29 Temmuz 2011 Cuma

EMASYA'dan FETASYA'ya geçiş. Fw: PKK kampları ( WEP Sayfasınsdan alınmıştır)

 
FETASYA YAPILANMASI
 
EMASYA'dan FETASYA'ya geçiş.


Siyasallaştırılan FETASYA

Uzunca bir süredir milleti sindiren sivil dikta, aklı sıra şimdilerde son darbeyi vurma hazırlıkları yapıyor.
Ramazan'da erken seçim olacak ise (O tarih için yazmıştım-Ocak 28, 2010), AKP gidici olduğunu bildiğinden birçok şeyin örtüsü olarak artık türbanı kullanamayacağını, milletin bunu yemediğini anladı.

Çırpınış yaşıyor ve yeni kurtarıcı olarak ta DARBE çığırtkanlığı yapması bundandır.


İnsan en çok hangi yönü zayıfsa o yönünden bahsedermiş.
AKP'de millet, vatan, yöneticilik gibi konularda bilgi sahibi olunamadığı, olanların ise ulema kökenli olduğundan iflas ettiği için, kurtuluş reçetesi olarak darbeyi görmüş olduğunu millet artık görmeye başladı.


Neyse ki iyi kötü TSK' da bu durumu idare etti.

Şimdi millete sürekli sokuşturulan bir konuya da açıklık getirelim.

Meşhur EMASYA.

Darbeciliğin yolunu açtığı iddia edilen olgu.

Neden böyleymiş?

Gerekçe, askerin toplumsal olaylara el koyma yetkisi alabileceği, bu yetkinin korkutuculuğunun olması imiş.

Peki, ne zamandan beri varmış bu?
Kalubeladan beri mi?

İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun bir icraatı olduğunu pek söylemezler.

Peki neden?

3.Yılmaz Hükümeti İçişleri Bakanlığından sonra AKP'ye geçmiştirde ondan.

Yahu asıl darbeci sizmişsiniz, darbe severleri hemen kaparmışsınız da haberimiz yokmuş desenize.

Vay anam vay.

Peki, Başesgioğlu bunu yasa dışı bir şekilde mi imzalamış?
Elbet ki hayır.

Tayyip efendinin arada bir Özal'a methiyeler düzemesinin altında yatan sırra bakacak olursak durum anlaşılır.

Özal ve şürekâsı zamanında yobazlık, yoksulluk, çadırlarda vatandaşı besleyerek susturma, evlerine dağıtılan torbalarla aldatma ülkede haddini aşmış, cemaatler parlak dönemini yaşıyordu.

Haliyle TSK' da İrticanın(_ki hala öyle)en büyük tehlike olduğunu düşünerek Özal'ın şürekâsı saydıklarıma bu protokolü imzalatmışlardı.

Yine bu iç güvenlik doktrinini(protokol diyelim) bazı yasalar dayanak gösterilerek hazırlanmış, imzalanmıştı.

Elbet ki tehdit salt irticai faaliyetlerle sınırlı değil, etnik milliyetçilik unsurları(Ör;Bölücü-Kürtçülük)bunlardan bir diğeri idi.

Örneğin Özal'ın meşhur "Ben de Kürdüm, ben de Müslüman'ım" demesi bunların yansıması idi.

Bu sözü duyunca, okuyunca ister istemez Burhan Altıntop karakteri aklıma gelir.
"Bende Nişantaşı çocuğuyum, ben de üniversite mezunuyum..."

Tabii ki ABD'nin Altıntop'u, altın çocuklarını, altın bürokratlarını da o yıllarda görmüştük ve her şeye alışmamız gerektiğini ise "alışırsınız, alışırsınız" sözleri ile beynimize gömüyorlardı.

O günlerde yaşayanların bildiği gerçeklerdir bunlar.
 
O doktrin bunun için oluşturulmuştu, bunun dışında ise, doktrin doğal afetler, çok büyük ölçekli toplumsal isyanlar gibi vukularda, Polisiye tedbirlerin yeterli olmaması durumunda Valinin isteği ile duruma müdahalesini ön görüyor.
 
Eh ne var bunda diyeceksiniz.

Tabii ki gayet normal.

Ancak sulandırmak istedikleri konu şu.

1-Milletin beynini yıkama operasyonu.
2-F tipi Polis gücünü, ağır silahlarla donatarak her şeyin üstünde güç haline getirecekler.


EMASYA, buna yasal engelidir.

Bu 2.durum ise onları korkutmaktan öte,ağır silahlarla donatılmış karşı ordu kurulmasının önündeki en büyük engeldir.

Yani Fethullah'ın ordularının önündeki en büyük engeldir.

Aynı zamanda  Nizam-ı Cedid ordularının kurulmasına da en büyük engel teşkil etmektedir.

Sultan dediler ya adama, kendini gayri III. Selim zannediyor.
Başbuğ'u da Kabakçı Mustafa ile karıştırıyorlar.

Neyse, TSK'yi kendilerinden üstün güç durumunda görmeleri, onların her hamlesini baltaladığı için şimdilerde bu hamleleri yapmaya çalışıyorlar.

Peki, EMASYA Protokolünü iptal ettiler diyelim.

Yerine ne getirecekler?
Hiç bir şey mi?

Yanılıyorsunuz.

Artık kendilerini güçlendirecek, TSK'nin üstünlüğünü sonlandırabilmek, yeni bir güç oluşturma çabalarını bir dizi protokollerle destekleyeceklerdir.

Bana göre bazı örneklere bakalım.

DARASYA(Darbenin sivilleşmesi için asayiş yardımlaşma Protokolü)
YANASYA(Yandaş darbe asayiş yardımlaşma Protokolü)
FETASYA(Fethullahçı darbe asayiş yardımlaşma Protokolü)

Adamlar yıllardır Fethullah efendilerini yurt dışından getiremiyorlar.
Humeyni nasıl Fransa'dan geldiyse, bunlar da ABD'den aynı şekilde getiremediler onun sıkıntısı had safhada yaşıyorlar.

Burada bir hatırlatma yapayım.
Kara çarşaflı kadınları en öne koyduk.
Böylece askerler orada olanların kim olduklarını bir türlü anlayamadılar.
Belki kız kardeşi, belki annesi, gibi şüpheye düşmelerini sağladık ve İran ordusu bu nedenle müdahale edemediler.
http://ahmetdursun374.blogcu.com/turban-karsitlari-neden-kaybediyor/2984564

Sizin kara çarşaf kullandırmıyor oluşunuz da darbeci olmadığınız, teslimiyetçi olduğunuz anlamına mı geliyor?

Neden mi?
Şu sözler size bir şey ifade ediyor mu?
"Ben Ankara'da, Amerika'nın İslam'la savaşmadığını ve hiç bir zaman da savaşmayacağını açık bir şekilde ifade ettim".

Bunu ikinci bölümde izah edeceğim.

Millet de uyanmaya başladı.
Bir daha bu fırsatı da yakalayamayacaklar.

Sıkıntı büyük.


Yasallaştırılan FETASYA

Peki, AKP'li vekilin imzaladığı EMASYA hangi yasaya göre imzalanmıştır?

1982 Anayasasında en az 55–60 kadar madde milli güvenlik vurgusu yapıyor.

Bu darbe anayasasının sivil olmadığının da bir kanıtıdır, o ayrı bir konu.
Fakat o zamanda güvenlik vurgusu elbet ki darbecilerin güvenliğini ön planda tutmaktaydı.

Yani cunta anayasasındaki güvenlik vurgusu, aslında cuntanın korunması ile ilgili vurgudur.
Fakat milli güvenlik vurgusu şeklinde işlenmiş oluşuna itiraz etmekteyim.

Yapılmış darbeyi yargılayamayanların, yapılması olasılık dışı darbe planlarıyla uğraşmasının altındaki yansımaların bu şekilde olmasının sırrı da burada gizlidir.


Peki, anayasa değiştirilecekmiş. Birçok maddesinin dışında neler değiştirilmelidir?

Örneğin, İller İdaresi Kanunu.
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/938.html
Özellikle 11.maddesinde, vali gerekli gördüğü durumlarda askeri birimlerden yardım isteyeceğine bakınız.

Bu isteğin ne şekilde tanzim olacağına ilişkin protokolün adı EMASYA'dır.

Bu protokolün özellikle 9.maddesi bunların ateş aldığı yerdir.
Yani asker gerekli görürse validen izin almadan devreye girer anlamının çıkartıldığı bölüm.
Bütün kıyamet buradan kopuyor.

Peki neden?

Adamlar iddia ediyor, diyor ki;
Yahu asker valiye güvenmiyor mu? Olur, mu böyle şey?

Sen valilerini devletin valisi değil de AKP'nin valisi, kömür valisi gibi kullanırsan,ellerine torbaları verip kapı kapı dolaştırır, bunu da gözyaşlarının arkasına saklayıp, mağdur edebiyatı ile vatandaşını kandırırsan elbet ki askeri kandıramazsın ve güven kalmaz.
Valiyi ilk mektep mezunundan atayabilir özgürlüğün olsa dahi, vali olduktan sonra partinin değil, devletin valisi olur.

Aslında bu konular 2001 yılında gündeme yine gelmişti. Fakat sonuç alınamamıştı.
Tabii o gündemde tek konu, toplumun bu protokol ile askeri vesayet altında alınabileceği konuşulmuş idi.

Peki efendiler,
Askere tabi olmaktan neden bu kadar tırsıyorsunuz?
Bir kuyruk acınız mı var?

Türkiye'nin ordusu ne kadar güçlü ise, dış dünyadaki itibarı da o denli büyük olacak değil midir?

Yok olmaz, doğuda Kürdistan kurabilmeniz, ülkeyi doğu Türkiye, batı Türkiye diye bölmeniz için TSK'nin eli kolu bağlanmalıdır.

Çünkü şimdiye kadar gelen tüm hükümetler kasıtlı olarak doğuyu güvenlik, ekonomik, kültürel anlamda sorunlu bölge haline getirmiş, fırsat eşitsizliği yaratmıştır.

Hem de el birliği ile.

Doğulu kardeşim, en fazla TSK'nin çabaları ile bu farkı kapatıyordu.
Tabii ki bunun da engellenmesi lazım.

Çünkü TSK orada güçlü olduğu sürece bir türlü doğu-batı Türkiye olarak bölemediniz.

Sıkıntınız budur.

Öyle ise hazır zemin de oluşturulmuş iken, TSK' ya darbe yapmış iken, kafasını kaldırmadan, acilen ezmek gerekecektir.


Anayasa dâhil olmak üzere tüm tali yasaları da değiştirseniz bile; unutmayınız ki Türk halkının son ferdini de yok etmedikçe bu oyununuz tutmayacaktır.

Çünkü bu millet, doğarken asker doğar.

Başka ülkelerin orduları ile karıştırmamanızda sizin açınızdan hayır vardır.

Dünyanın neresinde ordusunu yıpratan başka bir hükümet görebiliyorsunuz?
Dünyanın neresinde ordusunun danışmanlığına gerek duymayan hükümetler gördünüz?

Mesela Pentagon.
Tamamen devletin ta kendisidir.
Öyle ucuz hikâyelerle ABD'de asker konuşmaz palavralarını belki yeni yetmelere yutturabildiniz.
Fakat bundan sonra onlar da artık yemiyorlar.

Dünyanın başka hangi yerinde Türkiye'nin yaşadığı bölge kadar sorunlu bir yer daha var?

Güvenlik söz konusu olduğunda bu palavralarınız işlemez efendiler işlemez.

Altı üstü kıçı kırık bir protokoldür.
Açarsın sivil denetime olur biter.

Bir bardak suda bir bardaklık fırtına kopar, o da çabuk diner.
Tanrı korusun İhanet, yine ortada kabak gibi kalıverir.

Mazlumu seven bu halk, haini hiç bir dönemde sevmedi.


FETASYA'nın iktisadi ayağı

Bu konuyu işlerken parti bağlamında çok detaya gerek duymuyorum.
Hangi esnafın, hangi camiye gittiğine, hangi cemaatin kimlerden alış veriş yaptığına, partiye yapılan parasal katkıların kimlerden, hangi kaynaklardan geldiğine bakmak yeterli olur.

Biz parti bağlamında değil, ülke bağlamında biraz inceleyelim.


Özellikle şu fonlara bir göz atalım.

Güneydoğu fonları var, oraya giden fonlar.
Harcama şekline karar mercii kim?

Valiler.

Peki, harcamaları kim yapıyor?
Bölge-asayiş komutanları.

Peki, siz ne yapıyorsunuz?
Torba kömür, buzdolabı vs... lerle bu dengeleri alt üst ediyor ve asayişe karşı doğuyu kışkırtıyorsunuz.
Asayişin bozulması için elinizden gelen desteği veriyorsunuz.

F tipi polislerde orada PKK sempatizanlarına sevgi gösterisinde bulunuyor, ancak hak arayanları sopayla seviyor.

Peki, valilerin elinden yetkiyi kim aldı, biz vatandaş mı, grev yapanlar mı?
Bunlar zihniyet sorunundan kaynaklanmaktadır.

AB' fonlarının kolayca PKK destekçilerine ulaşmasının, bu amaçla yasal boşluklar yaratılmasının altında yatan sebeplerin sorumlusu TSK'mi?

Ülkeyi ayrıştırmayan politikalar ve ekonomik durumlar ortaya koyar iseniz asker geri çekilecek ve normal yaşamın önünü açmış olacaksınız.

Siz daha batıdaki ekonomiyi baltalamaya çalışırken nasıl olup ta doğunun ekonomisini düzelteceksiniz.

Ağalık düzenini neden kaldıramıyorsunuz?
Kaç tane ağa vekiliniz var? Kaç bakanınız ağa dır?



SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU çıkartılmıştı.
Bu kanun ne kadar doğru uygulanmıştır?
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/739.html

Bu kanun sizlere kömür torbalarını dağıtma iznini, üstelikte seçimlere yakın olsun şeklinde mi veriyor?
Peki ya dini duygularınız o kömürleri alanları milyonlara lanse etsin,rencide etsin mi diyor?
Hangi ılımlı vicdan, din bu?

Kömür soygunu, bu hesabı kim soracak?
<http://www.dailymotion.com/video/xbu57w>

CHP Mersin vekili İsa Gök'ün 23. Dönem 2. Yasama Yılı
121. Birleşiminde (24 Haziran 2008 Salı günü) yaptığı konuşmasında diyordu ki, "Gecekondulara hizmet götürülmesini yasaklayan Türk Ceza Kanunu'nun 184'üncü maddesi vardı, yasak getirildi. Ama olmaz! Niye? "AKP seçime gidiyor, yasağı kaldıralım. Yani ruhsatsız yerlere hizmet götüren belediye başkanlarına ceza veren maddeyi değiştirmek lazım."

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_g.birlesim_baslangic?P4=20197&P5=B&page1=33&page2=33
Buna ne yanıt verilmişti hatırlayabiliyor musunuz?

Dün valilerinize verdiğiniz talimatlar acaba yeniden seçimin ülke gündemine geleceğini mi işaret ediyor göreceğiz.

Beşer şaşsa da bazıları unutmuyor.

Cemaatlerin beslendiği bataklıklar, sizlerin de beslendiğiniz bataklıklar olduğu için, körlerle sağırları oynamak işinize geliyor.

Esnaf ve küçük sanatkârları neden yok sayıyorsunuz?
Onları yok eden yasa maddelerini neden kaldırmıyorsunuz?
Büyük mağazaların kuruluş ve faaliyetlerini izne bağlayan yasa taslağı neden hala TBMM'den çıkmadı? Yoksa ben mi farkında değilim.

Hangi büyük marketler sizi tehdit ediyor?
AYRINTILARI İLE YOLSUZLUKLAR
http://ahmetdursun374.blogcu.com/akp-ayrintilari-ile-yolsuzluklar-1/1977427

Perakende ticaret ile Esnaf ve Sanatkârlık hizmetlerinin düzenlenmesi neden hala yapılamıyor?
Esnaf ve Küçük sanatkârların sosyal güvenlik destek primi kesintisi neden kaldırılmadı?

3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 30.maddesini etkisizleştirerek neden mesleki eğitim sistemine darbe yaptınız?

Geçenlerde haksız rekabet palavraları ile kimleri savunan uygulamalara imza attınız?
Peki, o haksız rekabet ise, aynı meslek dallarında çalıştıkları halde Esnaf-sanatkârlar ile TOBB üyeleri arasında üye kaydetme karışıklığına sebep olan 5174 sayılı TOBB Kanununun 102. maddesi neden hala umurunuzda değil?

Hamd olsun Tekel işçisinin satış anlaşması tamamlandı.
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=9162.0

Esnaf ve küçük sanatkârların etkin olarak Kredi ve teşvik sistemlerinden neden yararlandırmıyorsunuz?

Gemicik sahiplerine tanıdığınız imtiyazları(ÖTV’siz akaryakıt) esnaf ve sanatkârlara mesela en azından taksilere de tanısanız eliniz mi kırılır?

Tabii ülkedeki fakir sayısını artırın ki FAK-FUK-FON(SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK FONU)eliyle daha çok oy toplayabilin.

Siz bozacı, valilerinizi de şıracı yaptınız ya helal olsun.
Bu millet size hala oy verirse onlara da helal olsun.

ESNAF VE SANATKÂRLAR MESLEK KURULUŞLARI KANUNU
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1502.html

Yasa dışı çalıştırarak valilerinizi devletin valisi olmaktan çıkartıp, kömür valisi haline getirmediniz mi?

Neyi çözdünüz bu ülkede de tutup DARBE yapacaklar diye korkuyorsunuz ki?

Zaten darbeyi siz yapmadınız mı?

Yine o korktuğunuz darbeciler sizi iktidar yapmadı mı?

Hangi darbeden korkuyorsunuz?
Yüce Türk halkının darbesinden mi, ABD'nin cevazı ile yapılması ön görülen darbeden mi?

Yukarda değineceğim dediğim o söz kime mi aitti?
Obama'dan korkmak için nedenleriniz olabilir.

Örneğin Obama'nın şu sözleri sizi aldatmasın.
"Ben Ankara'da, Amerika'nın İslam'la savaşmadığını ve hiç bir zaman da savaşmayacağını açık bir şekilde ifade ettim"

Onun adı Obama.

Kendi vatandaşlarını dahi gözünü kırpmadan katleden yöneticilerin olduğu ülkenin, atanmış başkanı.
Obama'ya güvenebiliyorsunuz ancak halkınıza güvenemiyorsunuz öyle mi?
Oysaki ABD'de başkanlar seçilmez, atanırlar.

"Bir adama 40 gün deli derseniz deli olur" der eskiler.
Siz atasözlerini, şiirleri pek bilirsiniz ancak ne hikmetse bu sözü bilmiyorsunuz?
Gerçekten bilmiyor olabilir misiniz?

40 gün dolmak üzere, aman dikkat.
40 gün deli derlerse adam delirirmiş.

Siz ve şürekânız 30 gündür ısrarcı bir şekilde DARBE diyorsunuz.

İnanmaz iseniz altta bazı konuşmalara bakınız.

Tanrı bu vatanı her türlü darbe ve darbecilerden korusun.

Ha... Sahi,İstanbul başkent oluyordu ne oldu? Sözünüzden döndünüz mü?


28 Ocak 2010

Ahmet Dursun

NOT: Bu yazıda bahsedilen bazı yasaların, yazıyı daha anlaşılır hale getirilmesi için kaynakları verilmiştir.

Bakınız...

EMASYA Protokolüne dayanak oluşturan 10 Ekim 1984 tarihli 3056 Sayılı Kanun, 19 Ekim 1984 tarih ve 18550 sayılı Resmi Gazete.
http://www.ihb.gov.tr/mevzuat/3056_sayili_kanun.doc
---
EMASYA Protokolü,5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinin uygulanmasına dayanak oluşturması.
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/938.html
----------
Daha önce bahsi geçen Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 10(c)maddesi

İç güvenlik doktrininin uyumlu olduğu başka yasa.

JANDARMA TEŞKİLAT, GÖREV VE YETKİLERİ KANUNU
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/603.html
----
JANDARMA GENEL KOMUTANININ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI 10-c
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20109.html
--------
ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİNE DAİR KANUN
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1381.html

Başlıca yararlanılabilecek adreslerdir.

Ayrıca EMESYA hakkındaki bazı ilginç görüşler...

EMASYA Önder Aytaç
<http://www.youtube.com/watch?v=8s7Pwo6cmw8#>
----------
BALYOZ kılıfı EMASYA kaldırılmalıdır.
<http://www.youtube.com/watch?v=vJtTj301-Co#>
--------
Hükümet pat diye kaldırabilir
<http://www.youtube.com/watch?v=9B9c4NE_rFA#>

Bütün bu yazıdan sonra hala Tayyip beye hak verenler,lütfen ZEKÂ düzeylerinin ne durumda olduğuna, nasıl kullandıklarına bir baksınlar.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Kişilik, Huy ve Psikopatoloji-Kişiliği oluşturan kavramlar bölümünde ZEKÂ yı nasıl tanımlamışlar?

Zekâ hem yapısal hem de öğrenilmiş ve sosyal özellikleri taşıyan ve kişiliği etkileyebilen bir faktör dür.

Schultz veSchultz 1998
http://www.rchponline.com/_dergiler_/RCHP_sayi4_tr.pdf
***************
Erken seçim Ramazan'da
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=9241.0
***************
KOBİ'ler/Türkiye'ye verilen hibelerin sektörel dağılımı.
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=9255.0
*****
EMASYA EMASYA diye başımızın etini yediler.
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=4827.msg16441#msg16441
******
EMASYA protokolü....
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=4827.msg16442#msg16442


28 Temmuz 2011 20:45 tarihinde Ergun Ozgen <ergunozgen@superonline.com> yazdı:
 

 
 
PKK  Kamplarının bulundukları arazi kesimine ait uydu ve  Hv. fotoğraflarının bazıları ekde sunulmuştur.... Görüleceği üzere,  bu coğrafyanın   harekat ve manevra alanlarını  sınırlayıcı   olan özelliği  oldukça dikkate değerdir... Askeri yönden zorluklar içeren bu alanda görev almış olan  birliklerin ise  dağ komando özelliklerini  taşıyan eğitimlerden geçtikleri bilinmektedir...
 
Son günlerde, bu bölgelerde  Emniyet Teşkilatına mensup   Özel Görev  Birliklerinin  yer   alacakları  da medyada izlenmektedir..
 
Bu bağlamda, bu özel görev kuvvetlerine ağır silahlar kapsamında  Havan, Obus, Roket vb. ateş unsurlarının verileceği de  yorumlarda yer almaktadır....
 
Bilindiği üzere, bu vasıftaki ağır silahların  kullanılmalarında  çok ciddi  Ateş İdare  Merkezi eğitimlerinin de sağlanmış olmaları gerekmektedir...
 
Polis teşkilatımıza ait, " birey veya  ateş ve manevra timi "düzeyindeki özel harekat  eğitimlerinin  bu bağlamda yeterli görülmeleri kabul görüyorsa, karmaşık bir harekat yapısında  yürütülecek olan  arazi  operasyonlarında ön gürlen hususlar   bazı soruları da  akla getirmektedir...
 
Bu  muharip ünitelerin herhangibir çatışmada, ellerindeki ağır silahları kullanmaları gerektiğinde Ateş İdare Merkezlerini kim yürütecektir?.
 
Diğer yönden  ağır silahların değişik yönlereden ateş desteğini talep etmeleri gerktiğinde, bu  timlerim muhatapları  hangi kademeler olacaktır?
 
Hava desteği gerektiği zaman, bu timler, hangi kademelerden bu desteği talep edeceklerdir ?
 
Bir yerden  bir yere kuvvet kaydırma gerektiği ortamda sevk ve idare sorumluluğu hangi kademede olacaktır?...
 
Kuvvetlerin tek elden ve tek merkezden kullanılmaları harbin olmazsa olmazları içindedir.... Bu bağlamda kuvvetlerin  sevk ve idare  hizmetlerinde bu sorumluluk ne şekilde düzenlenecektir?
 
İl idaresi yasaına göre esasen  ön görülmüş olan EMNİYET VE ASAYİŞ PLANI  "EMASYA" göre,  görev yetki ve sorumlulklar yönünden  bazı çözümler getirmişse de son dönemde  bu konu da tartışmalara konusu olmuştur... Ayrıca, uydu fotoğrafları da dikkate alındığında  görev alanları birkaç ili içine almaktadır....Bu da sevk ve idarede bölgesel durumda yetki düzenlemelerini zorunlu kılacağından, Emniyet Özel Görev timlerinin sevk ve idaresinde bu durum  ne gibi sorunlara neden olabilecektir?
 
Konu ne şekilde ifade edilirse edilsin  kuvvetlerin kullanımında esas olan bütün kuvvetlerin bir  müşterek karargah içinden ve   tek merkezden yürütülmesinden geçmelidir..
 
90 lı yılların başınadn itibaren   PKK  ile yürütülen mücadele hatırlandığında  ALAN KONTROLU üzerinden yürütülen  operasyonlar soncu  2002 yılına gelindiğinde  yıllık şehit sayısının  6 ya düştüğü ve PKK nın marjinelleştiği görülmüştür..... Bu tarihten sonra dış  müdahaleler  AB normları vb.  gibi sürece  müdahil olan baskılar hatırlandığında ise  konu bu güne taşınmıştır...
 
"2002 yılı  6 şehit" , "2003 yılı 31 şehit ", " 2004 yılı 75 şehit ",  " 2005 yılı 105 şehit " , " 2006 yılı 111 şehit " , "2007 yılı 146 şehit ", " 2008 yılı 171 şehit ", " 2009 yılı 135 şehit ", 2010 yılı ilk altı ay 77 şehit".....konu, olup kıyaslama bakımından sunulmuştur...
 
Zayiatın düştüğü yıllar TSK'nın ALAN KONTROLU üzerinden  arazide mutlak denetimi   sağladığı  ve bölgedeki bütün  kuvvetlerin de TEK MERKEZDEN  sevk ve idare edildiği  bir döneme ait aittir....
 
Polislerimiz de  Mehmetciklerimizdir....Yurt savunmasında  şehitlerimizin   askeri , polisi , sivili olmaz....  Yalnız bilinmelidir ki, Harp Prensiplerinin yazılışında mürekkep kan olmuştur....Kısaca, gene askeri ibr deyimle  YIĞINAKTA YAPILAN HATA ,HARBİN SONUNA KADAR DEVAM  EDER  ilkesi her koşulda olduğu gibi bu süreçte de  akıldan çıkarılmamalıdır.... 
 
Ekde sunulan arazi koşullarını gösteren uydu fotoğraflarının  ifade edilen hususlar kapsamında tetkik edilmesinde yarar  olacaktır....
 
 
 
 
 



--
Bilginin arşivlendiği adresler.
*********************************
http://ahmetdursun374.blogcu.com/

__._,_.___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder