20 Ağustos 2015 Perşembe

"IMF'ye borcu kapattık" fenomeni!

"IMF'ye borcu kapattık" fenomeni!

DİKKAT Aşağıdaki makale kesinlikle bana ait değildir.
Kaynak bağı makale başlığında yer almaktadır.
Bilgi kirliliği ekonominin her alanını kaplamış durumda. Haberler, yorumlar, açıklamalar ve hatta resmi bilgiler yüksek oranda dezenformasyon içerir oldu. Vatandaşın bu asitlenmiş bilgi yağmurunda sağlıklı yorum yapabilmesi gerçekten çok zor.

Ekonomiyi ve politikayı yönetenlerin sistematik bilgi kirliliklerinden biri de IMF'ye olan borcun ödenmesi hadisesi. Neredeyse yurtta ve dünyada milli bayram gibi kutlandı. Politikacılar hala bu başarıyı malzeme olarak kullanmaya devam ediyorlar. IMF'ye olan borcun kapanması ekonomik bir fenomene dönüşmüş durumda. Birçokları ise şöyle düşünüyor: Peki ama yıllardır pençesinde kıvrandığımız IMF'ye borçları bitirmenin nesi fena? Bu illetten kurtulmak önemli bir başarı sayılmaz mı? Ayrıntılı yanıta geçmeden direk sonucu verelim: Hayır. Böyle bir başarı Afrika'nın kırsal bir kabilesinde çuvalına patatesleri koyarken birini düşüren bir köylüye dünyanın göstereceği önem derecesinde önemlidir, daha fazla değil. Neden mi?

IMF'ye şu an kimlerin borcu var diye bir bakalım isterseniz. Böylece kimlerin başarısız, kimlerin başarılı olduğunu daha yakından görürüz. (Tüm rakamlar IMF'nin güncel verilerinden alınmıştır.)

Avrupa kıtasından IMF'ye borcu olan ülkeler ve borçlu oldukları tutarlar şöyle:


Yunanistan

15.2 milyar $

Ukrayna

6.7 milyar $

Kıbrıs

594 milyon $

Romanya

288 milyon $

Kosova

108 milyon $

Sırbistan

35 milyon $

Bu rakamları kısaca özetlemek gerekirse, Avrupa Birliğinin milli enkazı Yunanistan ve Kıbrıs ile Rusya'nın milli enkazı Ukrayna'yı biraz hariç tutarsak geri kalan ülkelerin IMF'ye olan borçları birkaç futbolcu satarak rahatlıkla ödenebilecek seviyede. IMF'ye borcu olan Avrupa'dan sadece 6 ülke var ki, bunların üçü zaten batık olan ülkeler. Diğerleri ise muhtemelen IMF'ye olan "overdraft" hesaplarını kapamayı unutmuşlar.

Şimdi de Asya ülkelerinin IMF'ye borçlarına bakalım.


Pakistan

2.9 milyar $

Ürdün

1.1 milyar $

Bangladeş

480 milyon $

Ermenistan

152 milyon $

Yemen

144 milyon $

Gürcistan

80 milyon $

Rakamları kısaca yorumlamak gerekirse, Asya kıtasından kaotik Pakistan dışında önemli bir borç görünmüyor. Koskoca kıtadan topu topu 6 ülkenin IMF'ye borcunun kaldığını anlıyoruz.

Afrika, Amerika ve diğer kıtalardan IMF'ye borcu kalan ise 21 ülke var. Bunlardan IMF'ye borcu en yüksek olan ülkeler şunlar:


Tunus

788 milyon $

Fildişi

748 milyon $

Kenya

630 milyon $

Gana

475 milyon $

Burkina Faso

152 milyon $

Sierra Leone

149 milyon $

Gine

143 milyon $

Bu 21 ülkeden en yüksek borcu olan 7'sinde borç miktarı 1 milyar doların bile çok çok altında. Geri kalanların ise on milyon dolarlarla ölçülen borçlanmaları var.

Şimdi bu tabloyu yeniden yorumlayalım. Dünyada IMF'ye borç diye bir kavram kalmamış artık. Birkaç batık ülke haricinde hiçbir ülkenin IMF'ye elle tutulur bir borcu yok. Muhtemelen hesapları açık kalsın diye kalan küçük borçlarını ödemiyorlar. Yoksa başka bir şey değil.

Özetle, zaman zaman ekonomi tarihimizin en büyük başarısı diye paketlenen IMF'ye olan borcun kapatılması hadisesi zamanın ruhundan başka bir şey değildir. IMF'ye borç için ihtiyaç kalmamıştır. Para piyasaları herkese istediği kadar borç verebilmektedir artık. Yoksa on yılda 100 milyar dolarlardan 400 milyar dolarlara çıkan dış borç başka nasıl açıklanabilir ki?.. O nedenle IMF'ye olan borcun kapatılması diye bir başarı olmadığı ortadadır. IMF'ye borcu olanlar içinde batık ülkeleri çıkardığımızda haritada yerini bulabileceğimiz tek bir ülke bile yoktur. Zaten onların borcu da birkaç futbolcu satarak kapatabilecekleri kadardır. Yani başarı denilen şey aslında dezenformasyondan başka bir şey değildir.


a45UyF587661-150820102101 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/08/20  11:00 1  39  1 undefined turancatli9@googlegroups.com

 

KARA CIZGILER
. . . . . .
dogada ilk kirlenmedir
ulkelere
bolunmesi
yeryuzunun

Fazil Husnu DAGLARCA

Sizi sarsmamasi icin yeryuzunde saglam daglar; yolunuzu bulmaniz icin de nehirler, yollar ve nice isaretler meydana getirdi. Insanlar yildizlarla da yollarini bulurlar.

NAHL15-16

Cocuklar Bayrami Hak Edecek Ne Yapti?

24 Temmuz 2013

23 Nisan ulkemizde Cocuk Bayrami olarak kutlaniyor. Peki cocuklar boyle bir bayrami hak edecek ne yapti? Bir basarilari vardi da biz mi gormedik? En buyuk basarilari yemegini bitirmek olan bir gruptan bahsediyoruz.

Cocuklara boyle bir bayram vermek gereksiz. Cocuklara her gun bayram zaten. Her gun parkta, bahcedeler. Ekstradan bir bayram vermenin manasi ne? Sanirsin ki yil boyunca santiyede calisiyorlar, sanirsin ki siva yapiyor, cimento tasiyorlar... Butun yaptiklari cikolata yiyip cam cerceve indirmek.

O SIIR DINLENECEK

Cocuklar gulsun diye... Bak sen! Cocuklar zaten guluyor. Neye gulduklerini bilmiyorum ama guluyorlar. Hatta en berbat esprilere bile guluyorlar. Gecen gun yegenime Sana Japon taklidi yapayim mi deyip gozlerimi cekik hale getirdim, gulme krizine girdi. Bu mudur yani? Sen buna gulersen ben neden iyi espri yapmak icin kendimi kasayim ki? Kalite yerlerde ama kahkahayi basiveriyor. Dolayisiyla cocuklar gulsun diye bayram vermenin manasi yok.

En uzuldugum de Meclis in acildigi bu ozel gunun cocuk bayrami yapilmasi. Meclis in acilmasinda cocuklarin ne gibi bir katkisi var acaba? Demokrasi isteriz deyip yuruyus mu yaptilar, miting mi duzenlediler? Onu birak, Meclis in acildigi gun neredeydiler? Dur yerleri de biz silelim, su sandalyeleri de biz tasiyalim deyip bir isin ucundan tuttular mi? Hayir. Tam tersine ayakbagi olmuslardir. Pek cok milletvekilinin uykusuz gecelerinin sebebi bu keratalardir.

Ote yandan bayram veriyorsun vermesine ama keratalar eglenmiyor ki? Neymis, sira sira dizilip saatlerce kotu siirler dinlemek cok $ikiciymis. Bak, bak!

Ben sana bu bayrami veriyorsam sen de o siraya girip o siirleri pasa pasa dinleyeceksin arkadasim! Begenmiyorsan geri ver bayrami. O istiyor ki cebine bir 10 lira koyalim, istiyor ki cikolata verelim, seker verelim.

Istiyor ki bir degil iki degil tam 5 kavanoz bal verelim, ustelik polen de hediyesi olsun. Yok oyle yagma!

GOZUN DOYSUN GOZUN

Peki kendilerine bir bayram verilen cocuklari gercekten taniyor muyuz? Cocuk dedigimiz insanlar kavgaci, gecimsiz, bencil tipler. Bir oyuncak alinmadi diye ortaligi birbirine katabilecek canlilardan soz ediyoruz burada. Tatmin olsalar neyse... Bir kilo cikolata versen ellerine, oburunun elindekine goz dikecek kadar da acgozluler. Ben Ayse nin cukulatasini da istiyommmm! Gozun doysun, gozun! Ayrica Istiyom ne? Cukulata ne? Guzel Turkcemizi mahveden de maalesef bunlardir.

Cocuklar bu 23 Nisan da eglenmek yerine oturup bir dusunsunler. Yedigi onunde yemedigi arkasinda olup da bu kadar sorun cikaran baska bir canli var mi? Ote yandan biz yetiskinlere bakiyorum, gercekten de cok olgun insanlariz. Onlar gibi degiliz. Burada cocuklarin Caillou sapkalarini onlerine koyup bir ic muhasebesi yapmalari gerekiyor. Nerede yanlis yaptiklarini ve hayatin cikolatadan ibaret olmadigini anlamalari lazim. Ama maalesef bundan cok da umitli degilim.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder