BİR İKTİDAR KİME KARŞI MİTİNG YAPAR... Muhalefetin icraatı olmaz, ayrıca iktidarın yardımcısı da değil. İcraat yerine miting yapmaya başlayan bir iktidar, ayaklarının altından toprağın kaçmakta olduğunu anlamış demektir... İktidarın son mitinglerini böyle anlamak gerekir... Odatv'de bir yorum okudum. Anlayacağınız, "Erdoğan'ı kimseye yedirmeyiz" mesajının muhatabI bellidir, bize söylenmiş değildir... Hükümet, bundan böyle dişe dokunur bir icraat yapamayacağını bildiği için, mecburen mitinglere sığınmıştır. Böylece onu "deliğe süpürme" kararı alan dış güçlere, bende daha iş var mesajını vermek istemektedir... Bu arada bazı yurttaşların da burnu kanayacaktır elbette... Aldatılmak için ağzı açık bekleyen iki kişiden biri bu gerçeği görmelidir artık... Asıl acı olan ise, bizim gibi ülkelerde, geniş yığınların aynı konularda, benzer yalanlarla aldatılarak sömürülmeleri için el altında tutulmuş olmalarıdır... Türk halkının en haklı ve insanca olan bu son direnişi, adi bir yalan kampanyası ile gölgelenmeye çalışılmaktadır... Güya Erdoğan, " Faiz lobisi" nin halkın daha fazla sömürülmesine engel olmak istediği için bu "lobi"ye karşı bir şey yapmış gibi, -işte onun da ne olduğunu kimse bilmiyor- bunun üzerine "faiz lobisi" de hükümete karşı bu ayaklanmayı başlatmışmış.... Erdoğan'ın "Faiz lobisi" olarak tanımladığı, menkul değerleri alıp satanlardır kuşkusuz. Ne yazık ki, hükümetin izlediği ekonomik politika, günü kurtarmaya ve bir avuç olan bu rantiyecileri zengin etmeye yöneliktir... Rakamlar ortadadır; 2002 yılı sonunda Türkiye'nin dış borcu 129 milyar dolar iken, AKP'nin iktidara gelmesi ile birlikte bu rakam 337 milyar dolara çıkmıştır... Acaba hükümet yabancı finans kuruluşlarından borç olarak aldığı paraları nasıl kullanmıştır? İşsizliği azaltacak, istihdam alanları yaratmamıştır. Bunun yanında; iktidardakiler, çocuklarının gemiciklerini çiftleştirmişlerdir... Özetle söylemek gerekirse; iktidar sahipleri ve yandaşları, ülkeyi borçlandırarak aldıkları paraları, kendileri için kullanıp zenginleşmişlerdir. Parayı takip ederek suçluları yakalayabiliriz... Hükümet, toprak satın alıp topraklarımıza katmamıştır... Diğer taraftan, yandaşlarına da düşük faizli krediler vermiştir... Şimdi de utanmadan, ekonomiyi düze çıkarmakla övünüyorlar. 2002 yılında Türkiye'nin borcu 218 milyar dolar kadardı. Sonuçta; devletin borçlarını Türk halkı ödeyecektir... Bu dönem hükümet, borç almak için IMF yerine, diğer uluslar arası finans kuruluşları seçmiştir. Cari açık konusu hükümetin karnesidir: En basit anlatımıyla cari açık; bir ülkenin ürettiğinden daha fazla tüketmesiyle ortayla çıkan farkı anlatmaktadır. "Hazıra dağlar dayanmaz" demiş atalarımız. Şimdi de gelelim başımıza bela olan "faiz lobisi"ne: Erdoğan'ın faiz lobisi olarak tanıtmak istediği, üretim ve yatırım yapmadan, sadece para ile para kazananlardır... Hükümet, sıcak para akışının devam etmesi için, kaynağı belli olmayan kara paraların bile ülkeye gelmesi için elinden geleni yapmıştır. İktidarın "faiz lobisi" dediği, Borsa'da faaliyet gösteren yerli ve yabancı şirketler ile iç borçlanma senetlerini satın alan zenginlerdir! AKP hükümetlerinin bu rantiyecilere ödediği faizlerin toplamı: 1923-2001 yılları arasında ödenmiş olan faizlerin neredeyse 16 katına ulaşmıştır... Bu tercihler AKP iktidarlarınındır. AKP'nin ekonomi politikaları böyledir işte... Bu gerçeklere rağmen, yandaş televizyonlara çıkıp, AKP iktidarının icraatlarını ve özellikle de ekonomi politikalarını övenler; açıkça halkı aldatmaya çalışan yalancılardır. Bu hainler şimdi de diyorlar ki: " Taksim Gezi Parkı Direnişi'nin arkasında George SOROS vardır..." Saros kimdir? Soros, dünya çapında faaliyet gösteren arsa ve para spekülatörü olan bir adam... Taksim Gezi Parkı Dayanışması'nı yürütenler ise, orta sınıfın çocuklarıdır. Söyler misiniz George Soros, AKP iktidarına karşı, Türk halkını ayağa kaldırabilmek için ne yapabilir ki? Bu masalların tamamı, halkın gerçekleri görmesini engellemek içindir... Türk halkının içinden gelen, en haklı tepkilerin bir yerine illa da "yabancı bir unsur" yerleştirmek, çok eski bir taktiktir... Hükümet, "faiz lobisi" dediği kan emicilerin canını acıtacak hangi yasal düzenlemeleri yapmıştır da bunlar hükümetin düşmesi için sokaklara inmişlerdir? İşte böyle yalanlarla, Türk halkını yeniden teslim alabileceklerini sanıyorlar. Onlar da hiç bir zaman halkın arasına girmemişlerdir... Bugün direniş cephesinde yoksul Türk halkının çocukları vardır... Bu nedenle de Taksim Gezi Parkı Direnişi ile başlayan ve Türkiye geneline yayılan direniş, baştan aşağıya millidir... Ne yapacağını iyice şaşıran Başbakan, bu milli direnişe destek verenleri; "Mesele sadece Gezi değil diye 'tweet' atanlardan hesap soracağız" diyerek tehdit etmektedir... Tehdit edilenlerden aklıma gelenlerin bir kısmının listesini aşağıya çıkarttım: Öcalan'lı açılıma, bölünme anayasasına, Ergenekon ve Balyoz tertiplerine, bu tertipler üzerine uydurulan "Ergenekon Örgütü" yalanına, hükümetin barışçı olmayan Suriye ve Ortadoğu politikalarına, milli bayramların unutturulmak istenmesine, milli kahramanlarımıza ayyaş denmesine, özelleştirmelere, ihale yolsuzluklarına, Deniz Feneri davasındaki iğrenç ilişkilere, HES'ler ve taş ocakları ile doğanın katledilmesine, Cumhuriyet değerlerinin birer birer içinin boşaltılmasına, Osmanlıcılık özlemlerine, yargının ele geçirilerek adaletin yok edilmesine, halkın yarısının ötekileştirilmesine, dinin en kötü şekilde siyasete alet edilmesine, din ve dince kutsal sayılan değerlerin istismarına, eğitim öğretim birliğinin bozulmasına, ha bire imam hatip okulu ve kuran kursu açılmasına, sağlık hizmetlerinin giderek ticarete dönüşmesine, milli değerlerle alay edilmesine, ülkenin varlıklarının talan edilmesine, Atatürk anıtlarına çelenk konulmasının yasaklanmasına, Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızın itibarsızlaştırılıp unutturulmak istenmesine, Atatürk Orman Çiftliği'nin ABD'ye satılmasına, Anıt Kabir'i yıkacağız diyenlere ses çıkartılmamasına, Türk askerinin başına çuval geçirenlere dua edilmesine, yabancı askerlerin kaymakamlarımızı tokatlamasına, Seyit Rıza, Şeyh Sait gibi Cumhuriyet düşmanı hainlerin heykelinin dikilmesine göz yumulmasına, hainlerin torunlarından özür dilenmesine, Türk düşmanlarının baş tacı edilmesine, toprak bütünlüğümüzü tehdit eden Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde görev alınmasına, emperyalistlerle 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşmalar imzalanmasına, seçilmiş milletvekillerinin özel görevli mahkemelerce tahliye edilmeyerek milli iradeye saygısızlık yapılmasına, halkın muhalif kesimlerinin ötekileştirilip, düşman ve "terörist" gibi gösterilmesine, muhaliflere sürekli hakaret edilmesine, hak arayanların azarlanmasına, KPSS sınavlarında soruların yandaşlara verilmesine, bu tür olaylara katılanlar hakkında göstermelik soruşturmalar yapılmasına, İmam-Hatipliler devlet dairelerine doldurulurken normal liselerden mezun olanlara kapıların kapatılmasına, kadınların kaç çocuk doğuracağına ve nasıl doğum yapacaklarına karışılmasına, gelecek nesillerin dindar ve kindar olarak yetiştirilmek istenmesine, halka kabadayılık yapılmasına, özel yaşama müdahale edilmesine, hava alanından Ankara'ya kadar miting yeri olmayan 4 ayrı yerde yasa dışı mitingler yaparak AKP'ye imtiyazlı davranılmasına, telefonların yasa dışı dinlenmesine muhaliflerin özel yaşamına ilişkin video kayıtlarının internet ortamında dağıtılmasının engellenmemesine, ilgililer hakkında gerekli yasal işlemlerin titizlikle yürütülmemesine, halkın en temel haklarından olan düşünceyi ifade etme özgürlüğünün kullanılması kapsamında yapılan gösterilerin biber gazı ile bastırılmasına, halkın zeka düzeyi ile alay edilmesine, sürekli "bizi aşağıladılar" yalanını tekrar ederek mağdur rolü oynanmasına, halkın acıma duygularının istismar edilmesine, TRT'nin iktidarın borazanı haline getirilmesine, yazılı ve görsel medyanın ele geçirilmesine, devletin terör örgütü PKK ile aynı masaya oturtulmasına, pırıl pırıl çocuklarımıza çapulcu denmesine ve hepsinden daha da önemlisi yöneticilerimizin sürekli yalan söylemesine hayır diyenler bu ülkenin vatandaşlarıdır ve ben de onlardan biriyim... Tayyip Erdoğan böyle düşündüğümüz için varsın hesabını sorsun bize... Adalet yerini bulacaksa eğer, benden sorulacak hesaba, yukarıdakiler de dahil edilsin... Halkın gösterdiği haklı tepki; yaşanan bu olumsuzluklardan oluşan toplam öfkenin patlamasıdır. Zira bu kritik dönemde, onlar da görevlerini yapmayıp, iktidarın dümen suyunda yüzdüler... İktidarın kendilerine verdiği gündemle yetindiler, gündemi belirleyemediler... Görüldüğü gibi "mesele" sadece kesilmek istenen ağaçlarla ilgili değildir... Geldiğimiz bu noktada, ne iktidar ne de muhalefet; sokağın dilini anlayabilmiştir. Hükümet ve muhalefetin farklı cümlelerle "evinize dönün" diye yalvarmasına da aldanmamak gerekir... Türk halkı, yeni bir iktidar ve yeni bir muhalefet yaratacak kadar yetenek, zeka ve birikime sahiptir. Av.Cemil Can DİPNO.(1)http://www.odatv.com/n.php?n=abd-cin-ve-rusya-anlasti-teyyip-gidici-1206131200#.UbzqIU3ki2E.facebook |
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Basari tatlidir ama ter kokar.Anonim Nasihat
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder