23 Temmuz 2011 Cumartesi

Re: AW: [ISRATURK] POLITIK - Erdal Sarızeybek Yazdı: SANIRIM BİZİ TEHDİT EDİYORLAR, HEM DE SAVAŞLA

Aman haaaa yanlış olmasın, benim dediğim aşağıdadır.
Ben Kürtlerin hepsi de yalancıdır, sahtekardır demedim..
Konu bir kez daha açayım...

"Ama ben hayatımda Kürtler kadar yalancı, sahtekar bir millet görmedim.
Misal Yahudiler için hesaptan anlar, kurnazdır demiyor muyuz?"


Bakın misali de Yahudiler üzerinden vermişim.
Peki ya hesaptan anlamayan, kurnaz olmayan, safiyane elindekini tutamayan, memur zihniyetli Yahudi yok mudur hiç?
Mutlaka vardır. Bu cümlenin üzerine bir sürü gurup üyesini atlamasını bekliyorum doğrusu.

İşte aynı şey. Kürtler arasında da dürüst, mert, sözünün eri, prensip sahibi insanlar yok mudur?
Vardır mutlaka.
Benim tahminim bu insanlar yaşanan tepişmelere dayanamıyarak batıya göç etmiş durumda.
Malum, sel gider kum kalır.
Geride kalan insan sermayesi de ortada.

Biz şimdi bir genelleme yapmışız. Bilirsiniz, istisnalar kaideyi bozmaz.
Yukarıdaki tesbit ise benim tesbitimdir. Sizin de başka bir tesbitiniz olabilir.

Benim bir tesbitim daha vardır.
Eğer dünyanın cehalet(ilkellik) kutubunu tesbit etmeye kalksaydık.
Burası Afganistan civarında bir yer olurdu.
İşte bu cehalet kutubundan doğuya, batıya, güneye, kuzeye ne oranda uzaklaşırsanız medeniyet katsayısının adım adım arttığını göreceksiniz.
İşte bizim ülkemizde de aynı teori geçerli, doğudan batıya attığınız her adımda medeniyet katsayı artacaktır.
Malesef Kürtlerin çok oldukları bölgeler işte bu şablona da uyar..

Burada cehalet derken okur yazar olmayı kastetmiyorum, mental, ahlaki çukurluktan bahsediyorum.
Konuyu biraz daha açarsak:

İlkel insan, fikir yürütmez, düşünmez, hisseder, duygularıyla hareket eder.
Malum duygular, sürüngenlerden itibaren memelilere kadar olan canlıların ilkel düşünme mekaniğidir, bir tür düşük seviye akıl mekaniğidir.
Misal, doğunun insanınına bağırarak iltifat etseniz, anlamaz,  kavga etmeye kalkar,
Ama gülerek, sırtını sıvazlayarak isterseniz ana, avrat söver, elindekini avucundakini gönül rızasıyla alırsınız.
Misal, İnek Şaban, Şener Şen filimlerinde doğunun insanı için eşşeoğlusu iltifat anlamı taşır, ama gülümseyerek, yavşayarak söylenmesi şarttır.
Aynen İnek Şaban'ın yaptığı gibi...
Tam tersine kabadayı, hasmına son derece nazik girer, misal "Bak güzelim, bak hayatım, canını sıkarım, üzerim seni!...! diye karısına dahi yapmadığı kadar sevecen kavgaya kalkışır.

İlkel insan pohpohlanmaya karşı çok hassastır. Çok çabuk kanar. Bazen kendi attığı yalana kendisi de inanır.
Misal bu gün doğunun en ücra köylerinde bile herkes ağadır, şeyhdir, asildir, prensdir, seyyitdir.
Ama bir tane bile maraba çıkmaz. Bu gün maraba olanın ataları mutlaka asildir, ama adamım kaderin bir cilvesi sonucu düşmüştür.
Bu milletin atalarından birisinin bizim soyumuz peygamber soyudur demesi yeterlidir. Ondan sonra gelen herkes artık gönül rahatlığıyla Seyyit lakabını rahatça kullanır.
Her taraf türbedar, doludur, ayni sahabenin bir sürü kabri vardır.

İlkel insan duygularının esiridir, onları kontrol altında tutamaz.
Misal bir kişi öldü, şehit oldu batıdaki şehit babası sigarasından derin bir çeker "vatan sağolsun" der köşeye yığılır.
İlkel insan ise kendini yerlere atar, üstünü başını parçalar, ona buna saldırır, bağırır, yaygara yapar.
Düğünlerde efendi efendi yemeyi içmeyi bilmez, o kadar neşelenir, mutlu olur ki, kendini kontrol edemez, illa ki, silahlar atılır, ve illaki üç düğünden birinde gelinle damat zifafa giderken iki de konuk mezara defnedilir.
Her derbi maçtan sonra Anadolu'nun bir çok kasabasında aklı başında insanlar sokaklardan çekilir, çoluğunu çocuğunu evlerin camlarından uzak tutar.
Bunu kültürel bir özlellik sanmayın, İrana, oradan Afganistan'a geçtikçe bu hallerin derece derece arttığını göreceksiniz.

Akıl, fikir, hesap kitap işlerinde o kadar zayıftır ki, bazen en olmadık tezatları görüp, yıkılırsınız, sinirleriniz boşalır.
Misal neredeyse bütün dinler homoseksüeliteyi kötülemişken, hani şu şeriatıyla meşhur Afganistan'da hali vakti olan erkekler AŞNA(gey / neşeli sevgili) tutar, ve bu toplumda hiçbir tepki görmez.
Halbu ki, sokakta tekbaşına yürüyen, ya da nikah düşen bir başkasıyla görülen kadını recmetmekte son derece rahattırlar.
Yanlış anlaşılmasın, homoseksüellere karşı bir husumetim yok, sadece bunlar büyük tezatlardır.
Aynı tabloyu bizim G. Doğu'muzda da görürsünüz.

Türkiye genelevlerinde bir sosyal çalışma yapılsa görülecek olan şudur.
Kadınların büyük bölümü, namus yüzünden aile meclisleri kurulan, vahşi cinayetlerin işlendiği bölgelerdendir.
Neden mi? Aile rızasına karşı gelen kadını her durumda en iyimser ihtimalle hane dışına attıkları ve yapayalnız bıraktıkları için.
Türkiye'de bir Rum, bir Yahudi, bir Ermeni hatun fuhuş yapıyorsa bunu para için yapmaz.
Yapsa yapsa keyif için yapar.
Çünkü cemaati her zaman bir destek verir. hatun hayatının her döneminde bulunduğu ortamdan kurtulabilme şansına sahiptir.

İlkel insan severken öldürür, bilinçsizdir.

İlkel insan hesabı, kitabı, fikir yürütmeyi, düşünmeyi bilmez, bunları ilahi bir şeyler zanneder, bu nedenle tanrıların işine karışmaktan uzak durur.
Bilim anlamı taşıyan her şeyin ürünlerini kullanır, ama kendisi bu işlerden uzak durur.
Misal ülkemde en çok bilgisayar kullanalar yine Fitnebaz cemaat üyeleridir.

İlkel insan için prensipler, hak, hukuk sadece bildikleri, ve yerine göre kullandıkları içi boş kelimelerdir.
Bu gün kendisi için yaşam hakkından ortalığı yıkan, yarın göz kırpmadan bir sürü insanı doğrar.
Esas olan güçtür, ve kendi kazanımlarıdır, menfaatidir.
Bu anlamda ahlaksızdır da. Burada kötü ahlaka sahip olmayı kastetmiyorum, tamamıyla şöyle ya da böyle ahlakın yokluğundan bahsediyorum.
Misal ilkel insan dilediği gibi sokağa balgam atmak ister, ama ister ki, kimse onun önüne yerine tükürmesin.
İlkel insan diğer bütün kadınları kendi helali görür, ama ister ki kimse kendi karısına kızına yan gözle dahi bakmasın, itibar etsin.
İlkel insan arabasını dilediği gibi, dilediği yere park etmek ister, ama ister ki, kimse onun dükkanının, evinin önüne park etmesin, hemen oralara kukalar yerleştirir.
En temel ve ilkel ahlaki prensip olan eşitlik ve karşılıklılık bile bir anlam taşımaz.
İlkel insan için ahlak tek taraflıdır.
Halbu ki, yamyamlarda bile bu prensibe uyulur, yaşayan herkes bilir ki, hasta olduğunda, yaşlandığında, esir düştüğünde, ya da öldüğünde birileri onu yiyecektir.
Kensi de birilerini yerken bunu aklından hiç çıkarmaz, yediği kişinin yerine kendini koyar, bir usul, bir adap, bir ahlak çerçevesinde yer.
Bu evrenin en temel ahlaki yasasıdır, herşey karşılıklıdır.
Biz buna Türkçe "Etme bulma dünyası" diyoruz.
Her türlü ahlakın ilk tuğlası budur.

İlkel insanın yaptığı, ettiği herşey akli ölçülerden yoksundur.
Kah başına taç eder, kah g.tüne tıkaç eder.
Keyfidir, rastlantısaldır.
Tepkileri orantısızdır, üzüntüden ölünecek konuları hafifser, güler geçer.
Basit konulara takılır, büyütür, uzatır.
Konuların bir önem sırası yoktur.

Esasen yurtdışından gelen konuklar, turistler, hep bu hallere bakar bir tür egzotizm, bir tür oryantal hava bulur.
Çünkü adamların kafası bu mentaliteyi anlayamaz, bir neden sonuç ilişkisi kuramaz.

Yurt dışına çıkmış Türkler ise alıştıkları bu şizoid toplum yapısını bulamayınca depresyona girer.
Memleket ve vatan hasreti baş gösterir.

Böyledir işte benim memleketim.
Bir başkadır.
Medeniyetin çukuruyla, tümsekleri arasında köprüdür.
O yüzden kafası karışıktır.

Konu buraya nasıl mı geldi?
Kürtlerden bahsediyorduk, nedense dağıldı, buraya kadar geldi.

Saygılar..

On 23.07.2011 02:30, dan bayer wrote:
MRHBA ORAJ POYRAZ BEY .
85 YASINDAYIM ,DUNYADAKI  HER IRKTAN  ,HER DINDEN,HER MILLETTEN ,BIRINI BILE KACIRMADAN ,INSANLARIYLE ARIS VERISIM ,ARKADASLIGIM ,AKRABALIGIM OLDU ,BIRCOKLARIYLE PEK YAKINLIKLA .
INSANLAR ARASINDA FARK ARADIM TARADIM ,BULAMADIM .
SEN KURTLER HEPSI YALANCIDIR DIYORSUN.
EVET YALANCI KURTLER VAR ,O KADARDA ,YALANCI TURK ,YAHUDI ,ZENCI ,ARAP AVRUPALI [FRANSIZ ,ALMAN, ITALYAN,ISPANYOL,ISKANDIDAVYALI .INGLIZ DE VAR ].
INSANLARI GENELLEMEK ,ONLARIN HEPSINI BILMEMEKTEN GELIR ,GIT BENIM YAPTIGIM GIBI HERKESE YAKLAS GORECEKSIN KI SOYLEDIGIMDE DOGRUYUM .
GAZALI ,MUSLUMAN YAKIN ARKADASIM .BANA AHU DIYE HITAP EDER ,[KARDES]BEN YAHUDIYIM ,ODA BILIYOR .NERDE KALDI YAHUDI ,FILISTINLI NEFRETI ?
BU NEFRETLERI YARATAN YOBAZLAR ,POLITIKACILAR ,CAHILLER DIR.SIZLERI KANDIRABILIR ,BENI ASLA KANDIRAMAZ .
SEVGI VE SELAMLARIM SIZINLE OLSUN
DAN AMCA    
 
--- On Fri, 7/22/11, Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> wrote:

From: Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
Subject: Re: AW: [ISRATURK] POLITIK - Erdal Sarızeybek Yazdı: SANIRIM BİZİ TEHDİT EDİYORLAR, HEM DE SAVAŞLA
To: ISRATURK@yahoogroups.com
Date: Friday, July 22, 2011, 2:57 PM

Peki ya sizce 12 Eylül 1980'in üzerinden kaç yıl geçti.
Dahası ya 1915 yılını takip eden birkaç yılın üzerinden kaç yıl geçti.



On 23.07.2011 00:49, Mentes Azuz wrote:
 
Yahu aradan 12-15-18 yil gecmis . Kim kala, kim öle :-)))

23 Temmuz 2011 00:08 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Ben aşağıdaki iddanın tek bir izah tarzını bilirim.
Özellikle Hakkari'de, ki Yüksekova ve Hakkari Türkiye'ye ve Avrupaya giren eroinin ana güzergahıdır.
Bazıları eroin kuryeliği yapmış olabilir.
Başka bir yolu yok.
Peki kimdir bunlar, kaç kişidir, ne kadar örgütlüdür derseniz?
Ben bu işin çok da yaygın olduğunu sanmam.
Olsa olsa birkaç en alt, birkaç da en üst düzey kişidir.
Yahu milletin açlıktan nefesi kokuyor, bitlenmiş.
Kim bunlara yıllarca katlanır.
El cevap, yine TSK'nın saf ve temiz subayları.
Yoksa öyle  hanlar, arabalar, bunlar devletin verdiği maaşlarla olmaz, olamaz.

Peki, bunları madem biliyorsunuz, kimler, nasıl yapıyorlar.
Bir de ihbar etmeyi deneyin.
Malum bu aralar TSK aleyhindeki her türlü beyanat ihbar sayılıyor.
Hatta, anonim eposta dahi kullanabilirsiniz.
İşte size yolu.

Varsa eğer o türden kişiler ölsün gebersin.
Halep ordaysa arşın burda.

İhbar edin....

On 21.07.2011 15:41, tarik yol wrote:
abi bunda haklisin orda bir tanidik uzman cavus anlatmisti 95 yillarda yuksek rutbeli subaylarin terör olayini bitirmek istemediklerini cok büyük paralar döndühünüü,yani orduda da polistede bu yuksek kazanc hirs yuzunden görevi kötüye kullanma vardirrrr,kimse inkar etmesinn bilmedennn



Von: Mentes Azuz <mentesoz@gmail.com>
An: ISRATURK@yahoogroups.com
Gesendet: Donnerstag, den 21. Juli 2011, 14:35:57 Uhr
Betreff: Re: [ISRATURK] POLITIK - Erdal Sarızeybek Yazdı: SANIRIM BİZİ TEHDİT EDİYORLAR, HEM DE SAVAŞLA

 
Ben bunlari Elazig ve Bingol'deki koylerini birakip Istanbul'a yerlesen Kurtlerden duydum.
Sozkonusu Kurtler, PKK'ya sabah aksam kufreden cinsten vatandaslardi ve cok samimiydim.
Tum bunlari belki de Yahudi oldugumdan ve bana guvendiklerinden anlatmislardi.
Hatta bir keresinde gece baskininda, izinde olan asker kardeslerini kisa sacindan
taniyip goturmemeleri icin ahira saklamislar.
Elbette gece baskin yapanlarin cogu PKK'liydi. Ancak bazen koy koruculari ve polislerin de
iclerinde oldugunu yemin ederek anlatmislardi. Nasil anladiniz diye sordugumda;
"Biz anlariz" denislerdi. Elbet biz kimin ne oldugunu yore halki kadar iyi taniyamayiz.
 
Olaganustu halin devamini guvenlik kuvvetlerinin destekledigini basinda defalarca okumustuk.
Nedeni de aldiklari maaslarin yuksekligiydi. Bircogunun luks arabalari oldugunu da mi okumadiniz?
 
Mentes
 


 
21 Temmuz 2011 15:17 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
 
Ciller zamaninda olaganustu hal oldugundan ve guvenlik kuvvetleri cift maas alip, bazilarinin gece pkk
giyimleriyle koyleri basip harac aldiklarini ilk agizlardan da duydum.
 
Bu olmamış Menteş Bey,
Evet güvenlik kuvvetlerinin bazıları paraşütçüdür, bazıları sualtı kursu görmüştür, bazıları denizaltıcı, bazıları uçucudur,
bunların hepsinin ayrı ayrı kalemlerden tazminatları vardır.
Kırsal bölgede gezenlerin ayrı kalemlerden, komando birliklerinin ise ayrı kalemlerden ekstra tazminatları vardır.
Ama benim bildiğim, bütün bunların hepsi üstüste gelse ancak iki maaş yapar.
Onu da çok az kişi hakeder. Bunda sizce bir mahsur var mı?

Ordu birliklerinin PKK giyisisiyle köy basması konusu ise tam bir kara propaganda örneğidir.
Siz en iyi o ilk ağızları başka ağızlarla çek edin.
Onlar MED-TV ağızlarıdır.
Malum gerillanın el kitabında bunlar hep yazar.


On 21.07.2011 09:52, Mentes Azuz wrote:
 
E.S.'nin askerligine laf edenin agzi yamulur. Nitekim daha gecen hafta E.S,  PKK'ya karsi savasirken, teroristlerin nasil Iran'a kactigini ve Ozal + ABD + Iran trafindan korunduklarini anlattigi hikayeyi sizlerle paylastim.
Ciller zamaninda olaganustu hal oldugundan ve guvenlik kuvvetleri cift maas alip, bazilarinin gece pkk giyimleriyle koyleri basip harac aldiklarini ilk agizlardan da duydum.
90'li yillar cok kotuydu. O yillarda Kurtler, kovani devrilmis arilar gibi buyuk sehirlere ve yurt disina, saga sola kacistilar. Cunku devlet Kurt koyluleri pkk ile guvenlik kuvvetleri arasinda birakmisti.
Gece pkk gelip harac toplar, sabah guvenlik kuvvetleri "neden verdiniz?" dermis.
 
Tum bunlar E.S'in siyasete atildiktan sonraki varsayimlarini dogrulamaz. Belirli bir kesimin duymak istediklerini anlatarak, gunesi balcikla sivayamayacagini bilmeli.
 
Mentes 

21 Temmuz 2011 02:31 tarihinde Muhtar Turan <muhtarturan@yahoo.com> yazdı:
Ama geçende bir TV programında çok doğru bir söz söyledi kendisi...

'biz dağda teröristle mücadele ettiğimizi sanıyorduk, meğerse Tansu Çiller'in PKK'yi şiddet kullanarak güçlendirme siyasetine hizmet etmişiz'

Hatırlarsanız Tansu Çiller döneminde 3.200 köy yakılarak boşaltılmıştı. 


From: Mentes Azuz <mentesoz@gmail.com>
To: ISRATURK@yahoogroups.com
Sent: Wednesday, July 20, 2011 10:32 PM
Subject: Re: [ISRATURK] POLITIK - Erdal Sarızeybek Yazdı: SANIRIM BİZİ TEHDİT EDİYORLAR, HEM DE SAVAŞLA

 
Erdal Sarizeybek iyi bir askerdi ama, cok kotu bir siyasetci. Iskembe-i kubradan sallamanin, kahramanlik senaryolarinin, Turkiye halklarinin uzerindeki etkisini Erdogan'dan ogrenmis olsa gerek ha bire $i$inmekle mesgul.
Yahu biraz mutevazi ol da adam bilsinler. Varsayimlarla asagilayarak prim kazanmak istedigi Israil yetmemis, bir de Yahudileri diline dolamis bu fasist adam.
Vatan sevgisi baska, irkcilik baska sey. Bu adam ikisini birbirine karistirmis.  
Israil'in ve Yahudilerin yillarca TSK'ya, dolayisiyla Turkiye'ye olan destegini bilmez gibi nankorluk ediyor.
Israil'in Turkiye'ye destegini, ilk agizdan sitem dolu bir roportajda, PKK sorumlusu Israilli gazeteciye anlatmadi mi?
Dilerim Turk Milleti populizme, ummet cikarcilarina degil, gerceklere inanir.
 
Size gelince Oraj Poyraz; Bu AKP'yi en son %50 ile Turk halki iktidara tasimadi mi? Tek borclu olup da tehdit edilen ulke Turkiye mi? Bu paralari tatli tatli yerken iyiydi de, cikarirken aci aci olacagini bu millet dusunmediyse, ceremesine de katlanir.
Mentes
20 Temmuz 2011 22:43 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:

Evet hiç abartması yok, ABD/AB özetle batının oligarkları bize bunları söylüyor.
Söylüyor da, eksik olan şu, halka hala daha gerçek durumu itiraf eden kimse yok:

Gırtlağımıza kadar borca battığımızı,
Bu borçlarla yıllardır, bize şantaj yapıldığını,
Son on yıldır bütün hükümetlere parasal operasyon tehditleri yapıldığını,
ABD'ye giden bütün heyetlerin orda bazı sivil(!) toplum kuruluşları huzuruna çıktığını,
Bu huzura kabullerde herkesin batılı oligarkların menfaatlerini haleldar etmeme sözü vermek zorunda kaldığını,
Ülkede görülen geçici iyilik halinin son iktidar tarafından sürdürülen işbirliğinin mükafatı olarak ülkeye borçlanma şeklinde akıtılan sıcak paraya bağlı olduğunu,
Ülkenin her ay en az 20 - 30 milyar dolarlık taze paraya ihtiyacının olduğunu,
Özelleştirme diye halka sunulan şeyin aslında ülkenin özvarlıklarını da aşan miktardaki dış borçun faiz ödemelerinin sürdürülmesi için yapıldığını,
Son iktidara görev olarak, bu gelişmeleri halka duyuran kadroları, ayak direyen kesimleri tırpanlamanın verildiğini,
Asker sivil bütün kadroları, ağır tablo karşısında aciz, çaresiz, ümitsiz kaldığını, ve kaderine boyun eğdiğini,
Kimsenin halka mevcut durumu itiraf edip, yeni bir kurtuluş savaşına girmeye gücünün kalmadığını,

Evet bunları bize mertçe, dürüstçe, yiğitçe söyleyen kimseler olmamıştı.
Erdal Sarızeybek ise aşağıda her şeyi dosdoğru yazmış.

Ve ben de biliyorum ki, söylediklerinin azı yoktur, çoğu vardır.
Saygılar..


Erdal Sarızeybek Yazdı: SANIRIM BİZİ TEHDİT EDİYORLAR, HEM DE SAVAŞLA

12 Temmuz 2011
Önce gündemden özetler:
"PKK iki askerimizi kaçırdı ve dedi ki," bunun devamı gelecek…"
Sinan Meydan yazdı: Diyorlarmış ki "Atakürt" olsun, "Türk yok olsun"
PKK siyasetçileri Diyarbakır'da ikinci bir meclis topladı…
Şehit isimleri okullardan kaldırılıyormuş…
İlkokuldaki ANDIMIZ kaldırılacakmış…
Türküm demek ırkçılıkmış…
Anayasa değiştirilecekmiş ve "Türk Milleti" anayasadan çıkarılacakmış…
Peki ya karşı çıkarsak?
PKK diyormuş ki ülkeyi kan gölüne çeviririz…
ABD diyormuş ki Türkiye model ülke olmaktan çıkartırız…
AB diyormuş ki kredileri keseriz…
İsrail diyormuş ki Türkiye'deki sermayemizi çekeriz…
Barzani-Talabani Diyarbakır'ı başkent ilan ederiz diyormuş!
Tüm bunlar devlet olan bir devlete tehdittir, bir savaş ilanıdır!
Bu bir meydan okumadır, bu bir devleti yok saymaktır!
Siz ey Devlet ve Milet!
İster anlayın ister anlamayın, ama bilin ki BUNLAR BİZİ TEHDİT EDİYOR!
Olsun, biz böylesi tehditlere alışkın bir millet ve alışkın bir devletiz, ilk tehdidi SEVR ile gördük.
Doğu Anadolu'da
"Ermenistan-Kürdistan" deyip bizi parçalamaya, ateşkes yapmamıza rağmen bizi işgale kalkıştı bu Bizans'ın çocukları…
Şimdi yine tehdit ediyorlar ama şimdi bunu söyleyen yok, yazan yok, çizen yok, anlatan yok, sanki dikensiz gül bahçesi Türkiye ama öyle değil…
Biz gerçeği anlatalım:
Terörist dediklerimiz Irak'tan geliyor, biz Irak'a müdahale edemiyoruz, neden, çünkü Barzani istemiyor ve ABD izin vermiyormuş, bakın şu BAĞIMSIZ TÜRK DEVLETİ'ne!
Terörist dediklerimizi besleyen Avrupa, ama biz AB'ye rest çekemiyoruz, neden, çünkü AB izin vermiyormuş, bak bak şu BAĞIMSIZ TÜRK DEVLETİ'ne!
Terörist dediklerimiz İranlı, Iraklı, Suriyeli, Ermeni, Rum, az da olsa bizden de gidenler var…
Saldırı altındayız bu karma güç tarafından…
Ardında ABD-AB-İsrail var, ama bunlar sözde müttefik ve biz, bu örtülü savaşta gücümüzü kullanamıyoruz…
Neden?
Çünkü ABD-AB-İSRAİL-BARZANİ-TALABANİ, hepsi karşı biz Türk Milleti'ne, öyleyse siz de iyi bakın şu Anadolu'daki şu bağımsız son TÜRK DEVLETİ'ne!
Kürdistan projesi AB'nin, ama biz adına PKK diyoruz.
Bu proje ABD ve İsrail'in, biz yine PKK diyoruz.
ABD-AB-İsrail birleşmiş bize saldırıyor PKK adı altında, biz yine de PKK bizim terör örgütümüz, bizim teröristimiz diyoruz, neden, bu yalanlar neden, bu aldatılmışlık, bu sessizlik, bu biat, bu esaret neden?
Sanırım ABD bizi savaşla tehdit ediyor, almış yanına AKP siyasetini bizi tehdit ediyor, biz ülkesini sevenleri, bağımsızlık ve özgürlük diyenleri…
Etsin, korkumuz yok!
Sizce ne yapabilir bu ABD?
Uçak silah sistemlerini kilitler, olası bir savaşta uçaklarımızı kullanamayız, bu doğru.
Başka?
Ambargo koyar, olası bir savaşta ihtiyaç duyulan yedek parçaları alamayız, bu da doğru.
Başka?
Kredileri keser, borsayı düşürür, ele geçirdiği fabrikalarımızda üretimi yavaşlatır, yedek parça ithalatına son verir, ekonomiyi felç eder, hepsi doğru ama…
Şimdi olaya bir de bizim bakış açımızla bakalım: " Bu ABD bize doğrudan savaş ilan edebilir mi"?
Hayır.
Enerji köprüsü olan ülkemizi savaşa sokamaz, çünkü hepsi zarar görür; ABD, AB, İsrail, Barzani ve Talabani ve de PKK…
İsterse etsinler, biz hazırız…
AB ne yapar?
Hiç.
AB'nin Asya ve Afrika'ya ticareti bizden geçer, kapatırız!
İsrail ne yapar?
Hiç.
Müslüman Araplara Türkiye'nin vereceği destek İsrail'i kendi kuşağında boğar, yaparız!
Öyleyse Türkiye'nin ekonomik bağımlığını ve askeri yedek parça teminini koz kullanıp bizi tehdit edebilecek bir tek ABD kalıyor.
Ve bu ABD bizi tehdit ediyor…
Peki, bu ABD neyine güveniyor?
Silahlı gücüne mi?
Yetmez, savaşırız!
Peki, bu ABD kime güveniyor?
Siz ister inanın, ister inanmayın ama bu ABD bizi AKP'ye güvenerek tehdit ediyor.
Evet, AKP'ye, inanın AKP siyasetine güvenerek bizi tehdit ediyor, çünkü ABD'ye AKP yol veriyor, izin veriyor, yol açıyor…
İşin garibi şu, AKP Amerikalı değil Türk…
Konuyu biraz daha açalım:
ABD'nin Irak'ta 250 bin askeri var, hepsi savunmada, hava harekâtı olmasa, canını bile kurtaramayacak orada.
Şii ve Sünniler büyük öfke içinde.
Bu iki öfke birleşse ve Türkiye bu güce destek verse, ABD Irak'ta nefes bile alamaz, öyleyse bu korku neden?
Bu konuda tek bir adım dahi atsak, ABD bizi tehdit etme cüretini bile bulamaz, öyleyse bu korkumuz neden?
ABD'nin Irak'ta güvendiği Barzani, Barzani'nin işi bizim için 24 saat.
ABD'nin güvendiği PKK, inanın PKK'nın işi de 24 saat.
Abarttığımı sanmayın, inanın doğru,
24 saatle ifade etmek istediğim kararlılıktır, Türkiye kararlılıkla harekâtını başlatsın, bu iş biter!
PKK'yı da, ona destek verenleri de 24 saat içinde siler süpürürüz, çünkü PKK'dan korkan biz değiliz, korkan ABD ve AB

PKK'nın güç aldığı Doğu'daki halkımız değildir, ABD-AB-İSRAİL-BARZANİ-TALABANİ'dir, biz değil…
Evet, PKK ve siyasi kol ve kanatlarının Türkiye'de işi 24 saattir.
HAREKÂT BAŞLAR VE NE ZAMAN BİTMESİ GEREKİYORSA O ZAMAN BİTER, önemli olan bu kararlılığı gösterebilmektir!
24 SAAT İÇİNDE HAREKATI ABD-AB-israil'e KARŞIN BAŞLATABİLMEKTİR!
Mesele budur!
ABD ve AB PKK'dan korkar, çünkü bu yılanı Avrupa'da beslediler, şimdi ise kendi gözlerinin oyulmasından korkuyor bunlar, korkan biz değil onlar!
Onlar, çünkü bizim gibi ihanetle yaşamağa alışık değil, ihaneti beslemeye alışık değil, ihanetin sokaklara dökülmesine alışık değil onlar, bu yüzden korkuyorlar…
Düşünsenize PKK'nın Avrupa'da yaşamı felç ettiğini, bizdeki gibi yakıp yıktığını…
AB insanı buna dayanabilir mi?
Hayır, onlar rahata alışık, biz ise cefaya, zorluğa, fedakârlığa, biz vatanı sevmeye ve vatan için ölmeye alışmışız, onlara benzemeyiz hiç!
Bizdeki ihanetin kod adı "ÇARÇELLA"dır , tam iki yüz yıldır sürer, herkes bu ihaneti çeker ama kimse söylemez, öyle bir milletiz biz…
Ama biz aynı zamanda Anadolu için ölürüz, can verir can alırız biz, huyumuz budur bizim, toprak bizim için namustur, namus ise vatan!
"VATAN" olmaz ise "NAMUS" olur mu hiç!
Ama böyle gidersek eğer, eninde sonunda bu ABD ile karşı karşıya geleceğiz gibi, yaşadıklarımız onu gösteriyor, başta çuval meselesi, unutmadık hiç…
Üstelik devamı da var:
Eğer ki Irak'ta Barzani Kürt devletine yol verir isek,
Eğer ki Irak'ta Şii-Sünni birliğini sağlamak yerine, çatışmalarına hatta bir iç savaşa ses çıkarmaz isek,
Eğer ki ABD'nin geri çekilmesini kolaylaştırır isek,
Eğer ki Kerkük'ü Barzani yönetimine bırakır isek,
O zaman hiç korkmayın!
Çünkü bunun anlamı şudur: , çünkü
"biz Türk değil Amerikalıyız" demektir ya da " biz Türk değil Yahudiyiz" demektir, o halde korkmayın "ABD ile savaş" çıkmaz!
Ama biz "Türküz", o zaman ne olacak?
Biz "Türküz" diyenler ne yapacak?
"Ne mutlu Türküm" diyenler ne yapacak?
Atatürk, Gazi Paşa bu işe ne diyecek?
Peki ya CHP?
Peki ya MHP?
Biz sessiz kalırsak olacaklar şudur:
"Amerikalı gibi" davranır ses çıkarmaz isek, Doğu Anadolu Yahudi yönetiminde Ermeni-Ayrılıkçı Kürtlerin eline geçer ve Anadolu'nun Asya ile bağı kesilir.
Kalan batıda toprak, şirket, sular, göller, barajlar, aklınıza gelen her şey satılır, yönetim Bizanslılara geçer.
Ardından kiliseler açılır, papazlar gelir, İnciller dağıtılır,
"Yaşasın İsa" diye bağırmamız istenir bizden, iman etmez isek, etmemiz sağlanır, TIPKI AKP'NİN YAPTIĞI GİBİ, BAKIN ŞU HALİMİZE, YARIMIZ AKP'LİYMİŞ!
Ama bununla da kalmaz, önce Türk kimliği kaldırılır, sonra Müslüman kimliği, yani Müslüman Türk Anadolu'dan silinir.
Böyle olursa ne olur?
"Ben Türk'üm" demekten korkarsınız.



--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kendinizi ve karşınızdakini iyi tanıyorsanız sizin için tehlike yok demektir. Kendinizi iyi bilmenize rağmen karşınızdakini yeterince tanımıyorsanız yine de kazanma şansınız vardır. Ancak ne kendinizi ve ne de karşınızdakini bilmiyorsanız o zaman her savaşta tehlike ile karşı karşıyasanızdır.  Sun Tzu


--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Hayat bir bahçe. Her insan, kendi bahçesinin bahçıvanı.  Anonim Nasihat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder