16 Ekim 2014 Perşembe

Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ : TÜRK TANRISI'NIN KIZGINLIĞI


Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ : TÜRK TANRISI'NIN KIZGINLIĞI

Türkiye ve Türk milleti zor günler yaşıyor.
Âdeta içerimizden ve dışarımızdan düşmanlarla kuşatılmış gibiyiz.
Türk Tanrısı'nın Türk'e kızgınlığı var.
Ne zaman ki, Türk gibi olur, Türk gibi davranırsak üzerimizdeki felâketler kalkacaktır.

Sadece Türkiye'de değil, kargaşa ve buhran.
Bütün Türk dünyası ne yaptığını bilmiyor.
Güya 21.yüzyıl Türk asrı olacaktı!
Bu gidişle 21.yüzyılın sonunu pek zor görürdük, ama yine de Türk Tanrısı'nın müjdesi sayesinde avunuyoruz:
"Yukarıda mavi gök çökmedikçe, aşağıda yağız yer delinmedikçe, ey Türk senin ilini ve töreni kim bozabilir?"
Kırgız ile Özbek sanki soydaş değillermiş gibi birbirlerinin boğazlarına sarılmışlar.
Özbekler, kışın en şiddetli zamanında Kırgızların doğalgazlarını keserek onları donmaya terk ederken;
Kırgızlar da yazın en sıcak ayında Özbeklerin sularını vermeyip, onları kavurucu sıcak ile başbaşa bırakıyorlar.
Böyle kardeşlik mi olur?

Türkmenler, Azerbaycan Türkleriyle yine düşman olmuşlar.
Azerbaycan'daki elçiliklerini kapatarak Ermenistan'da temsilcilik açıyorlar ve Ermenilerin yanında olduklarını gösteriyorlar.
Hiç böyle kardeşlik mi olur?
Kazak Türkleriyle Özbek Türkleri, sonunda ölüm bile olsa, asla bir araya gelmeyeceklerini söylüyorlar!
Yiğit Elçibey'i hep birlikte biz öldürmedik mi?
O er kişiyi yüce dâvasında yalnız bırakmadık mı?
Ölüm döşeğinde bile Türklerin bir gün birleşeceğini hayâl eden bir büyük insandı o!
Yüzyılda bir önümüze çıkan tarihî fırsatları elimizin tersiyle itmedik mi?
Çin'in öncülük ettiği ve ilk başta "Shangay Beşlisi" olarak tanınan, daha sonra Özbekistan'ın da katılımıyla (Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan) Shangay Altılısı hâline gelen, bu Asya'daki yeni siyasî oluşum, aslında tamamen Türklerin aleyhine olmasına rağmen, maalesef Türk cumhuriyetleri buna balıklama atladılar.
Çin'in buradaki tek amacı, andlaşma devletleriyle Doğu Türkistan'ı kontrol etmek ve bu cumhuriyetlerden Doğu Türkistan'a yapılacak yardımların önünü kesmektir.
Kim ne derse desin, bunun mantıklı başka bir izahı yoktur.
Elbette ki, böyle günü birlik politikalarla ve düşüncesizce idare edilen ve aynı ana ile babadan türeyen Bozkurt nesline Türk Tanrısı lânet edecektir.
Geçmişte yaptığımız hataların başımıza neler açtığını ne çabuk unuttuk.
Rus zulmünden sanki yeni kurtulmadık!
Hoş bu yeni bağımsız Türk cumhuriyetlerinin de ne dereceye kadar hür oldukları tartışılır.
Ama her şeye rağmen önümüze bir fırsat çıktı, bu fırsatı hep birlikte değerlendireceğimize, birbirimizin kuyusunu kazıyoruz.

Hepimizin yakından takip ettiği üzere 21.yüzyıla girmeden önce, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla dünya yeniden şekil almaya başladı.
Sovyetlerin ya da Rus İmparatorluğu'nun kısmen parçalanması, birtakım devletlerin ortaya çıkmasına sebep oldu ki, bunlardan birkaçı da bizim soydaşlarımız olduğundan yürekten sevindik.
Fakat gerçek olan, dünyanın çehresinin değişimi epey bir vakit daha devam edecektir.
Özellikle Amerika'daki 11 Eylül saldırısı bahane edilerek, bu devletin Asya'da Rusya'nın nüfuzu kırıldıktan sonra, söz sahibi olmak için doğrudan müdahalesi, ülkeleri tekrar kutuplaşmalara itmektedir.
Aslında Amerika Birleşik Devletleri'nin Avrupa'da, İngiltere'den başka hakikî mânâda tek bir dostu yok iken, dünyanın süper gücü durumuna gelen bu ülkeyi hiçbir devlet karşısına almaya cesaret edemedi.
İster istemez pek çok ülke Amerika'nın yanında olduğunu beyan etti.
Fakat burada bizim için büyük önem arz eden husus, dünyanın gözünü diktiği bu yerlerin, Türklüğün coğrafyası olmasıdır.
Öyle ise, Türk dünyasının bir şeyler yapması gerekir.
Mevcut idarecilerin ileriyi görebilecek yetenekte olmayışı sebebiyle, onlara bazı gerçekleri gösterecek Türkçülerin ön plâna çıkması lâzımdır ki, Türk milliyetçileri geçmişte de bu görevlerini eksiksiz yerine getirmişlerdir.
Ama maalesef çoğu zaman bu Türkçülerin fikirlerine itibar edilmediğinden, iş işten de geçmiştir.

Daha dün ortaya çıkmış milletler ve devletler dünyanın efendiliğine soyunmuşlar, bir zamanlar Türklerin yaptığı işi yapmaya kalkışıyorlar da, 200 milyonluk Türk dünyası oturmuş onları seyrediyor, olacak şey mi?

Biz dünyanın idaresini bıraktığımızdan beri, dünya huzur görmedi.
Türk'ün görevini icra etmek için öne çıkan hiçbir millet, bu işi lâyıkıyla yapamadı.
Dünyayı idare etmek sadece Türk'e yakışıyor.
O zaman neden biz böyleyiz?!

İşte, Türk milletinin yaşamak zorunda kaldığı bu zor çağda, Türk milliyetçilerine, yani Türkçülere büyük işler düşmektedir.
Bazı çevreler tarafından mukaddes enayiler olarak görülen Türkçüler, enayiliklerini yapmaya devam edecekler.
O beynelmilelci vurdum-duymazlara göre, bu enayilik yel değirmenleriyle savaş gibi bir şeydir.
Ama bizim için şereftir.
Küçük Yabgu, 1518 kişiyle 70.000 kişilik Çin ordusuna kafa tuttuğunda öleceğini bilmiyor muydu?
Kür Şad da, 40 kişiyle Çin sarayını basarken mutlaka öleceğini biliyordu.
Ama onlar kendilerinden sonra geleceklerin dünyanın yeniden efendisi olacaklarını hayâl etmişlerdi.
Alp Arslanların, Osman Beylerin, Mustafa Kemallerin kanlarında onların ruhunun yaşamadığını kim inkâr edebilir?
Onların birçoğu tarihin adsız kahramanları ve şanlı delileriydi, biz de onlardan daha deli olmak zorundayız.
Onların yenilmeyen ruhlarını sızlatmaya hakkımız yok ve bu yüzden hiçbir şeyi düşünmeden, kulaklarımızı tıkayarak, asil milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz.
İnsanların ne yaptıkları ve ne söyledikleri bizi pek ilgilendirmesin!
Biz Türk milliyetçileri dünyadaki varlığımızın sebebini bilmek mecburiyetindeyiz.
Bu da kısaca dünyanın idaresinde ve düzeninde yeniden söz sahibi olmaktır.
Bunun için çalışacağız, hiçbir maddî karşılık beklemeden!
Çünkü hiçbir Türkçü, devleti ve milleti için çalışmayı çıkar ve ün kaygısıyla yapmaz, bu onun aslî vazifesidir.

Türkçüler, üzerlerine düşen görevleri en iyi yapmak zorundadırlar.
Bu Türkçülüğün en önemli şartlarından birisidir.
Çevreye iyi görünmek için değil, yarın atalarının huzurunda hesap verebilmek için!
Bugün hepinizin şahit olduğu üzere, sayımız çok azdır.
Ama bunun da zerre kadar önemi yok.
Ha on olmuşuz, ha on tümen!
On kişi de olsak, on tümen de olsak Türk milletinin ve devletinin sonuna kadar emrindeyiz.

Yüce Türk milletinin, Türkçülere her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Bu milletin bir ferdi olmaktan ve onunla gurur duyan Türkçülerin de üzerlerine düşen Türk milletini uyandırma, yeniden ayağa kaldırma işini yapacaklarından şüphe yoktur.
Türk milletinin başka çaresi kalmadı.
Eğer devleti idare edenler yanlış yapıyorlarsa uyaracağız, doğrusunu biliyorsak söyleyeceğiz.
Türkçüler, hiç yüksünmeden, kafaları binlerce kez kırılsa da, bu millete ve devlete sahip çıkarak mücadele etmelidirler.
Bizim kimseye küsmeye hakkımız yok.
Her yerde ve her şartta görev yapmaya hazırız.
Atalarımızın bizlere bıraktığı şerefli geçmişi, üç günlük rahat hayat uğruna feda edemeyiz.
Küçük Yabguların, Kür Şadların, Bögü Alpların, Tonga Tiginlerin, Enver Paşaların, Sultan Galiyevlerin, Şahin Beylerin, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beylerin, Sadık Ahmetlerin, Hüsrev Kaşkayların ruhunu incitemeyiz.
Sonuna kadar Türk doğduk Türk öleceğiz.

http://son.altayli.net/turk-tanrisinin-kizginligi.html


a45UyF587661-141015141746-03
^^^^^ - vvvvv

 



Yirmi yasindaki bir insan, dunyayi degistirmek ister .
Yetmis yasina gelince , yine dunyayi degistirmek ister, ama yapamayacagini bilir.

Clarence s.darrow



Cehennem yemegi
GASIYE 6.onlar icin kuru dikenden baska yemek yoktur,
DUHAN 44/43-46.dogrusu gunahkarlarin yiyecegi zakkum agacidir; karinlarda suyun kaynamasi gibi kaynayan, erimis maden gibidir.
HAKKA 69/36-37 gunahkarlarin yiyecegi olan kanli irinden baska bir yiyecegi de yoktur

 
Nimete kavusmasi icin insana musibet gelir

(Buhari)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.


Risale-i Nur peygamberimizin risaletini yani peygamberliginin bir mirasini ustada verir

Said-i Nursi Iman Hakikatleri baslikli yazisinda.


Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

Teal-i Islam (Islami Yuceltme) Dernegi'nin bildirisi - 1920


Kucuk - Ermenistan teskiline ve Kilikya nin Fransizlar tarafindan tamamen isgaline mani olmak icin, mulkiye memurlarinin ve askeriyenin el ele vererek Adana vilayetinde ve bagimsiz sancaklarda karsi koyma vasitalarini hazirlamalari ve hazir bulundurmalari butun alakadarlara yazildi.

(10 Kasim 1919)
K.ATATURK


Gelecegin dini kozmik bir din olacak.
Kisisel Tanriyi asmali ve dogma ile teolojiden kacinmalidir.
Hem dogal hem de tinsel dinselligi kusatarak, anlamli bir butunluk olarak dogal ve tinsel her butun her seyin deneyiminden doga bir dinsel duygu uzerinde kurulu olmalidir.
Budizm bu tanima cevap verir.
Eger modern bilimsel ihtiyaclarla basa cikabilecek herhangi bir din varsa o Budizm olur.
Eger insanlar sadece cezalandirilmak korkusuyla ve odullendirmek umuduyla iyi insan iseler; bu durumda, gercekten cok uzgunuz.

The religion of the future will be a cosmic religion.
It should transcend personal God and avoid dogma and theology.
Covering both the natural and the spiritual, it should be based on a religious sense arising from the experience of all things natural and spiritual as a meaningful unity.
Buddhism answers this description.
If there is any religion that could cope with modern scientific needs it would be Buddhism.
If people are good only because they fear punishment, and hope for reward, then we are a sorry lot indeed.
Albert Einstein, quoted in Madalyn Murray O Hair, All the Questions You Ever Wanted to Ask American Atheists (1982) vol.ii., p.29


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Siyonizm, bir tur irkcilik ve irkci ayrimciliktir.
Dunya barisina tehdit olusturan Siyonizm i siddetle kiniyor ve tum ulkeleri bu irkci ve emperyalist ideolojiye karsi cikmaya cagiriyoruz

Birlesmis Milletler Genel Kurul Karari No: 3379, 10 Kasim 1975
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder