2 Şubat 2015 Pazartesi

Rıfat Serdaroğlu: CÜBBELİDEN TAKKELİYE

Takke nedir ki? Elbette, kesinlikle her Müslüman kullanmalı.
Bunu garipseyenler gariptir, tuhaftır. Adam Müslüman ne yapsın, çaresi yok?
Dini özgürlüktür.
Aslında dahası da olabilirdi.
Buna da şükür.

Başbakan, Yahudiler gibi Fötür şapka mı taksın?
Gerçi dindar Yahudiler de takke takarlar, aynıdır ama onlar kippa derler. Olsun varsın.
Aslına bakarsanız, Yahudiler ne yaparsa, nasıl yaparsa, hemen her türden dini ritüel, örf ve adet için söylüyorum, aynıları Müslümanlarda da vardır.

Hadisler, ayetler vardır. Başka dinden olanlara benzememek üzerine.
Müslüman Yahudiye benzemeyecek, Hristiyan'a da benzemeyecek.
Benzerse, olmaz. Günahtır, mazAllah dinden çıkma durumu dahi olabilir.

Fakat gel gelelim, Müslümanlığın  Yahudilere benzeyen bunca dini örf, adet, ibadeti ne olacak?
Namaz, abdest, oruç, tesbih, tahir olan yiyecekler, kadınların durumları, aklınıza ne gelirse.
Ve kimse sormuyor, Yahudiye benzemek bu kadar şiddetle men edilmişken, neden hala daha bu kadar benzerlik var?
Allahtan kıble değiştirildi, yoksa hala daha namaz kılarken Yahudilerle birlikte aynı kıbleye yönelip aynı namazı kılıyor olacaktınız.
Müslümanın Yahudiye düşmanlığı, bir çeşit kardeş kavgasıdır.
Soydaştırlar, dinleri, dilleri, her şeyi birbirine benzer.

Biz Türkler ise dıştan takmalı motor gibiyiz.
Asla ankastre Müslüman olmamız mümkün değil.

Ben size söyleyeyim.
Müslümanlık kitaplı bir Yahudilik mezhebidir.
Bu kadar basit.
Kitaplı mezhep olur mu?
Zırvaladık mı?
Olmuş işte kardeşim.
Bal gibi de olmuş.
Kitaba gelene kadar her şey ortak.
Aslında kitapları açıp kıyaslasanız, bazı lafların da benzer olduğunu bulacaksınız.

Sonuçta bir insan ne kadar dindar Müslüman olursa o nisbette Yahudi gibi görünen, Yahudi gibi yaşayan, Yahudi gibi ibadet eden, Yahudi gibi dua eden, Yahudi gibi düşünen bir insan olmak durumunda.

Dinin adı farklı, kitabı farklı, kitabının yazarı farklı kalan herşey aynı.
Sizce de bir intihal kokusu yok mu?

Zırva işler işte.
Hayır benim sözlerim değil.
Din adına söylenmiş her şey.
Paşa gönlünüz bilir.
Hala daha Müslüman olmakta ısrarlı mısınız?

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Rıfat Serdaroğlu: CÜBBELİDEN TAKKELİYE

Başbakan Davutoğlu 'takke' taktı

Başbakan Ahmet Davutoğlu Cuma namazını kafasındaki takkeyle kılarken, üç cami değiştirdi.
Cuma, 30 Ocak 2015 15:41

Patronlarla yapacağı görüşme için Ankara'dan İstanbul'a gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu öğle saatlerinde Atatürk Havalimanı'na indi.

Hürriyet'te yer alan habere göre, Cuma namazı için tam 3 cami değiştiren Başbakan Davutoğlu son olarak Fatih'te Yavuz Selim Camisi'ne gitti.  Davutoğlu'nun son değişikliği İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun vefat eden kardeşi İsmail Ustaosmanoğlu'nun cenazesine katılmak için yaptığı ortaya çıktı.

Davutoğlu'nun bu sırada kafasına takke taktığı görüldü.

Müjdeler olsun eyy Cemaat-i Müslimin, Türk Milleti olarak artık öteki dünyamız da kurtuldu. Hem de Serok Ahmet sayesinde… Anlatayım sizler de öğrenin!

Bildiğiniz gibi bizim bir Cübbeli Ahmet Hocamız var.

Hani jet-skiye binen, kadınlı-erkekli havuza-denize giren, televizyon programlarının vazgeçilmez yıldızı, yavan espri küpü, eğlenceyi seven, saraylarda lüks içinde yaşayan, onlarca korumayla dolaşan ince sesli diplomasız Karun kadar zengin, medya patronu ulemamız! 

Cübbeli Ahmet Hoca özellikle, Cumhurbaşkanı Recep'in gazabından kurtulmak için dünyanın bir ucuna kaçan gazeteci Fatih Altaylı ile yaptığı programlarda, bizleri kurtarmak için çok çalıştı ama maalesef başarılı olamadı.

Kurtara kurtara ancak kendisinin bu dünyasını kurtarabildi, dünyalığını yaptı!

Ülkede Başbakanlık görevini de Baş Serok Recep üstlenince, Davutoğlu Ahmet Hoca, Takkeli Ahmet Hoca olmaya ve kendini cümle Müslüman ümmetinin hizmetine adamaya karar verdi!

Cübbeli Ahmet Hocadan sonra bir de Takkeli Ahmet Hocamız oldu!

Vatana, millete, tüm İslam âlemine hayırlı uğurlu olsun…

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şimdiye kadar 25 Başbakanı vardı.

Serok Ahmet 26. Başbakandır.

Şimdiye kadar hiçbir Başbakan'ı, başında takkesiyle cami dışında görmedik!

25 tanesinde görmediğimizi, bize 26 ıncı Serok Ahmet gösterdi!

Camiye giden Müslümanlardan bazıları başlarına takke takarlar. Namaz bitiminde takkelerini özenle katlayıp, ceplerine koyarlar ve camiden öyle çıkarlar. Aksi, gösteriş olarak kabul edilir ki, gösteriş Müslüman'a yakışmaz.

İbadet yerlerinin dışında, başında takke ile dolaşanlar yok mu? Elbette ki var.

Yahudi erkeklerin bir kısmı sinagog 'da- dua ederken ve dışarıda adına "Kipa" denen takke takarlar. Tabii ki tamamı değil, örgülü saçlarıyla fanatik dinciler takkelerini devamlı takarlar!

Bir de Hazar Yahudileri, devamlı olarak takke ile dolaşırlar!

Bizim Takkeli Ahmet Hoca'nın bu inanç grubuyla bir ilişkisi var mı, bilemiyorum,

Sayın Soner Yalçın bizim için araştırırsa öğrenmiş oluruz!

AKP sayesinde 13 üncü yılda Cübbeden, Takkeye geldik. Yakında göbeğe kadar sakal, şalvar ve sarıklı Molla Başbakanlar görürseniz sakın şaşırmayın.

Uykuya devam. Ninni de tosunuma ninni…

YÜZDE ELLİ ÇATIRDIYOR

Dönemin Başbakan'ı Recep'in evde tutmakta zorlandığı yüzde elli var ya, işte o tabanda ciddi çatlamalar başladı. Bu yüzde ellinin kırkı, AKP'ye menfaat ilişkisi ile bağlı bir kesimdir. 

Hani, "bana ne kardeşim. Benim kömürüm, makarnam, bulgurum gelsin ona bakarım. Ülkeyi kim yönetirse yönetsin, çalarsa çalsın, benim umurumda değil"diyenler.

Geri kalan yüzde sekiz ile yüzde on bunların kemik oyudur.

İstanbul'da ikamet eden, Türkiye'ye çok hizmeti geçmiş bir dostumun bana anlattığı bir olayı aynen aktarıyorum;

Dostumun oturduğu apartmanın kapıcısı Ramiz tam bir Tayyip hayranı.

Tayyip'i ilah derecesinde gören ve seven biri!

Tayyip'in serveti ile ilgili haberler çıkmaya başlayınca, dostum Ramiz'e soruyor; ne diyorsun?

Cevap; Tayyip öyle şey yapmaz!

Neden diye sorunca; Tayyip kendi söyledi, yolsuzluk yapan benim oğlum olsa evlatlıktan reddederim, dedi. Çocuklarını ret etmediğine göre, demek ki, yolsuzluk yokmuş!

Tapeler ve ses kayıtları duyulunca, yine Ramiz'e sorar; Ne diyorsun?

Cevap; Tayyip yapmaz, hem yapsa da hayır işlerinde kullanmak için yapmıştır!

Bu arada emekli maaşlarına 5- 40 lira arasında zam yapılır. Güneydoğu'da kimsenin elektrik parası ödemediğini, aradaki farkın ona da yansıdığını duyar.

Tayyip kendisine 1250 odalı bir SARAY yaptırınca Ramiz'den ilk itiraz gelir;

Bu ne be! Benim maaşıma 20 lira zam, kendisine Saray! Ayıp be ayıp…

Üstüne bir de Tayyip'in Muhtarların aylık maaşına 400 lira zam yaptığını öğrenince iyice dellenir!

Ramiz 1,5 sene evvel kalp krizi geçirmiş ve kendisine stent takılmıştır. Geçen hafta yine bir kriz ve doğru Siyami Ersek Hastanesi! Teşhis, 1,5 yıl önce takılan stent tıkanmıştır. Acil anjiyo lazımdır ama Ramiz tam 5 gün bekletilir!

Altıncı gün anjiyo yapıldıktan ve stent takıldıktan sonra, doktoruna sorar;

Doktor Bey, stent nasıl tıkanır, böyle şey olur mu?

Doktor; Sizlere takılan stentler maalesef böyle. Normal bir stent on yıllarca kullanılır, ama pahalıdır. O sağlam ve pahalı stentler torpilliler için kullanılır.

Ne yapalım devir AKP devri, der…

Dostum, hastaneden evine dönen Ramiz'e geçmiş olsun demeye gider.

Oturur oturmaz Ramiz şunları söyler; "Abi ben artık Tayyip'e ne oy veririm ne de verdiririm. Bunlara oy vermenin büyük vebali var. Bunlar kendilerine çalışıyorlar, garibanları düşündükleri yok…"

Kazığın ucu kime dokunursa, onlar AKP' nin yanından kaçıyorlar!

Siyaset tarihini inceleyenler şunu net olarak bilirler;

Devlet yardımıyla, yolsuzluk paralarının bir kısmının ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasıyla, hiçbir güç iktidarda sürekli olarak kalamaz. Tayland' da bunun örneği yaşandı. Yolsuzlukları ve fakirlere para-gıda dağıtmasıyla ünlü Başbakan 19 Ocak 2006' da halk tarafından indirildi ve paramparça edildi!

Bu sistem devam edebilseydi Komünist Sovyet Rusya'da ederdi.

Bedava ev, bedava ısınma ve aydınlanma, bedava ulaşım, ölmeyecek kadar maaş, sonunda halkı isyan ettirdi ve rejim yıkıldı…

Güneş çarığı sıkmıştı. Çarık ayağı sıkıyordu ama Türk Halkı ayağındaki ağrının esas sebebini ancak anlamaya başladı. Bundan böyle kaçan kaçana, kaçan kaçana…


a45UyF587661-150202143101-06

 

EVRENI SEVMEK KI
. . . . . .
Ac misin kardesim, gel olani boluselim,
Ama siirlerimle seni doyuramam ki;
Ta, yildizlara degin uzansa bile elim,
Daha otelerine, daha... buyuramam ki.
. . . . . .
Insani insan diye sevmisim, hep severim;
Ve onu tanrilara karsi bile overim.
Ben butun bir evreni sevmisim; alin terim
Var evrende; oz, uvey diye ayiramam ki.
. . . . . .
Guzellikleri alir satarim, gel isim bu.
Guzel tellaliyim ben; alan var mi? nesem bu.
Guzelle yuceltirim insanligi, isim bu,
Cirkini, kabayi ve hami kayiramam ki.
. . . . . .
Insanogullugunu kulluk diye almissin!
Dusuncenin orakla bicilmesine karsin
Bir gelecegin dulda duslerine dalmissin;
Bu derin aldanistan seni uyaramam ki.
. . . . . .
Kim zafere erecek? Zafer ne? Bir aksamda
Gunesi baglamaksa geceye karsi, ya da
Haykirmaksa, gur... varim, bir guldur acan, ama
Kini bir hancer gibi kindan siyiramam ki.
. . . . . .
Hep Tanri mi gerek, ey tapinagi dunyanin,
Ozgurlukler ustunde?.. Bir yuce aramanin
Yildizsal kulesinden sesleniyorum: kalkin!
Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki..

Ahmet Muhip DRANAS

Ya kub (208/823)- Babasi (183/799) Ibn Ishak (153/770) Abdullah b.Ebi Bekr b.Amr b.Hazm- Amra binti Abdurrahman

Hz.Peygamber in hanimi Aise (r.a.) soyle demistir:
Recm ayeti ve yetiskin olanin (Radau l-kebirin) on defa emmesi (ile ilgili ayet) inzal olundu.
Bunlar evimdeki yatagin altindaki bir kagittaydi.
Resulullah (s) hastalandiginda, onunla ilgileniyorduk.
(Bu sirada) bize ait bir evcil hayvan girerek onu yemis Bu rivayette on defa emme ayetinin oldugu kagidin bir evcil hayvan tarafindan yenildigi aktarilmakta ancak bir nesh olayindan bahsedilmemektedir.(Ahmed b.Hanbel, Musned, VI, 269.)
Hadisin ibni Mace versiyonu: ...
Aise (Radiyallahu anha) dan; Soyle demistir :
Andolsun ki recm etme ayeti ve yetiskin kisiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanin haramligi) ayeti indi ve andolsun ki bu ayetler tahtimin altindaki bir yaprakta (yazili) idi.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edip biz O nun Olumu ile mesgul olunca, evde beslenen bir koyun (veya keci odaya) girip o yapragi yedi


10.YIL NUTKU

Turk Milleti;
Kurtulus savasina basladigimizin onbesinci yilindayiz.
Bugun, Cumhuriyetimizin onuncu yilini doldurdugu, en buyuk bayramidir.
Kutlu olsun.

Yurtdaslarim,
Az zamanda cok ve buyuk isler yaptik.
Bu islerin en buyugu, temeli Turk kahramanligi ve yuksek Turk Kulturu olan, Turkiye Cumhuriyetidir.
Buradaki muvaffakiyeti Turk milletinin ve onun degerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkarane yurumesine borcluyuz.
Fakat yaptiklarimizi asla kafi goremeyiz cunku daha cok ve daha buyuk isler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzun, dunyanin en mamur ve medeni memleketleri seviyesine cikaracagiz.
Milletimizi en genis refah, vasita ve kaynaklarina sahip kilacagiz.
Milli kulturumuzu, muasir medeniyet seviyesinin ustune cikaracagiz.
Bunun icin, bizde zaman olcusu gecmis asirlarin gevsetici zihniyetine gore degil; asrimizin surat ve hareket mefhumuna gore dusunulmelidir.
Gecen zamana nisbetle, daha cok calisacagiz.
Daha az zamanda, daha buyuk isler basaracagiz.
Bunda da muvaffak olacagimiza suphem yoktur.
Cunku Turk milletinin karakteri yuksektir.
Turk milleti caliskandir, Turk milleti zekidir.
Cunku, Turk milleti, milli birlik ve beraberlikle guclukleri yenmesini bilmistir.
Ve cunku, Turk milletinin, yurumekte oldugu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasinda tuttugu mesale, muspet ilimdir.
Sunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yuksek bir insan cemiyeti olan Turk milletinin tarihi bir vasfi da, guzel sa natlari sevmek ve onda yukselmektir.
Bunun icindir ki, milletimizin yuksek karakterini, yorulmaz caliskanligini, fitri zekasini, ilme bagliligini guzel san atlara sevgisini, milli birlik duygusunu mutemadiyen ve her turlu vasita ve tedbirlerle besliyerek inkisaf ettirmek, milli ulkumuzdur.
Turk milletine cok yarasan bu ulku, onu, butun beseriyette hakiki huzurun temini yolunda, kendine dusen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak olacaktir.

Bugun, ayni inan ve kat iyetle soyluyorum ki, milli ulkuye, tam bir butunlukle yurumekte olan Turk milletinin, buyuk milletinin, buyuk millet oldugunu butun medeni alem, az zamanda, bir kere daha taniyacaktir.
Asla suphem yoktur ki, Turklugun unutulmus buyuk medeni vasfi ile, atinin yuksek medeniyet ufkunda, yeni bir gunes gibi dogacaktir.

Turk Milleti;
Ebediyete akip giden her on senede, bu buyuk bayramini, daha buyuk sereflerle saadetlerle huzur ve refah icinde kutlamani, gonulden dilerim.

Ne mutlu Turkum diyene.!

Mustafa Kemal ATATURK
29 Ekim 1933
AYDINLARI KORKAK OLAN MILLETLER ,EZILMEGE MAHKUMDUR.

Uluslar, egemenliklerini gecici bile olsa,
birakacagi meclislere dahi
gereginden fazla inanmamali
ve guvenmemelidir.
Cunku meclisler bile despotluk yapabilir
ve bu despotluk
bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir.
Meclislerin oyle kararlari olabilir ki,
bu kararlar ulusun yasamina
giderilmesi olanakli olmayan
zararlar verebilir.

Mustafa Kemal Ataturk


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder