İlk olarak, bu değerli bilim adamını anlayabilmek için İngilizce bilmek gerekiyor.
Yine Youtube'da yayınlanmış binlerce belgesel filmi izlemek için de İngilizce bilmek gerekiyor.
Ben dikkatle aramalar yaptım ve fakat bir tane dahi Arapça bilimsel video bulamadım.
Ama onun yerine kadınlarda evlilik yaşının 9 dokuz olabildiğine Hz. Peygamberin sünnetinin cevaz verdiğini ifade eden Suudi ilahiyatçıyı,
ya da dine ters düşen bilimin küfür olduğunu anlatan Iraklı ilahiyatçıyı,
dinleri ve mezhepleri gırtlak gırtlağa getirecek, herkesi hak yolundan sapmış gösteren bir sürü ilahiyatçıdan bol bol buldum.
Kısacası Arapça bilirseniz, beyniniz bu adamların zırvalarına açılacak,
İngilizce bilirseniz Stephan Hawkins gibi dahilerin bilimsel(isbatlanabilir, deneylenebilir, tekrarlanabilir) fikirlerini duyacaksınız.
Hani bilirsiniz, "ilim Çinde olsa gidip alınız" hadisi var ya, işte ilim batıda, hurafe de İslam coğrafyasında bunu bilin.
Özetle, hangi kültüre kapımızı açacağımız, öğrendiğimiz dille bağlantılı ve Arapçanın bilim, kültür, sanat, eğitim anlamında en ufak bir değeri yoktur.
İlahiyat eğitimi diyorsanız, işte o da büyüklere masallar tarzında açlığa, tokluğa hiçbir faydası olmayan bir yığın bilgidir.
Hır gür yaratmaktan başka bir işe yaramamıştır, bundan sonra da yaramayacaktır.
Havanda su dövmek misali..
Bu önemli.
Şimdi gelelim ikinci konuya.
Ben zaten kozmolojiyle yakından ilgili bir kişiyimdir, ve aşağıdaki videoyu da sindire sindire seyrettim.
Konu Rölativite Teorisi. Bakın yine bir teoriye tosladık. Ancak teoridir deyip küçümsemeyin, bu teorinin de içinde yıkılmaz derecede sağlam isbatlar vardır.
Elbette tartışmaya açık olan noktalar da vardır.
Elimizde ne var, ne yok ona bakalım.
DENEYSEL İSBATI OLANLAR! | BİLİNMEYENLER |
Büyük Patlama kesinlikle olmuştur. Evren ezeli değildir, ebedi olup olmadığını bilmiyoruz. Zaman, uzay büyük patlamayla oluşmuştur. Evrenin yaşı 14,7 - 14,8 milyar yıldır. Dünyanın yaşı da 4,4 - 4,5 yıldır. Büyük patlama hiçlikten oluşmuştur. Bildiğimiz doğa kanunları Büyük Patlamayla oluşmuştur. Patlamanın ilk anlarında şişme, hızlı büyüme adı verilen bir dönem olmuştur. Uzay, sandığımız gibi mutlak bir boşluk değildir, kuantum ölçeğinde her yerde sürekli olarak tam anlamıyla rastlantısal şekilde parçacıklar oluşmakta ve yokolmaktadır. Tıpkı kimyada periyodik elementler cetvelinde olduğu gibi atom altı parçacıkların ve kuvvet taşıyıcı alan/parçacıkların cetveli büyük oranda oluşmuştur. Evrenin oluştuktan sonra şekillenmesini ve işlemesini dört temel kuvvetin sağladığı kesindir. | Evrenin entropi ilkesine uygun olarak sonsuza kadar büyüyeceğine ilişkin öngörüler kuvvetlidir, ancak henüz isbatlı değildir. Büyük patlamanın olduğu hiçlik kavramı tam olarak tanımlanamamakla beraber, zaman, boyut ve mekanın olmadığı mutlak bir hiçlik modellenmektedir. Büyük Patlamadan önceki hiçlik ile, karadeliklerin içinde oluşan hiçlik büyük benzerlik taşımaktadır. Buradan yola çıkarak bir sürü zihin jimnastiği yapılmaktadır. Evrenin Büyük Patlamayla oluşması, parçacıkların kuantum ölçeklerinde uzayda kendiliğinde oluşup kaybolmasıyla benzerlik göstermektedir. Evrenin geometrisinin tıpkı bir küre ya da çemberde olduğu gibi kapalı mı, yoksa açık bir geometri olduğu isbatlı değildir. Büyük ihtimal kapalı ve homojen bir evrende yaşamaktayız. Bunun da kesinleşmesi için gün sayabilirsiniz. Çok yüksek hızlı çarpıştırma deneylerinde atom altı parçacıkların oluşturduğu cetvelin eksik olan parçacıkları aranmaktadır. Bunlar Higgs bozonu, gravitasyonel kuvvet alanının taşıyıcı parçacıkları gibi unsurlardır. Higgs bozonunun tesbiti gün saymaktadır. Ancak dört temel kuvveti tek ve basit bir formulasyonda ifade edecek olan Herşeyin Teorisine ulaşılamamıştır. Herşeyin Teorisine ulaşılamayacağına dair bir bulgu yoktur. Birkaç on yıllık zamanı olduğunu tahmin ediyorum. |
Sonuç olarak;
Büyük Patlamadan sonra gelişen olaylarda bir yaratıcıya ihtiyaç olduğunu gösteren hiçbir bulgu yoktur.
Bilinen doğa kanunlarının maddenin, enerjinin, uzayın oluşumuna, galaksilerin, yıldız sistemlerinin, gezegenlerin oluşumuna, bunlarda canlı varlıkların oluşumuna yetecek güçtedir.
Herhangi türden bir tanrının varlığı bildiğimiz evrende işleri kolaylaştırmaz, tam tersine herşeyi daha çok karıştırır diye düşünmekteyim.
Aslında Stephan Hawkins HİÇLİK/TEKİLLİK ortamında bizim alıştığımız determinizm ilkesinin kaybolduğundan bahisle, hiçbirşeyin hiçbir şeyi gerektirmediğini, bu nedenle evrenin de oluşması için bir yaratıcıya ihtiyacının olmadığını ifade etmektedir.
Neden sonuç ilişkisi olmayınca, evrenin de oluşmak için bir yaratıcıya ihtiyacı kalmamış oluyor.
Elbette bu geçerli görünmekle beraber, isbatlanamamış ve belki de isbatlanamıyacak bir mantıkdır.
Büyük Patlamadan önce bir yaratıcının OL diyerek her şeyi oldurması, ya da her şeyin meçhul bir hiçlikten kendiliğinden ve rastlantısal bir şekilde olması şu aşamada zihin jimnastiğinden öte bir anlam taşımamaktadır.
Bilim camiasında bu noktadan öncesi için paralel evrenler gibi ilahlara yer vermeyen bir sürü zihin jimnastiği vardır. Bunlar da fikir egzersizi durumundadır.
Ancak içinde her şeyi yaratma gücü olan bir hiçlik üzerinde çok düşünülmesi gereken ilginç bir fikirdir.
Yukarıda belirttiğim tabloda isbatlanmış olguları teoridir deyip küçümsemek, anlamsız saymak ciddi bir yanılgı olur.Bu tıpkı hala daha dünyanın düz olduğunu, bir öküzün başının üzerinde durduğunu iddia etmeye benzer.
Bu noktada her dinden ilahiyatçının bunları bilmesi ve vaazlarında, yorumlarında bunlara dikkat etmesi gerekir.
Aksi halde bugünlerde sık sık gördüğümüz şekilde, KABİLE BÜYÜCÜSÜ durumuna düşerler.
Evrim Teorisi hakkında da benzer şekilde tartışmaya mahal olmayan, kesinleşmiş bulgular ve olgular vardır.
Bunları da basitçe bir tabloyla ifade etmek olasıdır. O da ayrı bir makalenin konusudur.
Saygılar.
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Insana paraya davrandiklari gibi davrananlar, onu harcamak icin kazanirlar. Anonim Nasihat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder