22 Ekim 2014 Çarşamba

Kampanyaya: AK SARAY (Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı) Üniversite Olsun !

http://www.change.org/p/chp-genel-merkezi-ak-saray-yeni-cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-saray%C4%B1-%C3%BCniversite-olsun?utm_campaign=petition_created&utm_medium=email&utm_source=guides
-------- Forwarded Message --------
Subject:     Kampanyaya katılalım lütfen...
Date:     Tue, 21 Oct 2014 11:39:10 +0300
From:     Halit Toprak <halit.toprak@gmail.com>
Merhaba!

"Mehmet Halil ARIK: AK SARAY (Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı) Üniversite Olsun !" kampanyasını başlattım ve harekete geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.
Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bunu imzalar mısın? İşte linki:

http://www.change.org/p/mehmet-halil-arik-ak-saray-yeni-cumhurbaşkanlığı-sarayı-üniversite-olsun
http://www.change.org/p/chp-genel-merkezi-ak-saray-yeni-cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-saray%C4%B1-%C3%BCniversite-olsun?utm_campaign=petition_created&utm_medium=email&utm_source=guides

İşte bu yüzden önemli:

Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı
AK SARAY ÜNİVERSİTE OLSUN!...
 
KONU VE İSTEM: Atatürk'ün mirası; Atatürk Orman Çiftliği'nin gaspedilen arazisi üzerine yasalar çiğnenerek inşa edilen (Yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı) AK SARAY'ın ; (gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adına yaraşır bir isimle)TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN EN BÜYÜK ÜNİVERSİTESİNİ KURMAK ADINA TAHSİS VE TESCİLİNİN SAĞLANMASI İSTEMİMİZDİR.
 
GEREKÇE: (Hukuksal nedenler)
a)Atatürk Orman Çiftliği arazisi; Gazi Mustafa Kemal'in şahsi mülküdür. Özel vasiyetle Türk Milleti'ne hibe edilmiştir. Hiçbir kişi, kurum ve makamın özel kullanımına tahsis edilemez.
                        b)Yasalarla tanınmış tüzel kişiliğe sahiptir.
                        c)1992'de 1. derecede sit alanı statüsüne sahip kılınmıştır.
            d)Bu nedenle; araziye, inşa edile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yasal bir dayanağı olmadığı açıktır.
e)Bu konularda verilmiş mahkeme kararları da mevcuttur. Bu kararlara uyulmaması, kamuoyunda yasalara duyulması gereken güvene gölge düşürür niteliktedir.  Güya kararlılık adına yasa tanımazlık ve bu yönde verilen beyanatlar kamuoyunun vicdanında olumlu yer bulmamıştır.
f)Ayrıca; bu güne kadar, gerek tarihi misyonu, gerekse fiziki özellikleri-kapasite ve konumu ile Cumhuriyetin en iyi şekilde temsiline müsait Çankaya Köşkü bütün ihtişamı ile dururken, bu güne kadarki Cumhurbaşkanlarının gereksinmelerine yeterli gelirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve ulusunun daha öncelikli ihtiyaçları dururken, böylesine külfetli ve ihtişamlı bir yatırımın yapılmış olması, o yüce makamın saygınlığına gölge düşürmüştür.
g)Bu cümleden olarak; Saray'ın, 1000 odası ve 300.000 metre karelik alanı ile, diğer ülkelerin en meşhur YÖNETİM sarayları ile kıyaslandığında, kamu vicdanındaki o kırgınlık (hatta öfke) makul bir mazeretle silinemeyecek, dolayısı ile o en yüce makamın saygınlığı vicdanlarda yara alacaktır.
            Kıyaslama:  
AK SARAY; 1000 oda, 300.000 metrekare. (Yeni eklentilerin de inşa edileceği söyleniyor)
DOLMABAHÇE SARAYI: Rıhtımı, camisi, saat kulesi dahil, 64 bin metrekare.
BEYAZ SARAY:( ABD-Obama oturuyor) tenis kortu, bowling salonu, sineması, yüzme havuzu, bahçesi dahil, 55 bin metrekare
KREMLİN SARAYI: (Rusya;Putin oturuyor)  25 bin metrekare.
BACKİNGHAM SARAYI: (İngiltere- Kraliçe oturuyor.) 775 oda. 77 bin metrekare.
ELYSEE SARAYI: (Fransa cumhurbaşkanlarını oturuyor) 11 bin metrekare.
<!--[if !supportLineBreakNewLine]-->
<!--[endif]-->
AÇIKLAMA:
Demokrasilerde yasaların üstünde güç yoktur. Birey olarak herkes, yasalar önünde eşittir. Hiçbir kişi, zümre, kurum, makam; kaynağını anayasadan ve yasalardan almayan bir hakkı kullanamaz. Kurum ve makamlara tanınan yetkiler, makam sahiplerince bireysel hak olarak görülemez; kullanılamaz!...
Bu hüküm; yönetim kademesindeki kişi ve kurumların tamamını kapsar. 
"Ben yaptım oldu; ben istedim!... Yaparım!..." hükümleri keyfilikler üzerine kurgulanamaz. Demokrasiler; keyfiliklerin önündeki en güçlü yasal engellerdir.
Hiçbir kişi, zümre veya makam sahibi, kendi hak ve yetkilerini yasaların çizdiği sınırların ötesine taşıyamaz, kullanamaz.
Hiçbir kişi, zümre, kurum ve makam sahibi; yasaların amil hükümlerini uygulamaktan, T.C. mahkemelerinin, Türk Milleti adına verdiği hükümleri yerine getirmekten kaçınamaz… Hiç kimse, kanunlarla belirlenmiş hak ve yetkilerinin ötesinde kendisine ayrıcalıklı misyon yükleyemez…
Toplumsal huzurun gereği olarak, yasalara en çok uyması gerekenlerin, yasaları yapanlar ve yasaları uygulatanların olması gerektiği açıktır. Bu cümleden olarak; devlet çarkını çeviren yönetim erki, kendisini ayrıcalıklı haklara sahip konumda göremez. Keyfilik; demokrasilerin en büyük düşmanıdır.
İstediğinde kural koyan, istediğinde kural ve yasa çiğneyen, mahkeme kararlarını hiçe sayan yönetim erkinin demokrasilerde yeri tartışmalı hale gelmişse; bu noktada; toplumun, yasa tanımayan, mahkeme kararlarını hiçe sayan yönetim erkinden, taleplerini yüksek sesle isteme hakkı doğmuştur.
Yeni Cumhurbaşkanlığı S arayı AK SARAYIN ÜNİVERSİTE OLMASI TALEBİ DE BU HAK İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR
 
SONUÇ: Yukarıda sayılan ve daha pek çok nedenlerle kamu vicdanında açılacak bu yaranın en kısa sürede telafisi için gereği yapılmalıdır. Ve adıyla da siyasi kimlik kazandırılarak vicdanlardaki yarayı derinleştiren AK SARAY, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adına yakışır biçimde, dünya ölçeğinde, çağdaş, saygın bir bilim yuvasına, ÜNİVERSİTEYE, dönüştürülmelidir. 
 
ÖNEMLİ NOT: LÜTFEN BU TALEBİ, HERYERDE YÜKSEK SESLE DİLE GETİRELİM… PAYLAŞALIM;
AKP DIŞINDAKİ TÜM SİYASİ PARTİLERİN BU KONUYA KAYITSIZ KALMAYACAĞINA İNANIYORUM.  SAYGILARIMLA….
 
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com
 

tel. 0535 202 11 61
Bu linke tıklayarak kampanyamı imzalayabilirsin.

Teşekkürler! 
Mehmet Halil Arık

--


DAL GONCAYI BIR SABAH
. . . . . .
Dal goncayi bir sabah acilmis buldu,
Gul melteme bir masal deyip savruldu
Dunyada vefasizliga bak; on gunde
Bir gul yetisip, acip, solup kayboldu.
. . . . . .
Sen acirken bana, hic bir gunahimdan korkmam
Benle oldukca; yokus, engebe, yoldan korkmam
Beni ak yuzle diriltirsin a Tanrim, bilirim;
Defterim dolsa da suclarla, siyahtan korkmam.

OMER HAYYAM



Zeyd o kadindan ilisigini kesince onu sana nikahladik ki, Zaten Allah in emri yerine getirilmistir.

Ahzab 33/37
ZEYNEP Muhammedin in oz halasinin, guzelligi ile unlu kizi ve 7.esidir.
Kolesi ve hukuken evlat edindigi Zeyd i, hala kizi Zeynep ile evlendirdi.
Muhammed goruntude boyle bir evlilik yaptirdi diye dedikodularin ardi arkasi kesilmedi.
Azhab suresinde Muhammed peygamber hanimlari dedikodu yapmayin diye vahiy geldi dedi.
Muhammedin in istemesiyle Zeyd, evliligi sona erdirdi.
Bir muddet sonra da Peygamber e, Zeynep ile evlenmesi icin vahiy yoluyla emir geldi.

 
Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera


Istanbul un karsi karsiya bulundugu susuzluk otelerden gelen bir uyaridir.
Bakalim uyanip toplanabilecek miyiz?

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.


Anadolu ile degil, Yunanistan ile anlasmaliyiz.

VAHDETTIN (Osmanli Padisahi) - 15.10.1920


Maras a Fransiz kuvvetleri girmekte ve oradaki Ermeniler vasitasiyla Musluman kardeslerimize karsi bir katliam icra etmekte olduklari haber alindi.

(1/2 Kasim 1919)
K.ATATURK


Tanri sozu benim icin insanoglunun zayifliginin bir ifadesinden ve urununden baska bir sey degildir.
Incil, saygideger bir kolleksiyon, ama oldukca cocukca olan ilkel duzeydeki efsaneler.
Ne kadar ince olursa olsun hicbir yorum, benim icin bunu degistiremez.

The word god is for me nothing more than the expression and product of human weaknesses, the Bible a collection of honourable, but still primitive legends which are nevertheless pretty childish.
No interpretation no matter how subtle can (for me) change this

Albert Einstein; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.66.


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran


Ben askerlerimi, Arap kizlarinin irzlarina gecmesi yolunda cesaretlendirdim.
Cunku Filistinli kadinlar Yahudilerin kolesidir ve biz bu kolelere istedigimizi yapariz ve kimse bizden hesap soramaz.
Asil biz herkesten hesap sorariz

Ariel Saron, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder