7 Aralık 2011 Çarşamba

POLITIK - Dersim’in CIA boyutu: Seçilmiş Travma!


Abi kısaca diyor ki, 70 yıl sonra durup dururken ortaya Dersim konusunun atılması maksatlıdır.
"Asıl meseleleri, Cumhuriyetle hesaplaşırken, Alevileri de yanlarına çekmek istemeleridir"
Konunun ana fikridir.
Artık Aleviler yerse.
Ve anlaşılan bazıları bu herzeyi yemiş.
"Alevilerin Kemalizmle İmtihanı" kitabının yazarı Cafer Solgun: Cemevi bizim ibadethanemiz, politik bir figür olan Mustafa Kemal'in resmi oradan kalkacak...

Atatürk, İnönü vb. liderler cumhuriyetin eski dille banileridir.
Bu kilit taşlarını kopartmadan Cumhuriyeti yıkma hedefine ulaşamazsınız.
Atatürk'ü kafalardan  söküp atmadan dilimize pelesenk olmuş ilkelerini, özellikle de laikliği devre dışı bırakamazsınız.

Daha dün Afganistan'da Aşure günün bombalayan Sünni intihar bombacılarını hatırlayın.
Laiklik olmadan müslümanların çokça bulunduğu hiçbir ülkede demokratik bir cumhuriyet kurulamaz.
Karşılıklı bütün dinlerin ve mezheplerin birbirini gırtlakladığı günleri özleyenleri anlamak mümkün değildir.
Ya Mısır'daki gibi Kıptiler katliama uğrar, ya Sudan'daki gibi ülkenin hristiyan bölümü kopar, ya Irak'daki gibi her iki taraf birbirini intihar bombacılarıyla, ya da silahlı çeteler yoluyla katleder durur, ya İran'daki gibi azınlıkta kalan inanışlar yok hükmüne düşer.
Ama kesin olan bir şey var ki, asla huzur, refah olmaz.

Batılılar çağdaş, yüksek refah seviyesine ulaşmış medeniyet ortakları arzu etmemektedir.
Tam tersine bilim, sanat, kültür, ekonomi, ve askerlikte zayıf, ve bu şekilde her türlü sömürüye açık toplumlar yaratmak istemektedir.
Yoksa müslümanların çoklukta olduğu coğrafyalarda güçlükle yeşermiş vahaları ateşe vermelerini izah etmek mümkün olmaz.
Batılılar neden müslümanların kendileri gibi bir rönesans yaşamasını teşvik etmez de, tam tersine olmuşu da bozmaya çalışır?
Çünkü onlar eşit ortaklar istemiyorlar.
Tam tersine müslümanları elindeki kolayca alabilecekleri bir şekle sokmak istiyorlar.
Irak harekatının net sonucu nedir?
Irak artık ABD menfaatlerine çok sıkı bir şekilde bağlanmıştır.
Irak petrollerini alma, satma, ticaretini yapma imtiyazı ABD kökenli, Rockefeller Hanedanı şirketlerin kontrolüne girmiştir.
Dahası Şiiler, Sünniler, Kürtler arasında durdurulması çok zor bir kin ve intikam sarmalı oluşturulmuştur.


Dersim'in CIA boyutu: Seçilmiş Travma!

Arslan BULUT

arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

07 Aralık 2011

Dersim isyanı ile ilgili tartışmaların bir  "psikolojik operasyon"  olduğunu belirtmiş ve  "Asıl meseleleri, Cumhuriyetle hesaplaşırken, Alevileri de yanlarına çekmek istemeleridir" demiştik.

Yine televizyon konuşmalarımızda, bu hesaplaşmanın Büyük Orta Doğu Projesi ve özelde Suriye-İran üzerinde tasarlanan operasyonlardan bağımsız olmadığını anlatmıştık.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasında "AKP sömürgeciliğin ve işgal emellerinin sadık bir bekçisi olmuş; utanç verici bir şekilde Müslüman âlemini sırtından hançerlemiştir"  dedikten sonra meselenin psikolojik harekat boyutuna şöyle değindi:

"AKP'nin, Suriye'nin karşısına tam olarak geçmesi amacıyla muazzam bir psikolojik harekat yürütülmekte ve hayâsızca tertipler yapılmaktır.
Hükümet ise zaten bunlara dünden gönüllüdür ve BOP'un sancaktarlığını kimseye kaptırmaya niyeti yoktur.
Dersim konusu da tesadüfen çıkmış bir mesele değildir.
Geçmişteki ihanetlerin katliam gibi sunulması boşuna değildir.
Türkiye'nin yıkılması için güç aldığı zeminin çatlatılması ve sallanması gerekmektedir.
Türk milletinin dağılması için anlam bunalımına düşmesi ve özgüvenini tamamen kaybetmesi lazımdır.
Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk meselesi aşılırsa, yeni anayasa sürecinde inisiyatif ve psikolojik üstünlük elde edeceklerini hesap eden alçaklar, BOP'un ekmeğine sürekli yağ sürmektedirler.
Bu itibarla pazarlıklar kızışmakta, BOP'un eylem planları ve ilerleyeceği güzergâhlar hakkında son rötuşlar yapılmaktadır.
"

***

Psikolojik harekatın neden tarih üzerinden sürdürüldüğünü anlatabilmek için Varto tarihi eseri ile ünlü Mehmet Şerif Fırat'ın torunu Mustafa Fırat'ın  "Kürt sorunu"  kitabından bir özet bakış açısı verelim:

"Ünlü tarihçi Edward Hallet Carr'a göre tarih biliminin işlevi onun tarih mühendisliği işlevini de içermektedir.
Tarih biliminin mühendislik işlevi, toplumsal yararı gerçekleştirmek gibi bir ideal tarafından dünün geleceği, toplumsal gelişmenin önünü açacak şekilde aktarımından diğer bir deyişle yeni bir formda anlam kazanmasından ibarettir.
Bu tehlikeli bir değerlendirmedir.
Tarih ve tarihi olguları çarpıtarak bilinç bulanıklığı yaratmak suretiyle, toplumu kolay yönetebilmekten tutun da toplumsal gelişimin tıkandığı evrede, mutlak ve muhafazakâr bir bilgi alanı yaratarak, buradan kendi iktidarına yönelen toplumsal muhalefeti bastırmak, toplumsal değişmeyi marijinal bir çıkar grubunun lehine mümkün kılmak gibi amaçlar güdülebilir
."

***

Diğer taraftan, Bahar Senem Çevik Ersaydı tarafından derlenen Politik Psikoloji Yıllığı kitabında, Merve Bağcı, Huriye Yardım ve Erhan Baydar tarafından yazılan  "Uluslararası İlişkilerde Algı Farklılıkları: Seçilmiş Zaferler ve Seçilmiş Travmalar" başlıklı makalede,  "Bireysel psikolojiden toplum psikolojisine geçişte grubun kendi kimliğinin kaynağı, Prof.Dr.Vamık Volkan'ın belirttiği gibi 'Seçilmiş Travmalar've 'Seçilmiş Zaferler'dir"  denilmektedir.

Aslında bu tespitler Volkan'dan yıllar önce CIA görevlisi Henry Barkey tarafından yapılmıştır..
Yani Türkiye için travma seçen CIA'dır.

Travmalar ne için seçilir?
Yeni bir siyasi kimlik oluşturmak için.

Peki Dersim travması niçin seçildi?
Alevileri Cumhuriyetin temelinden söküp atmak için.
.
.

Cumhuriyetin temelinde Alevilerin Atatürk sevgisi mi var?
İşte onu da yıkmak için Dersim yalanları üretildi.
Nitekim, bir yazarın cemevlerinde Hz.
Ali resimlerinin yanındaki Atatürk resimlerini kastederek,  "O resimler indirilecekdemesi, nasıl bir tarih mühendisliği, nasıl bir psikolojik operasyon hazırlandığını gözler önüne sermektedir.
.

Dersim tartışmaları, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini havaya uçurmak için başlatılmıştır.

Arkasında  "CIA'nın seçilmiş travma ile yeni kimlik oluşturmak" şeklindeki tarih mühendisliği yatmaktadır.

Türkiye'de konu ile ilgili toplantıların başında Prof.Dr.Vamık Volkan'ın bulunması da tesadüf değildir.

Seçilmiş travma onun teorisi olarak sunulmaktadır...

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-analizler/3012-dersimin-cia-boyutu-secilmi-travma-arslan-bulut.html
--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Tu quoque mi fili Sen de mi oglum? (Shakespeareden alinti, Jul Sezarin Decimus Junius Brutusten yedigi darbe ile dusmesi sirasinda soyledigi dusunulur)  Latin Atasozu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder