4 Temmuz 2019 Perşembe

BİLİM İNKÂRCILIĞININ 5 TEMEL ÖZELLİĞİ VE BİLİMSEL İKNA YOLLARI

BİLİM İNKÂRCILIĞININ 5 TEMEL ÖZELLİĞİ VE BİLİMSEL İKNA YOLLARI

Bilimsel gerçekleri reddetmenin gerçek toplumsal sonuçları vardır. Örneğin HIV ve AIDS arasında bir bağlantının bulunmadığına dair inanışlar; Güney Afrika'da 330.000'den fazla kişinin öl. .


Görsel Kaynak: mizu.soup.io

Gürkan Akçay

Boğaziçi Üniversitesi -Editör / Yazar

Bilimsel gerçekleri reddetmenin gerçek toplumsal sonuçları vardır. Örneğin HIV ve AIDS arasında bir bağlantının bulunmadığına dair inanışlar; Güney Afrika'da 330.000'den fazla kişinin ölümüne neden oldu. Sigara ile kanser arasındaki bağlantının reddedilmesi milyonlarca erken ölümün nedeni oldu. Aşı karşıtları sayesinde önceden önlenebilir hastalıklar eski gücüne kavuşmaya başladı.

Bilimin reddedilmesi durumu görmezden gelebileceğimiz ya da reddedebileceğimiz bir durum değildir. Peki karşı mücadelede etkin bir tepki ortaya koyabilme konusunda bilimsel araştırmalar ne söylüyor? Ortak kanı çözümün; bilim iletişimini güçlendirme olduğu konusunda uzlaşı sağlıyor. Fakat yapılan araştırmalar bu yaklaşımın da istenmeden de olsa insanların mevcut inanışlarını güçlendirerek bir geri tepkiye neden olabileceğini ortaya koyuyor.

Bir kimseye onun mevcut inanışını ve/veya dünya görüşünü tehdit eden bir delil sunduğunuzda bu durum; esasında o kişinin inanışını güçlendiren bir etkide bulunabiliyor. Bu duruma "dünya görüşü ters tepme etkisi" denir. Bu etkiye dair ilk bilimsel deneylerin tarihi 1975'lere kadar uzanmaktadır.

University of Kansas'tan bir psikolog genç bir Hristiyan'a İsa'nın tekrar dirilmediğine dair yalnızca katılımcının tepkisinin ne olacağını görmek adına uydurulmuş deliller sunmuştu. Ortaya çıkan sonuç ise pek de şaşırtıcı değildi; kişinin inancını tehdit eden bu delillere verdiği tepki inancının daha da güçlenmesine neden olmuştu. Bu tarz bir tepkinin nasıl yansıması olduğunu görmek için siz de benzeri basit deneyler yapabilirsiniz.

Evrim Teorisi'nin bu denli inkâr edilmesinin sebeplerinden birisi de budur. Çünkü evrim insanların mevcut inançlarını tehdit eden güçlü deliller sunar. Sonuç olarak da; her ne kadar artık kabak tadı verse de ve trajikomik bir hâl almış olsa da; alacağınız tepkilerden birisi muhtemelen yine bilimsel kavrayış ve bilgiden yoksun olan "Neden şimdiki maymunlar insan olmuyor?" olacaktır. Ancak bu soru sizi güldürse de; karşı tarafta mevcut inancın daha da güçlenmesine neden olan bir kendini gerçekleştirme hazzına neden olur.

Örneğin; ABD'de Cumhuriyetçilere Irak'ta kitle imha silahlarının kullanılmadığına dair deliller sunulduğunda bu durum tam tersi bir etkiye neden olmuş ve insanların Irak'ta kitle imha silahının kullanıldığına dair inançlarını daha da güçlendirmiş.

Yapılan bir araştırmada politik muhafazakârlara iklim değişiminde insan etkisinin büyük olduğuna dair bilimsel bir konsensus sağlandığına ilişkin bilgilendirmede bulunulduğunda kişilerin insanların iklim değişimine neden olduğu iddiasını daha az kabul ettikleri görüldü.

Personality and Social Psychology'nin yıllık sempozyumunda sunulan bir çalışmada belirli bir konu üzerinde basitçe delillere ve verilere odaklanmanın bir kişinin düşüncesini değiştirmek için yeterli olmadığını hatta kişinin kendi "gerçeklerini" karşı atak olarak sunma eğilimini ortaya çıkardığını gösteriyor.

Bilimi Reddetme Yaklaşımının 5 Temel Karakteristiği

Bilimi reddetme yaklaşımı beş özel ve bir çok karakteristik unsurun uyumlu bir şekilde kullanıldığı bir süreçtir. İnkârcılar fikirlerinin genellikle yalnız kalmasından rahatsızlık duymaz dahası bunu; ortodoks bir baskınlığa ve politik doğruculuğa karşı kendi entelektüel cesaretlerinin bir işareti olarak görürler. En yaygın özelliklerinden birisi de kendilerini sıklıkla Galileo'ya benzetmeleridir.

1- Komploculuk

Ezici çoğunlukta bilimsel görüş bir şeyin doğru olduğuna inandığında bunun; bilim insanlarının delilleri bağımsız gözlemlerle incelemesinin ve aynı sonuca ulaşmasının bir sonucu olmadığı tartışılır. Bilimsel çalışmalardaki "peer review" süreci komplocular tarafından genellikle aksi görüşlerin bastırıldığı sonuçları desteklemeyen delillerin ya da mantıksal temeli olmayan düşüncelerin ayrıştırıldığı bir süreç olarak görülür.

2- Sahte Uzmanlar

Bunlar belirli bir alanda uzman olmayı amaçlayan ancak görüşleri mevcut bilimsel bilgi ile tamamen tutarsız olan kişilerdir. Sahte uzman görüşlerine başvurulan tartışmalar genellikle gerçek uzmanların ve araştırmacıların karalandığı ve suçlandığı yapılan çalışmaların değersizleştirilmeye çalışıldığı ve şüpheyle yaklaşılmasına vardırıldığı bir sonuca doğru evriltilir.

3- Seçmece yapmak

Bilimi reddedenlerin bir diğer karakteristiği ise seçmece tavırlarıdır. Bu karakteristik bir konu üzerindeki baskın bilimsel uzlaşıya rağmen görece en zayıf araştırmadaki kusurları arayıp bulmak ya da objektivitesi düşük bir araştırmanın verilerini kullanarak alanın tamamını gözden düşürmeye çalışmak şeklinde kendisini gösterir.

4- Araştırmanın ulaşamayacağı imkansız beklentiler yaratmak

Örneğin iklim değişimi gerçekliğini reddedenler termometrenin icadından önceki tutarlı sıcaklık kayıtlarının eksikliğine işaret eder. Bazıları ise bir fenomene dair kavrayışı tamamen reddetmenin aracı olarak matematiksel modellemelerin özündeki belirsizliği kullanır.

5- Mantıksal Yanılgı

Örneğin sigara yanlısı gruplar sıklıkla Hitler'in de sigara karşıtı kampanyaları desteklediği dolayısıyla sigara karşıtı araştırmaların neo-Nazilerin kontrolünde olduğunu ileri sürer. Mantıksal yanılgılar karşı argümanı çürütmeye çalışmak adına yanlış ikilemler oluşturmayı ve dikkati ve ilgiyi başka yöne çekmeye yönelik ya da argümanı değiştirmek için ad hominem tarzı kasti girişimleri de içerir.

Daha Fazla Bilimsel Delil Direnişi Güçlendiriyor

İronik bir biçimde belirli bir konuya dair bilimsel gerçekleri reddeden bir insana daha fazla bilimsel delil sunma girişimi; reddetme davranışına ilişkin sosyal bilim araştırmalarını göz ardı eden pek kullanışlı bir yöntem değildir. Yani sorunun kökenine dair problemi çözmezseniz etkili bir çözüm yöntemi de uygulayamazsınız. Sorunun büyük bir kısmı insanların bilimsel sonuçları politik dini ya da sosyal yargılarından yola çıkarak değerlendirmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla kişinin dünya görüşünün güçlü etkilerini görmezden gelerek yapılan bilim iletişimi girişimleri çoğunlukla faydasız ve hatta verimsiz kalır.

Geçmişte yapılan çalışmalar düşünceleri değiştirmenin bu denli zor olmasının nedenlerinden birisinin; herhangi bir kişiye bir konuya dair yeni bakış açıları sağlamanın kaçınılmaz olarak kişinin beyninde mevcut algısını güçlendiren bilgi ağlarının ortaya çıkması olduğunu ileri sürmüştü.

Peki bilimin reddedilmesine bilimsel bir temelde nasıl cevap verebiliriz?

Sorunun cevabı 1960'lara kadar uzanan bir psikoloji alanı olan "aşılama teorisinde" yatmaktadır. Aşılama düşünces basitçe aşı mekanizmasının bir analojisidir. Bir virüsün yayılımını engellemek için virüsün daha zayıf bir formunun sunulması. Bu basit konsept pratikte milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştır.

Psikoloji alanında ise aşılama teorisi bilginin aşılanması konseptini uygulamayı içerir. Şöyle ki; bilim öğretirken kendimizi genellikle yalnızca bilimsel olarak ifade etme noktasında zorunlu hissederiz. Yani sağlıklı bir kavrayış için gerekli olan bilgiyi veririz. Bu durum tıpkı hasta insanlara vitaminler vermek gibidir. Fakat vitaminler virüse karşı gerekli bağışıklığı sağlama noktasında çoğunlukla yetersizdir.

Burada kavram yanılgısı oluşturmayla benzer bir dinamik vardır. İyi bir bilimsel kavrayış sahibi olabilirsiniz. Ancak bilimi tahrif eden bir mitle karşılaşırsanız bilim ve bu mit arasındaki bir çatışmayla yüz yüze kalırsınız. Ve eğer ki bilimi tahrif eden bu tekniğin nasıl kullanıldığını anlamazsanız bu çatışmayı ortadan kaldıracak çözümü bulmakta güçlük yaşarsınız.

Aşılama teorisi alanındaki yarım yüzyıllık araştırmalar yanlış bilginin etkisini azaltmanın en iyi yönteminin; bu yanlış bilginin daha zayıf bir formunun insanlara sunulması olduğunu ortaya koyuyor. Bunu başarmanın yolu da mitteki yanılgıları açıklamaktan geçer. İnsanlar bilimi tahrif etmede kullanılan teknikleri anlarsa mitlerin yerine gerçekleri koyabilecek yaklaşımı kolaylıkla ortaya çıkarabilir.

Aşılama teorisinin işlevselliğini göstermenin belki de en güzel yollarından birisi aşıya dair bir mite değinmek olacaktır. Aşının otizme sebep olduğunu iddia eden yaygın bir mit.

Son derece yaygın olan bu mitin ortaya çıkmasının nedeni Lancet de yayımlanan bir çalışmadır. Çalışmanın sahte olduğu daha sonradan anlaşılmış ve dergi tarafından yayından kaldırılmıştır ancak ne var ki; bazı çocukların otizm geliştirme zamanlarının aşılandıkları zamanlara denk gelmesi mitin yaygınlaşmasına neden olmuştur.

Bu mitin kullandığı mantık hilesi "post hoc ergo propter hoc" Latince "bundan sonra öyleyse bu yüzden" şeklindedir. Örneğin X olayı ve Y olayı birbiri ardına olmuş iki olay olsun. Kısacası "post hoc" olan bu mantıksal hile olaya şu şekilde yaklaşır Y olayı X olayından sonra olduğu için Y olayının nedeni X olayıdır. Gerçekte ise Y olayı X olayı olmasa da gerçekleşecekti.

Oysa nedeni göstermenin tek yolu istatistiksel açıdan titiz bilimsel araştırmalar yürütmek olacaktır. Pek çok araştırma bu konu üzerine yoğunlaşmış ve otizm ve aşı arasında herhangi bağlantı saptanmamıştır.

Öte yandan bir silahlanma yarışı gibi; yeni kompleks bilgi eskisine üstün geldiğinde ikna edicilik genellikle; yeni bilgiyi mevcut bazı eski bilgilerle birleştirerek sunulduğunda mümkün hale gelir. Örneğin; "evet yoğurt bakteri içerir ancak bu bakteri faydalı olabilir" gibi. Eğer bu şekilde yapılmazsa çabalar muhtemelen boşa çıkacaktır ya da geri tepecektir ve eski bakış açısı kişinin bilincinde daha şiddetli bir savunmaya neden olacaktır.

"Aşılanmış Beyinler"

Bilimsel gerçeği reddeden bir kişiyi ona yalnızca daha fazla bilimsel gerçek sunmadan da ikna edebilirsiniz. Kişiyi bilimi reddeden iddialarının zayıf yanlarını kendisine sunarak ikna yoluna gidebilirsiniz. Yani yanlış bilgiye karşı aşılama yapabilirsiniz.

Aşılama teorisinin pratik uygulamaları okullarda özellikle de Fen Bilimleri derslerinde kavram yanılgısı temelli (bir başka ifadeyle agnotoloji-temelli öğrenme ya da çürütme-temelli öğrenme) öğrenmelerde kendisini gösterir. Bu öğretim tekniği bilim hakkındaki kavram yanılgılarını çürüterek yapılan bir bilim öğretimini içerir. Bu yaklaşım basitçe bilim öğreten geleneksel öğretim yöntemlerinden çok daha fazla öğrenme kazanımlarıyla sonuçlanır.

Bilimi reddeden yaklaşımlara genellikle daha fazla bilim ile cevap verilmeye çalışılır. Fakat bu durum ihtiyacın yalnızca yarısıdır. Bilimsel araştırmalar bize bir çözüm sunuyor: İnsanları bilimi reddeden iddiaların daha zayıf formlarına maruz bırakın; böylelikle bilimi reddetme tavrına dair direnç geliştirmelerine neden olursunuz.

Kaynak ve İleri Okuma

 

- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Kendiniz icin degil bagli bulundugunuz ulus icin elbirligi ile calisiniz.
Calismalarin en yuksegi budur.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

145. BIR DEVLET DINININ SALDIRGANLIGI

Her milli din, insana buyukluk taslattiran, toplumdan uzaklastiran, kotulestirici iceriktedir. Insanliga dogru ilk adim, herkese kendine uygun gorunen ayin ve gorusleri izlemesi icin izin vermektir. Ancak bu, insanlarin dusunme yetilerine kadar baski yapmak isteyen imamlarin isine gelmez. Ey gafil ve sofu hukumdarlar! Din islerinde ve dini inanislarda ozgur dusunceleri lanetliyorsunuz, baski yapiyorsunuz, iskenceye gonderiyorsunuz. Cunku bu bedbahtlarin Allah'in hosuna gitmedigine hocalar, papazlar sizi inandiriyor. Ancak, Allahinizin iyilik ve lutuf kaynagi oldugunu soylemiyor musunuz? Allah'in kinamasini gerektiren barbarca eylemlerinizle Allah'in hosuna gideceginizi nasil umit ediyorsunuz? Ayrica, sizin inanc tarziniza ve goruslerinize aykiri inanc ve goruslerin Allah'in hosuna gitmedigini size kim soyledi? Bunu soyleyen sizin hocalariniz, rahiplerinizdir. Ancak hocalarinizin, rahiplerinizin aldanmadigini ya da sizi aldatmak istemediklerini, size kim temin ediyor? Bunu temin eden de ayni hocalar, ayni rahiplerdir! Ey hukumdarlar! Dolayisiyla, ruhanilerinizin, hocalarinizin, rahiplerinizin aldatici sozu uzerine, Allah'in hosuna gitmek fikriyle en acimasizca, en olcusuz cinayetleri isliyorsunuz!

- - - - - - - - - - - - -
Baglilik, dusunmemek demektir, dusunmeye gerek duymamak demektir.
Baglilik, bilincsizliktir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Ben bir ateistim.

Katolik Kilisesi'nin onaylamadigim bircok yani var, bunun tek nedeni de beni onaylamamalari.
MCKELLEN,IAN (1939) Ingiliz aktor.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder