BEŞ BİN YILLIK ORDUYA KARŞI PARALEL KUVVET...
T |
ürklerin Anadolu egemenliğine son verecek temel yasa değişikliğinden bir gün önce yazdıklarım, bugün çok daha geçerli.
Siyasal iktidarın bildik yöntemleriyle işe alınacaklardan kurulacak olan paralı asker (profesyonel) kuvvetinin varlığı artık yalnızca yorum değil, keskin bir gerçektir! Bir yıl önceki yazıyı yinelemek zorunda kaldığım için üzgünüm:
"PARALEL ORDU"
Bizi" diyor jet pilotu, "düşman değil, içerdekiler yıkıyor.
Biz vatan için canımızı veriyoruz, onlar bize hakaret ediyor!"
Pilot, acı dolu bir sesle iktidarın gazetelerinin subaylara saldırılarından örnekler veriyor.
Anlattıklarına göre iktidardakiler ordunun zafer kazanmasını istemiyorlar.
İsteseler savaşan subaylara her fırsatta hakaret ederler mi? Düşmanların yapabileceği biçimde iftiralarla yıpratmaya çalışırlar mı?
Ordu Komutanı da dert yanıyor; her gün subaylarına hakaret edilirken nasıl olup da onlardan vatan için savaşmalarını isteyebileceğini soruyor.
İktidardakiler, bir yandan subayları yıpratırken öte yandan da ordunun darbeye hazırlandığını ileri sürerek orduya karşı geniş bir cephe oluşturmaya girişiyorlar: savaşan erler ve onların aileleri komutanlara karşı kışkırtılıyor.
Bazen de yetkileri olmamasına karşın polisler, ordunun görevine karışıyor, iktidar partisinin yayın organları da subayları yetersizlikle, beceriksizlikle ve hatta dolaylı olarak düşmanla işbirliği yapmakla suçluyor.
Ara yerde de iktidar kendine doğrudan bağlı polis kadrolarını genişletiyor.
Ordunun görevleri taksit taksit polise devrediliyor.
Orduyu yıpratmanın tek amacı var: Devlet düzenini kökten değiştirmek için siyasal iktidarın emrinde yeni bir ordu kurmak, çünkü ulusal geleneklere bağlı subaylar yönetimindeki silahlı güç, köktenciliğin karşısındadır.
*
Yukarıdaki satırlarda ordunun ve iktidarın kimliğini bilerek vermedim; çünkü İran'da ordunun bir-iki yıl içinde iğdiş edilme yöntemi pek tanıdık geldi.
Son yıllarda birçok insan "Olur mu? Savaşan orduya bu yapılır mı?" diye yakınıp duruyor.
Saldırganların ordu yöneticilerinin yetersizliğinden, dirayetsizliğinden güç aldığını ya da birkaç kendini bilmez medyacının bireysel kinlerinin eseri olduğunu düşünenlerse çoğunlukta.
Ne yazık ki en hayâsız saldırıların, İran-İslam düzeni meraklısı yayın organlarından gelmesi de kimseyi uyandırmıyor? "Demokrasiye ve hukuka" ve Amerika ile ortak değerlere bağlı The General(ler) de "simetrik-asitmetrik" ya da "psikolojik" savaş açıldı, diye sızlanıp duruyorlar!
The General(ler) ya oyunun tam içindeler ya da saldırıların öyle "psikolojik" ya da "asimetrik" sözleriyle açıklanamayacak bir boyutu olduğunu; bağımsızlıktan yana bir ordu yerine sözde "inanmışlar ordusunu" geçirme hedefine gün be gün yaklaşıldığını görmüyorlar, belki de görmezden geliyorlar!
Ayılmamakta direnenler, Anglo-Amerikan akademisyenlere, Pentagon paşalarına, emperyalizmin borazanı yazarlara kulak vereceklerine, bir zahmet edip İran'da uygulanan yöntemleri kaynak yapıtlardan öğrenseler iyi olurdu; çünkü Ilımlı-Ilımsız, uyumlu Müslüman devrimciler, çok iyi ezberledikleri yöntemle her geçen gün ilerliyorlar.
Şimdi şu yazdıklarıma "Yine komplo teorisi" diyenler, Molla-Demokrasisi yoluna döşenen birer taş olduklarını ayrımsadıklarında da sızım sızım sızlanacaklar.
Her neyse, biz İran ordusunun sonunu anımsatalım: Allah'ın Ayeti İmam Humeyni, "Bu ordu haindir!" fetvasıyla İran devletinin binlerce yıllık ordusunu bitirmiş; Irak savaşından sağ çıkabilen savaşçı subayları içeri tıkıvermişti.
*
Günümüzde belirleyici olan kişi, Anglo-İslamcılığına yakın olan mıdır? * Olabilir, ama yöntem Tahran pasdaranlarından alınma!
*Ayrıntılar için Ortağın Çocukları 2. ve 3. Basımlardan yararlanılabilir.
11 Eylül 2010
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kitap insani, insan dünyayi degistirir. Hekimoglu ismail
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder