Yugoslavya'dan beter olacakmışız.
Oluruz, kesinlikle oluruz.
Çünkü onlar en çok bölündü.
Biz ise bölünemeyeceğiz.
Sorun bu işte.
Yıl 1960 öncesi bir tarih olsa çok kolay.
Kimse kimseye karışmamış.
Şimdi öyle mi, herkes her yerde.
Ayrılıkçı Kürtler her yeri istiyor, her yerde kantolar olacak, hem de ülkenin Güneydoğu Anadolu bölgesi koparılacak.
Türkler bütün bunları izleyecek ve kabul edecek.
Plan, hayal ya da hülya budur.
Biz bölünelim derken birbirimizi katledeceğiz.
Aramıza kan girecek.
Komşu bir Kürt devleti kurulsa bile kanlı olacağız.
Ülkemizde kendine Kürt diyebilen kimse kalmayacak.
Kalanlar sümme haşa biz özümüzden Türk'üz diyecekler.
Kripto Kürtler olacak.
Avrupa'ya, Yeni Dünya'ya kaçışanlar olacak.
Onlar nefretle dolacak.
Yeni ve araya sıkışmış Kürt devleti halkına nefret öğretecek.
Mülteci olmuş, büyük hayallerle yola çıkmış Kürtler kazık yediklerini anlayacaklar.
Derin bir mağduriyet hissi oluşacak.
Yüzyılları aşan bir mağduriyet edebiyatı, kin sanatı olacak.
Bir benzerlik var değil mi?
Bir yerlerden hatırladınız değil mi?
Ermeniler.....
İşte Ermenilerle aramızda ne olduysa, nasıl olduysa aynen öyle olacak.
Tarih bir kez daha tekerrür edecek.
Kendinizi, çocuklarınızı, torunlarınızı şimdiden hazırlayın.
Bunlar olacak.
Ermenilerle nasıl olduysa aynen öyle olacak.
Kürtler ve Türkler.
Bölünemeyen ülkeler nasıl bölünürse öyle bölünecek.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Türker Ertürk: ANADOLU İSLAM DEVLETİ
Bayramın birinci günü İstanbul'da bulunan Edirnekapı Şehitliği'ne gittim.
Şehit mezarları arasında dolaşarak, mezar taşlarını okuyarak, ziyarete gelmiş yakınlarının ne yaptığını izleyerek ve bazılarıyla da sohbet ederek epey zaman geçirdim.
Dua edenler, ilahi okuyanlar, kafasını mezar taşına dayayıp için için ağlayanlar, yıllar geçmesine rağmen evlat acısı dinmeyen ve mezarların başında ağıt yakan analar ve babalar gördüm.
Bu acı ve yürek dağlayıcı tablonun sorumlusu ise hiç şüphe yok ki, emperyalizm tarafından kollanan, desteklenen ve korunan PKK terör örgütü ve onun bebek katili cani lideri Abdullah Öcalan'dır.
Bunun böyle olduğunu şehitlerimizin mezar taşlarında bulunan yazıtlardan da anlamak mümkün.
Bu yazıtlar sanki tarihsel bir gerçekliği gelecek nesillere aktarmak için kazınmış oraya!
Allah belalarını…
Ama 12 yıldır işbaşında bulunan AKP iktidarları, elinde Şehitlerimizin ve Mehmetlerimizin kanı olan bu terör örgütü ile masaya oturmuşlar, pazarlıklar yapmışlar ve onları yasallaştırabilmek için kanunlar bile çıkarmışlardır.
Böyle bir durumu dünyanın hiç bir yerinde göremezsiniz ve modern tarih böyle bir hainliği kaydetmemiştir.
Bu durumu şehit yakınları ile konuştum.
Açılımlar için görüşlerini ve PKK terör örgütü ve lideri ile yapılan pazarlıklar için ne düşündüklerini sordum.
Hepsi " Allah belalarını…" diye beddualarla başlayan konuşmalarında kızgınlıklarını ve ihanete uğramışlıklarını örneklerle anlattılar.
Ölmeye gidilir mi?
Ülkenizin bölünmez bütünlüğü, menfaatleri, savunması ve huzuru için belirlenen milli davalarınızdan kolayca vazgeçerseniz, bu yolda savaşa ve mücadeleye gönderdiğiniz insanlarınızın şehit olma gerekçelerini yok sayan icraatlar yaparsanız artık ülkeniz için savaşacak adam bulamazsınız!
PKK terör örgütü ile yapılan pazarlık aynı zamanda bu zararı da vermiştir ülkemize!
Meclis'ten geçen tezkere ile şimdi gençlerimizi Suriye'ye savaşa göndermek istiyorlar.
En haklı davamıza bile sahip çıkmayan, emperyalizmin emri olan açılımlarla ülkemizi bölünmenin ve iç savaşın eşiğine getiren ve komşularımıza terör ihraç eden bir iradenin isteği ile ölmeye gidilir mi?
Türkiye IŞİD'leşiyor!
Suriye'de yapılmak istenen savaş bizim değil emperyalizmin savaşıdır.
Tezkerenin lafzı içine dahil edilen PKK halkı kandırmak içindir.
Sen PKK ile halvet ol, aynı yatağa yat, onu yasallaştırmak için çalışmalar yap, pazarlık masasına otur ve onla mücadele eden kahraman askerlerimizi içeri at sonra tezkereye PKK'yı terör örgütü olarak yaz.
Buna kargalar bile güler ve ancak zeka özürlü insanlar inanır.
Tezkere metni içinde IŞİD'in terör örgütü olduğu ve mücadele edileceği vurgusu ABD'nin zorlaması ile konmuştur.
Çünkü Davutoğlu IŞİD ile gerçekten ideolojik yakınlık içindedir.
Esasında IŞİD ile savaşmak istemiyorlar.
Türkiye'yi adım adım IŞİD'leştiriyorlar!
Yugoslavya'dan beter olacağız!
12 yıldır iktidarda bulunan AKP Türkiye'yi ikili bir felakete doğru sürüklüyor.
Birincisi; Türkiye, etnik alt kültür fay hatları üzerinden bölünüyor, ayrışıyor ve parçalanıyor.
Diğeri ise Ortaçağ karanlığına doğru sürükleniyor.
Bunun anlamı IŞİD'leşiyor!
Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerinin kazanımlarını merhale merhale yok etmek, kadınlarımızı çocuk yaşında itibaren kapatmak, okulları imam okullarına döndürmek bunun alt yapısını ve iklimini hazırlıyor.
Bu iklim iyice oluştuktan sonra siz isteseniz de, istemeseniz de Anadolu İslam Devleti (AİD) olacak bilmiş olun.
Böyle gidersek Yugoslavya'dan daha beter olacağız!
Hiç değilse onlar sadece bölündü!
Biz ise bölünmekle kurtulamayacağız aynı zamanda Anadolu'nun IŞİD'i olan AİD olacağız.
Saygılar sunarım.
İLK KURŞUN
Politika yozlasmadan baska bir sey degildir. Jonathan Swift |
ALLAH SONSUZ MERHAMET VE BAGISLAMA SAHiBiDiR. *** ZARIYAT 13 : Ateste kivrandirarak yakar. VAKIA.52 : Yakarak cezalandirmak ona yetmez ; ustune bir de zehirli zakkum yedirir. GASIA .6 Sonra kuru diken yedirir, cali yedirir. IBRAHIM.16 : Ofkesini Kontrol edemez ; ustune bir de irinli su icirir. MUMIN.72 Rad 5 : Boynuna zincirli demir halka baglayarak seni yerde surukler. HACC 19 : Kafana kaynar su doker MUHAMMED 15 ve VAKIA 54 : Kafana dokmekle yetinmez, kaynar suyu ,icirererek bagirsaklarini parcalar. TEVBE 35 : Kizgin demirler, alnini bogrunu sirtini daglar. NISA 56 : Butun bunlari yaptiktan sonra yine ofkesini alamaz ve daha cok aci cekesin diye, derilerini tazeleyip tekrar tekrar yakar. |
Tum kara kopekleri oldurunuz. Cunku onlar seytandir. Hanbel 4/85; 5/54 |
Din, dunya hayatini tanzim ve dunyayi iyi ve adilane idare etmek icin gonderilmistir. Mehmet Sevket Eygi Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami. |
Anadolu'daki Milliyetci hareketi yok etmek, millet icin var olma meselesidir... O alcaklara karsi cikanlar, Islama, halifeye, padisahimiza unutulmaz hizmette bulunmus olacaklardir. Yazar Refi Cevat Ulunay - 04.04.1920 |
Ingiliz subaylari tarafindan sevk ve idare edilen alti bin kisi olduklari tahmin edilen Ermeni kuvvetinin Nahcivan ve havalisini isgal ettikleri ... (11 Haziran 1919) K. ATATURK |
EINSTEIN IN KOZMIK DINSEL DUYGUSU Tum bu dinsel- tiplerde ortak olan Tanri kavrami insanmerkezci karakteridir. (...) Ama tum bunlarda bulunan dinsel deneyime dair bir ucuncu asama vardir, saf haliyle cok seyrek olmakla birlikte: ona kozmik dinsel duygu adini verecegim. Bu duyguyu, hic yasamamis birine, ozellikle buna karsilik gelecek Tanri ya iliskin hic insanmerkezci olmayan bir kavrama sahip olmayan birine izah etmek cok zordur. Kozmik dinsel duyguyu insanlar birbirlerine nasil iletebilirler, hele ki Tanri ya iliskin bir tanim vermiyorsa, bir teoloji ogretisi vermiyorsa? Bence, sanat ve bilimin en onemli islevi, onu almaya acik olanlar icin, bu duyguyu diriltmek ve canli tutmaktir. Bu sekilde din ile bilimin iliskisine dair, bilindik olandan cok farkli bir kavrama ulasiyoruz. Bir kisi konuyu tarihsel olarak ele alsa, bilim ve dinin uzlasmas karsitliklar olarak gormeye baslar. (...) Ben iddia ediyorum ki kozmik dinsel duygu bilimsel arastirma icin en guclu ve muhtesem gududur. (...) Bir insana boyle bir gucu kozmik dinsel duygu verebilir. Bir cagdasim soylemisti, haksiz olmayarak, bizim materyalistik cagimizda ciddi bilimsel arastirmacilar tek en derin dinsel insanlardir. How can cosmic religious feeling be communicated from one person to another, if it can give rise to no definite notion of a God and no theology? In my view, it is the most important function of art and science to awaken this feeling and keep it alive in those who are receptive to it. We thus arrive at a conception of the relation of science to religion very different from the usual one. When one views the matter historically, one is inclined to look upon science and religion as irreconcilable antagonists. (...)I maintain that the cosmic religious feeling is the strongest and noblest motive for scientific research. (...)It is cosmic religious feeling that gives a man such strength. A contemporary has said, not unjustly, that in this materialistic age of ours the serious scientific workers are the only profoundly religious people. New York Times Magazine on November 9, 1930 pp 1-4.It has been reprinted in Ideas and Opinions, Crown Publishers, Inc.1954, pp 36 - 40.It also appears in Einstein s book The World as I See It, Philosophical Library, New York, 1949, pp.24 - 28.) |
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir. Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi gorunmez, kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder, butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur, ulusun ruhunu curutur Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir Bir katil daha az korkuludur. Marcus Tullius Cicero (M.O.106-M.O.43) |
Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir David Ben Gurion, Israil Basbakani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder