Özgür Şen : Erdoğan iç savaşa mı hazırlanıyor?
12/07/2016 Salı
Erdoğan'ın kimseye güvenmediği, daha doğrusu güvenemediği malum. Bu güvensizliğin kendisine karşı kullanılabilecek bir tür silaha dönüştüğü de...
Erdoğan'ın yakın çevresi hakkında dolaşıma sokulan haberlerin bir kısmı bunun için yapılıyor olabilir. Genelkurmay Başkanı'nın Fethullahçıların ajanı olduğu ve darbe için fırsat kolladığı, veya AKP içindeki operasyondan sonra oluşturulan kabinede dahi Erdoğan'ın kuyusunu kazan bakanlar bulunduğu haberlerinde doğruluk payı vardır belki. Ya da Hakan Fidan, ABD ile pazarlığı bitirmiş elindeki tüm dosyaları çoktan teslim etmiştir bile. Bunlar için kimse kesinlikle yanlıştır diyemez. Söz konusu olan yalnızca Türkiye'nin siyasi gelenekleri değildir. Bu gerici ve karanlık çağda komplo tüm dünyada siyasetin ayrılmaz bir parçasıdır ve bu adamların dünyasında herkes herkesten özür dileyebildiği gibi herkes herkesin de kuyusunu kazabilir. Kimsenin bir diğerine şartsız, koşulsuz güvenmesi için bir neden yoktur. O dünyada belirleyici olan bağlılık değil ihanettir.
Erdoğan'ın gitmesi için bu işlerden medet umanlar da haksız değil üstelik. Çünkü Erdoğan bu şekilde gidebilir. Yanlış olan Erdoğan'ın böylesi bir darbe, komplo, tezgah, artık ne ise o yöntem, öyle gitmesinin bize, Türkiye'ye bir faydası olacağının beklenmesi.
Dahası, bu beklenti ya da planlar Türkiye'nin şu anki toplumsal tablosuyla uyumlu ne yazık ki...
Çünkü Türkiye'de kitleler Haziran Direnişi'nden sonra siyasetten çekildi. Beklenmedik bir gelişme değildi elbette. Kitlelerin uzun süre siyasetin içinde kalması nesnel olarak zaten imkansızdı. Ancak bundan daha önemlisi, Haziran'ın Türkiye'ye ülkenin siyasi gelenekleri ve tarihine ters bir alışkanlığı hediye etmesi ihtimaliydi. Buna izin verilmedi. Önce seçimler geldi, sonra ise büyük bir şiddet dalgası... Mühim olan insanların evlere kapanması değildi, insanlar sokağa, parka, ne yazık ki AVM'ye dönerdi. Döndüler de zaten. Ama insanların siyasete geri dönmesi için bambaşka koşulların oluşması gerekiyordu. Bunların olgunlaşmaması için el birliğiyle uğraşıldı. Hareketli bir kitle tabanı olan Kürt ulusal hareketinin de hendekle, bombayla bu sürece omuz vermesi, kendi kitle dinamikleri ile siyasetin arasını açması ilginçtir mesela.
Yükselen şiddet yalnızca halkı hedef aldığı için halk düşmanı değildi. Seçimler de dahil olmak üzere bu sürecin kendisi bir bütün olarak, siyaseti halktan arındırdığı için halk düşmanıydı.
Patronların hüküm sürdüğü bu düzenin tüm bileşenleri bu işten kazançlı çıkarken en kazançlı çıkan kitlesini harekete geçirmekte hep sıkıntı yaşayan AKP oldu.
Erdoğan'ın kitlelerden daha çok komplolara karşı önlem almasının Erdoğan için bir avantaj olduğu açık değil mi? Erdoğan'ın kendisi için kurduğu bir güvenlik teşkilatının başrolde olduğu iç savaş senaryolarının konuşulduğu bugünlerde bu senaryoların dahi kitlesiz olması Türkiye siyaseti hakkında, bu senaryoların doğruluğundan bağımsız olarak, çok sayıda ipucu barındırıyor.
Erdoğan'ın savaş senaryosu kitleleri sokağa çıkarmıyor. Tam tersine... Kitleleri yaygın bir şiddet dalgasıyla evde tutmak için senaryo yazılıyor.
Doğru olabilir mi? Neden olmasın... Erdoğan'ın bunu denemesi ile böylesi bir senaryo için hazırlık yapması arasında bayağı fark var.
Böyle bir ülkede, siyasetin bu denli dar bir alana sıkıştığı bir ortamda, her tür senaryo için hazırlık yapmak ihtimal dahilindedir. Siyaseti belirsizleştiren halkın müdahalesidir. Kitleleri uzak tutmayı başardığınız siyasette ihtimaller hesaplanabilir, bu ihtimallere dair önlemler almak mümkün hale gelir.
Bombalar, her türden savaş ve darbe senaryoları, başıboş cihatçılar, düzen siyasetinde hiç bitmeyen yeni çıkış arayışları, AKP'de ve sarayda kaynayan kazanlar... Erdoğan dışarıda ve içeride dostlarının sayısını artırmaya çalışadursun, bunlara bakıp Türkiye sakinleşiyor, huzura kavuşuyor denebilir mi? Denemez elbette, ama sakinleşmeyen Türkiye siyasetinde bu hareketlilikle uyumsuz bir toplumsal sakinleşme var. Kitlelerin etkisinin gittikçe azaldığı, herkesin herkesi her konuda tepki vermeye çağırdığı ama herkesin durmadan söylenip aslında kimsenin gerçekten tepki vermediği bu ortam düzenin efendilerine huzur veriyordur mutlaka. Bombalı saldırıdan sonra törenle köprü açılıyor diye kızıp iki gün sonra o köprüden geçerek tatile gidilen bir ülke burası.
Türkiye'de bir belirsizlik gerçekten var ama belirsizlik düzene dair değil ki. Bu belirsizlik içindeki bütün ihtimallerin hesaplanabildiği ve düzenin içinde tutulabildiği böyle bir ortamda, iç savaş olasılıkları dahi tartışılsa ne AKP, ne de patronlar endişe duyar.
AKP ve Erdoğan herkesin huzurunu kaçırdı doğru. Ama herkesin rahatı bozulmadan bu adamlardan kurtuluş yok bu da doğru. İç savaş dahil her türden felaket senaryosu ortada dolaşırken, aman kimsenin huzuru kaçmasın diyerek bu senaryolara karşı mücadele edilemez.
Kitle desteğiyle iktidarda durduğunu iddia eden AKP'nin en zayıf yanı kitleler aslında. Bu belirsizlikten çıkış halkın siyasete katılımıyla belirsizliğin artırılması, artan belirsizliğin içinde kurulu düzenin dışında aydınlık seçeneklerin görünür hale gelmesiyle mümkün. Rahata ve huzura giden yol da, belirsizlik artarken rahatsızlık ve huzursuzluğu göze almaktan geçiyor.
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ozgur-sen/erdogan-ic-savasa-mi-hazirlaniyor-161698
a45UyF587661-160712162757 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/07/12 23:20 2 65 adaletvekalkinma@yahoogroups.com
Dervislik dedikleri
Hirka ile tac degil
Gonlun dervis eyleyen
Hirkaya muhtac degil
Hirkanin ne sucu var
Sen yoluna varmazsan
Vargil yolunca yuru
Er yolu kalmac degil
Dirsin Seyh in askina
Yalin ayak basi acik
Er var dirlik dirlikmis
Yalin ayak ac degil
Durmus marifet soyler
Erene Yunus Emrem
Yol eriyle yoldadir
Yolsuza yoldas degil!
Yunus Emre
Zariyat-56 Ben cinleri de insanlari da ancak bana kulluk etsinler diye yarattim.
A raf-179 Andolsun ki, biz cinlerin ve insanlarin cogunu cehennem icin yarattik. Onlarin kalpleri vardir ama, anlamazlar. Gozleri vardir ama o gozlerle gormezler...
Turan Dursun : Kible nin Iki Kez Degistirilmesi
Yakla$ik on yillik 1. Mekke doneminde basarisiz olup, canini kurtarmak icin Medine ye kacan Muhammed, bu sehirde basarili olmak icin Yahudileri kendi safina cekmeye calisir. Kuran a Musa ile ilgili ayetler koyar, onu da peygamber olarak kabul eder. En onemlisi ise kible Kudus yapilir, namazlarda Kudus e donulur. Bilindigi gibi Yahudilerin kutsal kenti Kudus tur. Ancak Yahudiler Islama ilgi gostermez. Gostermek soyle dursun Muhammed ile dalga gecmeye baslarlar. Bunun uzerine Muhammed Yahudileri kendisine inandirtamayacagini anlayinca sinirlenir ve kibleyi Kudus den tekrar Kabe ye cevirir. Bu konuda Bakara Suresi nin 145. ayetinde bazi ipuclari bulmaktayiz :
Yemin olsun ki resulum! Sen kendilerine kitap verilenlere (Ehli kitap-Yahudiler) her turlu ayeti getirsen yine onlar sana uyup kiblene donmezler; sen de onlarin kiblesine donecek degilsin. Onlar da biribirlerinin kiblesine donmezler. Sana gelen ilimden sonra eger sen onlarin arzularina uyacak olursan, iste o zaman sen hakki cigneyenlerden olursun.
Bakara 145. ayet goruldugu gibi kiblenin Kabeye cevrilmesi olayi ile ilgilidir. Ayetin basindaki Allahin yemin etmesinin mantiksizligini pas gecelim. Yukaridaki ayette Kuran in tanrisi diyor ki: ..onlar senin kiblene donmezler, sen de onlarinkine donme ! Yani yahudiler Muhammed e uymadilar diye onlara kizarak kibleyi degistiriyor! Su soru akla geliyor: Eger uysalardi kibleyi degistirmeyecek mi idi? Peki 17 ay boyunca kible neden Kudus idi? Yahudilerin Muhammede uymayacagini allah onceden bilmiyor muydu? En basindan beri kible Mekke (Kabe) olamaz mi idi? Ayette tam bir kizginlik ve kulis havasi hakim:
...kiblene donmezler, sen de onlarin kiblesine donecek degilsin.
Ayetin son kisiminda da Muhammed sozum ona allah tarafindan uyariliyor:
...eger onlarin arzularina uyacak olursan hakki cigneyenlerden olursun .
Muhammedin bu kismi koymasindaki amac kendisini cevresindeki muslumanlardan gelen kible neden degisti? sorgusundan kurtarmaktir. Bu kararin kesinligi konusunda allah beni boylesine uyardi diyebilmek icin eklemistir son kismi belliki. Bu kisim da gercekten ilginctir soyle ki, allah , elcisinden suphe mi duyuyor ki onu uyariyor. Ustelik bu siralarda Muhammed en azindan oniki yillik tecrubeli bir peygamber ! Acikca anlasiliyor ki allah da Muhammede supheyle bakiyor ve onlarin arzularina uyacak olursan (onlarin kiblesine), hakki cigneyenlerden olursun diyor. Eger Muhammed in allahin emrini cigneme ihtimali olmasaydi herhalde allah (!) bu uyariyi yapmazdi.
Bakara 142. ayet ise:
Insanlardan bir takim beyinsizler, Onceki kiblelerinden onlari ceviren nedir? diyecekler... diye basliyor.
Muslumanlarin rahman ve rahim gibi sifatlar atfettigi tanrisi nedense bu ayete kufrederek basliyor!! Kiblenin degismesiyle ilgili gayet hakli supheleri ve sorulari olan muslumanlara beyinsizler diyerek kufrediyor Kuranin tanrisi!
Suphesiz ki aslinda kizan, kufreden Muhammed dir. Yahudileri Musluman yapamayisinin hayal kirikligini Kuran a aksettirmistir. Kendi taraftarlarindan gelen soru ve elestirilere bile tahammul edememistir.
Muhammed in 17 ay Mescid-i Aksa yi (Kudus) kible olarak kullandigina, daha sonra bir gun ikindi namazini kildirirken tam namazin ortasina geldigi bir sirada, Yuzunu cevirmek suretiyle kibleyi degistirdigine dair birkac kaynak;
Tecrid-i Sarih, Diyanet terc., No: 38 ve 256; Buhari, iman, 30; Namaz, 31, Sa/cara tefviri 12-18; Muslim, Mesacid, No: 525; Buhari ve Muslim Hadisleri, el-Lu luu ve 1 Mercan, No: 302-303; Tirmizi, Salat, No: 138/340 ve Bakara tefsiri, No: 2962; Nesai, Salat, 22 No: 486; Vahidi, age, Bakara Suresi, 144. ayet; Diyarbekiri, Tarihi Hamis, 1/367.
http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/672-kiblenin-iki-kez-degistirilmesi
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder