8 Aralık 2011 Perşembe

POLITIK - (E.)Hv.Tugg.Hikmet Yavas' in Zulfu Livaneli' ye gonderdigi yazi

(E.)Hv.Tugg.Hikmet Yavas' in Zulfu Livaneli' ye gonderdigi yazi asagida bilgilerinize sunulmustur..

kalin saglicakla..

ZÜLFÜ LİVANELİ, KEŞKE BÖLÜCÜLERİN VE PKK’LILARIN BASİT DÜŞÜNCELERİNİ, BÜYÜK BİR BULUŞ GİBİ ŞEHVETLE SAVUNMASAYDINIZ.

Sayın Zülfü Livaneli,
Eski dostlarınızdan birisi;
“Sol öğretinin, kırsal ve meskûn mahallerde uygulama pratiği konusunda Deniz Gezmiş ile görüş ayrılığına düştüğünüzü ve bu nedenle O’nu ihbar ederek yakalanmasına sebep olduğunuzu, daha sonra korkudan İsveç’e kaçtığınızı ve Deniz Gezmiş asıldıktan sonra ise çok üzülmüş havalarında ‘Kardeşim Deniz Gezmiş’ diyerek ağıtlar düzdüğünüzü” söylüyor.

Yakın çevrenizden birisi de;
“ Türkiye’nin baskısıyla Abdullah Öcalan Suriye’den ayrılmak zorunda kalınca, yakın dostunuz olan Yunanlı ünlü müzisyen George Dalaras’ın aracılığıyla, Yunan Gizli Servisiyle işbirliği yaptığınızı ve terörist başının kaçmasına yardımcı olduğunuz” dile getiriyor.

Eski CHP’lilerden birisi ise;
“Zülfü Livaneli, CHP Lideri Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntülerin 8 yıl önce çekilmiş görüntüler olduğunu söylüyor.
Bunu nereden biliyor?
Mantığım bana bu işi Livaneli'nin ya da ona yakın çevrelerin yaptığını söylüyor.
Çünkü önümüzde kurultay vardı.
Kasetin zamanlaması 14 ay sonraki seçimle değil, o ay içindeki kurultayla ilgiliydi.
Belki de Baykal'ı istifaya zorlayarak CHP'nin başına yeni bir kişiyi geçirme niyetinin başlangıç hamlesini yaptı”
diyor.

AKP ileri gelenlerden birisi de;
“Zülfü Livaneli, UNESCO Genel Direktörlüğü’ne aday gösterelim diye AKP’yi iyice yağlayıp yıkadı.
Hatta bizim, CHP’den daha solcu olduğumuzu bile söyledi.
Ama aday gösterilmeyince birden bizi kötülemeye başladı.
Keşke insanların birikimi daha büyük, egoları daha küçük olabilseydi”
diyor.

Sayın Zülfü Livaneli, bu iddialara ne diyorsunuz?
Tepenizin tası attı mı?Tüyleriniz diken diken olup kanınız dondu mu?
Bunların tümü yalan ve iftira diye düşündünüz mü?
Bunlar; tüm eski dostlarımı, yakın çevremi, eski CHP’lileri ve AKP’lileri töhmet altında bırakan ahlaksızca ve alçakça iddialar diye isyan ettiniz mi?
Ahlak sahibi, dürüst ve mert bir insansan; herkesi zan altında bırakan isimsiz, imzasız ve belgesiz şayialar yerine, sorumluların isimlerini ve iddialarını kanıtlayacak belgeleri gösterecek şekilde açık ve mert ol diye çıldırdınız mı?

Sayın Livaneli,

Vatan Gazetesinde yayınlanan “Fikir mi önemli, kimin söylediği mi?
başlıklı yazınızda; ülkemize yeni gelmiş bir yabancıyla hayali bir konuşma kurgulayarak Türkiye’nin sorunlarını irdelediniz.
Ben de tıpkı sizin gibi isim vermeden, kaynak ve delil göstermeden hayali bir senaryo kurguladım.
Bunu şunun için yaptım:

Vatan Gazetesinde 16 Temmuz 2011 günü yayınlanan “Analar helikopter doğurmaz ama insan doğurur” konulu yazınızda;

“Eski Genelkurmay Başkanlarından birisinin dile getirdiği “Nasıl olsa bizde asker bol, öldüre öldüre bitiremezler” anlayışı terkedilsin.

Çarpışma alanındaki ölümcül yaralı askerleri kurtarmak için telsizle helikopter isteyen subaya komutanı, “O ateşin ortasına helikopter indiremem.
Analar yine asker doğurur ama helikopter doğuramaz”
cevabını vermesin.

Çünkü analar “İNSAN” doğurur ve can, bir metal yığınından çok daha değerlidir” diyerek:

a.    Kaynak göstermeden, isimsiz ve belgesiz iddialarla tüm Eski Genelkurmay Başkanlarını ve çatışma bölgesindeki komutanları töhmet altında bıraktığınızı,

b.    Halkı galeyana getirerek Türk Ordusuna karşı kışkırtmaya çalıştığınızı,

c.     Milletin, teröristlere karşı yükselen nefretini bölgedeki komutanlara doğru yönlendirmeye uğraştığınızı,

d.    Amacınızın eleştirmek değil, bağcıyı dövmek olduğunu düşünüyorum.

Çünkü 41 yıl üniforma altında yaşamış ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün eğitimlerini almış eski bir asker olarak; resmen, alenen ve açıkça iddia ediyorum ki “Türk Ordusunda verilen eğitimin odağında ve özünde, en öncelikli konu, can güvenliğidir.”

En küçük rütbeliden en büyüğüne kadar bizler:

a.    Bir uçak düştüğünde, ilkönce “Pilotlar kurtuldu mu?” diye sorarız.
Eğer pilotlar kurtulmuş ise derin bir oh çekeriz.
Eğer şehidimiz varsa, içimiz yanar, yıkılırız.
Elbette, tahrip olan tayyareye de üzülür ve sebebini araştırırız.
Ama hiçbir maddi varlığı, bir tek askerin canından önemli görmeyiz.

b.    Aynı şekilde, hiçbir kazada veya çatışmada; silah, malzeme ve teçhizatın korunması uğruna bir tek canın feda edilmesini hiçbir zaman aklımıza getirmeyiz.

Siz ise, bu Ordu’nun komutanlarının “Nasıl olsa bizde asker bol, öldüre öldüre bitiremezler.
O ateşin ortasına helikopter indiremem.
Analar yine asker doğurur ama helikopter doğuramaz”
dediklerini iddia ediyorsunuz.

Daha önce, hayali konuşmalar kurgulayarak yazılar yazma alışkanlığınızın olduğunu biliyoruz.

Eğer, bu yazdıklarınız da, hayali konuşmalara dayanan bir kurgu ise, bunu okuyucularınıza dürüstçe açıklamalı ve Türk Ordusu ile Türk Milletinden özür dilemelisiniz.

Eğer, bu yazdıklarınızı isim, yer ve zaman göstererek kanıtlayabilecek durumdaysanız, gelmiş geçmiş tüm Genelkurmay Başkanlarını ve bölgedeki komutanları töhmet altında bırakmadan ismen açıklamalısınız.

Eğer, benim elimde belge yok, haber kaynaklarım bana bu bilgiyi verdi ve ben de doğru olduğunu kabul ederek yorum yaptım diyorsanız, açıkça söyleyeyim, haber kaynaklarınız size ilettiklerini ispat edemezlerse;

a.    Ahlak ve dürüstlükten nasibini almamış alçak müfterilerdir.

b.    Bölücü ve PKK ajanı hainlerdir.

c.     Söz konusu kaynaklarınızı da açıklayarak teşhir etmelisiniz.

Sayın Livaneli,

18 Temmuz 2011 günü yayınlanan “Keşke” başlıklı yazınızdan ödünç aldığım şu sözlerinizle size diyorum ki:

a.    Keşke her şeyi bu kadar ucuzlatmasaydınız ve basmakalıp, yalan ve yanlış fikirlerle pazarcı esnafı gibi bağıra çağıra dile getirmeseydiniz.

b.    Keşke söylediğinizden bu kadar emin olmayıp gerçekleri araştırsaydınız.

c.     Keşke bölücülerin ve PKK’lıların basit düşüncelerini, büyük bir buluş gibi şehvetle savunmasaydınız.

d.    Keşke askerlerin de, en az sanatçılar kadar “insani duyarlılıklara sahip olduklarını” düşünebilseydiniz.

e.    Keşke bu milletin can ve mal güvenliği için canını dişine takarak terörle mücadele edenlerin dişlerini önce ben sökerim diyerek Türk Ordusu’nun düşmanları safında mevzilenmeseydiniz.

Çünkü Ortega y Gasset ne demişti:
“Ben kendimin ve çevremin toplamıyım!”
Evet, ne yazık ki öylesiniz.

Selam ve saygılarımla…

 

Hikmet YAVAŞ (İZMİR)
hikmetyavas@gmail.com

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .      . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder