18 Haziran 2013 Salı

15-Re: [SiyasetMeydani] Re: [Egemen Türkiye] Fwd: [OzgurGundem] Erdoğan'ı Hangi Dış Güç Yıkmak İstiyor?

Ben kendi kanaatimce olayları özetleyeyim.
  • Ortada Cemaat var.
  • AKP var.
  • Recep Tayyip Erdoğan var.
  • Amerikan devleti var.
  • WASP zenginler var.
Halen ülkemizin ipi sıralı olarak bunların elinde.
Bu gün itibariyle ülkemizde, WASP zenginlerin kontrolü dışında kalan hiçbir şey yok.
Kontrol edilemeyenler, direnenler halen Silivride.

Elbette dünyada Siyonist zenginler, Çin, Rusya gibi başka ulus devletler de var.
Ama konumuz bunlar değil.
Halen ülkemizde olan herşey sıralı olarak yukarıda saydıklarımda.

Cemaat çok eskiden taa Komünizmle Mücadele dernekleri çatısı altında yol alıyordu.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Recep Tayyip Erdoğan sonradan pişirilip, kotarıldı.
Ama sonuçta bütün bunlar, üç seçim dönemidir birbirleriyle akord içinde çalıştılar.
Güzel bir sinerji yakalamışlardır.
Sıralı sicil amirleri bunları düzenli olarak Amerikaya çağırmış, yer yer ikili görüşmelerle gerekli balans ayarları yapılmıştı.
STK görünümlü Soros örgütleri de, ülkemizde bulunan Amerikan sermayesi kontrolü altıdaki medya da bu tezgahta çok işe yaramıştı.
Amerikan devleti gerekli bütün teknik altyapıyı, know-how desteğini vermişti.

Elbirliğiyle direnç gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri, Yüksek Yargı bir bir çökertildi, tepe noktaları ele geçirildi.
Medya ve ekonomi dünyası zaten çok daha önceden teslim alınmıştı.

Fakat, ama bir şekilde bu uyum bozuldu.
RT.Erdoğanın, WASP zenginler, Amerikan devleti, ve cemaatle arası bozuldu.
NEDEN?

İşte bu noktada bir komplo, bir mizansen yaşadığımızdan çok ciddi şekilde endişeliyim.
Herkes RTE'ın cemaat ve küresel zenginlerle arasının bozulduğunu, onlar tarafından düşürülmeye çalışıldığını düşünüyor.
Benim aklıma, RTE'ın anlaşmalı bir şekilde iktidarı devretme sözleşmesi yaptığı fikri de geliyor.
Sonuçta herkes sonrasını düşünür.
RTE'da düşünüyor.
Girdiği işlerden çıkmak için bir sözleşme halinde olduğunun işaretleri var.
Sonuçta bu maceradan elde edilmiş büyük zenginlikler var.
Elbette bir sürü yolsuzluk ve ahlaksızlık da var.
Yüce Divan endişeleri had safhada.
Bu nedenle bu işten temiz bir şekilde çıkmanın da bir yolu olmalı.
Devri Sabık olmadan çıkmanın.
Soyguncuların, hırsızların hepsi de bir kaçma planı yaparlar.
Girdiğin yerden ve işten bir şekilde çıkman gerekir.

Beni bu fikre getiren olayları anlatayım.
RTE göz göre zorluyor, adeta olayların kopmasını ister gibi.
RTE cemaatçi olduğu bilinen yüksek seviyeli bürokratları sağa sola dağıtmaya başlamıştı, sanki onları kovmuyor da sıkıntılı ve sorumluluk yaratacak işlerden kurtarır gibi.
Cemaat ve Amerika'ya yakın olan medya tavır değiştirdi, alenen muhalef ediyorlar.
Gezi Parkı Gösterilerinde Soros alametlerini gördüm.

Şimdi bazıları ne yani sokaklarda koşanlar, dayak yiyenler ne peki  diyecekler.
Onu da söyleyelim, tıpkı diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi.
Toplumun ciddi şekilde gazı vardı.
Bu basıncı kontrollü şekilde tahliye etmek gerekir.
DİKKAT: Toplumun tansiyonunu artıranlar da, tahliye edenler de aynı mihraklar.
RTE'nin tahriklerini, icraatların, söylemlerini bir düşünün.
Adeta bir paratoner gibi bütün elektiriği üstüne çekiyor.
Sonra Gezi Parkı olaylarının ilk gecesi, ilk birkaç saati, ilk anlarını düşünün.
Kimler vardı orda?
İğneyi balona batırmak gibi.
Batırıyorsun ve patlıyor.

Bir de Arap Baharı yaşamış ülkelerin şimdiki haline bir bakın.
Bunlara demokrasi geldi mi?
Bunlar toplumsal huzur ortamına ulaşabildi mi?
Diktatörler, krallar, emirler devrildi mi?
Aslında herşey geriye gitti.
Meclisler kapatıldı, var mı bununu ötesi.
Gidenler sistemin safraları, son kullanma tarihi dolan unsurları.
Onlar ayıklandı.
Emperyal sistem yeniden restore edildi.
Mısır'da meclis hala kapalı.
Ama artık sokaklar boş.
Öfke azaldı.
Ve artık Araplar evlerinde bizim olaylarımız TV'da izliyorlar.
Işte psikolojik harekat, zihin kontrolü denilene şey budur.
Kalabalıkları kontrol altında tutmanın ilmi.

EVET, AKP, CEMAAT VE RTE BAŞINDAN BERİ TURUNCUYDU.
Şimdi de turnucular.
Ancak, RTE sahneden çekilecek.
Belki Cumhurbaşkanlığına, belki tamamen siyaset dışına.
Bilmiyorum.
Bütün günahları, nefreti, öfkeyi üzerinde toplayacak.
Bu arada cemaati ve partiyi de kurtaracak.
Onların yolunu açmış olacak.
Kendisi de devri sabık olmayacak.
One Minute, Mavi Marmara, ve İsrail ve Yahudilere ilişkin çeşitli çıkışlar.
Amerika ve batıya yönelik babalanma ve efelenmeler gibi.
Yine bir mizansenle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.

Henüz bu bir fikir, bir komplo teorisi.
Ancak, benim aklıma gelen, akla uygun bir teori.
Zaman en iyi miyar, bekleyip göreceğiz.

Ama benim gençlere tavsiyem, birer mizansen olma potansiyeli taşıyan bu olaylarda kendilerini, yaşamlarını, ailelerini riske atmamaları olacak.
Şiddet onları ve yaptıklarını sıkıntıya sokar.
Pasif direniş, çok daha yararlı olur.
Belki de bu şekilde suistimal edilmeleri de mümkün olmaz.

Sonuçta, ne olursa olsun bu iktidar ülkeyi olağan seçimlere taşıyacak.
O vakte kadar, bütün siyaset yapısının önümüzdeki seçim için hazırlanması şarttır.
  • SEÇİM KANUNUN,
  • %10 BARAJI.
  • SEÇSİS OTOMASYON SİSTEMİNİN.
Düzenlenmesi, kaldırılması, reforme edilmesi için büyük gayret sarfetmesi gereklidir.
Seçim kampanyaları üzerine yoğunlaşmak çok daha yararlı olacaktır.

Mücadele derken bir önemli noktayı da vurgulamak isterim.
Bölücük ve irticayla mücadele arızanın fikirlerde olduğunu her tartışmacı vurgulamalı, detaylandırmalı, halka basit cümlelerla anlatmalı.
Hiçbir tartışmacı bölücülük ve irticanın sembolleri ve şekli konularıyla uğraşmamalı, bundan uzak durmalıdır.
Yanlış olan fikirdir, sembol ve şekli konular ayrıntıdır.(O.P.)
Tersi hallerde eşeği dövemeyip, semeri dövmüş olursunuz.

Oraj POYRAZ

Nota: Bu arada son olarak sayın Akkartalın yorumlarını ondan izinsiz olarak diğer gruplara yaydığım için kendisinden özür dilerim.
Bunu yaptım, çünkü yazdıklarımının sadece bir grupta takılıp kalmasını arzu etmedim.
Oraj POYRAZ

On 17.06.2013 19:09, Akkartal wrote:
Peki ortadan bir soru atalım.

Turuncu devrim olan ülkelerde, iktidarlar nasıl devrildi?

Sahsen ne izledim, ne de arastırdim bu konulari.

Onun icin de, bilmiyorum:))


Sokaklar iktidarı devirdiğinde,devrilenler ABD aleyhtarı,

devirenler Amerikanın uşakları olunca,

demokratik mi oluyor?

Sokaklar, iktidari devirdiginde, demek'in,

acilim ve katmanina, detaya gore,

bu o durum degisse gerek, degil mi?

Orn. Sokaktaki gosteriler, once

(muhtemelen karsi tepki dolayisi, yani polisin mudahelesi ile)

fiili eyleme gecip, basbakanlik ve sair devletin onemli yonetim

merkezlerini basip, ilgili, yetkilileri teslim aliyorlar... mi?

Yoksa, soyle mi?

Eylemcilerin kararliligi once polisi caydirip, onlar da amirlerini caydirip,

en sonunda devletin en ust kademelerini de onlarin mustesar veya danismanlari caydirip; derken, alayi makamlarindan disarini terk ve cikip,

teslim oluyorlar Eylemcilere...mi?

Oyle ise, eylemciler kim?

Onlarin bir temsilcisi veya komutanlari var mi, varsa o kim?

Yoksa, eylemcilerin kimlikleri, bagli bulunduklari mihraklar, onceden bilinip, birlikte hareket etmenin butun sartlari uzerinde konusulup, mutabakata onceden mi varilmisti?

Bu sorulardan kastim, Soros veya benzerlerine, boyle bir hareketin hangi asamasinda iken rastlanildigini ortaya cikarmak idi...

Anlamam bu islerden, onun icin, birlikte oldugum veya olacagim herkesi tanimadan, bilmeden, hic bir eyleme de katilmam.


Tersi olduğunda darbe mi oluyor?

Silahsiz eylemciler, istedikleri kadar basarili olup, basbakan ve cumhur baskanlarini teslim almis olsunlar, yanlarinda degilse bile, arkalarinda silahli gucleri olmadikca, mevcut silahli guclere, hem avlarini, hem de kendilerini teslim etmekten kurtulamazlar. Bu durum sonucu veya diger ismi, her halde, askeri darbedir.


Çok uzağa gitmeyin, Ukrayna mesela.

Ukraynada ne, nasil oldugunu tam bilmiyorum ama, bildigim kadari o ki, Sorosculuk adina devrime kalkisan bir kadin, basarisiz olan o hareketi dolayisi ile sonra ele gecip, yargilanip, halen dahi iceride, mahkumdur.

Demek ki, Sorosun her arksinda oldugu devirimci hareketin basarili olmasi soz konusu degildir.

Bırakın bunları, bunların hepsi de palavradır.

Burada veya daha once, sahi, kim ne demisti ki,

Oraj bey, malum uslubuyla (Diktatorluk emaresi:)),

"kenara cekilin hele", diyor?

Anlayamadim.
Mesele, Amerikan yanlısı mısınız, karşısında mısınız?
Ona göre demokratik, ya da, baskıcı sayılıyorsunuz.


Peki de, boyle bir durumda, karar veren konumda,

siz olsaniz, ne yapardiniz?

Yani, Amerikan taraftari mi, yoksa Ruc-Cin taraftari mi, yoksa,

hic tarafli mi?

Bu soruya vereceginiz cevaba gore, ben de, olasi bir eylemde,

birlikte olup, olamayacagimiza karar verebilirim...:-))




Suudi hanedanı, Ürdün Kralı falan çok mu demokratlar.
Yahu palavraya hala doyamadınız mı?

Allah hallah, hala bu yaklasimlarin sebeb-i hikmetini cozebilmis degilim.

Ne palavrasi, kimdir palavra atan ve de niye? 



17 Haziran 2013 14:12 tarihinde T.C. Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Peki ortadan bir soru atalım.
Turuncu devrim olan ülkelerde iktidarlar nasıl devrildi?
Sokaklar iktidarı devirdiğinde devrilenler ABD aleyhtarı, devirenler Amerikanın uşakları olunca demokratik mi oluyor.
Tersi olduğunda darbe mi oluyor?
Çok uzağa gitmeyin, Ukrayna mesela.

Bırakın bunları, bunların hepsi de palavradır.
Mesele Amerikan yanlısı mısınız, karşısında mısınız?
Ona göre demokratik, ya da baskıcı sayılıyorsunuz.
Suudi hanedanı, Ürdün Kralı falan çok mu demokratlar.
Yahu palavraya hala doyamadınız mı?

Oraj POYRAZ
On 16.06.2013 14:19, ahmet dogan Simsek wrote:


Hiç bir ülkede seçimle iktidara gelenleri düşürmek için seçim dışında başka bir argüman kullanılamaz.
Halkın protesto eylemlerinin makul bir gerekçesi olmak zorundadır.
Ağaç kestirmeyiz diye öne sürülen genç öğrenciler sadece Ağaçları kestirmemek için ortaya çıkmışlar ve meşru bir gerekçe oluşturmakta kullanıldıktan sonra artık danışman olarak dahi kullanılmayıp bir kenara kullanılıp atılmışlardır. Çünkü artık meşru gerekçeden ayrılıp meşru hükümeti yıkmak ve görvini yapamaz hale getirmek olarak tanımlanan ve müebbed hapsi istenmeyi gerektirecek bir nayasa suçu işlenmeye başlanmıştır.
Taksim Kızılay gibi halkın sürekli kalabalık olduğu yerlerdeki bu ihanete iştirak istemeyen halkı da kendilerinden gibi gösterme hileleri de halkın zararına sebep olmakta ama bunları polis yaptı diyede kendilerinin böyle oldun istedikleri için böyle olduğunu gizlemeye çalışmaktadırlar. Bu bir vatana ihanettir ve milletimize verdikleri zararın milyonda birini bile bu kesimler milletimize ve ülkemize hiç bir zaman kazandırmamış sadece telef etmekte kullanılmış kişilerden oluşmaktadır. Bunu göremeyenlere de benim gibi laf anlatmaya çalışmak da abesle iştigal etmek olsa gerektir.
Su akar yolunu bulur. Milletimiz batılda ittifak etmezler diyen Bir peygamberin dinindendir. Bu yüzden milletimiz asla batılda ittifak etmeyeceği bilindiğinden yıkıcılar ve anarşistler ancak arkalrında dış güçlerin desteği olduğunda ortalığa dökülmektedirler. Onlar sadece piyonlardır. Şimdiye kadar Hükumetin Arkasında İsrail var ABD var diye kendi durumlarını Başbakana sıvamaya çalışan pisliklerin Tümü şu anda ABD İsrail ve AB den aldıkları destek ile TC. Devletini yeniden diz çöktürmeye çalışmaktadırlar. Bunu söylerken sokaktaki başlangıçta ki iyi niyetli öğrencilerin elinden sokağı gasp eden çakalları dahi kast etmiyorum. Onları Taksimde bir kaç şişe bira sürekli hamburger ve hazır çadır ile besleyen sponsorlarından bahis ediyorum.
A.D.Şimşek 

16 Haziran 2013 13:52 tarihinde Akkartal <akkartal29@gmail.com> yazdı:

Başbakan zannetmiyor gayet iyi biliyor. Bizlerde biliyoruz.


Başbakan, dış güçlerin, (ki, bunlar AB-D, artık, alenen biliniyor) , kendisini iktidardan düşürmek istiyorlar ama, bunun gerekcesini peki, kendin-iz-ce, nasıl algılayıp, nasıl yorumluyor ve tabiatıyla da, karşı koymak, boşa çıkartmak için, ne yapıyor?

Soruyoruz ama, ne yaptıkları malum aslında; kendisini düşürmek isteyenler bakımından, geçerli koz sayılabilecek şeyleri...

Ne bunlar?

Halkın, anayasa ve internasyonal anlaşmalardan dogan, meşru protesto hakkını, engelemek için, orantılı veya orantısız ama, neticede yüzler insanın yaralanıp, kiminin ölmesini, kiminin sakatlanmasına sebep olacak, metazori güç kullanımı.

Böyle bir tasallut karşısında olan-kalan, bir iktidar peki, böyle mi (dış güçlere uyup, isyan etmektesiniz, bunun için de, alın size gaz, su, jop ve kısacası bir araba kötek) davranmalı, kendisini seçerek, idare etmek yetkesini veren, kendi halkına karşı? Yoksa, bu işin çözüm yol ve yöntemi çok daha başka mı olmalı?



Gezi parkından, tam dokuz saat sürekli, en olumsuz sahneleri göstererek, canlı yayın yapan CNN. ABD den gelen talimat ile Refah yol hükumetinin düşrülmek de kullanıldığı, Sincan da, tankları yürütme operasyonunun yapıldığı Sincan da, Belki de, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük mitinglerinden birini yaparak, ABD ve uluslar arası güçlere, 28 şubattaki yaptıkları operasyonun cevabını verişine, sadece dokuz saniye ayırması.



Bu olayların uluslar arası bir operasyon ile yine Türkiye yi çökertme harekatı olduğunu en ahmak kafalara bir açıkça ilan ettiği mitinge dokuz saate karşı dokuz dakika bile değil sadece dokuz saniye haber olarak verip geçmesi ve AB parlamentosunun İngiltere ve Almanyada ki polis şiddetlerini görmezden gelip Türkiye de polisin en basiretli davranışını bile polis şiddeti diye parlamento kararı çıkarması ile bile anlayamayanlara anlamadılar denilmez.

Adamların niyeti, var sayalım ki cidden öyle, kasıtlı ise, bu durumda, senin iyi veya güçlü tarafını göstermek ve bunu kabul etmeleri beklenilebilir mi? Siz sahi, neyi bekliyordunuz ki? Sizin esas muhatabınız, o veya bu nedenle, haklı veya haksız olsa da, Gezi parkından başlayarak, yurt sahında yayılan protesto eylemcileri, yani, kendi halkınız değil de, başkaları mı ki, onlardan bu tür anlayışlar umulur? Hayre bir yaklaşım ve karşı koymak tarzı...Hiç böylesini görmedik yani... Şimdi, değil mi ki, dün, zorla dağıtıldı Gezi parkı, böylece, aldılar derslerini o dış güçler, öyle mi?


Ya çok ahmaklar, yada gerçekten vatan hainler yine ülkeyi gezide dağıtılan bedava bir bira ile bir hamburgere satıp on milyarlarca dolarını dışarıya sattılar denilir.

Bunlar oylarını değil, ülkeyi ve Milleti satanlardır.

Başka bir anlamı yok.

Vatandaş , yerli veya yersiz, haklı veya haksız, idare olarak sizin, ülke dahili veya haricinde, yaptığınız veya yapmanız gerekirken, yapmadığınız, bir şeyleri tasvip etmeyip, bilakis, itiraz ediyor ise, ki bu onun, demokrasilerde en tabii hakkı iken, değil imiş gibi, siz onu hemen onu, satılmış, aptal veya başkasının uşağı, çapulcu diye tahkir edebiliyorsunuz.

Bu hakkı sahi siz, kimden, alıyorsunuz, diye sormazlar mı;

kendi halkınızdan, değilse?

A.D.Şimşek




16 Haziran 2013 13:05 tarihinde ahmet dogan Simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:

Başbakan zannetmiyor gayet iyi biliyor. Bizlerde biliyoruz. Gezi parkından tam dokuz saat sürekli en olumsuz sahneleri göstererek canlı yayın yapan CNN.
ABD den gelen talimat ile Refah yol hükumetinin düşrülmek de kullanıldığı Sincan da tankları yürütme operasyonunun yapıldığı Sincan da Belki de Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük mitinglerinden birini yaparak ABD ve uluslar arası güçlere 28 şubattaki yaptıkları operasyonun cevabını verişine sadece dokuz saniye ayırması. Bu olayların uluslar arası bir operasyon ile yine Türkiye yi çökertme harekatı olduğunu en ahmak kafalara bir açıkça ilan ettiği mitinge dokuz saate karşı dokuz dakika bile değil sadece dokuz saniye haber olarak verip geçmesi ve AB parlamentosunun İngiltere ve Almanyada ki polis şiddetlerini görmezden gelip Türkiye de polisin en basiretli davranışını bile polis şiddeti diye parlamento kararı çıkarması ile bile anlayamayanlara anlamadılar denilmez. Ya çok ahmaklar yada gerçekten vatan hainler yine ülkeyi gezide dağıtılan bedava bir bira ile bir hamburgere satıp on milyarlarca dolarını dışarıya sattılar denilir.
Bunlar oylarını değil ülkeyi ve Milleti satanlardır.
Başka bir anlamı yok.
A.D.Şimşek
16 Haziran 2013 11:48 tarihinde Akkartal <akkartal29@gmail.com> yazdı:


---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Akkartal <akkartal29@gmail.com>
Tarih: 16 Haziran 2013 11:47
Konu: Re: [OzgurGundem] Erdoğan'ı Hangi Dış Güç Yıkmak İstiyor?
Kime: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com


Başbakan gerçekten de, kendisini yıkmak için, dış güçlerin harekete geçtiğine ve bu amaçla da, Gezi Parkı'nda, üç beş ağaç bahane edilerek, ülke çapında ayaklanmaları başlattıklarına inanıyorBu direnişin ardındaki dış güçler onu devirmek istiyorlar…


Evet ve bunu, hem de Gezi Parkı olayının ikinci günende, aynen bu sekilde algılayarak, olası en iyi, en zararsız ve en saglam stratejinin, ne olacagını (Türkiye halkını, tam olarak, karşısına değil, arkasına almak) düsünüp, o teklifimi yapmıstım; konsantrasyon ve saldırı henüz balamadan, gelen basit atagi, kıvrak bir eskiv hareketi ile bosa cıkarıp, kenara cekilip, sonra, tek isabetli vurusla rakibi bertaraf etmek. Ama ya hic duymadi, ya da, duydu ama yanlıs bir nasihat diye anladı.Neyse, kendi bilecegi isti ama, ben hem kendisini, hem ulkemi ve halkimin yararini dusunmustum; cidden.


Yeni Şafak vb. bu inancı temellendirmek için, akıldışı komplolar yazdı. Hatta bir haberleşme ağı olan "Zello"yu bir örgüt bile yaptı… Oradan emirler geliyormuş! En son Soros ortaya atıldı! Soros'un adamları ki, iktidarınızın en büyük destekçisi! Ülkemizdeki baş Sorosçuyu akil adam bile yaptınız!

Bunlar malum, bir anda surpriz gelen bir atak karsisinda, bocalayip, panik duruma gelenlere has bir tepki olup, o an insan, her seyden, herkesten suphelenpi, saldiriya maruz birakildigini sanir; ister istemez.



En sonunda ellerinde bir şey kaldı: Faiz Lobisi! Hayır, bazı bakanların da, inanmadan ama, papağan gibi tekrarladıkları bu zırvalık üzerinde de durmayacağım…

Bu iddia veya sav, hala dahi surdurulmektedir; ne care ki...


Ben "dış güçleri" ciddiye alarak yazacağım…



RTE'nin korkusuna hak veriyorum: Evet "
dış güçler" sizi yıkmak istiyor… Daha doğrusu şöyle diyeyim: Sizsiz bir AKP iktidar tercihlerini görmemek için, kör olmak gerekir.

Evet, dogrusu da bu zaten.

 

***

 

Ama önce, sizi yıkmak isteyen "

Evet, cunki bu sistemin yapisi dolayisi ile olup, buna kimsenin kizmaya hakki yoktur; RTE'nin de, baskasinin da.

BDP'yi bilmem ama, diğer partiler sizi iktidarda istemiyor! Şüphesiz meşru yollardan.. Birincisi bu…

Bence, bunların hic birisi, gercek anlamda bunu istemiyor olmalılar, aksi halde, tutumları böyle, yaptıkları gibi olmasa gerekti. Su halde bunlarınki, akıntıya karsı yüzmek zorunda olmalarının getirdigi zorlanım ve bunalım tepkileridir; toplumun onlara yansıttıgı; capsızlık, beceriksizlik ve yetenek yoksunluklarını yuzlerine vurup, gercek birer alternatif olarak, su AKP'den bizi kurtaramayacaksınız, demesidir. Durum boyle olmamıs olsa, gecici, secime kadar bir hukemetin kurulması sartı ile onurlu istifayı, zaten önermezdim.


İkincisi, 

Evet, belli ki, aynı kanıdayım.

Olayların kronolojik gelişimini önünüze kimse koymadı mı? Gezi Parkı'na polisinizin zalim baskını tüm ülkede vicdanları taşırdı. Bunu size söyleyen kimse yok mu? Ama Gezi Parkı direnişinin ülke çapında bir boyuta ulaştıktan sonra, olay parklıktan çıktı ve iktidarınıza yöneldi… Yoo burada CHP yok.. Halk var! Sizi iktidarda görmek istemeyen bir halk hareketine dönüştü.

Evet, onun icin, tam da ikinci gunu yazip, paylasmıstım o onerimi ki, isler boyle, daha da beter duruma gelmesin; halk, istemeye istemeye de olsa, yine seni, dolayısıyla da, AKP'yi nasil olsa sececekti. Siz ama, boyle yapar, halki jop, gaz ve sair gucle, metazori olarak idare etmege kalkarsaniz, olacagi her halde bundan, isyandan, direnisten baskasi degildi.


Evet evet, aynen boyle oldu ve o ruhhali elan dahi devam etmekte; kacinilmaz ve tabii olarak hem.


Diyorsunuz ki, 

Bunlari, halka meydan dayag cekmeden once, yanlarina giderek yapmak, diye bir dustur, ne yazik ki gelmedi aklina Basbakanin... ve bunun ne anlama geldigini... halktan biri nasıl olurmus... unutmus 11 seneden beri...


Valla bilemem, Tunus'ta da, Mısır'da da, Libya'da da meşru hükümetler vardı.. biliyorsunuz. 

Bu, ne yazik ki bir hakikattir. Degil yuzlerce yarali ve olu vermek, halktan bir kisi bile olsa, zorla ikna etmek icin, dövmek veya öldurmek, halkin tamamini tahkir etmekten sayilip, bu ise isyanı bizzat kıskırtmak demektir.

Eğer hukuksuzluklar, baskılar ayyuka çıkıyorsa, iktidar halka, muhalefete zalimlik yapıyorsa, protestoları kanla bastırıyorsa, askerini, sivilini haksız hukuksuz yasasız yıllarca içeride tutuyorsa, uyduruk mahkemelerin arkasında duruyorsa, örneğin Gezi Parkı'na inşaat yapılmasına karşı büyük muhafeleti zulümle bastırmaya kalkışıyorsa, insanları avlıyor, kafalarına kurşun sıkıyor, gözlerini oyuyor, kafasını kırıyorsa…

Butun bunlar, bu durumlar, halkin, her seye ragmen katlanabildigi durumlardi ama, ayni zamanda da, daha iyisini yapacak bir iktidar arayısının sebepleri idi; bu isyanın sebebi degil.


Kusura bakmayın, meşruiyetinizi yitirdiğiniz durumlar ortaya çıkıyor demektir. Bunun görüntüsü nedir: Ülkedeki direniştir. Zulmünüze meydan okumadır… Bu meydan okumaya daha büyük bir zulümle karşılık verirseniz, her iktidarın ayvayı yediği koşullar ortaya çıkar. Dünyanın hiçbir yerinde "

Evet ve demiyorlar da iste...

ABD, demiyor, AB Parlamentosu demiyor.

Diyen kim?

Bazi ulkelerden, bir kac



Ancak iktidar yardakçıları "

Evet, aynen öyle olur, olmustur ve olacagi da budur; er ama gec.

Tabii, demokratik koşullarda, böyle hükümetler istifa eder.

Onun icin, biz de, kıvrak bir manevra ve onurlu istifayı onermistik; tam vaktinde hem.




Türkiye'yi saran direniş dalgasının ardında "

Bu durumda denilecek ne kalıyor ki? Hic.

 

***

 

Herkesin bildiği bu olgulardan sonra, gelelim sizi yıkmak isteyen dış güçlere… Kim bu güçler? Bırakın Soros'u, Faiz Lobisi'ni, Zello'yu… Neden isimlendirmiyorsunuz? Bu dış güç Katmandu mu, yoksa Bahreyn mi, Kanada olmasın? Belki de Brezilya'dır, sizin ekonomik başarınızı çekemeyen!
RTE ve adamları ABD'yi kastediyor ama, dile getirmekten çekiniyor.

18 günde, defalarca, RTE iktidarını uyarıcı konuşmalar yapan onlar. Eski Ankara Büyükelçisi, "Bu içişlerine müdahale değildir, aynı kulübün üyesisiniz, uyarılarımızı yapmak hakkımız" diyor…

Eh, doğru lafa ne denir! Tabii bir de AB var, kararını reddettiğiniz!
Şöyle düşünün: Dostlarınız, iktidarınızın yıkılmasından endişe ettikleri için, sizi uyarıyorlar…

Evet, her halde...

Yoksa, onları mı gailesi almıs, Turk halkının ne cektiginden veya cekeceginden? Hayır.

Zira, onlar sizden memnun, siz de onlardan; en azından bugunlere kadar, bu boyle idi.



Ama şu da var: ABD (AB bile artık),RTE olmasa daha iyi olur, diye düşünüyor. Bunun nedenlerini burada analiz etmeyeceğim. Ama bu bir olgu…

Diktatörlük, tek adamlık, her şeyi güdüleyen, toplumu adım adım, dini kurallara göre yönetilen bir cenderenin içine sokan, Gezi Parkı gibi ,orada yaşayanları ilgilendiren bir konuda bile, tek başına karar verecek bir kişiyi kimse istemez…

Bunları yapmıyorduk, yapmadık, diyebililer mi? Hayır.


Kusura bakmayın ama, giderek, Türkiye'nin çoğunluğu da sizi istemiyor artık. Değişmezseniz gidersiniz…

Bu artık bir hakikattir; ne care ki...


Dış güçlere gelince… Onlar bu ortamdan, sizin yerinize iktidara AKP'den başka birinin gelmesi umudunu besleyerek ve bekleyerek, "duruma müdahil" oluyorlar sadece…



Evet, aynen boyle ve siz, bilmem neden, yersiz inadınızla, her seyi berbat ettiniz; bizi bu beceriksiz, capsiz iktidar adayları ile yeniden basbasa biraktiniz. Onun icin de, ben dahil, herkes kiziyor artik size...


Şimdilik hepsi bu.. diyeceğim, sandıklara kadar uzayacak zaman içinde davranışınız, kişisel iktidarınızı belirleyebilir… Süreç ne kadar zulüm içerirse, gidişiniz de o kadar hızlı olabilir. Kişisel istikbalinizi mi seveceksiniz, yoksa bu ülkeyi ve halkı mı? Bu da belirleyici olacak…

Evet, bu izah ve baglayisa da aynen katiliyorum.
Şimdilik benden bu kadar!






16 Haziran 2013 10:38 tarihinde Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com> yazdı:

 



 
----- Original Message -----
Sent: Sunday, June 16, 2013 9:43 AM
Subject: { T.C. ULUSAL BİRLİK } Orhan Bursalı: Erdoğan'ı Hangi Dış Güç Yıkmak İstiyor?

Orhan Bursalı: Erdoğan'ı Hangi Dış Güç Yıkmak İstiyor?

orhan-bursali

Bu yazıyı mektup olarak RTErdoğan'a yazmak istedim önce ama boş ver, en yakını ve siyaset bilimci kızı Sümeyya Hanım bilgilendirir dedim! Artık bu iddiayı ciddiye alarak yazıyorum çünkü Başbakan'ın buna inandığına inandım:
Başbakan gerçekten de kendisini yıkmak için dış güçlerin harekete geçtiğine ve bu amaçla da Gezi Parkı'nda üç beş ağaç bahane edilerek ülke çapında ayaklanmaları başlattıklarına inanıyor. Bu direnişin ardındaki dış güçler onu devirmek istiyorlar…
Yeni Şafak vb. bu inancı temellendirmek için akıldışı komplolar yazdı. Hatta bir haberleşme ağı olan "Zello"yu bir örgüt bile yaptı… Oradan emirler geliyormuş! En son Soros ortaya atıldı! Soros'un adamları ki, iktidarınızın en büyük destekçisi! Ülkemizdeki baş Sorosçuyu akil adam bile yaptınız! En sonunda ellerinde bir şey kaldı: Faiz Lobisi! Hayır, bazı bakanların da inanmadan ama papağan gibi tekrarladıkları bu zırvalık üzerinde de durmayacağım… Ben "dış güçleri" ciddiye alarak yazacağım…
RTE'nin korkusuna hak veriyorum: Evet "dış güçler" sizi yıkmak istiyor… Daha doğrusu şöyle diyeyim: Sizsiz bir AKP iktidar tercihlerini görmemek için kör olmak gerekir.

 

***
 

Ama önce, sizi yıkmak isteyen "İç Güçler" var! Önce buradan başlayalım. Siyasi partilerin varlığına dayanan bir sistemde RTE'yi yıkmak istemek kadar meşru bir şey olamaz. BDP'yi bilmem ama diğer partiler sizi iktidarda istemiyor! Şüphesiz meşru yollardan.. Birincisi bu…
İkincisi Gezi Parkı direnişi sizi yıkmak için harekete geçmedi. Olayların kronolojik gelişimini önünüze kimse koymadı mı? Gezi Parkı'na polisinizin zalim baskını tüm ülkede vicdanları taşırdı. Bunu size söyleyen kimse yok mu? Ama Gezi Parkı direnişinin ülke çapında bir boyuta ulaştıktan sonra, olay parklıktan çıktı ve iktidarınıza yöneldi… Yoo burada CHP yok.. Halk var! Sizi iktidarda görmek istemeyen bir halk hareketine dönüştü.
Bir kışkırtıcı mı arıyorsunuz: İktidarınıza, kendinize, polisinize, zulmünüze, haksızlığınıza, Taksim Parkı konusunda artık saçmalık noktasına varan direnişinize bakın. Kışkırtıcı, iktidar ve uygulamalarıdır sadece! Tabii olay, Gezi Parkı ve iktidarınızın zulmüne direniş olmaktan da çıktı. Çoğunlukçu, baskıcı, uzlaşmasız siyasetinizle yok saydığınız yüzde 50-60 halk kesimine karşı yaptığınız bütün yasalara tepkiler de gündeme geldi…
Diyorsunuz ki, meşru hükümete karşı bir sivil darbe yapılmak isteniyor. Bekleyin seçimler ve sandık var
Valla bilemem, Tunus'ta da, Mısır'da da, Libya'da da meşru hükümetler vardı.. biliyorsunuz. Kaddafi'yi yıkmak için bizzat operasyona katıldınız! Yani mesele iktidarda meşru bir kişinin olup olmaması değil. Bir iktidarın meşruiyetini yitirmesidir olay… Eğer hukuksuzluklar, baskılar ayyuka çıkıyorsa, iktidar halka, muhalefete zalimlik yapıyorsa, protestoları kanla bastırıyorsa, askerini, sivilini haksız hukuksuz yasasız yıllarca içeride tutuyorsa, uyduruk mahkemelerin arkasında duruyorsa, örneğin Gezi Parkı'na inşaat yapılmasına karşı büyük muhafeleti zulümle bastırmaya kalkışıyorsa, insanları avlıyor, kafalarına kurşun sıkıyor, gözlerini oyuyor, kafasını kırıyorsa…
Kusura bakmayın, meşruiyetinizi yitirdiğiniz durumlar ortaya çıkıyor demektir. Bunun görüntüsü nedir: Ülkedeki direniştir. Zulmünüze meydan okumadır… Bu meydan okumaya daha büyük bir zulümle karşılık verirseniz, her iktidarın ayvayı yediği koşullar ortaya çıkar. Dünyanın hiçbir yerinde "ne yapıyorsunuz bu meşru hükümettir" denmez… Ancak iktidar yardakçıları "vaayyy sivil darbe haa.." der, demokrasicilik oynar, aptal kafalar ise gelecek sandığı gösterir. İnsanları öldürerek ükeyi yönetilir duruma kimse getirememiştir. İstedikleri kadar arkalarında oy çokluğu olsun, halkın direnişi yıkıp geçer bütün iktidarları… Tabii demokratik koşullarda böyle hükümetler istifa eder.
Türkiye'yi saran direniş dalgasının ardında "dış" değil, tamamen iç dinamikler arayın. Allahaşkına, hadi siyasi danışmanlarınız susuyor diyelim, MİT'iniz, Emniyet'iniz durumu analiz edip önüne koymuyor mu! Koymuyorlarsa, çukurunuzu kazıyorlar demektir!

 

***
 

Herkesin bildiği bu olgulardan sonra gelelim sizi yıkmak isteyen dış güçlere… Kim bu güçler? Bırakın Soros'u, Faiz Lobisi'ni, Zello'yu… Neden isimlendirmiyorsunuz? Bu dış güç Katmandu mu, yoksa Bahreyn mi, Kanada olmasın? Belki de Brezilya'dır, sizin ekonomik başarınızı çekemeyen!
RTE ve adamları ABD'yi kastediyor ama dile getirmekten çekiniyor. 18 günde defalarca RTE iktidarını uyarıcı konuşmalar yapan onlar. Eski Ankara Büyükelçisi, "Bu içişlerine müdahale değildir, aynı kulübün üyesisiniz, uyarılarımızı yapmak hakkımız" diyor… Eh, doğru lafa ne denir! Tabii bir de AB var, kararını reddettiğiniz!
Şöyle düşünün: Dostlarınız, iktidarınızın yıkılmasından endişe ettikleri için sizi uyarıyorlar… Ama şu da var: ABD (AB bile artık), RTE olmasa daha iyi olur diye düşünüyor. Bunun nedenlerini burada analiz etmeyeceğim. Ama bu bir olgu… Diktatörlük, tek adamlık, her şeyi güdüleyen, toplumu adım adım dini kurallara göre yönetilen bir cenderenin içine sokan, Gezi Parkı gibi orada yaşayanları ilgilendiren bir konuda bile tek başına karar verecek bir kişiyi kimse istemez…
Kusura bakmayın ama giderek Türkiye'nin çoğunluğu da sizi istemiyor artık. Değişmezseniz gidersiniz…
Dış güçlere gelince… Onlar bu ortamdan, sizin yerinize iktidara AKP'den başka birinin gelmesi umudunu besleyerek ve bekleyerek, "duruma müdahil" oluyorlar sadece…
Şimdilik hepsi bu.. diyeceğim, sandıklara kadar uzayacak zaman içinde davranışınız, kişisel iktidarınızı belirleyebilir… Süreç ne kadar zulüm içerirse, gidişiniz de o kadar hızlı olabilir. Kişisel istikbalinizi mi seveceksiniz yoksa bu ülkeyi ve halkı mı? Bu da belirleyici olacak…
Şimdilik benden bu kadar!



--
                            


Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

https://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman --
ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆
Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır. Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır. Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz. Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır. Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz. Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.
Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm. Mustafa Kemal ATATÜRK
ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆ ℂ⋆
 
---
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "T.C ULUSAL BİRLİK" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için ulusal-birlik+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz ziyaret edin.
 
 



--

 "Herkes güvenilen olmayı ister lakin; en güvenilenler, hiç güvenmeyenlerdir" 

En iddiasız İDDİACI

Husrev Özel




--

 "Herkes güvenilen olmayı ister lakin; en güvenilenler, hiç güvenmeyenlerdir" 

En iddiasız İDDİACI

Husrev Özel

--
[Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız:
Google Grupları "Egemen Türkiye" grubu.
http://groups.google.com.tr/group/Egemen-Turkiye?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin]
 
[GRUP ÜYELERİNİN DİKKATİNE:
5680 sayılı Basın Yayın Yasası Kapsamında tartışma gurubumuza gönderilen mesajların liste üyelerini ve yöneticilerini zor duruma düşürülmemesi, yasalara karşı saygılı olunması gerekmektedir.
Guruba gönderilen konular ve buna dair mesajlardaki görüşler,
yöneticileri bağlayıcı değildir.
Her üye gönderdiği ileti ve içeriğinden, tartışma esnasında verilen cevapalardan kendileri sorumludur.
Saygılarımla... ]
GURUP YÖNETİMİ
---
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Egemen Türkiye" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için egemen-turkiye+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.

Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz ziyaret edin.
 
 




--

 "Herkes güvenilen olmayı ister lakin; en güvenilenler, hiç güvenmeyenlerdir" 

En iddiasız İDDİACI

Husrev Özel




__._,_.___


Your email settings: Individual Email|Traditional
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch to Fully Featured
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe

__,_._,___


--

zaryop:jaro

Hic kimse, affettigi zaman oldugu kadar yukselemez.

Goethe
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.






--

 "Herkes güvenilen olmayı ister lakin; en güvenilenler, hiç güvenmeyenlerdir" 

En iddiasız İDDİACI

Husrev Özel


--

zaryop:jaro

Sic transit gloria mundi
* * *
Boyle geciyor dunya zaferleri.

Latin Atasozu
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder