Mehmet Bedri Gültekin
mbgultekin@ip.org.tr
28 Temmuz 2011
Barış mı, savaş ilanı mı?
ANF Haber Ajansı 8 Temmuz tarihinde Öcalan'ın avukatları aracılığı ile yaptığı açıklamaları yayınladı.
Bütün gazeteler bu açıklamaları haberleştirdi.
Ama gazeteler genellikle "Barış Konseyi ve Anayasa Konseyi konusunda anlaşmaya vardık" şeklindeki ifadeleri gördüler.
Oysa en az bu açıklamalar kadar önemli olan, hatta sonuçları itibariyle daha önemli olan şu ifadeleri ise görmediler:
DEVLETİN UNSURLARI
Ekim ayı içinde bütün Kürt örgütlerinin katılımıyla Erbil'de toplanacak olan Kürtlerin "Ulusal Konferansı" üzerine Öcalan şunları söylüyor:
"Ulusal konferans içinde ve bünyesinde bir parlamento oluşturulmalıdır.
Ahmet Türk ve Şerafettin Elçi bu çalışmaları yapabilirler.
… Ulusal konferansın yapacağı en önemli hususlardan biri parlamento kurmaktır.
Zaten KNK var, ancak bu kurulacak parlamento KNK'nin yeniden yapılandırılması şeklinde olabilir.
Hatta Filistin'deki FKÖ modeli örnek alınarak bir parlamento oluşturulabilir.
Daimi meclis şeklinde olur.
Ulusal konferansın yapacağı en önemli ikinci şey de bu parlamentonun bir yürütme organını oluşturmaktır.
Hatta buna gölge kabine de diyebiliriz.
Bu şekilde parlamentonun da bir yürütmesi olmuş olur.
Ulusal konferansın yapacağı üçüncü ve en önemli şeylerden biri de silahlı güçlerin koordinesidir.
Barzani'nin silahlı güçleri veya Irak Kürt Federasyonu silahlı birlikleri ve diğer silahlı güçlerin koordinesi sağlanmalıdır."
Öcalan'ın bu açıklamaları yeni değildir.
Son yıllarda konuyu yakından takip eden herkesin de bildiği üzere, özellikle son yıllarda Öcalan benzer açıklamaları sık sık yapmaktadır.Burada açıkça söylenen şudur: Dört ülkede (Türkiye, İran, Irak ve Suriye) yaşayan Kürtlerin temsilcilerinden oluşan bir "Ulusal Konferans" toplanmalıdır.
Öcalan Ulusal Konferans'ın halletmesi gereken ilk işin bir ulusal Parlamento kurmak olduğunu söylüyor.
Dört ülkede yaşayan Kürtlerin ortak Parlamentosu…
Öcalan, ikinci görev olarak bir Yürütme Kurulu'nun oluşturulmasını, yani bir Hükümet'in kurulmasını öneriyor.
Yani dört ülkede yaşayan Kürtler, Parlamento ile birlikte Hükümetlerini de kuracaklar.
Üçüncü görev ise mevcut silahlı güçler arasında koordinasyonunun sağlanmasıdır.
Mevcut silahlı güçler; PKK'nın ve PJAK'ın silahlı birlikleri ile, Barzani ve Talabani'ye bağlı birliklerdir.
Kendi parlamentosu, Hükümeti ve silahlı gücü olan siyasal oluşumun adı "Devlet"tir.
Kısacası Öcalan, Kürtlerin kendine ait bir devletinin kurulması için gerekli adımları atılmasını istemektedir Ekim ayında Erbil'de toplanacak olan Ulusal Konferans'tan.
BARIŞ NASIL OLACAK
Bu durumda sorulacak soru şudur.
Üç ay sonra toplanacak olan ulusal Konferanstan Kürtlere ait bir devlet için gerekli adımların atılmasını istedikten sonra "barış" nasıl olacaktır?
Türkiye, İran, Irak ve Suriye; Öcalan'ın bu atılsın dediği adımları sessizlikle kabul etmeyeceklerine göre, gerçekte önerilen "barış" değil "savaştır".
Onun için Öcalan'ın Barış Konseyi ve Anayasa konseyi türünden önerilerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Hiçbir devlet kendi egemenlik sınırları içinde ayrı bir silahlı güç istemez.
Hele bu silahlı güç ülkenin meşru silahlı gücü ile çatışma halinde ise.
Aynı şekilde hiçbir üniter ulusal devlet savaş meydanında yenilmediği müddetçe sınırları içinde merkezi yasama ve yürütme organları dışında yasama ve yürütme işlevi görecek başka kurumların varlığını da kabul etmez.
Bu gerçeği Öcalan bilmez mi?
Bilir hem de çok iyi bilir.
Dolaysıyla Öcalan'ın 8 Temmuz tarihinde yaptığı açıklama gerçekte bir savaş ilanıdır.
___
Attachment(s) from =?ISO-8859-9?Q?Telgraf=E7=FD_Hamdi?=
1 of 1 File(s)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder