9 Temmuz 2011 Cumartesi

Fwd: Deniz Feneri'nin merkezinde AKP var


Deniz Feneri'nin merkezinde AKP var
++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat    9 Temmuz 2011
 
 
Almanya'daki Deniz Feneri 1 davasında suçlu bulunara 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Deniz Feneri e.V. yöneticisi Mehmet Gürhan, halen Hünfeld Hapishanesi'nde yatıyor.
Tayyip Erdoğan, bu dava açıldığı zaman "Mehmet Gürhan'ı tanımam" demişti.
Bunun üzerine, "Tanımam" dediği Mehmet Gürhan ile çekilmiş fotoğrafını, Aydınlık Dergisi kapaktan yayımlamıştı.
İşte o fotoğraf:
 
Savcı Doris Möller Şoy (Moeller Scheu yazılıyor), "Almanya'daki bu operasyon yapılmasaydı, Mehmet Gürhan 22 Temmuz seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı gösterilecekti" demişti.
 
Mehmet Gürhan'ın yanısıra, çetenin Türkiye'deki ayakları olan Eski RTÜK Başkanı ve şu anda RTÜK üyesi olan Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karahan ve iki Kanal 7 yöneticisinin sanık olması, bu davanın AKP ile doğrudan ilişkisi olduğunu gösteriyor.
 
Yaklaşık 3 yıla yakın süredir soruşturma Türkiye'de devam etmesine rağmen, sanıklar bugüne kadar gözaltına alınmadı, evleri basılmadı, bilgisayarlarına el konmadı, geçmiş telefon konuşmaları incelenmedi. Rahat rahat çalışmaya devam edip delilleri karartmaya çalıştılar. Ancak deliller o kadar çok ve açık ki, hepsinin kapatılması imkansız.
 
 
İşçi Partisi Genel Başkan Yard. Avukat Mehmet Cengiz şunları söyledi:
"Bu soruşturmanın gereği gibi yürütülmesi halinde, işin ucu AKP ve Erdoğan'a dayanır.
İşlenen suç, parti kapatmayı gerektirir"
 
Ancak yargı tümüyle AKP denetimine geçmiş durumda.
Soruşturma ve yargılama yandaş hakimlere verilecek, parti kapatma davasına bakan Anayasa Mahkemesi de şeriatçı başkanın denetiminde.
Her şeyin üstü kapatılacak.
 
Mehmet Cengiz, şu noktaları öne çıkardı:
 
-- Almanya ve Türkiye'deki Deniz Feneri Dernekleri birbiri ile bağlantılı.
Bu dernekler, Kanal 7 ve YİMPAŞ ile birlikte çalışmakta.
Almanya'da Deniz Feneri ve Kanal 7 aynı binada...
 
-- Almanya'da mahkumiyetle sonuçlanan davanın iddianamesinin 42. sayfasından:
"Gerek bu şirketler, gerekse zimmete geçirilen paraları aklamak için Almanya'da kurulan şirketlerin sahipleri Türkiye'deki iktidarla iç içeler ve AKP'nin siyasetine sıkı sıkıya bağlılar"
 
-- İddianame sayfa 85-87, 136-138:
"Deniz Feneri yapılanmasının muhasebe kayıtları gayrıresmi tutulmaktadır, ve 2005 sonlarından bu yana Türkiye'de Kanal 7'de bulunan bir 'server'e kaydedilmiştir."
 
-- İddianame sayfa 42:
"Almanya'da yürütülen soruşturma süresince, Türk Hükümeti, tutukluluğa mani olmaya çalışmıştır."
 
-- İddianame sayfa 164:
"Türk Hükümeti'nin suçu koruyucu tutumu nedeniyle, suç örgütünün Türkiye'ye kaçan mensuplarına, Türkiye'deki kanıtlarına, Türkiye'deki yapılanmasına ve işledikleri suça ulaşılamamaktadır"
"Sanık Mehmet Gürhan, toplanan paraların bir bölümünü diğer sanık Firdevsi Ermiş vasıtası ile 2005 yılında başbakan Erdoğan'a göndermiştir"
 
-- Bu konular Sermaye Piyasası Kurulu'nca Kanal 7 hakkında 2004'te başlayıp 2007'de rapora bağlanan soruşturmada saptanmış, başbakanlığa bildirilmiştir.
Ancak Başbakanlık, gerek bunu ve gerekse Alman makamlarınca gönderilen dosyayı MASAK'ta yıllarca bekleterek delillerin karartılmasına yardımcı olmuştur.
 
Aydınlık, 7-8 Temmuz 2011
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder