25 Ekim 2014 Cumartesi

Celal Şengör : Fatih Altaylı' ya açık mektup


SEVGİLİ Fatih,

Sana 2026'nın akıl ve bilgi fakiri politikacılar açısından önemini anlatayım mı?

Türkiye pek uzun bir zamandan beri bilgisi sınırlı, kültürü kıt, kentli kültürden uzak, kaliteden daha çok kantiteye önem veren politikacılar tarafından yönetildiği için başı giderek derde giriyor, içeride milli bütünlüğü ve yaşam huzuru azalıyor, dışarıda güvenilirliği ve itibarı sıfıra koşuyor, ekonomisi de tamamen tefeciliğe dayanan ve dış dünyanın uyanıkları tarafından empoze edilen yalancı bir 'gelişme' dönemi sonu baş aşağı gitmeye başlıyor.
Sıfırlar atıldıktan sonra dolar karşısında 1 liradan başlayan Türk lirası nihayet 2.30'u gördü.
Düşüş devam edecektir, çünkü Türk lirasının karşılığı yok!

Akıl fakirlerinin bunun ne anlama geldiğini anlaması mümkün değildir.

Ta ki, hayatını tam olarak etkileyinceye kadar bugünkü siyasi tutumunu sürdürmeye devam edeceklerdir.(Akıl fakiri lafı benim yakıştırdığım bir laf değildir: Türkiye Cumhuriyeti halkının ortalama IQ yüzdesi 90'dır.
Bu normal kabul edilebilecek zekânın en altıdır.
Merak edenler internete bağlanıp şu tabloya bir göz atabilir:

http://www.photius.com/rankings/ national\-iq\-scores\-country\-ranks.html;

bu arada hatırlatayım: Ortalama zekâ yüzdesi 100'dür).

Fakat en büyük felaket mevcut iktidar takımının 'heyecanla' beklediği 2023'ten üç sene sonra cereyan edebilir (belki de daha önce).

Diyeceksin 2026'da ne olacak?
Büyük bir ihtimalle o tarihte veya daha önce, şimdi Fransa'da hemen bütün uygar dünyanın (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Japonya, Kore, Çin...) parasal ve bilimsel katkı yaptığı ITER'in (Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör) teknolojik deneyleri sonuçlanarak sıfır kirlilik üreten ve neredeyse sıfır maliyeti olacak olan füzyon enerjisi üretimi hayata geçecek ve bir galon deniz suyu 300 galon petrol kadar enerji üretmeye başlayacak.

Bu artık 'Olabilir mi?', sorusu değil, 'Ne zaman?' sorusu olmuştur.
Bu arada elektrikli otomobiller dünyanın en kaliteli petrollü otomobillerinden daha iyi performans göstermeye başladılar.

Elektrikli gemi ve uçaklar da yolda.
Füzyon hemen hemen bedava elektrik sağlayacağı için, bu tür teknolojilere sahip ülkeler kelimenin tam anlamıyla bedava yaşamaya başlayacaklar.

Taşıma ve haberleşme tamamen elektrikle yönetilecek (Jules Verne nur içinde yatsın; bunları 150 sene evvel görmüştü).

Tabii Türkiye bu bedava yaşama yarışının tamamen dışında olacaktır, zira bilimi dışlayan ve hor gören yöneticilerle, onların açtığı imam mekteplerinde verilen eğitimle bu yarışa katılmak mümkün değildir.

Malum bizim önceliğimiz kafaların içine hangi bilgileri koyduğumuz değil, kafanın üzerinin örtülü olup olmaması.

Oluşmasına ne yazık ki katkı sağlamadığımız bu teknolojiye ihtiyacımız olacak.
Ee ne yapmak lazım?

Satın almak, çünkü başka çare yok.
Neyle?
Paramız pulumuz şimdikinden çok daha az olacak, çünkü satacağımız ne malımız, ne aklımız var.

Üstelik de bedava enerjiye sahip olanlarla üretim rekabeti yapmamız da zaten mümkün olmayacak.

Peki neyi satacağız da parasıyla bu teknolojiyi alacağız?
Tek şeyimiz kalmış olacak: Ülkemiz ve özgürlüğümüz.
Bunları satarak yaşamaya çalışacağız.

Dua edelim ki gelişmiş milletlerin bunlara ihtiyacı olsun.
Yoksa o şansımız bile olmayacak; yani bize artık yaşam şansı bile tanınmayacak.
Ama buna müstahakız: Çünkü bilimi, çağdaşlığı değil zırvalığı tartışıyoruz ve siyasal tercihlerimizi bu saçma tartışmalara göre belirliyoruz.

Tartışalım, AKP IŞİD'e karşı hareket 'fetvası' alabilir mi, alamaz mı?

Acaba bunu hangi ulemaya sorsak.
Elâlemin en yüksek bilimsel düzeyde bedava rahat yaşamı yakalamak üzere olduğu bir dönemde, bu gibi zırvalıklarla uğraşan, çocuklarını ortaçağın saçmalıklarını öğreten kurumlara mahkum eden cahil ve akılsız bir toplum, yaşama hakkından zaten vazgeçmiş demektir.

Şuna emin olun: Arkamızdan kimse ağlamayacaktır.
'İyi oldu' bile diyecek düşman çıkmayacak, çünkü düşman bile addedilmeyecek kadar önemsiz olacağız

Sevgilerle arkadaşım,

Celal

NOT: Celal'in bu mektubundan bir hafta kadar sonra Lockheed yıllardır yürüttüğü gizli bir proje ile füzyon reaktörünü geliştirdiğini ve 5 yıl içinde askeri, 10 yıl içinde sivil kullanıma hazır hale getireceğini açıkladı.
Yani 2026'da değil 2025'te Celal Şengör'ün sözünü ettiği bedava enerji hayatımıza girmiş olacak.


a45UyF587661-141025110321-03
^^^^^ - vvvvv

 
--


Olur gibi olur ama olmaz.
Oldugunu dusunmek guzel olurda dogru olmaz...
Sonucta tek basina sadece aci verir...

Anonim Nasihat



ENAB - 62 de ...Sonra her isi dogru olan kudret ve tasarrufun sahibi Allah larinin huzuruna gotururler.
Bilin ki hukum onundur.
O hesap gorenlerin en suratlisidir.
***
HACC - 47 Senden baslarina acele azap getirmeni istiyorlar, Allah sozunden asla caymayacaktir.
Rabbinin katinda bir gun, sizin saydiklarinizdan bin yil gibidir. denmektedir.

 
Namaz kilan bir adamin onunden esek, kara kopek ve kadin gecerse namazi bozulur

Buhari 8/102; Hanbel 4/86)


Sait Nursi ye gore her sey, her zerre Allah a ibadet eder, mesela pusulanin Kabe deki Hacer i Esvet i isaret ederek titremesi, namaz kilmasidir.

Tiryak, s.116


Turkler kendi gucleri ile adam olamaz.
Ingilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.

Yazar Refi Cevat Ulunay -21.05.1919


Ermenilere vilayetlerimizi peskes cekmeleri de (...) ihtimal bulunuyor.
Boyle bir vaziyette Ingiliz birliklerinin Ermenilere onculuk edecegi cok muhtemeldir.
Boyle bir hali biz dusmanlik olarak gormeye ve saymaya, mesru topraklarimizi ve milli bagimsizligimizi kurtarmak icin mecburuz....

(30 Mayis 1919)
K.ATATURK


Ben anlamiyorum! Ya sen?

Cehennemliklerin sucu seks ve icki idi.
Cennetliklerin mukafati da seks ve icki...
Gelecektekiler bizim safligimiza guluyorlar.
Sen anliyor musun?
Ben anlamiyorum!
Huri ve fahisenin farki nedir?
Biri Allahin calisani, digeri kulunun...
Inananlarina rusvet olarak huri veren Allah ve genelev olan cennet!
Hangisi gunahsiz?
Caresizlikten karnini boyle doyuran fahise mi?
Yoksa vucudunun hazzi, kullarin iyi islerinin mukafati olan huri mi?
Sen biliyor musun?
Ben bilmiyorum!

Sadik Hidayet
Modern Iran edebiyatinin onde gelen duz yazi ve kisa hikaye yazaridir.
17 Subat 1903 te Tahran da dogdu, 9 Nisan 1951 de Paris te 48 yasinda canina kiyip bu dunyadan goctu...
Sadik Hidayet in bircok kitabi Yapi Kredi Yayinlari tarafindan yayinlandi...


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Filistinliler, tipki cekirgeler gibi oldurulmelidir...
kafalari kayalara ve duvarlara carpilarak parcalanmalidir

Izhak Samir, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder