28 Ekim 2014 Salı

Re: [UNITED-TURKS] Re: WG: [ISRATURK] Re: İlt: Goebbels

Ben, kime, ne zaman dedim, insan dünyayı sadece gözleriyle görür diye?

Konuyla ilgisi olmadığını düşünenler için bir not:
Çok emek harcadığım için herkese duyurmanın uygun olduğunu düşündüğüm bir makalemdir.
İnsan algısı ve bilgisi sadece gözleriyle üretilmez.
Beş duyu vardır, öyle derler.
Aslında duyular beşten çok daha fazladır.
İnsan bedeni tıpkı çok gelişmiş bir silah sistemi gibi bir sürü sensör sistemle donatılmıştır.

Misal beyin bütün uzuvlarının üç boyutlu uzaydaki konumunu bilir, biz buna derin proprioseptif duyu diyoruz.
Eklemlerden ve tendonlardan gelen gerilme ve pozisyon sensörleri bu veriyi üretir.
Beş duyu arasında sayılmaz ama, bir de iç kulakta denge organı vardır.
Kabaca uçaklar ve denizaltılardaki inertia(eylemsizlik) navigasyon sistemine benzer.

Bedeni saran bütün sensör sistemlerin beslediği beyin, sürekli olarak, kendi içinde sanal, temsili bir dünya resmi çizer.
Bedenin sınırlarını bu sanal dünya resminde belirler.
Elde ettiği dünya resmini sürekli olarak var olma, yok olma açısından inceler.
Beyni besleyen sensörlerin ürettiği veri bazen gerçekçi bir dünya resmi yapmaya yetmez.
Bu durumda beyin eksik olan veriyi, geçmişteki benzer tecrübelerine göre yeniden üretir.
Çoğu zaman gerçek dünyayla, beynin ürettiği dünya resmi birbiriyle çakışır.
Nadiren, hastalıklı halerde beyin aldanır, hatalı bir dünya resmi çizer.
Bu arıza bazen beynin yetersiz veriyle beslendiği hallerde olur.
Bazen de sensör sistemlerin veri işlemekteki arızaları buna sebep olur.

Bu bizim ancak arıza olduğunda fark edebildiğimiz sürekli bir faaliyettir.
Biz bir şeylerle meşgulken, uykudayken, dalgınken, hayal kurarken ve her zaman devam eden bir beyinsel iştir.

Evet, beynin aldandığı hallerden bahsetmiştik.
Beyin mekansal, zamansal, görsel, işitsel ve her türlü duyusal işlevinde ya da bütün bu verileri bir araya getirme işlevinde zaman zaman aldanabilir.
Beyin hayaller, hülyalar, rüyalar, sanrılar, hatalı duygu ve algılar üretebilir.

Bazen sadece belirli bir duyu sensörleriyle ilgili, kısmi, geçici aldanmalar olur.
Tıpkı F-16 uçağının radar ekranlarında ve silah otomasyon sistemlerinde uzaktan elektronik karıştırma yapılarak olmayan uçak sahte uçak imajlarının gösterilmesi gibi olabilir.

Bazen de bütün duyu sensörleri sağlam olsa dahi verilerin işlenmesinde büyük çaplı bir arıza vardır.
Bu durumda, beyinin ürettiği dünya resmi bazen tamamen bozuk olur, kişi bu durumda gerkçekle bağını toptan koparmıştır.
Biz buna şizofreni diyoruz.

Bazen de beyinde hücre ve sinaps kaybı artarak ilerler, ve beynin sinyal işleme kapasitesi azalmaya başlar.
Biz buna bunama diyoruz.

Dikkat edin benzetmelerimize bakarak aslında beynin karmaşık bir elektronik, kimyasal bir paralel işlem makinası üzerinde çalışan bir doğal zeka uygulaması olduğunu söylüyorum.
Bilgi işlem açısından beyinde hardware ve software birbirinden ayrı değildir.
Beyinde devreler yeniden programlanabilme özelliğine sahiptir.
Bu tıpkı bir grafik işlemcinin sürekli olarak değişerek ve dönüşerek merkezi işlem birimi, ya da yardımcı matematik işlemcisi halinde yeniden yapılanmasına benzer.
Beyin aynı zamanda bulanık mantık devrelerini doğal olarak bünyesinde barındırır.
Benzerlikler neredeyse sonsuz sayıdadır.
Bu konuda kitaplarca yazmak mümkün.

Sağlıklı ve yüksek zeka seviyesindeki bir insan bilinci kendi bilincinin de sınırlarını bilir.
Beynin, yani kendisini aldanabildiğini bilir ve bunun için önlemler alır.
İşte bundan sonrasına biz bilimsel medot diyoruz.

Misal bir bilim adamı bir gözlem yapmış olsun.
Diyelim ki aniden karşısında bir insan belirdi, bu insan onunla konuştu, ona emirler verdi.
Sağlıklı ve yeterli zekası olan bir kişi bu durumda bir hayal görüp göremediğinden şüphe eder.
Ve bunu sınamak ister.
Gider başkalarına da sorar, siz de gördünüz mü, siz de duydunuz mu diye.
Burada yapılan gözlemin yerel mi, genel mi, yoksa evrensel mi olduğunun sınanmasından ibarettir.
Aynı gözlemi herkes, her zaman, her yerde yapıyorsa bu evrensel bir gerçekliğin işareti olarak kabul edilir.
Aksi halde tek bir kişinin, sadece kendine has gözlemlerini halusinasyon, en iyimser ihtimalle yetersiz veri olarak kabul etmek gerekecektir.

Neketim, gerçekte bir şiforen olduğu halde dünyanın sayılı matematikçilerinden sayılan, Oyun Kuramının kurucusu John Nesh böyle yapmaktaydı.
Gündelik yaşamında sürekli halusinasyon gören bu bilim adamı, gördüklerinden şüpheye düştüğü her durumda yanındakilere soruyordu.
Sen de görüyor musun?
Herkes görüyorsa sorun yoktu, tek kendisi görüyorsa halusinasyon kabul ediyordu.
Hastalıklı bir beyinin ürettiği gerçek üstü bir dünya ve gerçek dünyanın yarattığı karmaşadan kurtulmanın en sağlam yolunu bulmuştu.

Bir başka bilimsel metod ise deneydir.
Bu kısaca belirlenmiş şartlarda tekrar tekrar gözlem yapmak demektir.
Bu şekilde şartları değiştirerek, gözlemin şartlardan ne şekilde etkilendiğini anlarsınız.

DENEY VE GÖZLEM BİLİMSEL METODOLOJİNİN EN TEMEL VE AYRILMAZ PARÇALARIDIR.
Deney ve gözleme dayanmayan her türlü tez ve hipotez kabul edilmez.
Eğer çelişkiler de varsa, yaşanan kişisel deneyimleri sanrı olarak kabul etmekten başka çare yoktur.

Şizofreni malesef çok yaygındır.
Dünya oranı genel olarak % 0,46 -%0,92 olarak kabul edilmekte.

Bir de bireylerin hayatlarına farklı derecelerde etkide bulunan psikotik bozukluklar (şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar, affektif psikozlar, madde
kullanımına ya da tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluklar) vardır.
Bunların toplumun %3.5'ini etkilediğini göstermiştir.

Ve hastalık değil ama bireysel varyasyon sayılan şizoid kişilik vardır.

Demek ki, kabaca toplumun % 5'i ömrü boyunca ya kalıcı ya geçici olarak gerçekle bağını değişik seviyelerde yitirmektedir.
İşte sorunun temelinde bu yatmaktadır.

Bazı insanlar kişisel deneyimlerini evrensel bir gerçeklik zannetmektedir.
İşin kötüsü bunların başkalarını inandırma ve etkileme kabiliyeti de vardır.
Özellikle şizofreninin temel komponentlerinden birisi olan paranoya toplumları en çok etkileme potansiyeli olan arızadır.
Biz buna paylaşılmış paranoya deriz.
Sağlam insanlar, şizoid bir etkilenme içine girerler.

Şizoid değişikliklerin bir zeka anomalisi olmadığına dikkat çekmek isterim.
Çok zeki insanlar olabilirler.
İnsan üstü sayılabilecek bazı yetenekleri dahi olabilir.
Doğru düşünme tekniğini bilmeyen, önem vermeyen kişiler açısından çok ikna edici argumanlar önü sürebilirler.
Gerçekle, hayali çok uygun şekilde harman edebilirler.
Din, mitoloji bunlar açısından sonsuz imkan sağlayan bir vasattır.

Bu nedenle şizofrenler arasından peygamberler, toplumları ciddi şekilde etkileyen sivil toplum önderleri çıkmıştır.
Bir toplumda önderlik kabiliyeti kazanmış şizofrenlerin güç ve etkinliği ne kadar geniş ve derinse  zarar o derece büyük ve ağır olur.
Sonuçta şizofren lider müritlerine ve halkına, gerçekle bağını yitirmiş gerçek üstü bir dünyayı anlatmakta ve onları buna inandırmaktadır.

Ve taktir edersiniz ki, her türlü sanrı, hayal ve halusinasyon gerçeğin sert kayalarına çarptığında dağılıp çökmeye mahkumdur.
İşte biz bu yüzden her türlü tezimizi ve hipotezimizi deney ve gözlem yöntemiyle gerçeğin imtihanından geçiririz.
Şizoid fikirler peşine takılmış toplumarda da benimsenmiş gerçek üstü ideal ve fikirlerin gerçeğin imtihanından geçemediği hallerde yaşanan şey toplumsal bir fiyasko, bir hezimet, bir toplumsal rezalet halidir.

Aydın olanlara düşen rol işte bu noktada ortaya çıkar.
Toplumu etkileme kapasitesi olan şizoid(gerçeküstü) fikirelere karşı toplumu uyarmak aydının görevidir.
Aydın açsından çoğunluk değil, doğruluk önemlidir.

Doğruluğun miyarı ise bellidir.
Bu tezin deney ve  gözlemle sınamasından ibarettir.
Sosyolojik tez ve hipotezlerde de aynı yöntem uygundur ve kullanılır.
İnsanlık tarihi sürekli olarak devam eden bir deney ve gözlem ortamıdır.
İdealde, sosyolojik anlamda söylenecek her sözün insanlık tarihinde bir karşılığı olmalıdır.
Tamamıyla yeni sosyolojik fikirler pilot toplumsal deneylerle desteklenmelidir.

Din olgusu tarihsel bir olgudur.
Ve ne yazık ki, zaman içinde daha üstün toplumsal araçlar belirmiştir.
Binlerce yıllık insanlık tecrübesi ise karşımızda yatıp durmaktadır.
Din olgusuyla insanlığın girdiği yanlış yollardan oluşan kütüphaneler dolusu veri vardır.
Ve tam tersine aklı ve gerçek bilgiyi önceleyen toplumsal deneyimlerin başarısına ilişkin de çok fazla veri vardır.
Netekim islam alemi denilen alemde toplumuna göre 1000-1500 yıldır yaşanan deneyimler tam bir rezalet, fecaat, hezimet halinin ifadesidir.

Din yoldan çıkmış bilimdir.
Bilim doğru yolda gelişmiş dindir.
Din aynı zamanda bir tür sahte bilimdir.
Tıpkı astroloji, nümeroloji, simya, ilüsyon gibi gerçeğin bir karikatüründen ibarettir.
Bir çıkmaz yoldur aynı zamanda.
Bir toplum din denilen batak alanda ne kadar derine girmişse o çıkmazda o kadar geri dönülmez şekilde ilerlemiş olur.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA

On 27.10.2014 20:14, ZEKI SAHIN wrote:
Oraj Bey'lerin yanıldığı nokta, dünyanın sadece "gözleriyle görebildiklerinden ibaret" olduğunu sanmalarıdır. Göremediklerini yok sayarak çok kötümser ya da gereğinden fazla iyimser olanlar yanılmaktadırlar...

Akıl ve izan-mantık ile doğru değerlendirildiğinde, aslında olan-biten her şeyin uyumlu bir silsile takip ettiği net olarak görülebilmektedir.

Batılılar, gelenekleri gereği kendilerinden cahil insanları "harcanabilir malzeme" hatta "zararlı böcek" olarak görürler. Onları öldürerek, fethettikleri mıntıkalardaki yararlı yer üstü ve yer altı servetleri işletmeye açarlar ve bunun "medeni bir hizmet" olduğunu düşünürler.

Kendi anlayışları bakımından "haklı" olduklarına olan inançları nedeniyle bir "suçluluk hissi" de duymazlar. Geri kalmış bölgeler halkları da zihinsel bir evrim geçirmeden ve yeterli sosyal olgunluğa ulaşmadan bu "orman kanunu" yürürlükte kalacaktır.

Gerçekten vahşi, cahil, yobaz ve hatta yamyam olanlar, organize ve planlı hareket edebilen bu "medeni" insanların "vahşi" tasallutundan kurtulamayacaktır...

Eğer Afrika'lı gayri-medeni insanların yaşadığı topraklar batılılar tarafından işgal edilip kıymetli ve nadir bulunan elementler bol miktarda elde edilmiş olmasaydı ne bilgisayar ve ne de Internet hatta kara-deniz-hava ulaşımı bugünkü düzeyinde olamazdı.

Mesele, çaputla, maputla uğraşmayı bırakıp akıl işi projelere yönelmektir.


 





On Monday, October 27, 2014 12:49 PM, "'T.C. Oraj POYRAZ' cimcime@neomailbox.net [UNITED-TURKS]" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com> wrote:


 
Bunca paranoid hazeyan arasında tek katıldığım şey şudur.

Batılı oligarkların oluşturduğu gizli örgütlerin dünya nüfusunu çaktırmadan 2.5 milyara indirme hedefi vardır.
Bu hedefe ulaşmanın aracı yerel ve genel savaşlar, hastalıklar, açlıklar, siyasi çalkantılar olacaktı.
İnsanlık ailesinin en zayıf halkası çok uzun süredir zaten bellidir.
Müslümanlar ve kara Afrika halkları.
Bu iki kitlenin ortak kesişim kümesinde yer alan zenci Müslümanlar ise en bahtsız kesim.

altUydurmuyorum.
Şimdi bu lakırdıların eşiğinde bir dünya haritasına bakın ne göreceksiniz?
Dünyanın en çok katliamları, etnik arındırmaları, iç savaşları, işgalleri, açlık, hastalık ve fukaralıkları nerelerde yaşanıyor?
Sizce ben işkembeden atmış olabilir miyim?

Bu aralar bir reality yarışma var TV'larda.
Sen benim tarzımsın.
İşte genel olarak dünya islam alemine ve kara Afrikaya bunu söylemiş.
Sen benim tarzım değilsin.
Ve parmakları aşağıya gösterecek şekilde yumruğunu sıkmış.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA

On 26.10.2014 20:10, ahmet dogan Simsek wrote:
Bu bölgedeki bütün çanlar devletler bazında Suriye'de Irak da, Mısırda hatta Ukrayna ve Miammar da dahi Müslümanların Türkiye'ye bağladıkları kurtuluş ümitlerini kırmak için çalınıyor. 
Müslüman halklar ve üçüncü dünyanın sömürülen fakir diğer dinlerden ülkelerin halkları bazında ise İsrail'i Bölgeye yerleştirmiş olanların saltanatının yıkılmak üzere olduğunu haber vermek üzere çalıyor.
Batının medeniyet diye pazarladığı deniyet (Mimsiz medeniyet de deniliyor)
uyanan insanlığın uyanmasını engelleyemediği ve sömürge ülkelerinde bizdeki CHP benzeri cahiller ve hödüklerin kullanılarak yönetildiği sömürge ülkelerinin halkları uyanıyor. Dolayısı ile henüz süper güç durumunu sürdürmekte olan ülkelerde onları yönetmekte demokrasiden vazgeçip, Sisi leri Beşer Esat gibileri Maliki gibileri desteklemeye geri dönerek şanslarını yeniden deneyerek saltanatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Ama korkunun ecele faydası yoktur. Nasıl koskoca Osmanlı ve Çarlık Rusyası çökmüş ise ABD ve AB de de çöküş başlamış bulunuyor. Ruslar bir süre daha diğerlerinden daha uzunca ayakta kalacaklar gibi görünüyor.
Bizim bölgemizi küçük lokmalara bölerek yemeyi planlayanlar yakın gelecekte kendileri için felaket olan birleşerek büyümeye çalışıldığına ve geri dönüşün imkansızlaştığı birleşerek büyümelere şahit olacaklar.
A.D.Şimşek

26 Ekim 2014 18:51 tarihinde ZEKI SAHIN <zekisahin@yahoo.com> yazdı:
Sayın Tarık YOL Bey,

Rivayetlere göre; Kıyamet alametlerinden olan "Deccal-Anti Christ" öyle güçlü ve debdebeli görünecek ki, pek az miktardaki hakiki iman sahipleri haricinde herkes, onun gücü karşısında çaresiz kalacak ve ona boyun eğecek.

Ama, görünen o ki henüz o zamanda değiliz.

İnşallah kısa bir dönem sonra ve muhtemelen 2-3 yıl içinde tüm dünyada olumlu değişimleri yaşayarak hep beraber.

Net olarak tanımlayamasak da amca çocuklarından birisinin günyayı karıştırıp durduğunu ve öteki amca çocuğunun da bu karışıklığı bastırmak için "pire için yorgan yaktığını" söyleyebiliriz.

Daha açık bir ifadeyle, Araplar ortalığı karıştırmakta ve geçmişin acı tecrübeleri yüzünden, binbir vesvese içinde yaşayan Yahudiler de, kurdukları düzeni korumak ve temelli kılmak için gereğinden fazla telaş ve herkesi ürküten bir fuzuli gayret sarf etmektedir.

Allah salim akıllara sabır versin.

Saygılarımla.



On Sunday, October 26, 2014 12:28 PM, "tarik yol welasir@yahoo.de [ISRATURK]" <ISRATURK@yahoogroups.com> wrote:


 
SayinSahin bir inanc sahibi olarak kati düsüncem sudur KURAN ne yaziyorsa harfiyen cikiyor,gecen bir ilihatcinin dedigi gibi KIYAMETIN SON YÜZYILINA GIRDIK
KÖTÜLERIN YALANCILARN SAHTEKARLARIN IYI;;;IYILERIN KÖTÜ GÖSTERILDIGI OLDGU ZAMANDAYIZ
YÜCE ALLAH BIRBIR SEKILLERI NASIL OLACAGINI BU KISILERI TARIF EDIYOR

SUC BIZDE ki hala bunlara biat eden var ayrim yapmayan dunyada asirlardir kalacak misiz gibi paraya zevke aleme dalmis olanlar var

saygilarimla


"ZEKI SAHIN zekisahin@yahoo.com [UNITED-TURKS]" <UNITED-TURKS@yahoogroups.com> schrieb am 9:53 Sonntag, 26.Oktober 2014:


 

Aynen!.... Ne yazık!

Devir yalancıların, yalakaların ve riyakarların devri...

 


On Sunday, October 26, 2014 3:41 AM, "tarik yol welasir@yahoo.de [ISRATURK]" <ISRATURK@yahoogroups.com> wrote:


 
:))))))))))))))))))))))

"Mentes Azuz mentesoz@gmail.com [ISRATURK]" <ISRATURK@yahoogroups.com> schrieb am 20:17 Dienstag, 14.Oktober 2014:


 
Adı batasıcalar Hitler'in propaganda bakanı Joseph Goebels'in söyledikleri bana birini anımsatıyor ama bir türlü çıkaramadım. Üstelik dersini çok iyi çalışmış :-))
Paylaşım için teşekkürler TC Sili.
Menteş

 İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz.
 Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam 
edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar 
fazla inanırlar.
 Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin 
nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
 Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve 
insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
 Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin 
vermeyin.
 Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
 Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
 Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
 Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
 Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
 Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun 
üzerine yıkın.
 Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı 
olmalıdır.
 Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
 Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.
Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır.
İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.
Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok 
kolay.
Joseph GOEBBELS
(Hitler'in Propaganda Bakanı)

14 Ekim 2014 18:12 tarihinde Sili Ozerdim siliozerdim@gmail.com [Ozgur_Gundem] <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com> yazdı:
  
YORUMSUZ ​

--
TC Sili
http://sphotos-a.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc6/215290_10200934840280643_385814596_n.jpg

Resim



 ek — Tüm ekleri indir (sıkıştırma hedefi: 
Türkçe
Dosya adı                                                            kodlama                                                            menüsü











Oraj POYRAZ

Din o kadar absurd ki embesillige yakin.

Henry Mencken



Icki
BAKARA 219.sana, sarap ve kumar hakkinda soru sorarlar.
De ki: her ikisinde de buyuk bir gunah ve insanlar icin bir takim faydalar vardir.
Ancak her ikisinin de gunahi faydasindan daha buyuktur.
Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarini sorarlar ihtiyac fazlasini de.
Allah size ayetleri boyle aciklar ki dusunesiniz.
NAHL 67.hurmaliklarin meyvalarindan, uzumlerden de sarhos edici bir icecek ve guzel bir rizik elde edersiniz.
Iste bunda, aklini isleten bir topluluk icin kesin bir mucize vardir.

 
Anlattigina gore kendisine bir adam gelip:
Ben ressamim, su resimleri yaptim.
Bana bu hususta fetva ver!
dedi.
Ibnu Abbas adama:
Bana yaklas!
emretti, adam yaklasinca:
Bana daha da yaklas!
dedi.
Adam yaklasti, Ibnu Abbas elini basinin uzerine koydu ve:
Ben Resulullah sav i dinledim.
Soyle diyordu:
Butun tasvirciler atestedir.
Allah ressamin yaptigi her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir.
Ibnu Abbas devamla adama dedi ki:
Illa da resim yapacaksan agac yap, cani olmayan seyin resmini yap.

Kutubu Sitte 2167


Risale-i Nur kitaplarinda, Allah tan cok Said-i Nursi, Kur an dan cok Risale-i Nur kitaplari ovulmustur veya $ik $ik bunlardan ovguyle soz edilmistir.
Said-i Nursi, yuceligini Hz.Ali ile Gavs-i Azam in gaybi isaretleriyle aldigini yazmistir.
Risale-i Nur da, Risale-i Nur u okumayanlar cahil diye nitelendirilmistir.
Adeta Hz.Ali yi kendisine Allah tan vahiy getiren bir vahiy melegi gibi ima etmistir.

($ikke-i Tasdik-i Gaybi-116-126) ($ikke-i Tasdik-i Gaybi 12)


Muftu Hilmi Efendi, Selimiye camii'inde hurriyetin ve adaletin saygi deger temsilcisi olan Venizelos hazretlerinin sagligi icin guzel bir dua okumus ve hazir bulunanlar sukran duygularini belirterek duaya katilmislardir.

Edirne Tem'in gazetesinden -8.1920


Adana, Maras, Ayintap ve Urfa gibi en eski Islam memleketleri Fransiz zabitlerinin idaresinde Ermeni kin ve ofkesine, Ermeni ruhunun yirtici kabalik ve dusmanligina yenecek, parcalanacak bir av gibi terkedildi.

(09 Mayis 1920)
K.ATATURK


Yasam korkusu ya da olum korkusu ya da kor inanc temeli uzerinde bir Tanri kavramini kabul edemem.
Size kisisel bir Tanri olmadigini kanitlayamam, ama onun hakkinda konusuyor olsaydim bir yalanci olurdum.

I cannot accept any concept of God based on the fear of life or the fear of death or blind faith.
I cannot prove to you that there is no personal God, but if I were to speak of him I would be a liar

Albert Einstein; from Ronald W.Clark, Einstein: The Life and Times, New York: World Publishing Company, 1971, p.622.


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir

Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

__._,_.___

Posted by: "T.C. Oraj POYRAZ" <cimcime@neomailbox.net>
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (5)
KORKMA, SONMEZ BU SAFAKLARDA YUZEN AL SANCAK!
SONMEDEN YURDUMUN USTUNDE EN SON OCAK....

.

__,_._,___




--


. . . . . .
DERDIM BASKA
. . . . . .
Sanma ki derdim gunesten oturu;
Ne cikar bahar geldiyse?
Bademler cicek actiysa?
Ucunda olum yok ya.
Hos, olsa da korkacak miyim zaten
Gunesle gelecek olumden?
Ben ki her nisan bir yas daha genc,
Her bahar biraz daha asigim;
Korkar miyim?
Ah, dostum, derdim baska...

Orhan Veli KANIK



BAKARA-180.Sizden birisine olum yaklastiginda, eger ardinda mal birakacaksa, vasiyet etmek farz kilindi.
***
NISA - 11-12.Allah size evlatlarinizin miras taksimini soyle emrediyor: Cocuklarinizda, erkege iki kadin payi kadar, eger hepsi kadin olmak uzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasin ucte ikisi ve eger bir tek kadin ise o zaman ona malin yarisi vardir....(diye devam ediyor)

 
Resulullah sav in yaninda bebeklerle oynardim.
Arkadaslarim da oynamak icin yanima gelirlerdi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam eve gelince, utanarak saklanirlardi.
Ama Aleyhissalatu vesselam onlari tekrar bana gonderirdi.
Beraber oynamaya devam ederdik.

Kutubu Sitte 5339
Soyleyen Aise dir.


Gulumce Yildiz.. : Dunya Muminin Zindani !

Samimiyetle ALLAH diyen insan icin dunya zordur..
Basini orter ayiplanir..
En yakinindan en uzagina kadar..
Namaz kilar, yobaz olur..
Teblig yapar, hakarete ugrar.
Kuran okur, etrafindakiler rahatsiz olur..
Her sozunde ALLAHi anar, Kuran ile konusur..
her sey din degil sozu ile muhalefet olunur..
Her zaman yaziyorum, zor olacak ki ecir olsun..
Butun peygamberler Allah yolunda zorluk cekmislerdi, en buyuk zorlugu ceken de Efendimiz (as) di..
Gercekten de imtihan dunyasindayiz.
Siz dini yasiyorsaniz, dini yasamayan insanlar sizin imtihaniniz olur..
sabrettikce daha cok sabretmeyi ogrenirsiniz..
Bu yolda onunuze cikan her engel, size daha cok sevk verir.
Rabbimiz ayetinde buyuruyor:
Senden once de peygamberlerden hicbirini yollamadik ki onlar, yemek yememis, sokaklarda gezmemis olsunlar ve biz, sizin bir kisminizi, bir kisminizla denedik, bakalim dayanacak misiniz?
Ve Rabbin, her seyi gorur.
Furkan- 20
Resulullah Efendimiz (as):
Dunya muminin zindani, kafirin cennetidir 1 buyurmuslardir.
Katade bin Nu man (R.A.)dan rivayete gore Efendimiz:
Allah Cebrail i, bana gonderdigi suretlerin en guzelinde indirdi.
Cebrail soyle dedi: Ey Muhammed, yuce Allah sana selam soyluyor ve soyle buyuruyor:
Ben dunyaya dostlarim icin aci, bulanik, dar ve $ikintili olmasini vahyettim.
Ta ki, Bana kavusmayi ozlesinler.
Ben dunyayi dostlarim icin bir zindan, dusmanlarim icin de bir Cennet olarak yarattim 2
(1) Muslim, Zuhd: 1; Tirmizi, Zuhd: 16; Ibni Mace, Zuhd: 3; Musned, 2:197,323
(2) Suyuti, Camiussagir, 3:53, No:2723, (1484)
Dunya hayatinda cekilen her cile, sabir ile karsilanirsa..
Allah a yaklasma vesiledir..
Mumin ALlah a kavusma arzusunda oldugu icin dunya hayati zindan gibidir, bir an once ahirete gidip, Rabbinin cemaili ile mukafatlandirilmak ister..
ahirete nispet dunya muminin zindandir..
Yoksa mumin bu dunyada zahiren zindanda gorunse de ruhen cennetde gibi yasar..
Rabbinin ruhuna yasattigi guzellikler, kelimelerle tarif dahi edemez..
Inanmayanlar, yarin hesap verecegi bilincinde olmayanlar ise, ahiret gercegini bilmediklerinden..
gecici dunyayi kendilerine cennet yapmislardir..
Icimde kalmasin su ilaveyi de yapmak isterim :)
Acaba bugun samimi dindarlari ayiplayanlar, acaba yarin ahiretde onlarla birlikte olmaya olan ALLAH izin verir mi?
diye ben dusunmeden edemiyorum..

Gulumce Yildiz..
19-09-2014
***
Eee kardesim cok kolay o zaman.
Intihar edeceksin.
Izdirabini dindireceksin.
Bu da Mart kedisi gibi, hem bagiriyor, hem de ediyor(O.P.)


Anadolu'da bir patirti, bir gurultu, kongreler, beyannameler falan, sanki bir sey yapabilecekler.
Blof yapmanin sirasi mi?
Hangi teskilatin, hangi kuvvetin var?
Bu ne hayal.
Kuzum Mustafa, sen delimisin?

Yazar Refi Cevat Ulunay - 1919


Soru - Yakin zamanda Turklerin Ermenilerle katliam yaptiklari hakkinda nesredilen haberler dogru mudur?

Cevap- Turkler tarafindan Ermeniler aleyhinde katliam, uydurulmus rivayetler ve daha once yayilmis bir takim yalan ve iftiralardan ibarettir.
Bunlarin kat iyyen dogru olmadigina emniyet edebilirsiniz.
Bu hakikatin belgelendirilmesi icin tarafsiz heyetlerin memleketimizde kemal-i serbesti ile icra-yi tahkikat eylemelerini memnuniyetle kabul ederiz.
Bu meseleye dair Ermenistan daki Yakin Dogu Amerika yardim heyetleri tarafindan verilen en son raporlarin okunmasini tavsiye eyleriz.

Soru - Turklere Ermeniler tarafindan katliam yapilmis midir?

Cevap - Turk ahali hakkinda Ermeniler tarafindan yapilan mezalim ve katliam ki Ermenistan uzerine ordularimiz tarafindan ihtiyar edilen harekati zaruri kilmistir.
Gayet genis mikyasta vaki dir.
Buna dair vesaik-i kat iyeye malikiz; bu vesaik suretlerini size ayrica verdirecegim.

(17 Ocak 1921)
K.ATATURK


Zirvaliklar, bizleri bir ulus olarak birlestiren bir cimentodur.(2007 Yili nda yaptigi bir gosteriden)

George Carlin


PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI


Filistinli Musluman Araplar, iki ayakli igrenc hayvanlardir

Menahem Begin, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder