Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
17 Haziran 2013 Pazartesi
15-Rifat Serdaroğlu: ZATEN BİZ BİLİYORDUK
Rifat Serdaroğlu: ZATEN BİZ BİLİYORDUK
15 Haziran 2013
Kasabanın işsiz ve zıpır delikanlısını kontrol altında tutmak için Kilise'de işe almışlar. Papazlardan biri; "Senin işin, her gün Başpapazımıza hava durumunu anlatmaktır. Çünkü kendisi kilise dışına hiç çıkmaz. Hayatını Tanrıya ve Kiliseye adamıştır" der.
Genç, her gün dışarı çıkmakta ve havaya bakıp Başpapaza anlatmaktadır;
"Efendim, bugün hava yağmurlu ve ılık. Bulutlara bakılırsa yağmur bütün gün devam edecek." Başpapaz her seferinde "Elbette yavrum, Baba-Oğul ve Ben, zaten bunu biliyorduk"der.
Günler günleri kovalar, delikanlı her gün kendisine denileni yapmakta ve aynı yanıtı almaktadır. Bu rutin iş genci canını sıkmakta ve Başpapaz'ın dışarıdaki havayı nasıl bildiğini merak etmektedir.
Bir gün delikanlı yine Başpapazın yanına gelir ve "Efendim, dışarıda günlük-güneşlik bir hava var. Kuşlar ötüyor, insanlar neşe içinde dolaşıyorlar" demiş.
Başpapaz;"Elbette yavrum, Baba-Oğul ve ben zaten bunu biliyorduk" der.
Delikanlı; Bir b.k bildiğiniz yok. Her tarafı sel götürüyor kiliseyi su bastı, kaç ve canını kurtar...
Başbakan Erdoğan;
"Biz zaten bu Avrupalıları biliyorduk. Bunlar bizi aldatıyor. Sen ne hakla bana karışırsın? Ben daha üye bile değilim, müzakereciyim" diyerek, en diplomatik-argo karışımı bir üslupla konuştu!
A benim, asabı bozuk-sinirleri terelelli Başbakanım, unutun mu?
Tarihe "En Büyük Türk Düşmanı" olarak geçen Papa'nın heykelinin önündeki koca masaya, biraderin Abdullah ile birlikte tıpış-tıpış gidip AB Anayasasını imzalamıştınız ya, hani Türkiye'ye döndüğünüzde, güpegündüz milyonlarca liralık havai fişekler patlatılmıştı. İşte her sıkıştığında destek istediğin adamlar, senin demokrat olmadığını anca anladılar ve şimdi sana bu yüzden fırça atıyorlar.
Sen de yukarıdaki Başpapaz gibi her şeyi biliyormuşsun be Başbakanım!…
AKP Hükümetinin bir İçişleri Bakanı var. Kendisi sempatik, cesur, karikatür gibi-şaka gibi bir siyasetçidir.
Onu Samsun Valiliğinden beri tanırım. Çok sayıda Vali kararnamesine imza attığım içini onun atama kararnamesinde imzam var mı, yok mu hatırlayamıyorum. Varsa o ayıp da bana yeter!
Mardinli cesur Bakan, Reyhanlı'da 53 vatandaşımızın öldüğü-yüzlerce insanın ağır yaralandığı ve sakat kaldığı, yüzlerce binanın yıkıldığı bombalı saldırıdan sonra şunları söylemişti;
"Zaten biz bunun olacağını üç ay önceden biliyorduk. Bombalı araçları takip ettik, fakat en son gün onları kaybettik. Meğer bir dükkâna saklanmışlar!"
Aynı Bakan, Taksim-Gezi Parkındaki direniş için de; "Zaten biz bu eylemin olacağını ve illegal kuruluşlarının katılacağını üç aydır biliyorduk" dedi.
En son konuşmasında Gezi Parkı için,"Sidik kokuyor, Büyük abdestlerini oraya yapıyorlar"şeklindeki, çirkin ve edep dışı söylemini hayretle dinledim.
Sayın Erdoğan;
Gezi Parkı bu eylemler sırasında olduğu gibi bundan böyle hep "Demokrasi ve Özgürlük"kokacak ve Milli hassasiyetleri olan Çağdaş bir iktidar geldiğinde bu meydanın adı"Demokrasi Meydanı" olarak değiştirilecektir.
Esas, Başpapaz gibi"Her şeyi önceden bilen" sizlerin bulunduğu yerden, yani Ankara'dan çok pis kokular geliyor. İnanın bu kokular artık dayanılır gibi değil.
Sizlerin öğrenmeniz gereken, öncelik ve ivedilikle "Evrensel Demokrasi" dersidir. Gezi parkındaki gençlere ve Çarşı gurubuna müracaat ederseniz, sizlere ücretsiz ders vermekten büyük keyif alacaklardır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder