Sizce hekimlerin yaşama maddi ve manevi varlığını koruma hakkı yok mu?
L2fSIJNoA0xfSNxA
YİNE ŞİDDET YİNE SİLAHLA TEHDİT
I. Kişinin dokunulmazlığı maddî ve manevî varlığı Anayasa MADDE 17- Herkes yaşama maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Hekimlere yönelik son günlerde artan şiddet olayları nedeniyle Antalya Tabip Odasında bir basın toplantısı düzenlendi.
Açıklamaya Antalya Tabip Odası SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) ANTEHED (Aile Hekimleri Derneği) yönetici ve üyeleri katıldı.
Antalya Tabip Odası toplantı salonunda yapılan açıklamayı oda genel sekreteri Dr. Naci İşoğlu okudu. Daha sonra Antalya Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Tayyar Asrık açıklama yaptı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı Kenan Akkiraz konuyla ilgili açıklamalarını paylaştı.
Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Dr. Naci İŞOĞLU yaptığı açıklamada;
An geçmiyor ki yeni bir şiddet haberi gelmesin. Bu sefer İstanbul'da bir üroloji uzmanı arkadaşımız 27 Şubat'ta acımasızca darp edilmiş Esenyurt'ta aile hekimi meslektaşımız usulsüz talebi reddedilen kişi tarafından silahla tehdit edilmiştir. Çalıştığı ortamı evini terk etme noktasına getirilmiş ve yaşamı altüst edilmiştir. Adana'da hekim arkadaşımız şiddete uğramıştır. Şu anda bile kim bilir kaç sağlık çalışanı sözlü ve fiziksel şiddete uğruyor bilemiyoruz. " diyen Dr. Naci İşoğlu
"Yine Şiddet Yine Silahla tehdit. Artık yeter sağlıkta şiddet terörü son bulmalıdır. Çıkardığınız göstermelik sağlıkta şiddet yasasına kanmadık ve kanmayacağız" şeklinde konuştu.
Artık hizmetten çekilme boyutuna geldiklerini vurgulayan Dr. Naci İşoğlu "Artık Yeter! Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta da şiddet sona ersin. Sonuna kadar meslektaşlarımızın yanında omuz omuza olduğumuzun bilinmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz. " dedi.
BASINA VE KAMUOYUNA
Çıkardığınız göstermelik sağlıkta şiddet yasasına kanmadık ve kanmayacağız.
Değerli halkımız değerli meslektaşlarımız değerli sağlık çalışanı arkadaşlarımız ve tüm katılımcılar
Hekimler ve tüm sağlık çalışanları açısından şiddete maruz kalmak mesleki bir risk olmaktan çıkmıştır. Bu durum doğrudan hayatımızı tehdit etmekte daha da ötesi canımızı alabilecek dereceye kadar varmıştır.
Artık böyle cümleler kurmak istemiyoruz.
Savaşlarda bile sağlık çalışanlarına zarar verilmemesi tüm dünyada kabul görürken uluslararası platformda utanç verici bir durum olan bu konu ülkemizde neredeyse olağan hale gelmiştir.
Her gün bir yenisi eklenen sağlıkta şiddet ne acıdır ki gündemimizden düşmüyor.
Hekimlik mesleğinin kutsallığı ve ilkeleri anlamını yitirme noktasına gelmiştir.
Hekimlerin diğer sağlık çalışanlarının ailelerinin ve duyarlı toplumun bu kadar sorumsuzluğa görmemezliğe işitmemezliğe anlam vermesi mümkün değildir. Tüm fiziksel sözel saldırılara ve en acı boyutuyla ölümlere karşı tahammülü kalmamıştır.
An geçmiyor ki yeni bir şiddet haberi gelmesin. Bu sefer İstanbul'da bir üroloji uzmanı arkadaşımız 27 Şubat'ta acımasızca darp edilmiş Esenyurt'ta aile hekimi meslektaşımız usulsüz talebi reddedilen kişi tarafından silahla tehdit edilmiştir. Çalıştığı ortamı evini terk etme noktasına getirilmiş ve yaşamı altüst edilmiştir. Adana'da hekim arkadaşımız şiddete uğramıştır. Şu anda bile kim bilir kaç sağlık çalışanı sözlü ve fiziksel şiddete uğruyor bilemiyoruz.
İktidar ülkedeki sağlık sorunlarını nasıl çözerim topluma daha iyi nasıl sağlık hizmeti sunarım hekimlerin çalışma koşullarını nasıl düzeltirim mesleklerinin gereğini tam olarak yerine getirebilecekleri ortamları nasıl sağlarım ve iş yükünü iyi hekimlik yapmalarını sağlayacak ölçüde nasıl azaltırım yönündeki haklı taleplerini nasıl çözerim ve bir ölçüde şiddeti nasıl ortadan kaldırırım derdini bırakmıştır.
Biz fiziksel ve sözel saldırıya uğramak hatta öldürülmek için mesleğimizi seçmedik ve mesleğimizin andını okumadık.
Yeni hekim ölümlerinin yaşanmaması şiddetin bugünkünden daha yukarı tırmanmaması için her zamankinden daha fazla TBMM'nin sorumluluk üstlenmesi gereklidir. Soruyoruz Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından sorumluluğu gereği hazırlanan " Sağlıkta Şiddet Yasa Önerisi" nin yasalaşmaması için gerekçeniz nedir.
Yükselttiğimiz ses haklı talebin sesidir.
Çıkartılan yasa mevcut durumu içinden çıkarılamaz hale getirdiği gibi neredeyse şiddeti uygulayın biz şiddeti uygulayanları koruruz yasasıdır. Yani iddia ettikleri sağlıkta şiddet yasası fiyaskodur. Toplum aldatılmış şiddet yasası söylemi başka emellere alet edilmiştir. Çıkartılan yasa her birimizin yaşam hakkını tehdit eden şiddeti bırakın ortadan kaldırmayı azaltmak için bile hiçbir yeni düzenleme getirmemiştir.
Hekimlere sağlık çalışanlarına yönelen şiddet insanlık ve hekimlik değerlerine yönelmiştir.
Sorunu çözmesi gerekenler Türk Tabipleri Birliği Tabip Odaları meslektaşlarımız ve sağlık çalışanlarının haykırışına samimi olarak çözüm noktasında kulak vermelidir. Hayatın her alanındaki şiddetin ortadan kaldırılması için birincil en önemli adımın toplumun eğitimi ve diğer nedenlerin ortadan kaldırılması olduğunun bilincindeyiz. İkincil ve diğer önemli adım ise caydırıcı yasaların çıkartılmasıdır.
Çıkardığınız göstermelik yasaya kanmadık ve kanmayacağız.
Sağlık Bakanlığı'nın "Beyaz Kod" hattına şiddet nedeniyle başvuranların son 5 yılki istatistiği incelendiğinde de şiddetin önceki yıllara göre ciddi artış gösterdiği görülüyor. 2013 yılında 10 bin 715 2014'te 11 bin 174 2015 'de 11 bin 881 kişi 2016 'da 13 bin 76 kişi ve 2017 'de 13 bin 545 kişi şiddet nedeniyle "Beyaz Kod" hattına başvuruda bulundu. Görünen tablo ürkütücüdür. Bu rakamlara şiddete uğrayıp ta bürokratik işlemler korku sonucundan umutsuz olanlar dâhil değildir. Bunlar da dâhil edildiğinde gerçeğin büyüklüğü açıkça ortadadır. Neredeyse her gün elliye yakın sağlık çalışanı şiddete uğramaktadır.
Soruyoruz; bu insani haykırışa karşı yasal düzenleme yapmamanızın hangi haklı nedeni olabilir. Amacınız nedir. Varsa bir nedeniniz kamuoyuyla açıkça paylaşın. Gizlemeyin bizim haklı taleplerimizi kendi olumsuz yasalarınızı çıkartmak için kullanmayın.
Artık hizmetten çekilme boyutuna geldiğimiz bu noktada; Çözüm önerilerimizi kamuoyuyla ve iktidarın yürütücüleriyle paylaşmaya devam edeceğiz. Alanın sahibi olarak yönetimde de söz ve karar sahibi olmak istiyoruz. Talep ettiğimiz tüm yasal düzenlemeler çözüm önerileri tartışmaya açılmalı ve en doğru şekilde yasalaşmalıdır.
Artık Yeter! Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta da şiddet sona ersin. Sonuna kadar meslektaşlarımızın yanında omuz omuza olduğumuzun bilinmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz.
Antalya Tabip Odası
Yönetim Kurulu a.
Dr. Naci İŞOĞLU
Genel Sekreter
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Antalya Aile Hekimleri Derneği
- - - - - - - - -
Milletimiz davranislarinda ve gayretlerinde sarsilmaz bir butunluk gosterdigi icin basarili olmustur.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
120. SEHITLERIN KANI, MUCIZELERIN GERCEKLIGI VE HIRISTIYANLIGIN TANRISAL KOKENI ALEYHINDE TANIKLIK EDER
Tarih bana, ilk din kuruculari olan peygamberlerin ya da din yenileyicilerinin buyuk mucizeler yaptigini ogretiyorsa, ayni tarih, bu din yenileyici imamlarin ve onlara bagli olanlarin genellikle huzur ve guveni bozucular sayilarak herkesin onunde rezil edildiklerini, buyuk acilara ugratildiklarini ve oldurulduklerini de ogretiyor. Bundan dolayi, onlara atfedilen mucizeleri gerceklestirmemis olduklarina inanmaya egilimliyim. Eger gercekten bu mucizeler, bunlari gorenler arasinda cok taraftar toplamis olsaydi, bu taraftarlarin, mucize yapicilarina kotu muamele yapilmasini engellemeleri gerekirdi. Bana, mucize gosterenlerin acimasizca uzuntuye sokulduklari ya da iskence altina alindiklari soylenirse, kolay inanmamak durumum katmerlesir.
Bir Allah'in korumasi altinda buyukluge ve ilahi kudrete erismis ve mucizeler, kerametler gosterme vergisine ulasmis peygamberlerin, kendilerini baski ve sikinti verenlerin zulumlerinden korumak gibi "sade bir mucize"yi yapmadiklarina nasil inanilabilir?
Bu sikinti ve baskilardan bile, bunlara ugrayanlarin dinleri lehinde bir kanit cikarmak ustaligina sahip bulunuluyor. Ancak bircok sehitin kanina mal olmus ve yayilmasi icin kurucularinin duyulmamis sikinti ve iskenceler cekmis bulundugunu bize ogreten bir din, yuce, adil ve her seye gucu yeten bir Allah'in dini olamaz. Yuce bir Allah, iradelerini bildirmekle gorevlendirdigi insanlarin kotu muameleye ugramalarina izin vermez.
Her seye gucu yeten bir Allah, bir din kurmak isterken daha kolay ve kullarinin en sadiklari icin daha az korkulu yollar kullanir.
"Allah, dinin kanla damgalanmasini istedi" demek, "Allah zayiftir, adaletsizdir, iyilikbilmezdir, kan dokucudur ve peygamberlerini hirsli arzularina alcakca feda eder" demektir.
- - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder