
İktidar partisine 19 yıldır omuz veren alt kadro; "Mafyadan maaşlı siyasetçinin kim olduğunu" ve bağlantılarının devlet üst kademesinde kimlere kadar ulaştığını Bakan'dan Meclis Başkanı'ndan Parti Genel Başkanı'ndan değil PEKER'den öğrenecekler. Hiçbir siyaset gemisi en biatçı denizde bile bu günah yükünü taşıyamaz.
Gemi batıyor.
★★★
Bursa Türkiye'nin önde gelen kentlerinden biri… Ülkenin göz bebeği… Sanayi tarım turizm sanat edebiyat kültür tarih kenti… 19 yıldır iktidar partisinin kalesi… Böyle bir kentte 17 yıl AKP il başkanlığı dahil üst düzey görevler yüklenmiş Sedat Yalçın da istifa etti.
Şunları söyledi:
"Partinin eski halinin kalmadığını görüyorum. Donanımlı isimler dışarı atıldı. Her alanda liyakatten kaçış var. Belli kesim Tayyip Bey'i sevdiği için oy veriyor ama Bursa Merkez'de parti sıfır. "
Yavaş yavaş…
Bir daha okuyun.
Ne diyor?
"Parti sıfır…"
Parti sıfırsa lider de sıfır.
Tayyip Reis'in gemisi battı.
★★★
Henüz mürekkebi kurumadı geçen haftanın haberiydi: Rize'nin yol üst geçitlerine "Burası Rize söz söyletmeyiz Reis'e…" yazıları asmışlardı. Rize'nin Pazar İlçesi AKP'li Belediye Meclis Üyesi Mehmet Engin de "Belediye binası tabelasından T. C. yazısı silindi. Yeniden T. C. yazılı tabela asılsın diye iki kez önerge verdim asmadılar" diyerek AKP'den istifa etti. Geçen haftanın bir başka haberi de şuydu: Muğla'nın Bodrum İlçesi'ne bağlı Mumcular Mahallesi'nde yaşayan ve önce MHP'den iki dönem ve sonra AKP'den bir dönem Mumcular Belediye Başkanlığı yapan Kazım Avcı da "Benim için AK Parti artık AK değildir" diyerek partisinden istifa etti. "Dindar insan Allah'tan korkar yolsuzluk yapmaz" inancında olanlar da gördükleri karşısında hayatlarının şokuna uğradılar.
Bunlar alt kadrolar.
Umutları öldü.
Gemiyi terk ediyorlar.
19 yıllık gemi battı.
================================
"BUNUN TECAVÜZCÜYÜ SERBEST BIRAKAN MAHKEMEDEN HİÇBİR FARKI YOK"
05 Haziran 2021
Habertürk yazarı Fatih Altaylı Bodrum Yalıkavak kıyısına yakın bir otelin beyaz rengini yakalamak için plajına borik asit dökmesine izin veren İl Tarım Müdürlüğü'nü sert sözlerle eleştirdi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı Bodrum Yalıkavak kıyısına yakın bir otelin beyaz rengini yakalamak için plajına borik asit dökmesine izin veren İl Tarım Müdürlüğü'nü sert sözlerle eleştirdi. Altaylı söz konusu olayın haberleştirilmesine getirilen engele de tepki gösterdi. Erişim engeline sert sözlerle tepki veren Altaylı "Bunun tecavüzcüyü serbest bırakan mahkemeden hiçbir farkı yoktur" ifadelerini kullandı.
Altaylı'nın yazısı şöyle:
Katilleri tecavüzcüleri serbest bırakıp düşünce suçlularını tutuklu yargılayan Adalet'e kızıyoruz.
Ama Adalet'in adaletsizliği sadece böyle vakalardan mı ibaret?
Şu aşağıda anlatacaklarım da Adalet'in millet adına adalet dağıtmaktan vazgeçtiğinin göstergesi değil mi!
Hikaye şu:
Biliyorsunuz son yıllarda Bodrum'daki görgüsüzlüklerden biri de otellerin plajlarına kuvars tozu mermer tozu gibi şeyler sererek mercan adaları gibi bir plaj yaratmak. Böylece göze hoş görünmek.
Oysa magandalığın ayılığın daniskası.
Mercan adası istiyorsan mercan adasına gidersin Bodrum'a değil.
Akdeniz'in kendine özgü bir hali vardır ve 100 mercan adasına değişmem.
Ama öküz olunca Bodrum'da mercan adası ararsın otel yerine ahır yapanlar da bunu sağlar.
Çünkü bilirler ki öküzleri ağırlayacaklardır.
Bu rezillik ayyuka çıktığından beri Bodrum Belediyesi de bu durumla mücadele etmeye çalışıyor elinden geldiğince.
Son olarak Yalıkavak kıyısındaki bir otel işin tam cılkını çıkarmış.
Otelin plajına yasaklanan mermer tozu ve kuvars tozu dökemeyince beyaz rengi tutturmak için plaja "borik asit" dökmüş.
Haşere ile mücadelede temizlik maddelerinin yapımında camcılıkta bazı ilaçlarla kullanılan borik asidi milletin üzerinde yatacağı kumsala dökmüş.
Belki ayak mantarı ile plaja gelenlere iyi gelir ama gerisini perişan eder.
Ama önemli değil.
Çevreye zararlı imiş deniz yaşamını yok edermiş onlar zaten sorun değil.
Görüntü güzel olsun. Müşteriler tatil sonrası gider tedavi olur nasıl olsa.
Bu borik asidi sahile dökme iznini de kim vermiş biliyor musunuz?
İl Tarım Müdürlüğü.
Herhalde kumsalı tarla zannediyorlar ya da gerçekten oteli öküz ahırı.
Neyse sonuçta rezillik ortaya çıkmış konu medyaya düşmüş.
Sonrası ise tam rezalet.
Normalde halkı uyardığı halk sağlığını öncelediği ve çevreyi koruduğu için ödül alması gereken bu haberlere "erişim engeli" getirilmiş.
İstanbul'da bir mahkeme tarafından.
Bu haberler sayesinde belki rezillik düzeltilecek en azından bilinçli vatandaşın bu otele gitmesinin o kumlarda yatarak sağlığını kaybetmesinin önüne geçilecek.
Ama mahkeme öyle düşünmemiş.
Mahkeme oteli düşünmüş ve otelin kişilik haklarının ihlal edildiğine hükmederek haberlere erişim engeli koymuş.
Bunun tecavüzcüyü serbest bırakan mahkemeden hiçbir farkı yoktur.
Bu otelin yaptığı da toplum sağlığına ve doğaya tecavüzdür sonuçta.
https://www.ngazete.com/bunun-tecavuzcuyu-serbest-birakan-mahkemeden-hicbir-farki-yok-79806h.htm
================================
EZGİ MOLA: KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR
05 Haziran 2021
İpek Er'e tecavüz ettiği ileri sürülerek tutuksuz yargılanan Musa Orhan'a yaptığı sert eleştiriler sebebiyle hakkında hapis istemiyle dava açılan oyuncu Ezgi Mola İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'ni ziyaret etti.
Ünlü oyuncu Ezgi Mola geçtiğimiz aylarda sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Batman'da tecavüze uğradıktan sonra intihar eden İpek Er'e tecavüz davasında yargılanan Musa Orhan'ın tutuklanmamasına tepki göstermişti. Musa Orhan'ın avukatı da Mola'ya hapis istemiyle dava açmıştı Bir anda gündeme oturan Ezgi Mola sosyal medya hesabından yeni bir teşekkür paylaşımı yaptı.
"KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR"
Birçok ünlü ismin desteklediği Ezgi Mola İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'ni ziyaret etti. Kendisine destek veren ünlü isimler hakkında da dava açılan Ezgi Mola sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Ziyaretten bir fotoğraf paylaşan Mola "Kadına şiddet bir insan hakları ihlalidir. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'ne ve destekleyen herkese teşekkür ederim" notunu yazdı.
Ezgi Mola'nın Instagram hesabından yaptığı paylaşım kısa sürede 396 binden fazla beğeni aldı.
NE OLMUŞTU?
Oyuncu Ezgi Mola hakkında geçen yıl Batman'da intihar eden İpek Er'in bıraktığı mektupta kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu yazdığı Musa Orhan'a sosyal medyadan hakaret ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Ankara 31'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak Mola'nın 2 yıl 4 aya kadar hapsi istendi. Orhan'ın avukatı yaptığı açıklamada "Özür dilememiş ve müvekkilime gelecek on binlerce küfür ile tehdide zemin hazırlamıştır" sözlerine yer verdi.
Günlerdir sosyal medyada en çok konuşulanlar arasına giren Ezgi Mola'ya başta Hazal Kaya Atilla Taş Barış Atay Metin Uca Hasibe Eren Aslı İnandık Mahsun Kırmızıgül İlkay Akkaya Fatma Turgut Funda Eryiğit Serkay Tütüncü Sarp Akkaya Tan Taşçı Ayşenil Şamlıoğlu Rahşan Gülşan ile Selçuk Balcı başta olmak üzere çok sayıda isim destek verdi. Ancak Orhan'ın avukatı Ezgi Mola'ya destek veren ünlü isimler hakkında da suç duyurusunda bulundu
https://www.ngazete.com/ezgi-mola-kadina-siddet-insan-haklari-ihlalidir-79804h.htm
================================
'KAMU BUNU YAPABİLİR'… ORUÇ REİS'İ NEDEN ÖZEL SEKTÖR İŞLETİYOR?
Petrol ve doğalgaz dahil çeşitli arama çalışmalarında kullanılan Oruç Reis gemisinin hizmet alımı ile sismik operasyon ve işbaşı eğitimlerine takip gemisinden koruma gemisine kadar bütün faaliyetleri özel sektör tarafından işletiliyor.
05 Haziran 2021 10:16 Güncellendi: 05 Haziran 2021 10:17
İktidar Türkiye'nin deniz yetki alanları başta olmak üzere tüm denizlerde petrol ve doğalgaz dahil çeşitli arama ve araştırmalar yapmak üzere inşa edilen Oruç Reis araştırma gemisinin devlet tarafından işletilmesi yerine "hizmet alımı" ile özel sektöre "işlettirilmesini" tercih ediyor. Geminin işletiminden sismik operasyon ve işbaşı eğitimlerine "takip gemisinden koruma gemisine" kadar bütün faaliyetleri için "hizmet alımı" yolu izleniyor.
Cumhuriyet'ten Mustafa Çakır'ın haberine göre hemen hemen her alanda "hizmet alımını" tercih eden iktidar Oruç Reis için de aynı yöntemi kullanıyor. Bugüne kadar Oruç Reis için birçok "hizmet alım" ihalesi yapıldı. Süresi biten hizmet alım ihaleleri yenileniyor.
BİNALİ YILDIRIM'IN ORTAĞINA VERİLMİŞTİ
Oruç Reis Araştırma Gemisi 2 yıl önce AKP'li Binali Yıldırım'ın ortağı ve yakın arkadaşı Salih Zeki Çakır'a ait olan Oras Denizcilik Şirketi tarafından 4.7 milyon dolara işletilmişti.
İhalenin aynı isime yeniden verilip verilmeyeceği merak konusu.
YİNE İHALEYE ÇIKILDI
23 Mart'ta bu kez Oruç Reis araştırma gemisi için "takip gemisi hizmet alımı" ilanına çıkıldı. Bu işin süresi de bir yıl olarak belirtildi. 28 Mayıs'ta ise Oruç Reis'in işletilmesi için ilana çıkıldı. İlana göre geminin işletilmesi "hizmet alımı" ile yapılacak. İşin süresi 731 gün olacak. İhale 11 Haziran'da gerçekleştirilecek. İsteklilerde son 5 yıl içerisinde en az bir yıl boyunca 70 metreden veya 4 bin 500 grostondan büyük araştırma gemisi yük gemisi veya yolcu gemisi işletmiş olması şartı aranacak.
YABANCIYA DA AÇIK
İhaleye yabancı istekliler de katılabilecek. MTA son olarak 1 Haziran'da bu kez Oruç Reis araştırma gemisi için "koruma gemisi hizmet alımı" ilanına çıktı. Bu ihale de 16 Haziran'da yapılacak. İşin süresi yine 731 gün. Bu ihale de diğerlerinde olduğu gibi yerli ve yabancı tüm isteklilere açık. İhalelerin tamamı ceza ve yasaklamalarla ilgili konular hariç Kamu İhale Yasası ile Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası kapsamı dışında bulunuyor. Açık ihale usulü ile gerçekleştirilecek ihalelerde idare tarafından yeterlik değerlendirmesinde "ekonomik ve mali yeterliğe" ilişkin kriter ise öngörülmedi.
'KAMU BUNU YAPABİLİR'
Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz Oruç Reis dışında aralarında Fatih'in de bulunduğu derin sondaj gemilerinde de hizmet alımı yoluna gidildiğine dikkat çekti. Yıllardır hızlandırılmış eğitim verilerek sismik gemilerde çalışacak personelin eğitilmesi gerektiğini söylediklerine işaret eden Türkyılmaz "Ancak siyasi iktidarın polikası genel olarak bu. Her türlü hizmet dışarıdan hizmet alımı yöntemiyle gerçekleştiriliyor. 'Kendimiz yaparsak daha pahalıya gelecek hizmet alımı ile daha ucuza geliyor' savunması yapılıyor. Aslında birtakım şirketler para kazansın diye yapılıyor. Oysa kamu bunu yapabilir" dedi.
Türkyılmaz çeşitli ülkeler tarafından Türkiye aleyhine politikalar izlendiğini Türkiye'nin denizlerdeki haklarının kabul edilmek istenmediğine dikkat çekerek şöyle devam etti: "Bizi Akdeniz'de Yumurtalık Körfezi ile Antalya Körfezi'ne hapsetmek istiyorlar. Ege'de burnumuzu çıkarmamız istenilmiyor. Gerginlik olabiliyor. Böyle bir tablo karşısında gemilerimizde ulusal personelin olması daha anlamlı olur. Yabancı birileri olduğunda ticaret güvenlik gerekçesiyle işi durdurabilir 'çalışmıyoruz' diyebilir. Ulusal çıkarlar açısından gemi personelinin kendi kadrolarımız olması gerekiyor. Ancak buna yönelik hiçbir program yok. Üç gemi var dördüncüyü almaktan bahsediyorlar. Sismik sondaj gemileri olsun FSRU hizmetlerindeki gemiler olsun personelin yerli kadrolar olması gerekiyor. Bunun için de Türkiye'de kadro var işsizlik sorunu da var. Hızlandırılmış eğitimle bu sağlanabilir. "
https://www.veryansintv.com/kamu-bunu-yapabilir-oruc-reisi-neden-ozel-sektor-isletiyor
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Hurriyet olmayan bir memlekette olum ve cokus vardir.
Her ilerleyisin ve kurtulusun anasi hurriyettir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
114. HICBIR SEY MUCIZELERIN DOGRULUGUNU KANITLAMAZ
Butun tanrisal vahiylerin aciklanmasinda ve yonetiminde, bir Allah'in bilgisinden, iyiliginden, adaletinden eser bulunmadigindan sikayet edecek olsam, Alah'la bizim aramiza giren buyuk sahsiyetlerin kurnazliklari, hirslari, cikarciliklari hakkinda kuskulanacak olsam; beni temin ederler ki, kendi adina bildirimde bulunmak goreviyle yolladigi sahislari, Allah, acik mucizelerle dogrulamistir. Ancak, Allah'in kendisini gostermesi ve bizzat aciklamada bulunmasi daha kolay degil miydi? Ote yandan, bu mucizeleri incelemeye koyulsam, gorurum ki, mucize denilen seyler dogruya benzerlikten yoksun ve kendilerinin en yuksek yuce zat tarafindan gonderildiklerini baskalarina inandirmakta cok cikari olan, bazi kuskulu kimseler tarafindan aktarilmis hikayelerdir.
Inanilmaz mucizelere bizi inandirmak icin hangi taniklar gosteriliyor? Bunlara bizi inandirmak icin binlerce yildir var olmayanlarin (soz konusu mucizeler hakkinda taniklik edebilseler de) kendi hayalguclerinin saskini olmalarinda ve becerikli sahtekarlarca gozleri onunde yapilan hokkabazliklara aldanmis olduklarindan kusku duyulabilirdi. Ancak diyeceksiniz ki, bu mucizeler, bir gelenek sonucu surekli olarak bize kadar gelmis olan kitaplarda yazilidir. Bu kitaplari kim yazmistir? Bunlari aktaran ve dogrulayan insanlar kimlerdir? Ya dinleri kuranlar, ya da din kurucularin ummetleridir. Demek oluyor ki, dini islerde, ilgililerin tanikliginin istinaf ve temyizi, buna itiraz edilmesi mumkun degildir.
- - - - - - - - - - - - -
Iyi yazamiyorsan, iyi dusunemezsin iyi dusunemiyorsan baskalari senin yerine dusunur.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Gun isigina, temiz havaya, arkadasliga, sakin bir uykuya ve guzel dusuncelere inaniyorum.
VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 260 Kamu gorevinin terki veya yapilmamasi
1) Hukuka aykiri olarak ve toplu bicimde gorevlerini terk eden gorevlerine gelmeyen gorevlerini gecici de olsa kismen veya tamamen yapmayan veya yavaslatan kamu gorevlilerinin her biri hakkinda uc aydan bir yila kadar hapis cezasi verilir. Kamu gorevlisi sayisinin ucten fazla olmamasi halinde cezaya hukmolunmaz.
2) Kamu gorevlilerinin mesleki ve sosyal haklari ile ilgili olarak hizmeti aksatmayacak bicimde gecici ve kisa sureli is birakmalari veya yavaslatmalari halinde verilecek cezada indirim yapilabilecegi gibi ceza da verilmeyebilir.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder