Ancak, Suriye'nin durumu farklı.
Orada dört bölgeli Kürt federasyonun Batı Kürdistan (Rojave Kürt Eyaleti)'nin ayağa dikilmesi ana fikirdir.
aslında Irak'ın Kuzeyi için de Güney Kürdistan(Hewlêr Kürt Eyaleti)'nin ayağa kaldırılması petrolden önceki ilk sebeptir.
Peki batının bunca Kürt sevdası nedendir?
İsraile yoldaş, yandaş olsun, diye umut ettikleri ve istedikleri bir tampon devlett, bir oluşum Büyük Kürdistan.
Ve bilmek gerek, ABD dış politikasını belirlemekte özgür değildir.
Hristiyan ve/veya Yahudi siyonistler ABD'yi köpek gibi kullanır.
Misal ABD Doğu Akdeniz'de olası bir Türk-Helen çatışmasında neden Helenler tarafında saf tutuyor?
Bu da tamamıyla Türkiyenin bu bahane ile İsrali lehline hırpalanması, yalnızlaştırılması, ufalanması içindir.
L2fSIJNoA0xfSNxA
================================
SURİYE'DEKİ SAVAŞ PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLEDİ?
Perşembe 11 Temmuz 2019 - 13:00
SDG Deyrizor'daki ülkenin en büyük petrol sahası el-Ömer'i kontrol ediyor (Reuters)
Beyrut/Şarku'l Avsat
Suriye'de 8 yıldır devam eden çatışmalar nedeniyle ülkedeki petrol ve gaz sektörü onlarca milyar dolar kayıp yaşadı.
Zayıflayan üretim Esed rejimini petrol ithal etmeye zorladı ancak Şam ve Tahran'a uygulanan Batı yaptırımları petrol tankerlerini engelledi.
Kim neyi kontrol ediyor?
2013'te Suriye'nin petrol rezervlerinin 2 5 milyar varil ve doğalgazın ise 241 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyordu.
AFP'nin haberine göre rejim güçleri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) temel olarak ülkenin petrol ve doğalgaz servetini paylaşıyor.
En belirgin petrol sahaları SDG'nin kontrolündeyken Şam ise başlıca doğalgaz alanlarını elinde tutuyor.
SDG özellikle Deyr-i Zor'daki ülkenin en büyük petrol sahası el-Ömer'in yanı sıra el-Tanak ve Cafra'yı da kontrol ediyor.
Ayrıca Haseke'deki Rimelan ile birlikte yine Haseke ve Rakka'daki daha küçük petrol sahalarını Deyr-i Zor'daki Koniku ve Suveydiye petrol sahalarını da elinde bulunduruyor.
Buna karşılık rejim ise Humus'taki ülkenin en büyük doğalgaz sahası eş-Şaar'ın yanı sıra Sadad ve Arak doğalgaz sahalarını kontrol ediyor.
Deyr-i Zor'daki el-Verd el-Taim eş-Şula el-Nişan Nıftiye ile Rakka'daki es-Sevra'yı da elinde tutuyor.
Hasar ne kadar?
Savaştan önce petrol ve doğalgaz ülke ekonomisi için kilit öneme sahipti.
The Syria Report tarafından yayınlanan son verilere göre petrol ve doğalgaz 2010 yılında ihracat gelirlerinin yüzde 35'ine ve devlet gelirlerinin ise yüzde 20'sine katkı sağladı.
2011'de savaşın patlak vermesiyle birlikte şiddetli çatışmalar ve tesislerin bombalanması sonucu sektör ciddi şekilde hasar gördü. Rejim güçleri en büyük petrol ve doğalgaz alanlarını kaybetti.
Uluslararası petrol şirketleri de rejim üzerindeki Batı yaptırımlarına uyum sağlayarak faaliyetlerini askıya aldı.
Suriye Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Ali Ganem'in nisan ayında resmi medyaya verdiği rakamlar söz konusu savaşta petrol ve doğalgaz sektörünün 72 4 milyar dolarlık kayıp yaşadığını ortaya koydu.
Söz konusu verilere göre ham petrol üretimi 2010 ve 2016 yılları arasında yüzde 99'dan fazla düşüş yaşayarak günde 385 bin varilden 2 bin varile geriledi.
Doğalgaz üretimi ise aynı dönemde yüzde 69 oranında düşüş yaşadı. Günlük 21 milyon metreküpten 6.5 milyon metreküpe düştü.
Ancak rejimin 2017 yılında Humus'taki petrol ve doğalgaz alanlarını DEAŞ'ın elinden geri almasından bu yana bölgedeki üretim doğalgazda 17 milyon metreküp petrolde de 24 bin varile kadar yükseldi.
Ganem'e göre bu üretim Suriye'nin ihtiyacını karşılamıyor. Ülkenin günlük 136 bin varil petrole ihtiyacı olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla şu anki üretim Suriye'nin petrol ihtiyacının yüzde 20'sini ve doğalgaz ihtiyacının da yüzde 60 ila 70'ini oluşturuyor.
Yaptırımların etkisi ne?
Çatışmalardan önce birkaç uluslararası şirket Suriye'nin petrol ve doğalgazına yatırım yaptı ancak Batılı ülkeler ekonomik yaptırımların sonucunda çekilmek zorunda kaldı.
Şam biriken zararlar sonucunda yaptırımları aşarak dost ülkelerden hidrokarbon ithal etmek zorunda kaldı ve petrol ihtiyaçlarını karşılamak için kredi hattı açan İran'a güvendi.
Washington kasım ayında Tahran'a yeni yaptırımlar uyguladı ve kredi hattı çalışmayı durdurdu.
Yerel basında çıkan haberlere göre 2018'in ekim ayından aynı yılın mayıs ayı başına kadar Suriye'ye hiçbir petrol tankeri gitmedi.
Yaptırımlar sonucu yaşanan yakıt ve doğalgaz krizi bu kış ve ilkbahar aylarında rejim bölgelerinde yoğunlaşarak hükümetin kemer sıkma önlemleri almasına neden oldu.
Bakan Ganem'e göre yaptırımlar tedarikçiler gemiler ve tesis isimlerini de içerecek şekilde kademeli olarak arttı.
Şam geçen ay Lazkiye'deki Banyas rafinerisinde denizaltındaki petrol borularının sabotaja uğradığını öne sürmüştü.
Bakan Banyas rafinerisinin çatışma yaşanan dönem boyunca 112 defadan fazla çalışmalarını askıya almak zorunda kaldığını söyledi.
Oysa küresel gerekliliklere göre rafinerinin yılda bir kez bakım için çalışmalarının durması gerekiyor.
Şam'ın seçenekleri neler?
Rejim savaş yılları boyunca ihtiyaçlarının bir bölümünü güvence altına almak için rakiplerinin kontrolündeki bölgelerden de petrol aldı.
Ülkenin doğusundaki en önemli petrol sahalarına halen erişilemiyorken Şam'ın önünde iki seçenek var... Bunlar SDG ile bu alanlar da dahil olmak üzere bölgenin geleceği hakkında bir anlaşma yapmak veya askeri operasyon.
SDG daha önce yaptığı açıklamalarda rejimle yapılması muhtemel her türlü anlaşmanın adil bir petrol servet dağılımı çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiği konusundaki ısrarını dile getirdi.
Kürtler geçtiğimiz yıllarda iç tüketimin bir kısmını güvence altına almak için Rimelan petrol sahasından petrol çıkardı ve arıttı.
Savaştan önce doğudan çıkarılan ham petrol rafine edilmek üzere Humus ya da Banyas'a transfer edilirken Kürtler yalnızca yerel ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış küçük rafinerilere sahipti.
Bakan'ın aktardığına göre rejim doğu bölgesinde kontrolü sağlarsa 'tüm petrol türevlerinde mutlak verimlilik sınırlarına' ulaşacak.
Şarku'l Avsat'ın analistlerden edindiği bilgilere göre siyasi bir çözüm bulunması ve yaptırımların kaldırılması durumunda petrol ve gaz sektörünün Suriye'nin yeniden yapılanmasının finanse edilmesinde kilit rol oynayacak.
================================
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Bircok guclukler ve engeller karsisinda bulundugumuzu biliyoruz.
Bunlarin hepsini inceleme ile gayret ve iman ile ve millet askinin sarsilmaz kuvvetiyle birer birer cozup sonuclandiracagiz.
O millet aski ki her seye ragmen icimizde sonmez bir kuvvet dayaniklilik ve ates kaynagidir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
144. BUTUN DINLER HOSGORUSUZDUR, VICDAN OZGURLUGUNU KABUL ETMEZ VE DOLAYISIYLA IYILIGIN VE GUZELLIGIN YIKICISIDIR
Hicbir sofu yoktur ki, kendisinin bagli bulundugu mezhepten baska mezhebe girenleri, yaratilisina gore, ya dusmanlik, nefret ve tiksintiyle, ya asagilayici gozle gormesin, ya da durumuna acimasin. Ustun din, hep hukumdarin ve ordunun bagli oldugu dindir, Zayif mezheplere ustunlugunu, acimasizca ve cok asagilayici bicimde hissettirir.
Yeryuzunde henuz gercek hosgoru, gercek vicdan ozgurlugu yoktur. Her yerde, her milletin oteki butun milletlerden ayri ve ayricalikli bir sekilde sevgilisi oldugu sanilan bir Allah'a tapilir.
Her kavim yalniz kendisinin gercek Allah'a, dunya capinda Allah'a, doganin hukumdari olan Allah'a ibadet etmesiyle ovunur. Ancak, bu hukumdar, dunya arastirilir ve incelenirse gorulur ki, her toplumun, her mezhebin, her firkanin ya da her dinin mensuplari, her seye gucu yeten Allah'tan; ozenle ve calisarak ancak teveccuhune hak kazanma ayricaligina eristiklerini one suren az sayida uyruklarini kapsayan ve otekilere hic de kulak asmayan, aciz bir hukumdar yaparlar.
Din koyuculari ve bu dinleri tutan ruhaniler, dini asiladiklari milletleri otekilerden ayirmayi acik bir sekilde istemislerdir. Bunlar, kendi surulerini farkli damgalariyla oteki surulerden ayirmak istediler. Bunlar kendilerini izleyenlere, baska ilahlara dusman ilahlar, ozel ayinler, cemaatler, ibadet yerleri, dini torenler verdiler ve ozellikle kendilerine bagli guruhu, oteki dinlerin asagilayici, kufur ve igrenc olduguna inandirdilar. Bu hile ve oyunla, bu acgozlu aldaticilar, mezheplerine girenlerin ruhlarini kimseye danismadan istila edip buyulediler. Bunlari, uysal olmayan, toplum disi yaptilar, insan topluluguna baglilik ve ilgilerini yok ettiler. Fikirlerine ve kendi ayinlerine uygun fikir ve ayinlere sahip olmayanlarin tumune mahkum, lanetlenmis gozuyle baktirdilar. Iste bu sekilde, din, insanlarin yureklerini kapatmaya ve insanin hemcinslerine karsi beslemesi gereken sevgiyi yureklerden uzaklastirmaya erismistir. Uysallik, iyilikseverlik, merhametli olmak gibi ahlakin bu ilk erdemleri, dini hurafelerle kesinlikle uyum kabul etmez.
- - - - - - - - - - - - -
Savas kazanmak amaciyla yapilmaz, aksine savasin surekli olmasi istenir Toplumdaki hiyerarsinin surmesi ancak yoksulluk ve cehalet temeli uzerinde saglanabilir.
Savas baslatma cabasi her zaman icin, asil olarak, toplumu acligin esiginde tutmak icin planlanir.
Savas, egemen grup tarafindan kendi vatandaslarina karsi yurutulur ve bu savasin amaci zafer kazanmak degildir aksine toplumun mevcut yapisini saglam tutmaktir.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
IMAN Sagduyunuzun, dogru olmadigini soyledigi seye inanma ugrasi.
HUBBARD,ELBERT (1856-1915) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder