Devlet memurlarının bir bölümü bir cemaaten olsa ne olur?
İşte böyle olur.
- Memur amirine itaat etmez.
- Amirde şüphe olur.
Son pusu olayının kahramanları gerçekten de cemaatçi olabilir, ya da olmayabilir.
Bunun önemi yok.
Önemli olan güvenmiyoruz, devlete ve yaptığı işlere güvenmiyoruz.
Daha doğrusu devlete değil, memurlarına güvenmiyoruz.
Her işin ardında bir komplo arıyoruz.
Sebepsiz bir paranoid hazeyan değil.
Aynı cemaatin Ergenekon, Balyoz, Oraj, Suga, Sauna kıl tüy bir sürü soruşturmada yaptıklarını biliyoruz.
Gencecik teğmenlerin evlerine girdiler, buzdolabının ardına, şuraya buraya esrar koydular.
Deniz Harp Okulu öğrencilerini toptan ibne ilan ettiler.
Komutanlarını Sabetaycı, Yahudi falan gösterdiler.
Eşgüdüm içinde yaptılar.
Bir senaryo dahilinde oldu herşey.
Yapılanların çok cephesi vardı.
Medya en önemli cephesiydi.
Devlete namusuyla hizmet etmiş generallerin evlerine sabaha karşı gittiler.
Güney doğu gazilerini sabaha karşı enselerinden bastıra bastıra ekip otolarına bindirdiler.
Olmadık yerlerde medyatik kazılar yaptılar.
Basın oradaydı, hepsi de locadan kayıt yaptı.
Kullanılmış Lav silahları buldular.
Aynı seri numarasına sahip bombalar bir sürü yerde bulundu çıkarıldı.
İtiraz edenlerle medya üzerinde alay ettiler.
Devletin koca genel kurmay başkanı ordusunu savundu, eline kullanılmış Lav silahı aldı bu bir işe yaramaz, bir borudur dedi.
Makaraya sardılar, general boru dedi dediler.
Encümen-i DanişVikipedi, özgür ansiklopedi Encümen-i Daniş, Osmanlı Devleti'nde 1851-1862 yıllarında hizmet vermiş bir bilim kuruludur. Kurucusu Mustafa Reşit Paşa'dır. Fransız İlimler Akademisi'ni örnek alarak kurulan bu kurulun başardığı en önemli iş, Ahmet Cevdet Paşa'ya yazdırılmış "Tarih-i Cevdet" adlı eserdir. |
Bu ülkede derin devlet falan yoktur.
Gabiyyen Allah(Allahın aptalı) bir devlet aygıtıdır, derin falan da değildir.
Eğer olsaydı, bu insanların tamamı bir yerlerde infaz edilirdi.
Kimi gece vakti kamyon önüne ittirilirdi.
Kimi sebepsiz, bir apartmanın tepesinden düşerdi.
Kimi tuhaf şekilde kalp krizi geçirirdi.
Olmadı bunlar.
Bu entrikaları yönetenler, alet olanlar hala daha gül gibi yaşıyorlar.
Demek ki, derin devlet, gizemli Encümen-i Daniş falan hikayeymiş.
Devletin koca orgenerali emekli olunca mahalle kıraathanesinde atıp tutmak yerine bir büyük klüpte toplanmış.
Bunların atıp tutmaları falan hep üst düzey mastürbasyonmuş.
Onca dizi yapıldı, komplo teorileri konuşuldu, gizemli konseyler falan.
Bunlar gerçek olsaydı günümüz Türkiyesi asla böyle olamazdı.
Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve diğer hainler asla fırsat bulamazdı.
Dedim ya, derin devlet derin işler yapar.
Ya alnını çatından vurur.
Vurur da, adamı devlet şehidi ilan eder.
Ya da rezil eder de öyle yoldan çeker.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Pensilvanya olayların arkasında işte böyle var!
Bingöl'deki hain saldırıdan bir gün önce, polisin istihbarata dayanarak yaptığı 'arama ve el koyma' talebi hâkimden döndü.
Terörist Ali Bozan da 2 ay önce trafik kontrolüne takıldı, ancak şüpheli durumuna rağmen savcı arama izni vermedi.
Bingöl'de Emniyet Müdürü Atalay Ürker'in yaralanması, yardımcısı Atıf Şahin ile Güvenlik Şube Müdür Vekili Hüseyin Hatipoğlu'nun şehit olmasıyla sonuçlanan saldırının göstere göstere geldiği ortaya çıktı.
Bingöl Emniyeti'nin saldırıdan 1 gün önce olası terör eylemlerine karşı Sulh Ceza Hâkimliği'ne müracaat ettiği ve "Adli ve Önleme Araması" çerçevesinde "Arama ve El Koyma" talebinde bulunduğu ancak Hâkim Emre Danışman'ın onay vermediği belirtildi.
Aynı şekilde saldırı sonrası ölü ele geçirilen örgüt elemanlarından Ali Bozan'ın da 2 ay önce trafik ekiplerinin yaptığı uygulamaya takıldığı ancak savcının arama izni vermediği öğrenildi.
BİLANÇOYU ANLATIP İZİN İSTEDİLER
Türkiye'yi yasa boğan Bingöl'deki terör saldırısının ardından herkesi hayretler içinde bırakacak detaylar ortaya çıktı.
Terör saldırısının yapıldığı 9 Ekim'den önce Bingöl Emniyet Müdürlüğü, Sulh Ceza Hakimliği'ne 8 Ekim'de "Adli ve Önleme Araması" için talepte bulundu.
Emniyetin, 2 sayfalık gerekçe yazısında, IŞİD'in Kobaniye yönelik saldırılarını sebep göstererek düzenlenenen eylemlere ve sonuçlarına yer verilerek çıkan olaylar yer, tarih ve saatleriyle tek tek anlatıldı.
Doğu ve Güneydoğu'da yapılan eylemlerde 17 kişinin öldüğü ayrıca atılan molotoflarla bir polis aracının yakıldığı, yine bu olayda 1 polis müdürü ile 7 polis memurunun yaralandığı kaydedildi.
PKK ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ölü ve yaralı sayısının arttığına dikkat çekildi.
Yazıda, terör örgütünün güdümünde yayın yapan haber sitelerinden, saldırıların çoğaltılarak devam ettirilmesi yönünde talimat verildiği ve bu yönde güçlü istihbari bilgilere ulaşıldığının altı çizildi.
Bu gerekçeleri sıralayan emniyet, Adli ve Önleme Aramaları yönetmeliği 19.maddesi çerçevesinde, "Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilmesi muhtemel eylemlerin önlenmesi, hak ve hürriyetlerinin korunması" amacıyla Sulh Ceza Hâkimliği'ne müracaat etti.
'TOPLUMU TEDİRGİN EDER' DİYE…
14 mahalleye bağlı bazı cadde, sokak, alışveriş merkezi ile kamu tesislerinin bulunduğu noktalarda şahısların üstleri, araçları ve yanlarında bulunan çanta ile poşetlerinde arama yapılması ve suç teşkil eden eşyaya el konulması için, saldırının yaşandığı 9 Ekim'den itibaren 10 gün süreyle "Arama Kararı" ve "El Koyma Kararı" talebinde bulunuldu.
Fakat Sulh Ceza Hâkimliği "Talep yazısında kuvvetli suç şüphesini gösterir somut deliller olmadığı, bu durumun geniş ve ucu açık bir yetkiye sebebiyet verebileceği ve toplumda tedirginlik yaratabileceği" gerekçesiyle talebi geri çevirdi.
Red kararından bir gün sonra da kanlı saldırı gerçekleşti.
Benzer bir olayın ağustos ayında da yaşandığı ortaya çıktı.
Saldırı sonrası ölü olarak ele geçirilen terörist Ali Bozan'ın, 3 kişiyle içinde bulunduğu 12 AV …plakalı araç 12 Ağustos günü polis tarafından durduruldu ve kimlik kontrolü yaptı.
Araç içinde hazır bulunması gereken ekipmanların kontrolü sırasında bagajda 1′i şeffaf 2′si siyah olmak üzere 3 poşet fark eden polis, şeffaf poşette çok miktarda enjektör, ilaç ve tıbbi malzeme gördü.
SAVCI: ARAMADAN BIRAKIN
Siyah poşetlerin içeriğini göremeyen polis, durumdan şüphelenerek Ali Bozan ve yanındakilere bazı sorular yöneltti.
Şahısların pikniğe gittiklerini ancak birbirlerini tanımadıklarını belirtmesi üzerine polis, telefona sarılıp günün nöbetçi savcısı Mahide Şeker Can'ı aradı.
Durumu savcıya özetleyerek arama izni istedi.
Ancak savcının bu talebe olumsuz yanıt vererek şahısların ve aracın aranmadan bırakılması talimatı verdiği belirlendi.
Savcının talimatı üzerine şahısları herhangi bir işleme tabi tutmadan gönderen trafik ekibi, yaşananları da tutanak altına aldı.
(SABAH)
GEMILERIM . . . . . . Elifbamin yapraklarinda Gemilerim, yelkenli gemilerim. Giderler yamyamlarin memleketlerine Gemilerim, yan yata yata; Gemilerim, kursunkalemiyle cizilmis; Gemilerim, kirmizi bayrakli. Elifbamin yapraklarinda Kiz Kulesi, Gemilerim. Orhan Veli KANIK |
Ya su kisi gibisini gormedin mi? Catilari cokmus, duvarlari-damlari yere inmis bir kente ugramisti da soyle demisti: Allah surayi olumunden sonra nasil hayata kavusturacak? Bunun uzerine Allah, o kisiyi yuz yillik bir sure icin oldurmus, sonra diriltmisti. Ne kadar bekledin? demisti. Bir gun veya gunun bir kismi kadar bekledim. dedi. Hayir, dedi, aksine sen, yuz yil kaldin. Yiyecegine, icecegine bak! Henuz bozulmamis. Esegine bak! Seni insanlara bir ibret yapalim diyedir bu. Kemiklere bak, nasil yerli yerince duzenliyoruz onlari ve sonra et giydiriyoruz onlara. Is kendisi icin aciklik kazaninca soyle dedi o: Allah in her seye kadir oldugunu biliyorum. BAKARA SURESI: 259 |
Peygamber Meymune ile evlendigi zaman her ikisi de ihramliydi. Suneni Nesei, 5-6/179 *** Ihramli olan bir kisi (hacda olan) ne evlenebilir, nekiz isteyebilir, ne de baskasinin nikahini kiyabilir. Nesei 5,6/249 |
Risale-i Nur kitaplarinda, Allah tan cok Said-i Nursi, Kur an dan cok Risale-i Nur kitaplari ovulmustur veya $ik $ik bunlardan ovguyle soz edilmistir. Said-i Nursi, yuceligini Hz.Ali ile Gavs-i Azam in gaybi isaretleriyle aldigini yazmistir. Risale-i Nur da, Risale-i Nur u okumayanlar cahil diye nitelendirilmistir. Adeta Hz.Ali yi kendisine Allah tan vahiy getiren bir vahiy melegi gibi ima etmistir. ($ikke-i Tasdik-i Gaybi-116-126) ($ikke-i Tasdik-i Gaybi 12) |
Kuva-i milliyeciler kudurmus haydutlardir. Medrese Hocalari Dernegi (Cemiyet-i Muderressin) |
Ermenilere vilayetlerimizi peskes cekmeleri de (...) ihtimal bulunuyor. Boyle bir vaziyette Ingiliz birliklerinin Ermenilere onculuk edecegi cok muhtemeldir. boyle bir hali biz dusmanlik olarak gormeye ve saymaya, mesru topraklarimizi ve milli bagimsizligimizi kurtarmak icin mecburuz.... (30 Mayis 1919) K. ATATURK |
Zirvaliklar, bizleri bir ulus olarak birlestiren bir cimentodur.(2007 Yili nda yaptigi bir gosteriden) George Carlin |
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? Fakat bunu yapmaya gucu mu yok? Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir. Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi? Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir. O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu? O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur. O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu? O zaman kotuluk nereden geliyor?" (Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.) EPICURE |
Bizim verecegimiz bir kurban karsiligi, 1000 Filistinli oldurulmelidir Michael Kleiner, Israil Herut Partisi Genel Baskani Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER 0532 233 31 52 |
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder