13 Ekim 2014 Pazartesi

Fatih Terim, istatistiksel olarak tesadüfen İmparator'dur!


Fatih Terim, istatistiksel olarak tesadüfen İmparator'dur!

Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'yı keşfi uygarlık tarihinin en önemli zaferi sayılmıştı.
"Cennet"
in kapılarını Batıya açan bu keşfin asıl anlamı ise yüzyıllar sonra ortaya çıktı.
İstatistik bilimi sayesinde Kolomb'un sayılarına baktığımızda cennetin keşfinin dünyadaki cehennemi nasıl yarattığını gördük.
30 yıl içinde kızılderili nüfusu 500.000'den 10.000'e düştü.
Meksika nüfusu 25 milyondan 6 milyona, Peru nüfusu 7 milyondan 2 milyona, Kuzey Amerika kızılderili nüfusu 18 milyondan 300 bine düştü.
İstatistiklere bakarsak, Kolomb'un cenneti keşfedip onu birkaç onyıl içinde cehenneme çeviren büyük denizci olarak tarihe geçmesi daha isabetli olacaktır.
Galiba tarihi yazarken biraz beklemek gerekiyor.

Türk futbol tarihinin en büyük başarılarını kazanan teknik direktörü birçoklarına göre Fatih Terim'dir.
Futbol anlayışı, karizması ve elde ettiği büyük başarılar ile spor dünyamızın önemli kısmının hayranlığını kazanmıştır.
Hatta bu kesim onu mitleştirerek "İmparator" ünvanına bile layık görmüştür.
Karşıt görüşe göreyse Terim, spor dünyasına yukarıdan bakarak tesadüfü başarılarını spor dünyasına dayatmış kendini beğenmiş bir kişidir.
Gününde yazılan tarihe baktığımızda Terim, Türkiye'yi tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonasına sokan, üçüncü yapan ve UEFA Kupasını ilk kez kazanan kişidir.
Bu açıdan imparator ünvanını hakeder gibi görünmektedir.
Peki yıllar geçtikten sonra, ortaya çıkan istatistiklere bir kez daha baktığımızda, Fatih Terim gerçekten imparator mudur?

Terim'in ilk büyük başarısı Türkiye'yi tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerine sokmaktı.
Grupta oynadığımız rakipler İsviçre, İsveç, Macaristan ve İzlanda idi.
Grubu İsviçre'nin ardından ikinci bitirerek finallere kalmıştık.
Oynadığımız ülkelerin futbol klasmanında o günkü yerine baktığımızda İsviçre UEFA sıralamasının 14.sırasındaydı.
İsveç 11, Macaristan 32 ve İzlanda 29.sıradaydı.
İstatistiklere yakından baktığımızda dört ülkenin de Avrupa'nın önemli takımlarından olmadığı, ikinci ve üçüncü sınıf takımları olduğu görülmektedir.
Tarih, "İmparator Avrupa'ya meydan okudu" diyordu ama gerçek ortadaydı: İmparator zayıf takımlara karşı galip gelmişti.

1996 finallerine yine Terim ile gitmiştik.
Üç maç oynadık ve üçünü de kaybettik.
Grubu ilk iki sırada tamamlayan Portekiz ve Hırvatistan bir sonraki turda elenerek ne kadar zayıf takımlar olduklarını göstermişlerdi.
Aslında bu büyük turnuvada yine görece güçlü takımlara yenilmiştik.
Gerçek ortadaydı: İmparator orta sınıf takımlara karşı kaybetmişti.

2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Norveç, Bosna Hersek, Moldova, Macaristan, Malta ve Yunanistan ile karşılaştık.
Yunanistan'ın ardından ikinci olarak finallere gittik.
Yunanistan UEFA sıralamasının 15.sırasındaydı.
Norveç 20, Bosna Hersek 37, Moldova 28, Macaristan 29 ve Malta 47.sıradaydı.
Tarih, "İmparator Avrupa'ya çıkarma yaptı" diyordu ama gerçek ortadaydı: İmparator zayıf takımlara karşı galip gelmişti.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası en önemli Avrupa başarımız olarak kayıtlara geçmişti.
Üçüncü olmuştuk.
Eleme gruplarında Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti ile oynamıştık.
Portekiz'e yenilip İsviçre ve Çekleri yenmiştik.
Ülkelerin UEFA sıralamalarına baktığımızda Portekiz 9, İsviçre 26 ve Çek Cumhuriyeti 6.sıradaydı.
Çeyrek finalde Hırvatistan ile berabere kalarak penaltı atışları sonrası yarı finale çıkmıştık.
Yari finalde ise Almanya'ya yenilmiştik.
Futbolun yazıtura oyunu penaltıları saymazsak sadece UEFA sıralamasında 6.olan Çekleri yenmiştik.
İsviçre zaten zayıf bir takımdı.
Tarih "İmparator tarih yazdı" diyordu ama gerçek açıktı: İmparator sadece Çek Cumhuriyeti gibi görece güçlü bir takımı yenerek yarı finale kadar çıkmıştı.

Terim'in Avrupa'da oynadığı maçlara baktığımızda ise çok çarpıcı bir gerçek dikkatimizi çekiyor.
UEFA sıralamasında daima ilk on içinde olan Almanya, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz, Hollanda ve Rusya gibi ekol ülkelere ya hep kaybetmiş ya da karşılaşmamıştır.
Bu ülkelere karşı kazandığı tek bir resmi maç bile yoktur.
UEFA sıralamasında ilk on içinde olup da galip geldiği tek takım Çek Cumhuriyeti'dir.
Yani İmparatorun Avrupa'daki zaferleri zayıflara karşıdır.

Türk futbol tarihinin en büyük kulüp başarısı kabul edilen Galatasaray'ın 2000 yılında UEFA Kupasını kazanması yine Terim'in başarısıdır.
Galatasaray, eleme turlarında önce İtalya'nın Bologna takımını saf dışı bırakmıştı.
Bologna, o yıl kendi liginde küme düşmekten son anda kurtularak ligi 11.sırada bitirmişti.
Ardından Alman Dortmund'u elemişti.
Dortmund da Alman ligini küme düşmekten son anda kurtularak 11.sırada bitirmişti.
Ardından İspanya'nın Mallorca takımını elemişti.
İspanya ligini 10.sırada bitiren Mallorca da küme düşmekten son anda kurtulmuştu.
Galatasaray, yarı finalde İngiltere'nin Leeds United takımını İstanbul'da yenmiş, deplasmanda ise berabere kalmıştı.
İngiltere ligini şampiyon Manchester United'ın 23 puan gerisinde 3.bitiren Leeds, (ertesi yıl Şampiyonlar Liginde yarı final oynamasına rağmen) birkaç yıl içinde önce 2.sonra 3.lige düşerek futbol piyasasından silinmişti.
UEFA Kupası finalinde Galatasaray'ın rakibi, İngiltere ligini şampiyonun 18 puan gerisinde bitiren Arsenal'di.
Galatasaray, yine rakibini yenememiş ve futbolun yazıturası penaltılarla kupayı kazanmıştı.
Tarih, "İmparator Avrupa'yı fethetti" diye yazıyordu ama gerçek ortadaydı: "İmparator, Leeds United haricinde zayıf takımları yenerek kupayı kazanmıştı"

Terim'in Galatasaray'daki şampiyonluklarının onu İmparator yapmayacağı ortadadır.
Yapsa, son 40 yılda Kaleperoviç'i, Birch'ü, Hollman'ı, Gerets'i ve Cevat Güler'i de yapardı...
Öyleyse gelin istatistikleri hep beraber yorumlayalım: FIFA ve UEFA sıralamasında ilk 10 içinde olan ülkelerden sadece bir kez Çek Cumhuriyeti'ni yenme başarısı gösteren ve bunun haricinde tüm zaferlerini zayıfları yenerek kazanan Terim'in imparatorluğu tesadüfidir.
Çünkü bu kadar kolay rakiplerle oynama fırsatı futbol tarihimiz boyunca kimseye rastlamamıştır.
UEFA Kupasında da benzer bir durum vardır.
Kupanın yeni temellendirildiği yıllarda, eleme turlarında oynadığı üç takım da kendi liglerinde küme düşmekten son anda kurtulan son derece zayıf rakiplerdir.
Leeds United ve Arsenal görece güçlü rakipler olup Leeds United karşısında alınan tek galibiyet kupayı alma yolunda en önemli zafer gibi durmaktadır.
Kupa ise beraberliğin ardından gelen yazıturalarla (penaltılarla) gelmiştir.
Yani UEFA Kupası da istatistiksel olarak tesadüfidir; en azından Terim'in bir kez daha alabileceğini ispat edeceği zamana kadar.
Bu da şu an için pek mümkün gözükmemektedir.

Kısaca özetlemek gerekirse, spor dünyası tarafından İmparator olarak mitleştirilen Fatih Terim'in başarısı, ortaya çıkan istatistikler ekseninde tarihin sonradan yazılması bağlamında yeniden değerlendirildiğinde, tesadüfi ya da rastlantısaldır.
Yukarıdaki üç önemli başarısı göz önüne alındığında, güçlü bir ülke ve takıma karşı tek bir zaferi (galibiyet) bile yoktur.
Basitçe ifade edersek, zayıfları yenerek İmparator ünvanını almış bir teknik direktördür.
Yani, Terim, istatistiksel olarak tesadüfen İmparatordur.


a45UyF587661-141013095320-03
^^^^^ - vvvvv


 
--


Seni ne kadar sevdigimi bilseydin hic kaybetmeyecegin bir seyi bulurdun.

Anonim Nasihat



?Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur an i busbutun terk ettiler.
(elde tuttuklari halde terk etmek.)

Furkan 30:

 
Muslim (261/875), hadisin birden cok tarikine de isaret ederek hadisi tahric etmistir.
Yahya b.Yahya (226/841)- Malik- Abdullah b.Ebi Bekr (135/752) - Amra (98/716) - Aise (58/678) (r.a.) soyle demistir:
Bilinen on emzirmeyle evlenmenin haram olacagi (konusundaki ayet), Kur an kapsaminda inzal olunanlar arasindaydi.
Sonra bu, bilinen bes emzirme ile (evlenmenin haram olacagini bildiren) ayetle neshedildi.
Onlar Kur an icinde okunmaktayken Rasulullah (s), vefat etti [Rada , 24 (1452), II, 1075;]


Adil olmayan, zalim olan bir Musluman kesinlikle iyi bir Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.


Ankara'dakilerin Yunanlilara hala meydan okumalarina cilginliktan baska bir sifat verilemez. Yunanlilarla aramizda akilca da, ilimce de, kuvvet bakimindan ve her acidan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girisilemez.

Yazar Refik Halit Karay - 07.08.1920


Mubarek vatan ve milleti parcalanmak tehlikesinden kurtarmak ve Yunan ve Ermeni emellerine kurban etmemek icin acilan milli mucadele ugrunda milletle beraber serbest surette calismaya resmi ve askeri sifatim artik mani olmaya basladi. Bu mukaddes gaye icin milletle beraber nihayete kadar calismaya mukaddesatim adina soz vermis oldugum icin pek asigi bulundugum yuce askerlik meslegine bugun veda ve istifa ettim.

(8 Temmuz 1919)
K. ATATURK


Bana vicdansiz bir medya verin, size bilincsiz bir halk sunayim.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder